İklim KriziManşetTarım-Gıda

[İklim Krizi] Sıcaklıklar arttıkça gıda fiyatları her yerde artacak

0
İklim krizi
Fotoğraf: Meriç Tuna / Unsplash

Almanya’da yapılan yeni bir araştırmaya göre iklim değişikliği ve özellikle artan sıcaklıklar, gıda fiyatlarının yılda yüzde 3,2 oranında artmasına neden olabilir. Communications Earth & Environment’ta yayınlanan araştırma, küresel ısınmanın gıda fiyatları enflasyonunun 2035 yılına kadar da yılda 0,9 ila 3,2 puan arasında artmasına neden olabileceğini gösteriyor.

İklim krizi aynı zamanda genel enflasyonda yüzde 0,3 ila 1,2 puan arasında bir artışa neden olacak, dolayısıyla daha büyük bir oranda insanın, gelirinin yüzde 100’ünü gıda alımına harcanması gerekecek.

Bu etkinin dünya çapında hem yüksek hem de düşük gelirli ülkeler tarafından hissedileceği belirtiliyor, ancak hiçbir yerde Güney Yarıküre’den daha fazla hissedilmeyecek. İklim değişikliğinin diğer çeşitli sonuçlarında olduğu gibi, sebeplerine çok az katkıda bulunmasına rağmen Afrika, iklim değişikliğinden gıda fiyatları bakımından en çok etkilenen ülke olacak.

The Conversation’ın Batı Afrika’da bulunan Gana‘da gıda güvenliği üzerine yaptığı araştırma da, fiyat enflasyonunun pratikte ne anlama gelebileceğine dair bir fikir veriyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, aşırı sıcaklık artışlarını öngören modellerle Batı Afrika’yı iklim değişikliğinin “sıcak noktası” olarak tanımlamıştı ve yağışların azalması, nüfusun yarısından fazlasının doğrudan yağmurla beslenen tarıma bağımlı olduğu Gana’yı iklim değişikliğine karşı özellikle savunmasız hale getiriyor.

iklim krizi

İklim değişikliğinin Gana’da hayati su kaynaklarını, enerji tedarikini, mahsul üretimini ve gıda güvenliğini etkilemesi bekleniyor.

İklim krizi gıda enflasyonunu nasıl etkiliyor?

İklim bağlantılı gıda enflasyonu birbiriyle bağlantılı iki soruna ayrılarak açıklanıyor.

Değişen mevsimler, zararlılar ve hastalıklar ilk sorunu oluşturuyor. Artan sıcaklıklar, köklü ve öngörülebilir tarım mevsimlerinin değişmesine yol açabilir, böylece mahsul üretimi engellenebilir. Hayvancılık ve gıda rezervlerini tüketen zararlı ve hastalık salgınları ile kırsal topluluklara erişimi zorlaştıran ısı stresi gibi diğer etkiler de fiyatların yükselmesine ve etkilenen hanelerin satın alma gücünün düşmesine neden olur. Bu faktörler, gıda enflasyonunun etkenleri olarak gıda güvensizliğini daha da kötüleştirir.

İkinci sorun ise, enflasyondaki artış. Yıllık yüzde 3’lük bir fiyat artışı, hanelerin ihtiyaç duydukları şeyleri satın alamamaları anlamına geliyor ve bu durum, insanları hastalıklara ve diğer sağlık sorunlarına karşı daha savunmasız bırakıyor. Kötü beslenme, dünya genelinde bağışıklık yetersizliğinin başlıca nedeni olarak gösteriliyor.

Gana’daki araştırmada, iklim değişikliği hakkında daha fazla bilgi sahibi olanların gıda güvencesine sahip olma olasılığının daha yüksek olduğu gözlemlendi. Bu, etkilenen popülasyonların değişen sıcaklıkların ve iklimin öngörülemezliğinin farkında olduklarının ve belki de proaktif azaltım uygulamalarına giriştiklerinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Herhangi bir eğitimi olmayanların çiftçilik gibi iklime duyarlı mesleklerle meşgul olma olasılıkları daha yüksek olduğundan, bu nedenle iklime krizinin etkilerine daha çabuk maruz kalacakları öngörülüyor.

İklim krizi: Güney Sudan’da okullar 45°C’lik sıcak dalgası öncesi kapanıyor
İklim krizinden gıda krizine giden yol kısalıyor
‣ MGM: Şubat 2024 çok kurak geçti, ‘şiddetli kurak’ alanlar büyüyor

İklim krizine karşı hükümetlerin adım atması şart

Yeni çalışmanın araştırmacıları, sera gazı emisyonlarının azaltılmasının küresel ekonomi üzerindeki etkileri sınırlayabileceğini öne sürüyor. Ekonomileri çeşitlendirmek, hem gıda hem de gelir açısından tarıma bağımlı topluluklar için bir koruma sağlayabilir. Hükümet müdahalesi, enflasyon ve gıdaya erişimin azalması nedeniyle yoksulluk döngüsüne hapsolmaya karşı savunmasız olanlara mali koruma ve beslenme yardımı sağlayabilir.

Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki hanelerin, artan gıda maliyetleriyle başa çıkma kapasitesini sınırlıyor. Temel besin maddelerine erişimdeki zorluklar, sağlıksız beslenme alışkanlıklarına ve uzun vadede toplum sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açıyor. İklim değişikliğiyle mücadelede atılacak adımların, sadece çevresel değil, aynı zamanda sosyoekonomik sonuçları da göz önünde bulundurması gerektiği açıkça ortada.

Sonuç olarak iklim değişikliğiyle mücadele, yalnızca sera gazı emisyonlarını azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda gıda güvenliğini sağlamak ve kırılgan toplulukları desteklemek için kapsamlı stratejiler geliştirmeyi de gerektiriyor. Gıda sistemlerinin iklim değişikliğine uyumlu hale getirilmesi, tarımsal uygulamaların çeşitlendirilmesi, sürdürülebilir tarım tekniklerinin teşvik edilmesi ve yerel toplulukların dayanıklılığının artırılması, bu konudaki öncelikli adımlar arasında.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.