“Cerablus’u Türkiye alsın, iyi olur” tezi – Ümit Kıvanç

Bu yazı riyatabirleri.blogspot.com.tr/ den alınmıştır

Faysal İtani ve Aaron Stein’ın Mayıs 2016’da yayımlanan, “Türkiye’nin Suriye Çıkmazı” başlıklı incelemesi, bugün olan biten hakkında bizleri aydınlatabilecek epeyce malzeme içeriyor (“Turkey’s Syria Predicament”, Issue Brief, Atlantic Council Rafik Harriri Center for the Middle East, Mayıs 2016).

18

Türkiye’nin Suriye politikası üzerine ayrıntılı bir analiz ve değerlendirme niteliğindeki kısımların yanısıra, metinde, öngörüler, ABD dış politika yapıcıları ve stratejicilerine tavsiyeler de yeralıyor. İşte böyle bir çerçevede kaleme alınmış şu satırlar, bugün izlediğimiz harekât üzerine çok daha önceden konuşulmaya başlandığını gösteriyor, kimin ne umduğuna, umabileceğine dair fikir veriyor:

“Cerablus’u PYD’nin alması ABD’nin de Türkiye’nin de çıkarına değil. Ama şehri IŞİD’in elinden kurtarmak ikisinin de çıkarına. Türkiye’nin Cerablus’u IŞİD’den almasının, ABD çıkarlarına, Türkiye’nin çıkarlarına ve ABD-Türkiye ilişkilerine giderek artan ölçüde olumlu katkıları olacaktır. Bu aynı zamanda Kuzey Suriye’de bir Türk-Kürt (ve Arap-Kürt) modus vivendi’si sağlamaya yarayabilir. Cerablus’u IŞİD’den kurtarmak başlı başına olumlu bir sonuç elbette, ama böylelikle sağlanacak faydalar bundan ibaret değil. Cerablus’u Türkiye’nin denetlemesi, Türkiye’yi Suriye’de IŞİD’le savaşmak için resmen kara birlikleri gönderen ilk devlet konumuna getirecek, onun dünyadaki (cihatçılarla ilgili meseleler yüzünden zarar gören) konumunu yükseltecek ve ABD ile stratejik ilişkisini güçlendirecektir.”

Yazarlar, böylelikle oluşacak fiilî durumun, “rejim ve dış destekçileriyle girişeceği pazarlıkta Türkiye’nin elini güçlendireceğini”, “PYD’nin batıya, Arap topraklarına doğru ilerlemesinin potansiyel sonuçlarını baştan önleyeceğini” ileri sürüyorlar, “Ankara denetimindeki Cerablus”un, “Türkiye ve koalisyon tarafından korunan bir bölge” kimliğiyle, “IŞİD’e karşı kara harekâtını genişletmek için” bir üs gibi kullanılabileceğine işaret ediyorlar.

Bu yazı riyatabirleri.blogspot.com.tr/ den alınmıştır

17.ümit-kıvanç

 

 

Ümit Kıvanç

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR