UncategorizedHafta SonuKöşe YazılarıKültür-SanatManşetYazarlar

[Bir şarkının hikayesi] Vincent (Starry, Starry Night)/ Don McLean*

0

1889 yılında, Fransa’da Saint- Rémy- de- Provence’ta akıl hastanesinde kaldığı dönemde Vincent Van Gogh kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplarından birinde şöyle der:

Demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum. Sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum.”

Diğer hastalardan farklı olarak, Van Gogh’un dışarı çıkmasına izin verilmektedir, hatta kendisine çalışması için bir stüdyo verilmiştir. Başlarda mental hastalığı düzelme eğilimindeyken tekrar halüsinasyonlar görmeye başlar ve depresyona girer. Hastalığı sanatına da yansır ve kariyerinin başında olduğu gibi koyu renklere dönüş yapar.

Starry Night (Yıldızlı Gece) adlı tablosu bu değişimin en güzel örneklerinden biridir. Tepelerin gökyüzüyle karıştığı ve mavinin tonlarının hakim olduğu bu resim, Van Gogh’un hastanedeki odasının penceresinden gördüğü Saint-Remy-de-Provence şehrinin ruhani ve düşsel bir yorumudur. Köy ve kilise kulesi tamamen sanatçının hayal gücüyle yaratılmış unsurlardır. Sadece gördüğünü resme aktarmak Van Gogh için bir din gibidir, ama Starry Night kendi tarzından kayda değer bir kopuştur. Sanat tarihçileri ressamın kilise ve evleri, memleketi Hollanda’nın mimarisinden esinlenerek çizdiğini düşünmektedirler. Theo’ya yazdığı mektuptaki demir parmaklıklar da resimde yoktur.

Vincent van Gogh’un otoportresi. Musée d’Orsay, Paris

Resmi üç seviyeye bölersek, gökyüzü açık ara ile resmin gerçek ötesi kısmıdır, rüya gibidir. Gökyüzündeki formlar, nebula olarak bilinen astronomik gözlemlere büyük benzerlik gösterir ve tual yüzeyindeki sayısız ve kalın fırça darbeleri bu formları 3 boyutlu ve hareketli bulutlara dönüştürür. Bir alt seviyede selvi ağacı ve tepeler, gökyüzünün yumuşak kıvrımlarına uyan yumuşak açılarla bükülürler. Son seviyede ise kilise ve köy düz çizgiler ve keskin açılarla resmin geri kalanından ayrılır. Sanki Van Gogh yeryüzündeki köyü gökyüzündeki cennetten ayırmıştır.

Kısa yaşamına 900’e yakın resim sığdıran, post-impressionist tarzın öncüsü bu dâhinin eserlerinin değeri, hayatta iken anlaşılmamıştır. Bir hastane odasında yarattığı Starry Night, sanat dünyasının en çok bilinen ve en önemli eserlerinden biri olur.

‘Tablo bana ne yazmam gerektiğini söylüyordu’

Resim, 70 sene sonrasında başka bir kıtada, İskoç asıllı Amerikalı genç gitarist Don McLean’e de ilham kaynağı olacaktır. Sanatçı henüz kendisini Amerika, Avustralya, Kanada ve İngiltere’de haftalarca liste başı yapacak olan American Pie adlı single’ını yayınlamamıştır. Don McLean kendisi ile yapılan röportajda şarkının hikayesini şöyle anlatmıştır.

“1970’in sonbaharında Stockbridge Koleji‘nde öğrencilere gitar çalıyor ve yuva öğrencilerine de banjo çalmayı öğretiyordum. Bir sabah verandada oturmuş Van Gogh’un, kardeşi Theo tarafından yazılmış biyografisini okuyordum. Theo da onun gibi hasta idi. Vincent bir kadın tarafından reddedilmişti ve bir sanatçı olduğu için bu onu derinden etkilemişti. Bir anda aklıma onun deli olmadığını anlatan bir şarkı yazma fikri geldi. Starry Night adlı tablosunun karşısına oturdum ve her zaman yanımda taşıdığım yeşil kağıtlara sözleri yazmaya başladım.

Tablo bana ne yazmam gerektiğini söylüyordu. Bir yandan sözleri yazıyor bir yandan da kasetçalara kayıt yapıyordum.”

 

Don McLean şarkıyı bir haftada bitirir ve stüdyoya girdiğinde şarkıyı tek seferde kaydeder. Şarkı, 1971 Mayıs’ında çıkan American Pie albümünde Vincent adıyla yer alsa da daha çok girişteki nakarat cümlesi “Starry Starry Night” adıyla ünlenir.

Trajik bir hayatın resmi geçidi

Şarkının sözlerine yakından baktığımızda Don McLean’in, Van Gogh’un yaşam öyküsünü sanatçının ruhunun çektiği acılara erişebilmişçesine derinden anlattığını görüyoruz. McLean sadece Starry Night’tan etkilenmemiş ve şarkının sözlerinde Van Gogh’un diğer tablolarına da göndermeler yapmıştır.

’Flaming flowers’’ that brightly blaze, ‘’Swirling clouds’’ in violet haze.” Bu sözlerle Don McLean, Van Gogh’un “Ayçiçekleri” tablolarına ve Starry Night’a atıf yapar.

“Colors changing hue, morning “field of amber grain.” Bu sözlerle “Buğday Tarlasında kargalar” tablosuna atıf yapılmıştır.

Weathered faces lined in pain.” Bu mısrada da “Patates Yiyenler” tablosundaki kadınların mutsuz yüzleri sanki şarkı sözleriyle resmedilir:

How you suffered for your sanity” sözleri ile Don mcLean sanatçının şizofrenik bozukluğunu ifade eder.

“For they could not love you,
But still your love was true ‘’

Bu mısralarda ise Van Gogh’un trajedisi mısralara yansır. O, resmi ne kadar çok sevdiyse, resimleri maalesef sanatçıyı hiç sevmez ve hayatta iken sadece bir tek resim satabilir.

2005 yılında ünlü İrlandalı futbolcu George Best’in cenaze töreninde, Brian Kennedy, “Starry Night”ı seslendirir. Ünlü rap şarkıcısı Tupac’ın hayatını konu alan belgeselde, şarkıcının en çok sevdiği şarkı olarak annesi Don McLean’den Starry Night’ı kullanma izni ister.

Vincent Van Gogh’un hayatını anlatan ve tamamen resimlerle yapılmış ilk animasyon filmi olan 2017 yapımı “Loving Vincent”ın final müziği Starry Night’tır.

Şüphesiz bu film Don McLean’in ve şarkısının yeniden gündeme taşınmasında çok etkili olmuştur. 25 Ağustos 2019’da Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi ziyaretçilerine müthiş bir sürpriz yapar ve Don McLean masmavi bir gömlekle ve gitarıyla Starry Night’ı müzenin o günkü şanslı ziyaretçilerine canlı olarak seslendirir.

 

Albüm: American Pie, 1971

Kaynakça

  • Van Gogh Gallery, The Story of Starry Night,
  • Paulson Dave, Tenessian,Story behind the song:Don mcLean’s Vincent, Oct.2020
  • Sasson ,A. Don mcLean’s Vincent song…
  • Tepetaklak dergisi, Yıldızlı Geceler, Jan.2018
  • Wikipedia, Van Gogh
  • Wikipedia, Don McLean
  • Wikipedia, American Pie

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.