Eleştirinin düzeyi / düzeyin eleştirisi

Bir yıla yaklaşan ön çalışmalardan sonra Kasım 2012’nin sonlarında kuruluşu tamamlanan Yeşiller ve Sol Gelecek partisine ilişkin gelebilecek eleştirileri merakla beklemeye devam ediyorum.

Eleştiri iyidir. Eleştiriler kendinize dışarıdan bakmanızı sağlar, yanlışlıklarınızı görmeyi kolaylaştırır, daha önce aklınıza gelmeyen bazı soruları sormanıza, cevap aramanıza yol açar. Eleştiri zenginleştirir.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi yeni bir siyaset oluşturma iddiasıyla yola çıktı. Ülkemizde yaygın bir kafa karışıklığı barındıran sol hareketlerin geleneğiyle Yeşil hareketin bir siyasi hareket olarak harmanlanacağı yeni bir siyasetin Türkiye için yeni bir ümit olup olmayacağını zaman içinde hep birlikte göreceğiz.

Yeşiller/Sol diliyle, programıyla ve örgütlenme perspektifiyle Türkiye’de şimdiye kadar denenmemiş bir siyaset yapma kültürünü inşa etmeyi hedefliyor. Kitlelere bir şeyler öğretmek yerine kitlelerle birlikte öğrenen, hiyerarşik bir örgütlenme yerine kendi dışındakilerle birlikte hareket eden, farklılıkları değil benzerlikleri ön plana çıkarmaya çalışan, hayatın sorunlarına sahici çözümler üreten, hak mücadelelerini sıralamaya koymadan bir bütün olarak gören ve elbette şiddeti dışlayan, çoğulcu ve şenlikli bir siyaset olacak yeni partinin önceliği.

Biz eleştirileri beklerken tepkiler gecikmedi. Ne yazık ki çoğu basit sataşmalardan ileri gitmeyen bu tepkiler eleştiri sınıfında değerlendirilemeyecek düzeysizlikte. Engin Ardıç‘ın bilindik tarzıyla başlattığı karalamalar kendisini solcu olarak nitelemekte beis görmeyen dostlarımızdan da yankı bulmakta gecikmedi. Programın içeriğine ve yeni partinin ruhuna dair söyleyecek lafı olmayanlar Türkiye düşünce ikliminin yabancısı olmadığı bilinen yöntemleri kullanmakta ne kadar usta olduklarını göstermeye çalışıyorlar.

Hiç zahmet etmesinler, belden aşağı vurma yolları konusunda kimlerin ne kadar ileri gidebileceklerini biz zaten biliyoruz. Bu yöntemlerin son derece sıradan formülleri vardır. İnsanların söylediklerini çarpıtır, söylemedikleri şeyler üzerinden vurmaya çalışırlar, söylenenleri duymazdan gelir söyleyenleri itibarsızlaştırırlar, sapla samanı karıştırırlar.  Bu alışıldık formülü yeni medyalar kullanarak yapmak yaptıkları işin pespayeliğini gizleyemiyor. Hiç olmazsa karşılarına aldıkları yeni siyaset hatırına yeni yollar arasalar, yaratıcı bir şeyler yapsalar. Memlekette üzülecek o kadar şey varken bir de onların düştüğü bu sefil duruma üzülmek zorunda kalmasak.

Yeni partinin programıyla, diliyle, duruşuyla farkını göstermeye başlaması siyaset dünyasındaki bazı taşları yerinden oynatacak, buna hazırlıklıyız. Kullanıla kullanıla içi boşalmış sloganları, hayata tepeden bakan teorileri, günü ıskalayan politikaları isteyenler tepe tepe kullansınlar. Temeli çatırdamaya başlayan kutsal tapınaklarında köşe kapmaca oynamaya devam etsinler.

Biz bu ülkeden ümidimizi kesmediğimiz için yeni bir siyaset yoluna çıktık. Doğru yolda olup olmadığımızı sürekli sorgulamamız, önümüzü daha doğru görmemiz için daha çok eleştiriye ihtiyacımız var. Eleştiriler karanlık denizlerde yolunuzu bulmaya yarayan deniz fenerlerine benzer. Bu fenerlerin çaktığı ışığa bakarak en yabancı denizlerde bile kaybolmadan, kayalara bindirmeden yol alırsınız. Eleştirenlerden korkmamak gerektiğini, eleştirilerden ders çıkartmanın yollarını geçmiş tecrübelerimiz öğretti.

Kısırlaşan siyasi ortama bir alternatif oluşturma iddiamızın ne kadar önemli olduğu ve acil bir ihtiyaca tekabül ettiği eleştiri ortamının kısırlığı nedeniyle bir kez daha ortaya çıktı. Umarız kısa zamanda ciddiye almaya, cevap vermeye değer bulacağımız eleştiriler gelmeye başlar ve yolumuzu aydınlatır.

Şimdilik biz el yordamıyla yolumuza gidiyoruz ve kendi işimize bakıyoruz. Durup, içine çekmeye çalıştıkları bataklığa girmeye niyetimiz yok.

 

Mahmut Boynudelik
Mahmut Boynudelik
1957 doğumlu ve YG ekibinin şimdilik yaşça en tecrübelisi, kimsenin bilmediği bağzı eski kelimeleri kullanır. 6 Ağustos 2012’de kırk yılın başında Yeşil Gazete için yazdığı köşe yazısı vasıtasıyla Noam Chomsky, James Hansen ve Bill Mc Kibben ile köşe komşusu olması nedeniyle yerli yersiz övünür. Aslen Yeşil Gazete esenler muhabiridir; yani estikçe yazar. Bazen okur yazar, bazen yazar okumaz, bazen okumadan yazar, bazen okur yazmaz, bazen ne yazar, ne okur. Okumadığı ve yazmadığı zamanlarda Kazdağları ve İstanbul arasında tembellik hakkı aktivistliği yapar. Ha, bir de YG dış köşe ve yorum editörüdür, yorum yazıları göndermeyi düşünüyorsanız iyi geçinmenizde fayda var. Rumuzu: MB

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR