Editörün SeçtikleriHayvan HaklarıManşetTürkiye

Canlı hayvan ithalatı: Hayvan ölüyor, doğa zarar görüyor, aracı kazanıyor

0

Haber: Burcu Özkaya Günaydın

*

Tarım ve Orman Bakanlığı, 26 Ekim 2019’da besilik sığır ithalatına düzenleme yapılacağını ve durdurulacağını açıkladı. Ne var ki bu tarihten sonra da Covid-19 salgın sürecinde de canlı hayvan ticareti devam etti. Hatay’ın İskenderun ilçesinde LimakPort’a çoğunluğu Brezilya’dan olmak üzere ayda bir ya da iki defa canlı hayvan sevkiyatı yapılıyor. Besicilerin, tüketicilerin şikâyetçi olduğu canlı hayvan ticaretine, özellikle hayvanlar açısından bakmaya çalıştık. Gazeteci, hayvan hakları aktivisti Zülal Kalkandelen ve Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Fatma Biltekin ile hayvanların uğradığı hak ihlalini, ucuz et politikasının hem doğaya hem hayvana hem de insana sonuçlarını konuştuk.

Canlı hayvan ihracı… Besiciler, ithal ürünün et piyasasını düşürerek, hayvancılığı bitirdiğinden yakınırken, tüketiciler ise hastalıklı et yeme endişesi taşıyor. Peki ya hayvanlar? Günlerce bir geminin deposuna kapatılarak; ayakta, tıkış tıkış, pislik içinde yolculuk yapan hayvanlar…  Gemide sağ kalırsa gittiği ülkede ölür, eğer koşullara dayanamaz, gemide ölürse gemi içindeki mekanizma hayvanı rendeden geçirir ve okyanusa atılır. Hayvana her yanda ölüm ‘kaderi’ biçilmiş oluyor. Dünya genelinde hayvan ticaretinin başını Brezilya tutuyor. Türkiye dahil Irak, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelere de Brezilya’dan et gidiyor. Türkiye, aynı zamanda Brezilya’nın Ortadoğu ülkelerine canlı hayvan ihracında bir durak görevi görüyor.

Bakanlık duracak dedi ama devam etti

Tarım ve Orman Bakanlığı, 26 Ekim 2019’da besilik sığır ithalatına dair bir dizi düzenleme yapılacağını belirterek sığır ithalatının bu tarihten itibaren durdurulacağını açıkladı. 2019 yılı itibaren canlı hayvan ithalatında düşüş olsa da tamamen bitmedi. 2016 yılında 603 bin 822 bin hayvan ithal edilirken, 2017 ve 2018’de rakamlar giderek arttı. Türkiye, 2017’de 1 milyon 212 bin 194 canlı hayvan ithal ederken, 2018’de 1 milyon 767 bin 909 çıktı. 2019 yılından itibaren ithal edilen hayvan sayısı düşmeye başladı. 2019’da 700 bin 574 hayvan ithal edilirken, 2020 yılında 446 bin 859 oldu. 2021’in ilk 3 ayında ise canlı hayvan ithalatı 124 bin 756. Bu rakam sadece büyükbaş hayvan ithalatı. Örneğin 2020 yılında ithal edilen canlı hayvan sayısı (sürüngenler, civcivler, atlar, sığırlar…) 14 milyon 422 bin 536.

Covid-19’un en hızlı yayıldığı ülkeler listesinde ilk sırada yer alan Brezilya başta olmak üzere Uruguay ve İspanya’dan canlı hayvan ithalatı devam etti. Hatay’ın İskenderun ilçesine bazen ayda bir bazen ayda iki defa Brezilya’dan angus getiriliyor. Yakın zamanda limana yeni bir sevkiyat yapıldı. Covid-19 şartlarından dolayı İskenderunlular bu süreçte tepkilerini sosyal medyadan gösteriyor. Ama defalarca İskenderun Çevre Derneği, İskenderun Yaşam Platformu başta olmak üzere birçok STK ve İskenderunlular, hem hayvanlara eziyet edildiği hem de kenti günlerce saran kokudan rahatsız olduklarını basın açıklaması yaparak dile getirdi.

Bir taraftan alanlar diğer taraftan satanlar

Gazeteci, hayvan hakları aktivisti Zülal Kalkandelen, canlı hayvan ticaretine her zaman karşı olduğunu belirterek, bu işte bir tarafta alanlar diğer tarafta satanlar olduğunu söyledi: “Ucuz et” politikasının 21. yüzyılda hayvan köleliğinin en vahşi uygulamalarından biri canlı hayvan ticareti. 21. yüzyılın gerçek köle pazarı neresi derseniz ölüm gemileri derim. Bir kıtadan diğer bir kıtaya kesilmek için gönderilen hayvanlara yaşatılan işkence, yüzyıllar önce insanların alınıp satıldığı kölelik dönemini hatırlatıyor.”

‘Siyaset ve ticaret el ele hukuku ezdi’

Brezilya’daki Rio Grande Limanı’ndan 10 Eylül 2020 tarihinde NADA adlı hayvan gemisi 26 bin sığırı İskenderun Limanı’na getirmek için yola çıktı. Bu rakam Rio Grande’nin tarihindeki en büyük sevkiyat olarak tarihe geçti. 3 haftadan fazla süren bir yolculukla geminin limana, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde ulaştığını belirten Zülal Kalkandelen, “Hayvanları koruma gününde binlerce hayvan mezbahalara dağıtılıp öldürüldü” dedi.

Kalkandelen, o dönem yakından takip ettiği ve gündeme getirdiği olayı şöyle aktardı:

“O dönem Brezilya’nın Türkiye’ye sattığı hayvanların TIR’lara yüklenmesi sırasında Brezilyalı hayvan hakları aktivistleri, araçların önüne yatarak bunu engellemeye çalıştı. Daha sonra hayvanların yaşadığı eziyet raporla mahkemeye sunuldu. Mahkeme hayvanların yaşadığı mağduriyeti gördü ve Brezilya koşullarını düzeltinceye ve Türkiye de Brezilya yasalarına uygun kesim şartlarını yerine getirinceye kadar canlı hayvan ticaretini durdurdu. Geminin limandan ayrılması yasaklandı fakat bu sevinç kısa sürdü. Çünkü aynı gün başta toprak sahipleri ve siyasiler tarafından hakime baskı yapıldı ve geminin durdurulma kararı kaldırıldı. Siyaset ve ticaret el ele vererek hukuku ezdi.”

Hastalıklarla yola çıkan hayvanlar, şarbonu getirdi

Gemiden kente dayanılamayacak bir dışkı kokusunun yayıldığı, hayvanlar daha fazla dışkılamasın diye son iki gün aç ve susuz bırakıldığı, gemiden yayılan kokunun yanı sıra, etrafa saçılan dışkıların kentin su kanallarını da kirlettiğine dair bilgiler geldiğini kaydeden Kalkandelen, “O dönem hayvanlara yapılan eziyeti ve ticaretin ardındaki skandalı ortaya çıkarmıştım ama yandaş medyanın yalan haberleriyle vahşet gizlenmek istendi; muhalif medya da konu hayvan olunca umursamaz bir tavır takındı. Sonrasında Türkiye’de şarbon hastalığı patladı. Patlar çünkü o hayvanlar Brezilya’dan hastalıklarla yola çıktı” şeklinde konuştu.

Amazonları besiciler yakıyor

Canlı hayvan ticaretinin tüm dünyada sona ermesi için hayvan hakları aktivistlerinin yıllardır mücadele verdiğine dikkat çeken Kalkandere, bu ticaretin sadece hayvanlara değil çevreye de büyük zararları olduğunu belirtti. Brezilya’da yağmur ormanları yandığında birçok kişinin sosyal medyada “Amazonlar için dua et!” diye paylaşımlar yaptığını, o ormanların yanmasının arkasında Brezilya’daki besi çiftlikleri olduğuna söyleyen Kalkandelen,  besicilerin, giderek artan hayvan ticareti nedeniyle çiftliklerine yer açmak için ormanları yaktığını kaydetti.

Ucuz et politikası doğayı da yok ediyor

İnsanların et ve hayvansal ürün tüketimi için talep oluşturduğunda hayvanların ölmesine, Amazonların yanmasına da sebep olduğunu düşünmelerini isteyen Kalkandelen, “Türkiye, ‘ucuz et’ politikasıyla, dünyanın akciğerlerinin yanmasına, çeşitli bitki ve hayvan türlerinin yok olmasına da yol açıyor. Böylece iklim krizi tetikleniyor. İnsanlık çevre ve hayvan katliamlarıyla kendi sonunu hazırlıyor” dedi.

Aracı şirketler kazanıyor

Türkiye’de sadece canlı hayvan ticaretinde değil birçok alanda aracı şirketlerin kazandığını belirten Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Fatma Biltekin, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, 26 Ekim 2019’dan itibaren canlı hayvan ithalatının durdurulacağına dair açıklaması olduğunu ama istatistiki verilere göre azalma olsa da Bakanlığın açıkladığı gibi tamamen bitmediğini ifade etti:

“Bakanlık 1 Ocak 2021’den itibaren hiçbir şekilde hayvan ithal edilmeyeceğini açıklamıştı. TÜİK verileri dahi hayvan ithalatının devam ettiğini ortaya koyuyor. Ticaret Bakanlığı, “2020 yılında kaç canlı hayvan ithal edildi” sorusunu ‘edilmedi’ diye yanıtladı. Oysa resmi veriler ortada; 2020 yılında 446 bin 859 hayvan ithal edildi.”

Önergeler ciddiye alınmadı

Türkiye’de 2019 yılının hayvancılıkta en çok zarar edilen yıl olduğunu belirten Biltekin, bu zararın en büyük nedeninin de canlı hayvan ithalatı olduğunu bu konuya dair Meclis’e çeşitli tarihlerde soru önergeleri de verildiğine dikkat çekti. Yine 2019 yılında brüsella ve şarbon hastalıklarının ortaya çıktığını buna dair de soru önergeleri verildiğine vurgu yapan Fatma Biltekin, “Canlı hayvan ticaretine dair Meclis’e çeşitli tarihlerde soru önergeleri verildi. Bunun için de brüsella ve şarbon hastalıkları soruldu. Ama hiçbir önergeye doğru düzgün cevap verilmemiş. Sürekli TÜİK verilerine bakılsın deniyor. Hem insan hem de hayvan sağlığı söz konusuyken önergeler dahi ciddiye alınmadı” şeklinde konuştu.

Canlı hayvan ticareti yasaklanmalı

Zülal Kalkandelen gibi Fatma Biltekin de Brezilya’daki yağmur ormanlarına dikkat çekti. Brezilya’nın en çok canlı hayvan ithal eden ülke olarak övündüğünü söyleyen Biltekin, şunları kaydetti:

“Brezilya’da yağmur ormanların yanma sebebi hayvancılık. 2018 yılında seçilen başkan et ithalatını destekliyor ve daha da büyüme hırsıyla yağmur ormanları da yok ediliyor. Türkiye Brezilya’dan et ithal ettikçe yağmur ormanları yanacak. Biz HAKİM olarak canlı hayvan ticaretinin yasaklanması gerektiğini düşünüyoruz; bunu yapan ülkeler var. Hem insan hem hayvan sağlığı açısından en doğru olanı yasaklanmasıdır.”

You may also like

Comments

Comments are closed.