İkizköy’de Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi’ne (YK Enerji) karşı ağaçları korumak için nöbet tutan ekoloji aktivistlerinin yargılandığı davanın dördüncü duruşması görüldü. Davanın görülmesi İkizköylülerin avukatlarının reddi hakim talebinin değerlendirilip kabul edilmemesi nedeniyle 2 Şubat’a 14.00’a ertelendi. Bir önceki duruşma da Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’ne değerlendirmek üzere gönderilen reddi hakim savunmasında değerlendirme yapılmadığı için ertelenmişti.
İkizköylülerin davasına birçok ekoloji örgütü aktivisti de adliyede destek verdi. Bugün 11.00’da Milas Adliyesi’nde görülen dava, ağaçları korumak için nöbet tutan ve geçen sene yerlerde sürüklenen direnişçilerin davası.
Akbelen Ormanı’nda 740 dönümlük ormanlık alanda kömür madeni işletmek için izin alan Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi (YK Enerji), tahsis kararının iptal edilmesi için Muğla 1’inci İdare Mahkemesi’ne açılan dava nın sonucunu beklemeden 17 Temmuz 2021’de ağaçları kesmek istedi. Bölge halkı bunun üzerine kesimleri durdurdu ve ormanın girişinde çadırlı nöbet başlatmıştı.
8 Ağustos 2021’de şirketin hukuksuzca yapmaya çalıştığı ağaç kesiminden böyle haberdar olundu ve kesim durdurulmuştu.
İkizköylülerin nöbet alanına 10 Ağustos 2022 Pazartesi’yi 11 Ağustos 2022 Salı’ya bağlayan gece yarısı Jandarma baskını yapılması sonrası 11 İkizköylü, 250 kişilik jandarma ekibi tarafından darp edilerek özel mülk olan alandan zorla çıkarılmıştı.
Bugün duruşmada hazır bulunan İkizköylüler duruşma çıkışında adliye önünden şöyle seslendi:
“Akbelen için adalet, zeytin için adalet!”
Anayasa maddeleriyle Akbelen’in savunusu: Beşli çeteye de imtiyaz tanınamaz
İkizköylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal da adliye önünde yaptığı açıklamada Anayasa’nın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını tanıyan maddesini hatırlattı ve ekledi:
“Anayasa da, kanun da, yönetmelikler de bizden yana. Anayasa’nın 17. maddesi: Herkes maddi ve manevi hakkını geliştirme hakkına sahiptir, yani yaşama hakkına sahiptir [Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.]. Anayasa’nın 56’ıncı maddesi: Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir [Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir]. Anayasa’nın 169’uncu maddesi: Devlet ormanları korur, ormanlara zarar verecek hiçbir eyleme müsade edilemez, bu konuda bir istisna yapılamaz. [Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır.]
Anayasa’nın 10. maddesi de hakimlere, kaymakamlara, valilere de şunu emrediyor: Kamu görevlileri önünde herkes eşittir, hiçkimseye ayrıcalık imtiyaz tanınamaz. Hiçbir zümreye, hiçbir sınıfa, yani bir fabrikatöre, termik santrale, beşli çeteden Limak’a ayrıcalık tanınamaz. [Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.]”
‘Direnmekten vazgeçmeyeceğiz’
İkizköy Çevre Komitesi tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
“Yaşam hakkı gasp edilen, yalnızca yaşam alanlarını savunan ve anayasal hakkını kullanan kadın arkadaşlarımıza açılan bu haksız davada onların yanında yerimizi aldık. Doğaya ve kadına karşı bu muameleyi hak gören, bir de üstüne utanmadan yargılayan sisteme karşı; Akbelen için, zeytinler için, kadınlar için adalet sesini yükseltmeye çalıştık. Bizi bu tür baskılarla, zorbalıkla, haksız davalarla yıldırmaya çalışanlara karşı dayanışmayla, haklı direnişimiz ve duruşumuzla yeniden cevabımızı verdik. Haklılığımızdan aldığımız güçle mücadeleye devam edeceğiz. Susmayacağız, direnmekten vazgeçmeyeceğiz, Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz!”
Bugün duruşmada İkizköylülerin yanında birçok ekoloji örgütünden yurttaş da vardı. Duruşma sonrasında 34 örgüt, parti il örgütleri, koalisyon ve dernek tarafından Akbelen’i korumak için mücadeleye devam eden İkizköylüler’le dayanışma çağrısında bulunuldu. Ortak açıklamada “Haksızca suçlanan ama cesurca yaşam alanlarını savunmaktan vazgeçmeyen İkizköy sakinleri ile birlikte olduğumuzu, meşru mücadelelerinde yanlarında durduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz” denildi ve eklendi:
“Bir yılı aşkın süredir Akbelen Ormanını gece gündüz çadır nöbeti tutarak koruyan, terk etmeyen İkizköylü dostlarımızla omuz omuza dayanışma içindeyiz.
Verdikleri zorlu mücadeleyle yalnız kendi yaşam alanlarını korumakla kalmıyorlar, bölgedeki ekosistemi ve Bodrum’un su kaynaklarını da koruyorlar.
Yaşam alanı savunucularını İkizköylüler ile dayanışmak, Akbelen Ormanı’nı savunmak için Aralık ayı boyunca nöbetlerine destek vermeye, yanlarında olmaya davet ediyoruz.
491 günden beri zorlu direnişlerini sürdüren İkizköylüler’i yalnız bırakmayacağız!”
Ne olmuştu?
Akbelen Ormanı’nda 740 dönümlük ormanlık alanda kömür madeni işletmek için izin alan Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi (YK Enerji), tahsis kararının iptal edilmesi için Muğla 1’inci İdare Mahkemesi’ne açılan dava nın sonucunu beklemeden 17 Temmuz 2021’de ağaçları kesmek istedi. Bölge halkı bunun üzerine kesimleri durdurdu ve ormanın girişinde çadırlı nöbet başlattı.
8 Ağustos 2021’de şirketin hukuksuzca yapmaya çalıştığı ağaç kesiminden böyle haberdar olundu ve kesim durduruldu.
10 Ağustos 2022 Pazartesi’yi 11 Ağustos 2022 Salı’ya bağlayan gece yarısı nöbet alanına Jandarma baskını yapıldı.
Nöbet tutan 11 kişi, 250 kişilik jandarma ekibi tarafından darp edilerek özel mülk olan alandan zorla çıkarıldı.
Darp edilen köylülere karşı ‘Jandarmaya direnmek’ suçundan dava açıldı.
Davanın ikinci duruşmasında hazır bulunmalarına rağmen davalıların tanıkları dinlenmedi. Savunma avukatlarının Jandarmaya gece yarısı baskını emrini kimin verdiğinin araştırılması, sanıkların Jandarmanın orantısız güç kullanımı sonucu yaralanmalarını tespit eden adli tıp raporlarının dosyaya getirilmesi talepleri başta olmak üzere de bütün talepleri reddedildi.
Şikayetçi jandarma astsubaylarından birinin ifadesi alınmadan Savcı tarafından esas hakkında mütalaa sunuldu.
Sanıkların cezalandırılmasını isteyen mütalaayı kabul etmeyen avukatlar, esas hakkındaki savunmalarını yazılı olarak sunmak için süre talebinde bulundu ve ayrıca bir sonraki celse için adil yargılamayı uygun duruşma ortamının sağlanmasını istedi.
Mahkeme bu taleplere rağmen yeni duruşmayı 3 gün sonrasına koymak istedi ancak avukatların savunma hakkının kısıtlanması itirazı ile 11 gün sonrasına, yani bugüne yeni duruşma günü verildi.