Çanakkale’nin içme, kullanma ve sulama ihtiyacını karşılayan barajların bazılarında su seviyesi yüzde 50’inin altına geriledi. Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, yağış olmadığı için barajlarda depolanan suyun kullanıldığını ifade etti.
Devlet Su İşleri’nden (DSİ) alınan verilere göre, Çanakkale il merkezinde bulunan ve 57 milyon metreküp su hacmine sahip Atikhisar Barajı‘nda seviye yüzde 48’e düştü.
‣Kuraklık Kasım’ı da vurabilir: Hububat ekiminde sorun yaşanabilir
‣‘Bölgesel kuraklıklar küresel hale geldi’: Dünya alarm veriyor
‣Kuraklık: Zernek Barajı’nda su seviyesi dibi gördü
‣Zernek Baraj Gölü, son yılların en düşük seviyesinde
‣Kuraklık: Van Gölü’ndeki binlerce yıllık mikrobiyalitler yok oluyor
AA‘nın aktardığına göre; Ayvacık Barajı‘ndaki seviye yüzde 46’ya, Gelibolu Tayfur Barajı‘nda yüzde 44’e, Umurbey Barajı‘nda ise yüzde 43’ye gerilerken, Biga Taşoluk Barajı‘nda yüzde 22, Bayramiç Barajı‘nda yüzde 11, Biga Bakacak Barajı‘nda yüzde 10’luk su bulunuyor.
Lapseki‘deki Bayramdere Barajı‘ndaki seviye yüzde 66’da, Gökçeada Zeytinliköy Barajı’ndaki seviye ise yüzde 55’de yer alıyor.
Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, sezonun kurak geçmesi nedeniyle bazı barajlarda su seviyelerinin düştüğünü söyledi.
Her yıl benzer kuraklık durumunu yaşadıklarını ifade eden Kaya, şöyle konuştu:
“Anormal bir durum yok. Bölgemiz bir süredir yağış almıyor. Kış sezonuna yeni giriyoruz. Yağış periyodunu şu anda 1 ay geriden takip ediyoruz. Normalde bir ay önce beklediğimiz yağışlar olmadı. Şu anda özellikle tarımsal alanlarda sulama amaçlı kullanılan barajlarda seviye iyice düştü. Ama önümüzdeki günlerde beklenen yağışlarla beraber bu barajlarda da seviyelerin normal haline geleceğine inanıyoruz. Bu durum kesinlikle geçici.
Yağış olmayınca barajlarda depolanan su kullanıldı. Haliyle seviye düştü. Halkımızın tedirgin olmalarını gerektirecek bir durum yok. Cuma günüden itibaren bölgemizin belli bölümlerinde yağışlı hava etkili olacak.”
‣İznik Gölü’nde siyanobakteri istilası
‣Burdur Gölü’nün olağanüstü kirli hikayesi
‣Bilal Erdoğan’ın ‘oyunları’ için İznik Gölü’nün çevresine sabit yapılar inşa ediliyor
İnsan kaynaklı faaliyetlerin bir sonucu olarak gittikçe artan şiddet ve sıklığı nedeniyle geniş çapta kitleleri etkileyen iklim krizi nedeniyle yaşanan kuraklık sebebiyle birçok göl kuruyor ya da kurumaya yüz tutmuş durumda. Aynı zamanda barajlar da bu durumdan nasibini alıyor. Kuraklık ekim süreçleri için de tehdit oluşturuyor.
Bursa’daki Nilüfer Barajı, son dönemdeki mevsimsel kuraklıktan olumsuz etkilendi. Bölgenin uzun süredir yağış almaması nedeniyle 1,47 kilometrekarelik barajdaki su bitme noktasına ulaştı.
Burdur Gölü de sürekli kuraklık haberleri ve kirliliği nedeniyle gündemde olan bir diğer su kaynağı. 2020’ye gelindiğinde göl, su kapasitesinin üçte birini kaybetmişti. Ekim 2021’e gelindiğinde ise su seviyesinin son 50 yılda 17,7 metre düştüğü bildirildi. Geçen sene kuraklık nedeniyle geçmiş yıllarda sahil olarak kullanılan Şeker Plajı, halk plajı ve göl kıyılarında çatlamış toprak örtüsü oluştu. Gölleri aynı zamanda çevredeki yapılaşmalar da olumsuz etkiliyor.
Van’da enerji üretimi, içme suyu ve tarımsal sulama gibi faaliyetlerde kullanılan Zernek, Koçköprü, Morgedik ve Sarımemet barajlarında su, son aylardaki sıcaklık ve aşırı buharlaşma nedeniyle çok büyük oranda düştü.
Geçen sene de Zernek Barajı’nda benzer bir tablo hakimdi. Sular taban seviyesine geldiği için kullanılamıyordu. Geçen sene de aynı şekilde bölge yağış almamıştı. Bu nedenle konuyla ilgili önlemler alınması yönünde uyarılar yapılmıştı. Ancak aradan bir sene geçmesine rağmen barajda daha kötü bir tablo hakim.
Van Gölü’nde de yine kuraklık nedeniyle ‘su altı peribacaları’ olarak nitelendirilen dikitler gün yüzüne çıktı.
Yağışların azalması ve hızlı buharlaşma nedeniyle seviyesinde düşüş yaşanan Van Gölü’nde, çekilmeyle karada kalan canlı mikroorganizmaların rüzgarın aşındırması ve hava şartlarının olumsuz etkileri nedeniyle zamanla yok olacağı belirtiliyor.
Küresel ısınma nedeniyle değişen iklim sezonları ve şiddeti artan sıcak dalgaları sebebiyle su kaynaklarında çekilmeler ve buharlaşmalar meydana geliyor. Dünya kamuoyu tarafından küresel ısınmayla mücadele kapsamında hükümetlere ve fosil yakıt şirketlerini finanse eden kurumlara karşı yoğun bir tepki söz konusu. İklim kriziyle mücadelede atılacak iddialı adımların gezegenin korunmasını sağlayabileceği uzmanlarca ortaya koyulan bir gerçek. Bu nedenle uzmanlar iklim krizine karşı mücadele etmenin ve net sıfır emisyona ulaşmanın bu yolda atılacak önemli bir adım olduğunu belirterek gezegeni kurtarmak için hala umudun olduğunu söylüyor.