Dış Köşe

Bir değer olarak, yeter! – Defne Koryürek

0
Slow Food Fikir Sahibi Damaklar Hareketi lideri Defne Koryürek

Defne Koryürek

Devreden lotoların, piyangoların ve hızla zengin olma hayallerinin eşliğinde büyütüyoruz çocuklarımızı. Ölçüsünü kim koydu meçhul, bir verimlilik ve tüketim denklemi var tutması gereken. Gene de evlerimiz bir oda küçük, bankada ki bakiye ise hep yetersiz. Ne katarsak katalım var olana…

Derken neredeyse mitolojik bir karakter çıkıp onu kıtasının en zenginleri arasına katacak bir miktarı, “Beyazların bana şunu veya bunu teklif etmesi beni ilgilendirmiyor; parayla da ilgilenmiyorum. Bir işim var. Yiyecek satın alabilir, balık tutmaya ve avlanmaya gidebilirim (…) Koongarra’da uranyum çıkarılmasına hayır dedim, çünkü halkımın toprağı, kültürü ve inançları uranyum ve paradan daha önemlidir” diye reddediyor.

Yeter ne zaman yeterli manasına gelir? Çırptığında kabartacağın, adım adım bir kara dönüştürüp bezeden kerebiçe onlarca lezzete temel kılacağın yumurta akı ile çırpmanın ucunu kaçırıp dağıttığın, işe yaramaz hâle getirdiğin yumurta arasındaki ilişki; konu bir mevsimde alabileceğin beyaz gömlekler olduğunda nasıl kurulur? Evde kar yapmak üzere çırpmaya yeniden başlayabileceğin bir yumurta daha olması ne anlama gelir, birini yeterinden fazla çırpıp işe yaramaz hâle getirdiğinde? Kim tutar bunların hesabını, hele sözkonusu olan indirimde satılan t-shirt’se? Yani illa zengin olma miktarını mı tarif etmek gerekiyor, yani sonsuz yumurta harcama kabiliyeti mi gerek insana? Yeter ne zaman yeterdir de, cüzdanda bitti değildir? Cüzdan doluyken ihtiyacın tamamlanmışlığı nasıl belirlenir?

İnsan düşünüyor.

Bir isim olarak Yeter, yumurta akını çırpma süresi bağlamında yeter, alabileceğin beyaz gömleklerin sayısı ne zaman yeter…

Doluya koyar olmaz, hadi boşa aktarırken kafamda bunları, bir videoyla karşılaştım. Olay Norveç’te geçiyor. Bir tür kamera şakası ya da küçük bir deney diyelim: 10-12 yaşlarında bir oğlan otobüs durağında ceketsiz, atkı ya da eldivensiz oturuyor. Hava soğuk ve hatta kıyıda köşede karın iması beyazlıklar var. Durağa gelen hemen herkes donanımlı. Atkılar, şallar. Havaya uygun giyinmek makul olan, onlar da giyinmişler. Bizim için bariz zıtlık onları da kısa bir süre içinde soğuk üzerinden muhabbete sokuyor. Hemen hepsi, ama hepsi çıkartıp bir şeylerini veriyorlar çocuğa. Biri atkısını, biri iç ceketini, biri eldivenini. Evet, belki çok şeyleri var zaten ve evet, belki bir şeyi olmayanı da çok görmüyorlar. Sıradışı bir ülke, sıradışı koşullar ve reaksiyon da sıradışı belki. Ama etkisi tuhaf bir biçimde sıradan: izleyen herkesin içi titriyor. Gözleri doluyor.

Seyrettiğimden bu yana, o kısacık videoyu, yeter olana karar verebilmenin cömertleştirdiği fikrini kafamdan atamıyorum. Öyle paylaşabiliyorlar, diye tekrarlıyorum. Çünkü “cömertçe vermekle”, “fedakârca vazgeçmek” arasındaki fark burada yatıyor ve fedakârlıkla başa çıkmak zor. Mahcup eder, borçlandırır. Oysa soğukta üşüdüğünü gördüğün ama tanımadığın birinin boynuna, “senin” olan, kendi boynundan çıkarttığın atkıyı dolayabilmek borçlandırmayan türde bir cömertlik ve muhabbet dolu misafirperverlik! Videoda seyrettiğim insanlar “yeter” olan üzerinden ve daha fazlasını da çok düşünmeden eşitleyiveriyorlar koşulları.

Yeterin yanına cömertlik ve misafirperverlik ekledim onun üzerine, şimdi de kimseye muhtaç olmamak sahiden iyi bir şey mi acaba diye düşünüyorum.

Ben düşünürken sizi de katmak istedim sürece ve sormak istiyorum: vitrinlerden, ambalajlardan, ekranlardan ve dergi, gazete her köşeden gelen “satın al beni” fısıltılarına kulak tıkayıp şu “askıda” meselesine biraz kafa yorsak mı? Kendimize dahi kıymadığımız öğle yemeği kuponlarıyla sık gittiğimiz esnaf lokantasında bir çorba askıya koysak, ne değişir mesela? Peki, ya ekmeğimizi aldığımız fırına “ihtiyacı olan alsın” diye bir ekmek emanet etsek? Bir türlü yetmeyen paramızla başkasını da düşünmeye başlasak? Biz tüketebilmek için biriktirmesek de paylaşmak üzerinden eşitlenmeye çalışsak?

Yeter, bir değere dönüşür mü acaba?

Defne Koryürek – Taraf

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.