Çevreyi korumanın işsizliği artırdığı aldatmacasına kanmayın – Elizabeth A. Stanton

Hem iş sayısının artması, hem de çevre ve halk sağlığı için iyi olan nedir? Hayır, bu aldatmacalı bir soru değil; bugünlerde Washington DC’de sağduyu olarak bilinen şeyin yeniden değerlendirilmesi. Cevap, Temiz Hava Yasası, Temiz Su Yasası ve diğer 1960, 70 ve 80’lerin güçlü iki parti destekli oldukça popüler çevre düzenlemeleri…

Sağduyuyla başlayalım. Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluk lideri Eric Cantor, iş olanakları oluşturmak isteyen insanlara Washington tarafından dayatılan maliyetli bürokratik kelepçe dediği 10 “iş düşmanı düzenlemenin” feshedilmesini istedi. Listede hava kirliliğinin sınırlanması, ozon tabakasının korunması, sera gazı salınımının azaltılması ve yeraltı sularının atıklardan korunması gibi düzenlemeler var (Aynı zamanda çalışma standartları ve sağlık önlemleri). Bu önemli çevre düzenlemelerinin yürürlükten kalkması teklifinin arkasında yatan mantık kafa karıştırıcı, ama ben bu durumu aydınlatmaya çalışan bir örnek göstereceğim.

Çevre Koruma Örgütü’nün alan ısıtma sistemleri ile ilgili yeni düzenlemeleri Canton’a göre yatırım ve işletme maliyeti olarak milyarlarca dolara mal olabilir. Soru, bu milyarlarca doların nereye gideceği? Eğer çoğunluk liderine inanırsak, atasözündeki gibi para tuvalete atılıp, sifon çekilecek. Bu düzenlemenin etkileri sadece mal ve hizmetlerin maliyenin artması ve yüzbinlerce işin tehlikeye girmesidir. Çevresel düzenlemeler, bize dendiğine göre, hiçbir şeye yaramaz sadece iş ve emeğe bir yüktür.

Çevresel düzenlemelerin böyle tuhaf ve açıkçası iki yüzlü bir karakterde ele alınması günümüzde ülke politikasına dair tartışmanın merkezinde yer alıyor. Bu mantıkta az sayıdaki kafa karıştırıcı nokta için kimi incelemelerden yararlanabilir. Üç soru akla geliyor:

Nakitte ve uyum için harcanan milyarlara ne olur? Boşa harcanmaktan öte, bu para uyum için destek sağlayacak hizmetler veren sektörlerdeki işleri arttırır. Genellikle yeşil işler olarak anılan bu meslekler mavi yakayı beyaz yakalı bilimsel araştırmalara bağlar. Hava ve suya karışan kirleticileri önleyecek araçlar kurmak, elektrikçi, tesisatçı ve diğer daha özelleşmiş teknisyenlere iş getirecektir. Çevresel düzenlemeler için harcanan para verimli bir şekilde harcanır ve sonuç olarak da yeni meslekler oluşur.

Bu yeni harcamalarla yüzleşirken, işverenler işgücünü azaltacak mı? Bu eski savaş atı ne zaman düzenlemeler olumsuzlanmak istense, ortaya sürülüyor. İş yapmanın maliyeti arttıkça, – ve özellikle hemen hemen her çevre düzenlemesinde olduğu gibi bu maliyet artışı sadece küçük bir gelir paylaşımıysa- firmalar üretimi dolayısıyla da işgücünü azaltmazlar. Bunun yerine harcamaları müşterilerine aktarır, üretimi ve işgücünü sabit tutarlar. (Karın oranla yüksek, talebin ise düşük olduğu şu anda, fiyatların yükseleceği bile kesin olamaz—hiçbir fiyat değişikliği olmadan, küçük kar paylaşımının mallar ve hizmete harcanmasını zorlamak sadece açık bir Keynesyen teşvik olabilir). Daha yüksek fiyatların tüketicinin talebini düşürmesi ve buna karşılık olarak üreticinin üretimi azaltması ise başka ve daha karmaşık bir sorundur. Çevresel düzenlemelerden en çok etkilenen mal ve hizmetler için –örneğin, elektrik üretimi—talep, fiyattaki küçük değişimlerden oldukça az etkilenir. Yapılan çalışmaların gösterdiğine göre çevre düzenlemeleri genellikle düzenlenmiş ve sonuç olarak daha pahalı mal ve hizmetler için azalan talep sebebiyle kaybedilen işlerden daha çok iş oluşmasını sağlamaktadır.

Çevre politikalarının yararı ve kirliliğin devam etmesine izin vermenin maliyeti nedir? Öncelikle yürürlükten kalkması istenen anahtar düzenlemeden bahsederken, bu politikaların çevre ve halk sağlığına olan yararlarına hiç değinilmemektedir. EPA’nın son araştırmasına göre sadece bir yasa – Temiz Hava Yasası- 2010 yılında sadece bir yılda 230.000 ölümü, 3.2 milyon kayıp okul gününü ve 13 milyon kayıp iş gününü önledi. Bu yasanın kazanımı, tıbbi harcamalardaki azalma ve işçi verimliliğinin artması da düşünüldüğünde uygulama maliyetinden 30 kat fazladır ve aynı zamanda uygulamadaki yararın maliyeti fazlasıyla aştığı sıkça görülmektedir. Daha da önemlisi temiz hava ve diğer düzenlemeler bize daha temiz, daha sağlıklı bir doğal çevre sunar.

Az bir haber izledikten sonra buna inanması çok zor olabilir, ancak çevre düzenlemeleri yeni meslekler oluşmasını sağlarken, ölümlerden korur ve yaşam standartımızı yükseltirler. Evet, onlar komşularımızın havasını ve suyunu kirleten mal ve hizmetlerin pahalanmasını sağlar – ve herhangi bir ekonomist bu tür piyasa aksaklıklarını düzeltmenin sadece iyilik için olacağını iddia etmek konusunda hevesli olabilir- ancak onların meslek katili güçleri oldukça abartıldı. İşsizlik bir korku hikayesi ancak bunun gerçekle alakası yok. Bizden işsizliği azaltmakla temiz hava arasında seçim yapmamız istediğinde diye cevabımız “ikisi de” olmalı.

Elizabeth Stanton – Grist

Elizabeth Stanton Stockholm Çevre Enstitüsü ABD Merkezi’den uzman ekonomisttir.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kardan Kadın da Roma Bostanı’nda

İstanbul’da kar yağınca hayat yavaşlar. Okullar tatil olur, araçlar...

ABD’de seçimi izlemek: Korkuların cisimleştiği gece – Göktuğ Taner

Bizim evin geleni gideni bitmez, sağolsunlar. Amerika’daki seçim gecesi...

Bir “teferruat” hikayesi değil: Kaz Dağları, Termik, Baraj, HES!

Çanakkale’nin Yenice ilçesi geçtiğimiz günlerde siyanürle altın arama izni...

İklim Forumu ilk gününden izlenimler – Didem Usluca

Bundan bir yıl önce çalışmalarına başlayan #IklimIcin Hareketinin düzenlediği...

“G 20 Krizler ve Alternatifler” toplantısı ile benim krizim – Fatoş Çırnaz

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinin Yeşil Sol buluşma G2O...

EN ÇOK OKUNANLAR