[Yeşil Sahaf] Termik Santrallara Hayır

Aliağa’da, bundan 22 yıl önce Türkiye ekoloji hareketinin en önemli zaferlerinden biri kazanıldı.

6 Mayıs 1990’da, İzmir’den Aliağa’ya kadar 53 kilometrelik yol boyunca on binlerce insan ele ele tutuştu ve bir insan zinciri oluşturdu. Bu eylemden sadece iki gün sonra zamanın Enerji Baklanı Fahrettin Kurt Aliağa Termik Santralı projesinden “çevrecilerin baskısı” nedeniyle vazgeçtiklerini açıkladı.

Bu destansı direniş, elbette bir günlük bir hikaye değildi. Uzun soluklu bir kapanyanın ürünüydü. Yeşiller Partisi İzmir İl Başkanı Savaş Emek insan zinciri çağrısını yaparken “Aliağa’ya burada yaşayan insanlara rağmen santral yapılamaz. 6 Mayıs’tan sonra uzaktan bakanlar da bunu görecekler” demişti. Dediği de oldu.

Mücadelenin önemli isimlerinden biri de zamanın SHP milletvekiili Kemal Anadol’du. Hukukçu bir milletvekili olan Anadol termik santrala karşı hem davalar açmış ve kazanmıştı, hem de hareketin Meclis’teki sesi olmuştu.

Kemal Anadol Aliağa mücadelesini 1991’de kitaplaştırdı. Verso Yayıncılk tarafından basılan kitapta insan zinciri şöyle anlatılıyor:

“6 Mayıs 1990 günü Gencelli, Ailağa, Bakırçay, Ege ve Türkiye tarihi bir gün yaşadı… Binlerce ama binlerce insan kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk kendilerini doğanın yemyeşil ucağına atmışlar. Gencelli köyünün arkasından geçen Foça-Yeni Foça-Gencelli asfaltına sıralanmışlardı. Bu yol Îzmir-Çanakkale yoluna çıkıyordu. Foça’dan başlayan birbirinden güzel koylara inip çıkan asfalt, yukarıda çam ormanı aşağıda deniz arasında gri bir kurdele gibi dolanıp duruyordu.

Yeni Foça’dan sonra Gencelli’nin arkasından geçiyor ve tadımsız güzellikler Horozgediği köyünün karşısında yerini dumana ve medeni kokulara bırakıyordu. Yol sağlı sollu hurdaların. demir-çelik terslerinin arasından geçerek Çanakkale-lzmir sapağına ulaşıyordu. Ana karayoluna çıkınca oklar sağda Ailağa ve Çanakkale’yi. Solda ise Menemen ve İzmir’i gösteriyordu.

Gencelli’den Çanakkale ana karayoluna kadar insanlar elele tutuşarak zincir oluşturmuşlardı. İzmir yönünden gelenlerle birlikte bu zincir uzayıp gidiyor, binlerce aracın arasında kayboluyordu. Zaman zaman tıkanan yolda Egeliler üstlerinde tişört, başlarında şapka Mayıs güneşi altında şarkılar söylüyor, doğaya duydukları sevgiyi dile getiriyorlardı. Asfalt boyunca gidip gelen kamyonetlerin üstünde gitar çalan gençler, başlarında poşularla asfaltta yürüyen köylüler, özel araçlarından inmeden zinciri izleyen yaşlılar, aydınlar, Aliağa’dan gelen petrol işçileri, ellerindeki termik santral karşıtı pankartlarla neşeli sloganlar atan yeşiller, partilerin her kademedeki yöneticileri. Bakırçay belediyelerinin Başkanları, Milletvekilleri, gazeteciler şimdiye dek görülmemiş bir topluluğu oluşturuyorlardı. Aliağa Belediyesinin araçlan asfaltla bir ileri bir geri giderek yapılan anonslarla düzeni sağlamaya çalışıyorlardı. Bu kadar çeşitli; her sınıftan, her yaştan, her boydan, her düşünceden insanın bir araya geldiği salt Aliağa ve izmir’de değil Türkiye’de görülmemişti. Halk 12 Eylül den bu yana ilk kez gücünü gösteriyor, şiddete başvurmadan, hırçınlaşmadan, bağırıp çağırmadan özgür ve kararlı iradesini ortaya koyuyordu. Kısaca insanlar “zincir” oluşturdukları yerde “termık santral” istemiyorlardı.

Bu görkemli ve neşeli kalabalık biraz sonra zinciri bozdu. Gencelli’de zeytin ağaçlan arasındaki tarlalarda “yumak” haline geldi. Bu kez aynı insanlar daha da neşelenerek şarkılar söylüyor, yemek yiyor, çimlerin üstüne uzanıyor, piknik yapıyorlardı. Müzik topluluklarının halkı daha da coşturan konserlerinden sonra akşamüstü herkes bir başka yöne hareket etti. Kimi Yeni Foça ve Foça’da deniz kenarındaki balık lokantalarını doldurdu, kimi aracına binip İzmir’e döndü.

Cumhuriyet tarihinde böylesi anlamlı, kararlı ve neşeli bir topluluk görülmemişti. Bu kadar çeşitli gruptan, sınıftan insan hiçbir zaman bir araya gelmemişti. Ve bu insanların oluşturduğu zincir anlaşılıyordu ki, ‘termik santral’a geçit vermeyecekti…”

22 yıl sonra, İzmirliler bir kez daha, yine bir 6 Mayıs günü , yine Aliağa’da termik santralı durdurmak üzere yollara dökülecek. Geçmişteki kazanımları hatırlamadan, yeni başarılar kazanamayız.

Bu da yeşil sahafınızın bu haftaki özlü sözü olsun.

İyi okumalar, iyi eylemler!

Termik Snatrallara Hayır
Kemal Anadol
Verso Yayınları
1991

(Yeşil Gazete)

Ümit Şahin
Ümit Şahinhttp://umitsahin.blogspot.com/
Yeşil Gazete’de iklim değişikliği başta olmak üzere ekoloji ve yeşil politika alanlarında yazar ve editör. Halen Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde uzman ve iklim değişikliği çalışmaları koordinatörü olarak çalışan Ümit Şahin 1991’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Halk Sağlığı doktorası yaptı, Çevre Sağlığı alanında yoğunlaştı. Çevre İçin Hekimler Derneği, Üç Ekoloji dergisi ve Yeşiller Partisi’nin kurucularındandır. Bir dönem Yeşiller Partisi Eşsözcülüğü yaptı, yeşil politika ve ekoloji üzerine seminerler düzenledi. Halen Açık Radyo’da Ömer Madra ile birlikte Açık Yeşil’i hazırlayıp sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Çocuklar doğanın sözcüsü olunca..

Çocukların da, doğanın da hakları durmadan ihlal ediliyor. Oysa sağlıklı bir ekosistemde yaşamak sadece bütün canlıların hakkı değil; aynı zamanda çocuk haklarının da bir parçası

Güldünya Yayınları’ndan yeni kitap: Bir Özgürleşme Kılavuzu

Alman gazeteci, yazar Katrin Rönicke’nin kaleme aldığı kişisel anlatısı Bir Özgürleşme Kılavuzu’nda feminist olduğu için mutlu olan ve feminist olmanın zorluklarıyla baş etmeye çalışan her kadın için yararlı olabilecek şeyler var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Pati patiye, el ele Dünyayı tamire: Zaman Yolcusu Kreta

Gülşah Özdemir Koryürek'in 'Zaman Yolcusu Kreta: Tüketme, Tükenme' kitabının ana konusu, içinde yaşadığımız 'iklim krizi". Dünyayı kurtarmak isteyen çocukların öyküsünü anlatan yazar sadece bir edebi eser yaratmakla kalmamış; bütün okurları toz bulutlarından kara deliklere kadar astronomi ile ve dünyamızın jeolojik tarihiyle tanıştırmak istemiş.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Önyargı ejderhalarına karşı karanfil kokulu savaş – Eda Uysal

'Karanfiller ve Domates Suyu', insanın doğayla kurduğu bağı gösteren ve dezavantajları bulunan bireylerin görünür olmalarına dair farkındalık yaratan çarpıcı bir öykü.

EN ÇOK OKUNANLAR