Asıl sorun sivil itaat olabilir mi?

Geçen haftanın en sık kullanılan isim tamlaması sivil itaatsizlikti. BDP’nin oturma eylemleri sürüyor, Demokratik Çözüm Çadırları yayılıyor. Sözcülüğünü eski milletvekili Mahmut Alınak’ın yaptığı, BDP’den bağımsız olarak yürüyen ‘Gençler Ölmesin, Ocaklar Sönmesin Girişimi’, yeni bir sivil itaatsizlik eylemi yapacaklarını duyurdu. 2 Nisan’dan sonra iki hafta boyunca tüm okullarda ve devlet kurumlarında karşı taraf Türkçe’de ısrar etse dahi Kürtçe cevap verecekleri bir eylem.
* * *
Aynı esnada başka bir karede sadece Türkiye değil, evrensel hukuk tarihinin en akıl almaz olaylarından biri yaşanarak Ahmet Şık’ın kitap taslağı teker teker iz sürülerek temizlenmeye çalışılıyor. Karşılığında ne oluyor? On binlerce insan sosyal paylaşım ağlarında taslağın bir kopyasının kendilerinde olduğunu söylüyor. Sadece Facebook grubunda 55 bine yakın kişi bu anlamda bir suç itirafında bulunuyor. Ayrıca yayıncılar bir araya gelip bu kitabı basabileceklerini ilan ediyor. Bunların da adı sivil itaatsizlik…
Kavramla birlikte akla ilk gelen düşünürlerden Howard Zinn, bu eylemleri ‘Acil toplumsal hedefler uğruna yasaların bilinçli ve hedeflenmiş ihlali’ olarak tanımlıyor. Haklılık ve yasadışılık ayrı mefhumlar.
Sivil itaatsizlik eylemleri barışçıldır, şiddet içermez, içerene başka bir şey denir. Yasadışıdır ama topyekûn yasadışılığı savunmak anlamına gelmez. Meşruiyetini aciliyetinden alır. Sivilin sesidir. Sivilin iktidarlara varlığını hatırlatma yöntemidir. Sivilin varlığını bu kadar sık hatırlatmak istediği, buna mecbur kaldığı dönemlerin de bir adı vardır.
* * *
Yine Howard Zinn’den bir alıntıyla bitirelim:
“Sivil itaatsizlik bizim sorunumuz değil. Bizim sorunumuz sivil itaat. Bizim sorunumuz dünyanın dört bir tarafında liderlerinin dikte ettiği her şeye itaat eden insanlar ve bu itaatkârlık yüzünden hayatını kaybeden milyonlarca kişidir. Bizim problemimiz dünyanın dört bir yanında yoksulluk ve açlık ve aptallık ve savaş ve zulüm tarafında itaatkâr olan insanlardır.

Pınar Öğünç / Radikal

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR