Köşe YazılarıManşetYazarlar

Anadolu güvercinleri: Bir tarihsel ve kültürel biyoçeşitlilik örneği

0

Türkiye, Dünya’nın birçok bölgesi ve pek çok ülkesinde günümüzde hala yetiştirilen birçok güvercin ırkının ana yurdu ya da köken yeridir. Yüzyıllardan beri Türkiye’den, (özellikle Osmanlı Devleti zamanında) Avrupa ve Amerika’ya, güneybatı ve güney Asya bölgelerine, ama özellikle Balkanlara pek çok güvercin ırkının gönderildiği bilinmektedir. Başka bir deyişle, bazıları güvercin yetiştiricilerince geliştirilip değiştirilmekle birlikte, bugün oralarda bulunan pek çok evcil güvercin ırkının ana vatanı Türkiye’dir.

Örneğin, günümüzde eski Yugoslavya’da (Kosova, Makedonya, Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan, vb.), Yunanistan ve Bulgaristan’da yetiştirilen kısa gagalı güvercin ırkları (Mısırlılar, Hünkariler, vb.) ve dönücü güvercin ırklarının (makaracı, dolapçı ve dönekler) atalarının yüzyıllar önce Anadolu’dan götürüldüğü bilinmektedir. Balkanlarda (ör. eski Yugoslavya ülkelerinin çoğunda, özellikle Makedonya’da) bugün bile kullanılan güvercin ırkı adları ve güvercincilik terimleri Türkçe’dir.

Güvencin yetiştiriciliği 1200’lere dayanıyor

Anadolu’da beslenen güvercin ırklarına ilişkin yazılı tarihsel kayıtlar çok az olmakla birlikte, genel olarak konuya ilişkin 17’nci yüzyıla uzanan bazı dolaylı bilgilere sahip olduğumuz söylenebilir.  Olasılıkla, bilinen en eski tarihsel kayıt, Anadolu Selçuklularından kalma Denizli’deki Akhan Kervansarayı (yapımı, 1253-1254) giriş sütunlarına işlenen güvercin figürüdür. Bu güvercin figürünün günümüzde Denizli ve yöresinde beslenen çeşitli renk ve desenlerdeki paçasız ve uzun gagalı bir dönücü güvercin ırkı olan Denizli Dolapçısına [1] benzemesi önemli bir tarihsel bilgi olarak kabul edilebilir.

Son yıllarda, Türkiye kısa gagalı güvercin ırklarını (en genel nitelemeyle Mısırlı, Hünkâri, Azman ve Bango güvercinler) seven, besleyen, emek verip onları üreten ve gelecek kuşaklara daha nitelikli ve saf ırklar bırakmak için çaba harcayan bazı yetiştiriciler, bu alanlarda yaygın bir ilgi gören sosyal medya üzerinden kulüp, dernek ve gruplarını kurmuş durumdadır.

Örneğin bunlardan biri olan ve benim de yöneticisi olduğum Kısa Gagalı Güvercin Irkları Çalışma Grubu ve Facebook Sayfasının amacı, baştaki tanıtım yazısında şöyle açıklanmaktadır [2]:

“Türkiye’de günümüzde çeşitli bölge ve kentlerde beslenip üretilmekte olan ve genel olarak Mısırlı ve Bango adıyla niteleyebileceğimizi düşündüğümüz, [Klasik (orijinal) ırklardan] Mısırlı ya da Mısıri ve Enice (Anadolu Mısırlısı, İzmir ve Manisa Mısırlısı ve Bangoları), İstanbul Mısırlısı (Bulgar Bangosu olarak da adlandırılan, Mısırlılara oranla daha kısa gagalı, gözleri daha iri ve dışa doğru daha fazla çıkmış, başının üzerindeki yani tepesindeki yassılığın oldukça düz olduğu İstanbul Mısırlısı), Klasik/Yerli Manisa Hünkârisi ve Manisa Azmanı (kuyrukları pareli ve paresiz, tepeli, güllü, paçalı, bazıları tepesiz, kısa gagalı ve iri gözlü güvercin ırkı), Martılar (Asıl olarak Balıkesir ve Bursa merkez ve ilçelerinde beslenen günümüzde Balkan ülkelerinde benzerleri bulunan, çoğunlukla süt beyaz ve kesme tepeli ve tepesiz, genel olarak Manisa Hünkârisi ve Azmanlara oranla daha büyük paçalı, gagaları ise biraz daha ince ve uzun Mısırlılar), Denizli Azmanı ve Tokur (günümüzde Balkan ülkelerinde ve Kuzey Afrika ülkelerinde benzerleri bulunan, Denizli ve Aydın Bangoları diyebileceğimizi düşündüğüm asıl olarak kısa gagalı, gülsüz ve paçasız güvercin ırkı) ve Baska/Akbaş Bango (ortak özellikleri akbaş ve renkli gövde ve kuyruk olan, asıl olarak gülsüz, tepesiz ve paçasız, gagaları biraz ince ve uzun güvercin ırkı) vb. gibi belirgin olarak kısa gagalı, iri gözlü ve çoğu güllü tepeli ya da tepesiz güvercin ırklarının kökenlerinin anlaşılması, korunması ve asli özelliklerinin korunup geliştirilerek gelecek kuşaklara aktarılması olarak özetlenebilir.”

Söz konusu tanıtım yazısı kapsamında, ayrıca, Hünkâri, Azman vb. gibi özel isimleriyle anılmayan güllü-fırfırlı tüm Türkiye kısa gagalılarına genel bir adlandırma olarak Mısırlı, gülsüz olanlarına ise ‘şimdilik’ Bango denilmesinin ortak bir dil oluşturma ve kullanma açısından yararlı ve işlevsel olduğu vurgulanmıştır.

Buraya kadar özetlemeye çalıştığımız ve genel olarak bir üst grup başlığı olarak kullanarak açıklamaya çalıştığımız “Bango, Azman, Mısırlı ve Hünkâri” olarak adlandırılan kısa gagalı güvercin ırklarının günümüzde de yetiştirilmekte olanlarını aşağıdaki şekilde listeleyebiliriz (Türkeş ve Gündüz, 2021):

  • Tunus Mısırlısı ya da Tunus Baykuş Güvercini;
  • Afrikan ya da Afrika Baykuş Güvercini;
  • Modern Hünkâri;
  • Klasik Manisa Hünkârisi;
  • Manisa Azmanı; Klasik Manisa Hünkârisinden biraz küçük ve kuyruğu paresiz;
  • Balıkesir Martısı (Manisa Azmanı gibi, paçalı, tepeli, güllü; onlardan daha ince ve daha uzun gagalı, paçalı Mısırlı)
  • Polski ya da Polski Bango;
  • Mısırlılar ya da Mısıriler (güllü, tepeli ya da tepesiz, paçasız; İzmir, Manisa Kırkağaç mısırlıları, Manisa Salihli Enicesi, İstanbul Mısırlısı ya da Bulgar Bangosu, vb.)
  • Baskalar [Klasik Akbaş Bango (Baska) ve Akbaş Bango (Akbaş Baska)]
  • Denizli Azmanı
  • Macar
  • Tokur

Anadolu kökenli çok sayıda kısa gagalı (tepeli-tepesi, paçalı-paçasız, güllü-gülsüz olabilirler) güvercin ırkının içinde, günümüzde Türkiye’de en fazla ilgi çeken ve beslenen güvercin ırkıysa klasik Manisa Hünkârisidir. Klasik Manisa Hünkârisi güvercini, Türkiye’nin iyi bilinen önemli süs ve gösteri güvercini ırklarından biridir (Türkeş ve Gündüz, 2021). Klasik Hünkâri güvercini, çok güzel ve eşsiz görünüşlü küçük-orta boyutlu bir ırktır. Bu güvercinler belirgin bir göğüs gülü/fırfırına ve başında tepeye sahiptir; gagaları kısa ve kalındır. Başka çeşitleri olmakla birlikte, vücut işlemeli ya da desenli (blondinet) (Şekil 1) ve kanat işlemeli (satinet)  Hünkâriler, bu ırkın en yaygın ve popüler varyeteleridir.

Kanat işlemeli Hünkâriler, kuyruk pareleri nokta ya da para işaretli ya da işlemeli, kanatları ise renkli çavuşlu (şeritli) ya da işlemeli bir Hünkâri varyetesidir. Vücut işlemeliler ise, gövdesinin her yeri renkli ve satinet’ler gibi yine kuyruk pareleri nokta ya da para işaretli ya da işlemeli, kanatları ise renkli çavuşlu (şeritli) ya da işlemeli bir Hünkâri varyetesidir. Bu kuşların kuyruklarındaki beyaz pareler ya da işleme deseni, özellikle kanat işlemeli ve vücut işlemeli Hünkârilerin standardındaki önemli özelliklerdir. Vücudun üstünde tek renkli ve çok renkli işlemenin bulunduğu blondinetlerin bazı çeşitleri sırasıyla Sümbüllü ve Süslü olarak adlandırılır (Türkeş ve Gündüz, 2021).

Klasik Hünkâriler, -Mısırlılar, Kelebekler, Dolapçılar, Dönekler ve benzerleri-, Türkiye’ye özgü tüm yerli güvercin ırklarıyla birlikte Türkiye’nin önemli bir kültürel biyoçeşitlilik mirası olarak kabul edilmelidir. Şanslıyız ki, günümüzde Hünkâri güvercinleri, asıl olarak bu güvercinlerin tarihsel/kültürel varlığı ve coğrafi dağılışı açısından Türkiye’deki Manisa ve İzmir yörelerini içeren çoğunlukla eski yerleri ile Balıkesir, Bursa, Çanakkale gibi görece daha yeni yerleri içeren geniş bir coğrafyada hala yetiştirilmekte ve bulunmaktadır.

Kaynaklar

You may also like

Comments

Comments are closed.