ManşetTarım-Gıda

Besi ve kümes hayvanlarında genetik erozyon devam ediyor

0

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)‘nün dün (27 Ocak Çarşamba) yayınlanan raporu çiftlik hayvan ırklarının yaklaşık yüzde 17’si yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Ülke verileri, rastgele yapılan melezleme işlemlerinin genetik erozyona yol açan başlıca sebep olduğunu da gösteriyor.

Metin Ertunç’un Yaşam için Gıda.com sitesinde yer alan haberine göre tüm dünyada hayvan biyoçeşitlilğini koruma konusuna artan bir ilgi gösterildiğini kaydeden Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bununla birlikte değerli hayvan türleri için risklerin devam ettiğini ve genetik kaynak havuzunu sürdürülebilir olarak kullanmak için çaba sarf edilmesi konusunda çağrıda bulundu.

7

FAO’nun yayınladığı ‘Gıda ve Tarım için Dünyada Hayvan Genetik Kaynaklarının Durumu Raporu çiftlik hayvan ırklarının yaklaşık yüzde 17’si (1,458) yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, yüzde 58’i ise popülasyonlarının büyüklüğü ve yapısı hakkında fazla veri bulunmadığından risk durumları bilinmiyor. Rapor, 2000 ve 2014 yılları arasında yaklaşık 100 hayvan ırkının yok olduğunu ortaya koyuyor.

Ülke verileri, rastgele yapılan melezleme işlemlerinin genetik erozyona yol açan başlıca sebep olduğunu gösteriyor. Hayvan genetik çeşitliliğini tehdit eden diğer faktörlerin arasında yerel olmayan ırkların kullanılması, hayvancılık sektörünü düzenleyen zayıf politikalar ve kurumlar, geleneksel hayvan üretim sistemlerinin bitişi ve yeterince rekabet edemeyen ırkların değerlendirilmemesi sayılıyor.

FAO Genel Direktörü Jose Graziano da Silva, “binlerce yıldır koyun, tavuk ve deve gibi evcilleştirilmiş hayvanlar milyonlarca insanın gıda güvenliğini sağlıyor, geçim kaynaklarına katkıda bulunuyor. Bu oran dünyanın kırsalda yaşayan yüzde 70’lik kesimini de kapsıyor” dedi. Silva için ayrıca genetik çeşitlilik, ileride ortaya çıkacak zorluklara uyum sağlamak için bir önkoşul. Silva, raporun hayvan genetik kaynaklarının oluşturulması için gösterilecek çabanın önemini ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.

Rapor, hayvan biyoçeşitliliğini sağlamak için uluslararası işbirliğinin daha güçlü olması gerektiğinin altını çiziyor.

2007’den beri ülkeler bu alanda ilk uluslararası anlaşma özelliğini taşıyan Hayvan Genetik Kaynakları Küresel Eylem Planı’nı hayata geçiriyor. Bununla birlikte, rapor uluslararası işbirliğinin ülkeler arasında göreceli olarak çok ileri düzeyde olmadığı konusunda uyarıda bulunuyor. İşbirliği kapsamında sınırlı sayıdaki  ikili ve bölgesel araştırma programlarının ötesine geçilmesi gerektiği raporda vurgulanıyor.

FAO’nun 2007’de yayınlanan ilk raporunda genetik bankaya sahip ülkelerin sayısı 10’u geçmezken bugün bu sayı 64’e yükselmiş durumda. Buna ek olarak 41 ülke ise genetik bankası kurma yolunda ilerliyor.

Uzmanlar bu çabanın sonuç verdiğini söylüyor. Scherf’e göre son on yılda Avrupa’daki ülkeler bir güvenlik önlemi olarak  ortak bilgi sistemlerine ve gen bankalarına çok fazla yatırım yaptılar. Scherf, Avrupa Gen Bankası Ağı (EUGENA) gibi bölgesel işbirliklerinin gelecekte ırkların iyileştirilmesi için önem taşıdığını ve hayvanların kendi habitatlarında yetişmesinin desteklenmesi gerektiğini de belirtti.

Bugün, 177 ülke tarafından ulusal koordinatörler belirlendi ve 78 ülke hayvan genetik kaynaklarının daha iyi yönetilmesi için çok paydaşlı danışma kurulları oluşturdu.

Bugün tarım ve gıda üretiminde evcilleştirilmiş kuş ve memeli olarak yaklaşık 38 tür ve 8,774 ırk kullanılıyor.

 

(Yaşam İçin Gıda.com)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.