Editörün SeçtikleriManşetMedya-İnternet

Bir gazeteci bir OSB’ye karşı: Çevre suçunu ortaya çıkardı, ‘iftira’yla suçlandı

0
gazeteci, Armağan Kabaklı

ADANA- Ceyhan Nehri karardı, balıkları öldü; kısaca nehir kimyasal bir zehre bulandı. Gazeteci Armağan Kabaklı, çevre tahribatına neden olan ve canlı sağlığını tehdit eden nehre dökülen pembe renkli endüstriyel atığı görüntüleriyle birlikte ortaya koydu ama suçlanan yine gazeteci oldu.

Armağan Kabaklı’nın ortaya koyduğu görüntüler nehrin yakınında bulunan ve nehrin suyunun zehir saçmasına neden olarak gösterilen Adana Organize Sanayi Bölgesi‘den (OSB) geldiği düşünülen bir kanaldan akan sıvıyı gösteriyordu. Görüntülerde pembe renkli endüstriyel atığın nehre deşarj edildiği görülüyordu. Kabaklı görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşarak zehir saçan nehri ve çevre suçunu duyurdu. Gazeteciliğin kamuoyunu bilgilendirerek harekete geçirme görevini yerine getiren Armağan Kabaklı hakkında Adana OSB yönetimince suç duyurusunda bulundu. Önce bu görüntüleri hatırlayalım:

Suç duyurusunun temellendirildiği tweette “iftira”, “hakaret”, “yanıltıcı”, “asılsız” gibi ifadeler yer aldı. Kabaklı, tek bir tweetiyle OSB’ye hem iftira atmakla, hem hakaret etmekle, hem de yanıltıcı ve asılsız paylaşım yapmakla suçlandı. Ayrıca  tweetin ötesinde gazetecinin Twitter hesabının da  “ivedilikle” dondurulması istendi. Bir çevre suçunu kanıtlarıyla birlikte ortaya koyan 22 yıldır mesleğini sürdüren gazeteci Armağan Kabaklı’yla bu süreci konuştuk.

‣Yaşam terazisinde OSB ağır bastı: Ceyhan karardı ama numuneler tertemiz 

“Bir tweet üzerinden dezenformasyon, iftira, hakaret gibi birtakım suçlamalarla suç duyurusunda bulunmuşlar. Mahkeme tarafından da Twitter hesabımın kapatılmasını istiyorlar. Hiçbir şey yok. Bu bir iddia boyutunda bile sayılabilir yani. Ama biliyorsunuz işte; günümüzde sorunun kaynağını bulmak yerine, ‘yazan gazeteciyi sustursak sorun olmuyor, meseleleri mesele etmeyince mesele kalmıyor’ yöntemi çalışıyor.”

Kabaklı, kanıtıyla sunduğu bir çevre suçunu duyurduğu için kendisinin bir suç işlemiş gibi suçlu koltuğuna oturtulmuş olmasını böyle eleştiriyor.

‣Sanayinin pervasızlığına kurban edilen Ceyhan Nehri
armağan akbaklı, ceyhan,

Armağan Kabaklı’nın tweetiyle ilgili yapılan suç duyurusundan bir bölüm.

‘İki, üç aydır savcı olay yerine keşfe bile gitmiyor’

Adana OSB, bölgede oldukça geniş bir nüfuza sahip. Buna daha önceki haberimizde de Adana Barosu, Adana Tabip Odası, üç ayrı çevre derneği adına beş avukatın savcılığa yaptığı başvuru sürecinde yaşananları aktaran Avukat Sevda Sevilmiş‘in anlattıklarında da şahit olmuştuk.

Bölgedeki OSB yönetiminin nüfuzuna ilişkin gazeteci Armağan Kabaklı da şunları söyledi:

“İki ,üç aydır savcı olay yerine keşfe bile gitmiyor. Küçük yerlerde -aslında büyükşehirlerde de- iş dünyası, sermaye cephesiyle, valilik, işte iktidar partisinin organları vs artık iç içe. Dolayısıyla orada bir dayanışma içine giriyorlar.”

Adana’da gazetecilik yapan Kabaklı, sivil toplum bileşenlerinin ise kendisini desteklediğini belirterek “Ama mesleki yapı çok örgütlü değil. Biz burada toplasanız örgütlü beş on kişiyiz. Yani savunma mekanizması karşısında durabilen, birbirini destekleyen az kişiyiz. Çünkü karşınızda çok güçlü bir lobi var” dedi ve ekledi:

Armağan Kabaklı

Gazeteci Armağan Kabaklı

“Bir țarafı sermaye, bir tarafı iktidar, bir tarafı yerel yönetimlere atanmışlar, mülki idare tarafından büyük bir kuşatma hissediyorsunuz. Bu bir haber bile değil, bir tweet sadece. Yani çıkarsınız, bir açıklama yaparsınız mesele biter. Tekzip gönderirsiniz mesele biter. Ama yani bu kadar canhıraş… Dezenformasyon yasasını eklemişler, ‘hakaret’ demişler. ‘Kişilik haklarına saldırı’ demişler. Dört beş ayrı suçtan suç duyurusunda bulunmuşlar.”

‘Bir suçu ortaya çıkarıyorum, cezalandırma mekanizmasıyla karşı karşıya kalıyorum’

Ortaya koyduğu için suçlandığı çevre suçunun Anayasal haklar ve özgürlükler çerçevesinde değerlendirildiğinde bunun kendi çıkarı için değil, bir gazetecinin kamu yararına yaptığı bir iş olduğu sonucuna ulaşılacağını ifade eden Kabaklı, şunları söyledi:

“Ceyhan Nehri benim şahsi nehrim değil, bu ekosistem benim şahsıma ait bir ekosistem değil. Benim tarlam yok orada, Ceyhan Nehri’nden akan suyla kendi tarlalarımı sulamıyorum. Bilim insanları artık nehirlerin, akarsuların, derelerin, denizlerin, alıcı ortam olarak değerlendirilmesinin büyük bir ekokırım faaliyeti olduğunu söylüyor. Çok fazla bilimsel yayında bu geçiyor. Dolayısıyla bu sucul ortamların alıcı ortam olarak değerlendirilmesinden ötürü ortaya çıkan tarımsal sulama faaliyetleriyle beraber arıcılık, hayvancılıktan tutun tarım faaliyetlerine kadar her şeyi zehirlediği bir ortamda benim ortaya çıkardığım bu sorun, kamu çıkarları aleyhine bir sorun.”

Bölgede yaşanan ekokırım suçunun herkese karşı işlendiğine dikkat çeken Kabaklı, “Bu şehir hepimizin içerisinde yaşadığımız bir şehir. Bu ülkenin akarsuları, dereleri, nehirleri hepimizin. Dolayısıyla hepimize karşı işlenmiş bir kent suçu var ortada. Ben Anayasal güvence altında olan gazetecilik mesleğimin faaliyetleri çerçevesinde bir çevre suçunu ortaya çıkarıyorum. Bunun karşısında bana karşı basın hürriyeti haklarını iğdiş eden bir cezalandırma mekanizmasıyla karşı karşıya kalıyorum” dedi.

‘Gazeteciler susunca bu suçlar işlenmiyor hale gelmeyecek’

“Burada gazeteciler yürüttüğü faaliyetlerini kamu çıkarları doğrultusunda ortaya çıkardığı çevre suçlarına karşı asıl çağırılıp ifadesi alınması gereken kişiler, bu suçu işleyenlerdir” diyen Kabaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Maalesef suçu işleyenler yerine bunları yazan gazetecileri susturarak bu suçlar hiç işlenmiyormuş gibi yapmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin dağında toprağında dört bir yanında işlenen tabiat suçlarına yapılan muameleyle doğru orantılı bir şekilde gazeteci susturulmaya çalışılıyor. Gazeteciler susunca bu suçlar işlenmiyor hale gelmeyecek. Sadece haberlerle bir ayna tutmaya çalışıyoruz. Kamu çıkarlarıyla ilgili bir faaliyet yürütüyoruz.”

Son olarak mesleğine, ifade özgürlüğüne, vatandaşlık haklarına karşı tehdit altında olduğunu hissettiğini vurgulayan Kabaklı, şunları aktardı:

“En basitinden bir özgüven kırılması oluyor: Siz toplum yararına, kamu çıkarları lehine gazetecilik faaliyeti yürütürken devletin tüm mekanizmalarını, kamu kurumu ve tüzel kişi statüsü taşıyan sanayi bölgeleri, savcılıkları, adliyeleri, mahkemeleri, valiyle ilgili kurumları topyekun karşınızda görüyorsunuz. Siz bir kişisiniz ama topyekun devletin tüm erklerini karşısınızda görüyorsunuz.”

Ne olmuştu?

Ceyhan Nehri‘nin Yüreğir ilçesine bağlı Esenler Mahallesi‘nden geçtiği bölümde, Aralık 2022 başında binlerce balık ölü olarak kıyıya vurdu. Arı ölümleri de görüldü.

Fotoğraf: Eren Bozkurt – Anadolu Ajansı

Nehrin karardığı ve bu karanlığın kenarındaki taşlara bile yansıdığı sosyal medyada gündem oldu.

Ancak Ceyhan Nehri’nde balıklar ilk defa kıyıya vurmamıştı.11 yıl önce dahi benzer görüntüler kaydedilmiş, nehirden numuneler alınmış ve tertemiz çıkmıştı.

‣Marmara OSB: Toprak mı yoksa plastik mi daha ağır basar? Bakanlığın tercihi OSB 

Adana’da nedense geçmiş balıklar için sürekli tekerrür etti ama söylenegeldiği üzere bu onların hafızalarının kısa süreli olmasıyla ilgili değil. Burada Bakanlıkların numuneleri de tekerrür ediyor. Adana OSB de tipik bir kirletici olarak nehrin yakınlarında bulunan bir Organize Sanayi Bölgesi olarak sürekli gündemde.

You may also like

Comments

Comments are closed.