Fotoğraf: DHA
Birleşik Arap Emirlikleri‘nin Dubai kentinde gerçekleştirilen 28. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi (COP28) dün sona erdi. Yaklaşık iki hafta süren zirveden 10 ayrı deklarasyon çıktı. İklim krizi bağlamında gıda, tarım, sağlık ve enerji sektörlerinin dönüşümlerine odaklanılan deklarasyonlardan yalnızca üçünde Türkiye’nin imzası var. Peki Türkiye bu zirveye nasıl ve kimlerle katılmıştı? Cengiz Holding, IC Holding ve diğer fosil yakıt destekçisi şirketlerle…
BM’nin İklim Zirvesi’ne yüzlerce ülkeden temsilci ve beraberinde götürdükleri heyetler katıldı. Türkiye Delegasyonu ise oldukça kalabalıktı. 30 Kasım’da fiziksel olarak zirveye katıldığı bildirilen 592 kişilik (Bu nihai katılımcı sayısı değil, zirve sonrasında toplam bir sayının paylaşıldığı bildirildi) delegasyonuyla dikkat çeken Türkiye’nin götürdüğü heyete gelin ayrıntılı olarak bakalım.
İklim krizine karşı taahhütlerde bulunulması için bir araya gelinen zirveye Türkiye, ülkede ekolojik tahribatlara sebebiyet veren şirketlerden isimler götürdü.
Bunların arasında Cengiz Holding’in Eti Bakır A.Ş. Mazıdağı İşletmesi’nden bir katılımcı da var, IC Holding’den bir katılımcı da…
İşte Türkiye’nin götürdüğü diğer katılımcılar:
Mazıdağı Eti Bakır Fosfat tesisinin tanıdık hikayesi: 70’lerde bölgede fosfat bulunmasının ardından 80’lerde kamulaştırmalar başlıyor. 90’lı yılların başında bir devlet işletmesi olarak çalışmaya başlasa da birkaç yıl sonra üretime son veriliyor. Bu arada bölgede yaşayan köylülere herhangi bir yer gösterilmiyor, evler taşınmıyor. İnsanlar evlerinde oturup arazilerini işlemeye devam ediyor, bazıları kamulaştırılan araziler üzerine yeni evler yapıyor vb. 2014’te Yeşil Gazete okurlarının yakından tanıdığı Cengiz Holding işletmeyi devralıyor. Adı da Eti Bakır olarak değiştiriliyor. Önce, hep yapıldığı gibi muhtarlar, komşu köyler ziyaret edilip “Sizden işçi alacağız” deniyor. İnşaat süreci bitince de köylülerin yaşadıkları alandan çıkması isteniyor. Tesisin güvenliği için madenin çevresi askeri yasak bölge ilan ediliyor, içine de bir askeri güvenlik noktası kuruluyor. >[Yeşil Gazete Doğu’da-11] İnatçı meşelerin diyarı Mardin, su ve kent hakkı peşinde
Cengiz Holding’in diğer icraatlarına ise buradan göz atabilirsiniz.
Aydem Enerji de COP28 katılımcılarından. Şirket 2014’te Türkiye’nin en büyük 30 kömürlü termik santralinden biri olan Yatağan Termik Santrali’nin, Güney Ege Linyit’in ihalesini aldı. Çatalağzı Termik Santrali’ni de yine bu tarihte devraldı.
Ayrıca Temiz Hava Hakkı Platformu’nun uyarıda bulunduğu tesislerden biri de yine İSKEN’in: Deprem sırasında ve sonrasında yaşanabilecek ikincil afetler; petrol ürünleri depolama ve dağıtım tesisleri, petrol rafinerisi, petro-kimya sanayi, azot, gübre, soda, demir- çelik ve krom sanayileri, Kerkük-Yumurtalık, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hatları, doğalgaz hatları ile Afşin-Elbistan, İSKEN- Sugözü, Tufanbeyli, Hunutlu Termik Santralleri gibi yanma, patlama ve kimyasal çevre kirliliğine yol açma riski bulunan pek çok tesisi barındıran deprem bölgesinde, özellikle İskenderun Körfezi’nde çoklu bir kriz riski oluşturuyor.
COP28’e Türkiye Delegasyonu ile katılan bir diğer şirket ise Aksa Enerji. Aksa Enerji Bolu Göynük Termik Enerji Santrali’nin sahibi. Bu santral Türkiye’nin en büyük 30 kömürlü termik santralinden biri. İklim Adaleti Koalisyonu’nun Nisan 2022 tarihli Kömürlü Santrallerin Kapatılması Raporu’na göre, santralin 2020’deki karbondioksit emisyonu 2.3 milyon ton.
Ayrıca İklim İçin 350 Derneği ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), Borsa İstanbul’da işlem gören ilk 30 şirketin (BIST 30) iklim karnelerini incelediği rapora göre;“Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” kapsamında Aksa Enerji’nin herhangi bir faaliyeti bulunmuyor.
Katılımcılardan bir diğeri ise Polat Enerji. Polat Enerji, Kazdağları’ndaki Eybek Dağı’nda yapmak istediği Rüzgar Enerji Santralleri (RES) ısrarıyla da biliniyor. Bu RES’e bölge halkı yanlış yer seçimi nedeniyle karşı çıkmış, projenin ÇED dosyasında flora ve faunaya kapsamlı bir biçimde bakılmamıştı bile. Danıştay bu ÇED’e verilen onayı yine aynı gerekçeyle iptal etmişti. Bölgede orman bütünlüğü de tehlikeye atılmıştı.
SANKO’dan da COP28’e oldukça yoğun bir katılım gerçekleşti. SANKO A.Ş.’ye karşı Manisa’da yıllardır mücadele veriliyor. Şirket Salihli’de 17 jeotermal enerji santrali (JES) kuyusu açmak isterken bunlardan ikisi Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu’na eklenmemişti. Bunun hukuksuzluk olduğunu belirten yurttaşlar hukuki mücadelesine devam etti.
Fosil yakıtları destekleyen şirketlerle COP28’e katılan Türkiye, İklim Zirvesi’nde yalnızca İklim ve Sağlık Deklarasyonu, Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Deklerasyonu ve İklim Eylemi için Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP) Bildirisi’ni imzaladı.
Türkiye tarafından imzalanmayan ve içerisine dahil olunmayan ittifak ve bildiriler ise şöyle:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…