Bu ülkede ırkçılığı vatanseverlik olarak tanımlayanlara, Aurelio’yu Mehmet yapanlaradır bu yazım. Bursa maçında ortaya çıkmıştır bu ülkenin ırkçılığı.
Futbolu, ırkçılığın yuvası yapan, amigolara, futbolculara, kulüp başkanlarınadır bu yazım. Gün gibi ortadadır bu ülkede ırkçılık.
Irkçılığı sadece siyahi ırka yapılan bir şey olarak görüp, komşusunu Kürt diye, Ermeni diye, Çerkez diye ötekileştirendir bu sözlerim. Güneş balçıkla sıvanmaz.
Kardeş kavgası üzerinden prim yapan, genci, işsizi, bilgisizi, cahili, “Kürt” tabusu yaratarak uyutana, mafyavari peşkeşlerle biletleri ırkçı milliyetçi amigolara ve taraftar gruplarına dağıtan kulüpleredir bu kelam. Ne ekerseniz onu biçersiniz.
Yıllardır, Diyarbakırspor’un tribün terörü mağduru olmasına göz yuman, ama Diyarbakırspor’a ceza yağdırmadan rahat edemeyen TFF’yedir bu sözlerim. Faşizm ile, ayrımcılık ile spor olmaz.
Kürtlerin, Rumların, Ermenilerin, bu topraklara yaşayıp yıllardır ötekileştirilenlerin, ırkçılığın mağduru olanların arkasından kıs kıs gülen, futbol üzerinden çıkar sağlayan herkesedir bu yazım.
Asıl bölücü, asıl bu toprakların, bu halkın haini sizsiniz.
İnsan hakkını hiçe sayan, kanı, kardeş düşmanlığını görmezden gelen, şiddet üzerinden para kazanan, futbolu, sporu çıkara alet edenler, fair play aşağı, fair play yukarı diye maske takanlar, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Er ya da geç bu topraklarda yaşayanlar, maskenin arkasındakini görecektir.
Son çırpınışlarınız bunlar, hep beraber güle güle diyeceğiz size.
Bir gün Diyarbakırspor çiçekle karşılanacak Bursa’da, Kürtlerle Türkler beraber izleyecek maçı.
