Köşe YazılarıManşetYazarlar

Akbelen’de henüz her şey bitmedi!

0

Geçen hafta içinde üst üste gelen iki mahkeme kararı şimdilik Akbelen Ormanı’nı kesilmekten ve yok olmaktan kurtardı. İkizköylüler haklı bir sevinç ile zor şartlarda yaptıkları orman savunmasının sonuç vermesini kutluyor.

Muğla 1. İdare Mahkemesi, ‘Muğla ili, Milas ilçesi, İkizköy Mahallesi sınırları dahilindeki orman sahası için Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi adına maden açık işletme izni verilmesine ilişkin 28/11/2020 tarihli Tarım ve Orman Bakanlığı işleminin yürütmesinin durdurulmasına’ karar verirken, Muğla 3. İdare Mahkemesi de aynı gün ‘2020 /1208 E. sayılı dava dosyası ile görülen davada mahkeme 09.08.2021 günü oy birliği ile Muğla ili, Milâs ilçesi, İkizköy Mahallesi mevkisinde, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Dağıtım A.Ş tarafından işletilmekte olan termik santral projesi kapsamında özelleştirmeyle alınan ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) muafiyeti bulunan IR 2407 ruhsat numaralı (güncel 86541 ruhsat numaralı) sahadaki maden işletme faaliyetinin ve bu sahadaki konveyör bant inşası faaliyetinin ÇED sürecine tâbi tutulması talebiyle davacılar tarafından yapılan başvurunun reddine ilişkin Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 25/08/2020 tarih ve 40810 sayılı işleminin de de yürütmenin durdurulması kararı’ verdi.

Özetlemek gerekirse her iki mahkeme de kesin kararını verinceye kadar Orman Genel Müdürlüğü tarafından Yeniköy ve Kemerköy kömürlü termik santrallerini işleten şirkete satılan Akbelen Ormanları yok edilemeyecek ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün kararına dayanılarak ÇED yapılmadan bölgede kömür madeni açılamayacak. Böylece Muğla’nın tüm orman varlığının %8’ni yok eden yangınlar bölgede devam ederken Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.nin başlattığı ve 105 ağacı yok eden kesimler şimdilik bölge halkının haklı tepkisi durduruldu.

Her iki mahkemenin aynı gün verdiği yürütmeyi durdurma kararı İkizköylülerin ve yaşam savunucularının mücadelesinin ne kadar haklı ve meşru olduğunu bir kez daha çok açık olarak ispatlıyor. Şimdi İkizköylüler ve yaşam savunucuları başta Milas Kaymakamı ve Muğla Valisi olmak üzere tüm yetkililerden mahkeme kararlarının uygulanmasını sağlamalarını, Akbelen Ormanı’nı ve onun binlerce ağacını korumalarını ve şirket tarafından müdahale edilen doğal ortamların eski haline getirilmesini bekliyor.

Henüz süreç bitmedi destek sürmeli

Peki, bundan sonra ne olacak? Öncelikle belirtelim, henüz Akbelen Ormanı yok olmaktan tam anlamıyla kurtulmuş sayılmaz. Her iki mahkemede dosyaları belirlediği bilirkişilere gönderdi. Şimdi bölgede özellikle de; Muğla 1. İdare Mahkemesindeki ormanın yok edilerek kömür madenine çevrilmesinin iptali ile ilgili davada bilirkişilerin yapacağı keşif ve hazırlayacağı rapor çok önemli. Bu nedenle ülkemizin her tarafından yaşam savunucularının İkizköylülere; Akbelen Ormanlarını savunmak için verdiği desteğin sürmesi gerekiyor.

Bölgede birçok orman alanını yok eden, açtığı kömür madenleri ve her türlü atığı ile bölgedeki tüm ekosistemi yok eden Gökova’daki Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerinin inşaatları yaşam savunucuları ve ekolojistlerin tüm direnişlerine rağmen bundan neredeyse 40 yıl önce,  80’li yıllarda başlamıştı. O dönemde de bölge halkı yaşam savunucuları ve ekolojistlerle bir araya gelerek her iki santralin yapılmaması için direnmişti. O dönem yürütülen çevre mücadelesine ve kazanılan davalara rağmen;  inatla yapılan iki santral de yaklaşık 35 yıldır çalışıyor ve bölgenin ormanlarını, tarım alanlarını, Gökova’nın doğal güzelliklerini yok ediyor. Bölgede kül ve curuf atıkları dağlar oluştururken, özellikle de pm 10 ve pm 2,5µg parametreleri başta olmak üzere ciddi bir hava kirliliğine neden oluyor. 2000’li yılların başında, başta Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) yürüttüğü bilimsel çalışmalar bölgedeki üçüncü kömürlü termik santralin bulunduğu Yatağan’da başta akciğer hastalıkları olmak üzere, hava kirliliğine bağlı sağlık sorunlarının arttığını gösteriyor.

İzmirli bir avuç ekolojist tarafından Eylül 1992’den Temmuz 2001’e kadar 38 sayı olarak yayınlanan ve Türkiye’nin ilk alternatif ekolojist dergisi olan Ağaçkakan, o yıllarda Kemerköy ve Yeniköy kömürlü termik santrallerinin yapacağı çevre yıkımı ile ilgili çok sayıda bilimsel makale yayınlamıştı.

Bölgedeki yangınlar nedeniyle sosyal medyada çok paylaşılan bir video var; dönemin başbakanı Turgut Özal’la yaşamdan yana olan Gökovalı bir genç kızın konuşmasını aktaran… Gökovalı genç kız yaşamdan, yaşamın sürdürülebilirliğinden söz ediyor; anlatmaya çalışıyor o dönemin başbakanına; iklim değişikliğini, fosil yakıtları ve kömürün çevre ve insan sağlığı üzerine etkilerini… Başbakan dinlemiyor bile onu; ‘Şu dağları villalarla, otellerle, santrallerle doldursak ne güzel olur’ diyor. Hatırladım o günleri… Üniversitelerden akademisyenler ve meslek odası temsilcileri, o dönemin yeşilleri, SOS Akdeniz Derneği’nin üyeleri ve derneğin çıkarttığı Türkiye’nin ilk alternatif ekolojist dergisi Ağaçkakan’ın çevresinde toplananlar… Belki o dönem dünyanın en güzel köşelerinden olan Gökova’da iki termik santral birden yapılmasının önüne geçilemedi ama sağlıklı bir çevrede yaşam haklarına her şart altında sahip çıkan bir nesil yaratıldı Muğla’da. Bugün Akbelen Ormanlarına sahip çıkan nesil de o dönemin mirasını taşıyor; onlar o dönem ‘sağlıklı bir çevrede yaşam hakkına’ sahip çıkan ve tüm ülkeye örnek olan neslin çocukları…

Evet; biraz soluklanalım, sevinelim ama Akbelen Ormanı’nda mücadele bitmedi… Yöre halkı ile dayanışma içinde kesin mahkeme kararı çıkıncaya kadar ormana, ota, böceğe; sağlıklı bir çevrede yaşam hakkına sahip çıkmaya devam… Ayrıca Akbelen Orman’ının kurtarılması ile de bitmiyor bu mücadele… Son kömürlü termik santral çalışmasını durduruncaya kadar, son kömür madeni kapatılıncaya kadar mücadeleye devam etmeliyiz. Çünkü yaşamı sürdürebilmek için, küresel iklim krizini durdurabilmek için, başka seçeneğimiz yok…

 

You may also like

Comments

Comments are closed.