Dünyaİklim KriziManşet

İzmir’deki ‘Carbon-Forward Konferansı’nda kendini aklayan şirketlere tepki

0
Kaynak: UN

Carbon-Forward Konferansı, dünyanın dört bir yanından pek çok ekokırım projesine imza atmış şirketlerin de aklanmasına araç olan karbon piyasası aktörlerini İzmir‘de bir araya getirdi. Cease Ecocide grubu tarafından konferansla birlikte yapılan yeşil aklamaya (greenwashing) ilişkin basın açıklaması yapılarak ‘adaletsiz bir sistemde değişim yaratma umuduyla’ katılımcılara seslenildi.

Karbon piyasalarının, aslen iklim kriziyle mücadelede kritik bir araç olabilirken, aynı zamanda bazı güçlü aktörler tarafından kendi çıkarları için manipüle edildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu manipülasyon, özellikle küresel güneydeki egemen kesimleri ve şirketleri daha da zenginleştirirken, gerçek çevresel ve sosyal faydaları gölgede bırakıyor. Bu durum, karbon piyasalarının adil ve etkin bir şekilde işlemesini engelliyor ve sistem üzerindeki güveni sarsıyor” denildi.

Söz konusu manipülasyona örnek olarak verilen ekokırım noktası ise Akbelen oldu. Akbelen’de koca bir ormanı yok eden Limak Enerji‘nin de hidroelektrik santralleri işlettiği için karbon piyasalarında hem aklandığına hem de milyonlarca dolar kazandığına işaret edildi.

“Rızamız ve iklimimiz satılık değil” diyen grup, açıklamasında ek olarak şunlara yer verdi:

“Türkiye’deki ve dünya genelindeki çatışmalı projeler, karbon piyasalarından yararlanarak halkın rızası olmadan ilerliyor, yerel topluluklar üzerindeki sosyal ve çevresel maliyetleri artırıyor. Özellikle Türkiye’de yaşanan çevresel mücadeleler, Limak Holding‘in Akbelen Ormanı‘nda gerçekleştirdiği ekokırım suçu ve Kalyon Holding‘in Soma‘daki çevre ve işçi katliamları bu sorunların somut örnekleridir. Bu konferansın, sesi duyulmayan halklar adına gerçek değişim yaratmasını ve karbon piyasalarını daha adil ve etkin bir araç haline getirmesini talep ediyoruz. Sadece adil bir sistem bizi gerçek çözümlere ulaştırabilir ve iklim kriziyle mücadelede başarı sağlayabilir.”

Bugün (9 Mayıs) başlayan konferans yarın son bulacak.

Açıklamanın tamamı ise şöyle:

“Karbon piyasaları, küreselde bir çevre yönetim metodu ve mekanizması olarak 1960’lı yılların başlarına dayanan ve etkinliği ve kapsamı açısından asit yağmurları ve ozon tabakası gibi sorunlarla baş edilmesi noktasında aktif olarak kullanılmış ve başarı ile sonuçlanmış bir geçmişe sahiptir.

Bu olumlu geri dönüşlerden yola çıkan Bileşmiş Milletler de bir esneklik mekanizması formunda ve piyasa temelli olarak 1990’ların başında, o dönemin tabiri ile, küresel ısınma ile, mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine erişim açısından bir yapı ortaya çıkardı. Bu yapı bir karbon fiyatlandırma sistemi olarak, günümüzde, küresel, ulusal, bölgesel, ve yerel bazda, farklı uygulamalar, karbon vergileri, karbon denkleştirme mekanizmaları gibi, ile kendini gösteriyor.

Karbon fiyatlandırma çatısı altında değerlendirilen ve genel tabirle karbon piyasaları diye anılan yapının temel kuruluş amacı aşağıdaki şekilde tanımlanabilir:

‘Normal şart ve koşullarda ekonomik olarak fizibıl olmayan, küresel güneyde faaliyete geçen ve/veya geçirilen emisyon azaltan ve/veya engelleyen, bunu yaparken de Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine pozitif katkı sağlayan projeleri ekonomik olarak fizibıl hale getiren küresel ek finansal teşvik mekanizmalarıdır ve belirli regülasyon ve kurallara bağlı olarak faaliyet gösterirken, serbest piyasa temelli bir yapıdadır’.

Küresel çapta, kapsam ve içerik açısından daha güncel tabiri ile, ‘iklim krizi’ne karşı mücadelede elimizdeki en önemli ve en güçlü araçlardan biri olması ve giderek artan ilgi ve Pazar payı açısından da gündem olarak ciddi bir yer tutmuyor.

Ulusal ve uluslararası şirketlerin her geçen gün kendilerine karbon hedefleri koyduklarını görüyor ve izliyoruz. Bu minvalde, raporlar yayımlanıyor ve hedeflerine ulaşmak için izledikleri stratejileri kamuoyu ile paylaşıyorlar.

AB ise 2050 yılında karbon nötr bir kıta olma yolunda, Paris İklim Anlaşması paralelinde yeni uygulamalara, ki bunlardan biri Sınırda Karbon Vergi Mekanizması olarak bilinen Carbon Border Adjustment Mechanism’dir.

Ülkemizin de belirlenmiş sektörlerinin bu vergi sisteminden ciddi olarak etkileneceği ön görülüyor.

Eş zamanlı olarak ülkemizde de hayata geçirilmeye çalışılan zorunlu karbon piyasaları çalışmaları sürdürülüyor. Bugün ülkemiz ilk defa uluslararası düzeyde tanınırlığı olan Carbon-Forward aktivitesine İzmir’de ev sahipliği yapıyor. Bunun ülkemiz ve sektörleri açısından öneminin ziyadesi ile farkındayken, sesimizi yükseltmek ve eleştirilerimizi net bir şekilde masaya koymak istediğimiz belli başlı konuları dillendirmek için size ulaşıyoruz ve burada toplanıyoruz.

Karbon denkleştirme mekanizmalarının pratikte uygulanmasında, ne yazık ki, sıklıkla ekonomik eşitsizlikleri derinleştiren ve çevresel hedeflerden sapmaları teşvik eden durumların ortaya çıktığını gözlemliyoruz.

Özellikle küresel güneyde, bu ve benzeri mekanizmalara erişimi görece çok daha kolay olan, yerleşik ve egemen kesimler ve şirketler, bu piyasaları zaten karlı olan konvansiyonel yenilenebilir enerji projeleri için bir ek finansman ve imajlarını yeşile boyama araçları olarak kullanıyorlar.

Bu durum, karbon piyasalarının bütünlüğünü ve etkinliğini ciddi şekilde tehlikeye atıyor, sistem üzerindeki güveni zayıflatıyor ve bu mekanizmaların geleceğinin üzerine bir gölge düşürüyor.

Bu basın açıklaması, özellikle Küresel Güney‘de, baskılanmış ve sesi duyulmayan halklar, yani bu mekanizmalar ve projelerin kadim paydaşları, adına yapılıyor.

Bu piyasaları, kişisel zenginliklerini artırmak için bir araç olarak kullanan zenginlerin ve güçlü şirketlerin karanlık ve kirli faaliyetlerine ve eylemlerine dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.

Türkiye’de ve dünya genelinde, ana ve/veya yan işkollarında çevre katliamları gerçekleştiren ve yerel toplulukların haklarını hiçe sayan projelerin sahiplerinin o veya bu biçimde karbon piyasalarından faydalanmasına karşı çıkıyoruz.

Bir eli çevre kırımı gerçekleştirirken, bir diğer elinde de çevreci ve kalkınmacı imaj veren iki yüzlü sahtekarları burada istemiyoruz ve onların, ne kadar yeşil olursa olsun, projelerinin bu mekanizmalardan faydalanmalarına rıza göstermiyoruz.”

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.