Günün Manşetiİklim KriziManşetRöportaj

Yunanistan Yeşilleri’nden Mihail Bakas: ‘Orman yangınlarına rağmen hâlâ iklim değişikliği demiyorlar’

0
Ümit Şahin ve Michael Bakas

Yunanistan Yeşilleri’nden Ekolojist Yeşil Parti üyesi Mihail Bakas, Yeşil Kamp’ta yaptığı açıklamada Yunanistan’da 100’e yakın insan ile binlerce canlının yaşamına mal olan orman yangınlarına rağmen iklim değişikliğine dair ciddi bir tartışma yapılmadığını söyledi.

Bakas, Yeşil Gazete’den Ümit Şahin’e Yeşil Kamp sırasında verdiği mülakatta son yangınlara dair, “Korkarım ki yine unutacaklar. Hatırlayın, Yunanistan’da 2007’de de Peloponesos bölgesinde 65 kişinin hayatını kaybettiği büyük orman yangınları olmuştu. Binlerce hektar yandı, ama yine de bir şey değişmedi” diye konuştu.

Ümit Şahin ve Michael Bakas

Yeşil Düşünce Derneği’nin uluslararası yeşil düşüncenin temellerini kavramak, ekolojist değerleri benimsemiş insanlarla tanışmak, bunu yaparken doğanın da haklarına saygı duyan çözümler bulabilmek amacıyla düzenlediği Yeşil Kamp’ın ilk gününde bu sene Yeşil Avrupa Vakfı’nın (Green European Foundation) da desteği ile Yeşil Okul (Green School) panelleri gerçekleştirildi.

Yeşil Okul’un Ümit Şahin’in kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen, “Doğanın Hakları ve Yeryüzü Anayasacılığı” başlıklı sunumunun konuşmacıları  arasında bulunan Yunanistan Ekolojist Yeşiller Partisi’nden  Michael Bakas  ülkesinin gündemini de dikkate alarak konuşmasında Atina yakınlarındaki Attica’da meydana gelen orman yangını hakkında bilgi verdi. Dünyaca ünlü yönetmen Theo Angelopulos’un tüm kültürel mirasını barındıran evi dahil tüm bölgeyi kasıp kavuran yangın 100’e yakın insan ile binlerce canlının ölümüne neden olmuştu.

Bakas’ın sunumunun ardından Açık Radyo, Açık Yeşil programı için kendisi ile mülakat yapan Ümit Şahin’in gerçekleştirdiği röportajı paylaşıyoruz.

Açık Yeşil programı kaydını ise buradan dinleyebilirsiniz.

***

Ümit Şahin: Mihail, bize geçen hafta Atina yakınlarında, Attica’da neler olduğunu, orman yangınlarını biraz anlatabilir misin?

Mihail Bakas: Evet, zor koşullarda büyük bir yangın yaşadık ve rüzgârın şiddeti saatte 95 kilometreye ulaşmıştı. Burası ormana yakın, çok sayıda küçük evin olduğu bir kentsel alan. Ama orijinal olarak bu alan kent şeklinde planlanmış değil. Bu nedenle etrafta çok sayıda dar yollar görüyoruz ve burası çok sayıda evin çok sayıda çam ağacıyla iç içe olduğu bir kentsel alan olmuş.

Yangın buradaki küçük bir kent olan Marathon yakınlarındaki geniş yolun karşı tarafına geçmiş. Normalde herkes bu büyük ulusal karayolunun yangına engel olacak bir yol olarak iş görmesi gerektiğini söylüyordu, ama yangın o kadar şiddetli bir rüzgârla yayıldı ki, hızla bu ulusal karayolunun karşısına geçti ve bir saat içinde bütün alan yandı.

Ne yazık ki şu ana kadar yaklaşık 90 kişinin öldüğünü biliyoruz ve hâlâ kayıplar var. Bu nedenle ölü sayısının kaça ulaşacağını tam olarak bilmiyoruz. 100 civarını bulacaktır. Elbette bu büyük bir felaket. Bu kadar çok insanın hayatına mâl olan en büyük yangın. Bu olay pek çok sorunun bir arada nasıl korkunç bir felakete neden olabileceğini gösteren trajik bir örnek oldu.

İlk olarak elbette iklim değişikliğinden bahsediyoruz. Geçen yıllarda hem yazın hem de kış aylarında yüksek sıcaklıklar gördük. Ama en önemlisi yaz aylarındaki yüksek sıcaklıklardı ve bu da durumu büyük yangınların çıkması için elverişli hale getirdi.

Geçtiğimiz günlerde Kaliforniya’da yine insanların hayatını kaybettiği büyük yangınlar yaşandı. Geçen yıl Portekiz ve İspanya’da da 40 ile 60 arasında kişinin hayatını kaybettiği yangınlar gördük. Hatta İsveç’te bile oldu. Dünyanın her yerindeki ve Avrupa’daki yüksek sıcaklıklar yüzünden ormanların yandığına tanıklık ediyoruz.

Ümit Şahin: Geçen kış ve bahar aylarında sıcaklıklar nasıldı? Hava beklenenden çok sıcak ve kuru muydu?

Mihail Bakas: Büyük değişiklikler oldu. En önemlisi bazı günler büyük yağışlar ve seller yaşamamızdı.

Ümit Şahin: Ne zamandı bu?

Mihail Bakas: Geçen kış. Midilli adasında geçen 5 yıl içinde 3 çok büyük sel felaketi yaşadık ve bazı evler ve köyler ciddi etkilendi. Bazı akarsular taştı, evler su altında kaldı, ama tanrıya şükür kayıp vermedik.

Ama Attica bölgesinde, Atina yakınlarında, Atina’nın merkezine 30 kilometre mesafede bulunan ve bir nehir kenarına kurulu olan Mandra’da 24 kişi büyük bir yağışın ardından hayatını kaybetti. Burada yaklaşık 100 milimetre yağıştan bahsediyoruz, ki bu miktar orada bütün yıl yağması beklenen yağışın yüzde 25-30’una tekabül ediyor. Bu kadar yağış sadece 3 saatte düştü.

Sonuçta o kadar su kentin kenarına kurulduğu nehirden geçerek yolunu bulacaktı ve sonuç olarak o kadar insan kaybettik.

“25 yıldır iklim değişikliğinden söz ediyoruz”

Ümit Şahin: Kaç kişi ölmüştü?

Mihail Bakas: 24 kişi.Bu kış oldu bu da.

Ümit Şahin: Ama kışın geri kalanı kuraktı değil mi?

Mihail Bakas: Evet, diyebilirim ki, bu olay tamamen iklim değişikliyle ilgiliydi, çünkü bazı günler veya bazı saatlerde büyük yağmurlar yağsa da kışın geri kalanında hava oldukça yumuşaktı ve pek yağış da düşmedi.

Bu bir yandan iklim değişikliğiyle yüzleşmemiz anlamına geliyor, bir yandan da şehirlerin inşa edilme biçimiyle ilgili. İklim değişikliği koşullarında büyük yangın vakaları ve sellere karşı kırılganlık artıyor tabii.

Yasadışı binalar Yunanistan’da oldukça yaygındır. Orman içine yasadışı ve düzensiz biçimde inşaat yapmak da çok yaygındır. Dolayısıyla iklim değişikliği olunca bu durum can kayıplarına bile neden olan bir şey halini alıyor.

Sanırım gelecek yıllarda iklimin değişmesi daha büyük bir hakikat olacak. Benim geldiğim ekolojist partiler ve sivil toplum örgütlerinde biz 25 yıldır iklim değişikliğinden bahsediyoruz. Ama aslını söylemem gerekirse bunun sonuçlarıyla bizim kuşağın bu kadar ciddi biçimde karşılaşacağını düşünmezdik. Şimdi ise bizim bu sorunla karşı karşıya kalan ve bu soruna bir çözüm bulması gereken son kuşak olduğumuzu düşünüyorum.

Yani biz sorunu görmeli ve önlemler geliştirmeliyiz ki 25-30 yıl sonra bizden sonraki kuşak çok daha büyük sorunlarla karşılaşmasın. Tabii sıcaklıklardan konuşuyoruz, ama aynı zamanda gazlardan, petrolden, üretimden, yenilenebilir enerjiye geçmekten bahsediyoruz, ki iklimin değişmesini durdurabilelim.

Ümit Şahin: Yunanistan’da bu orman yangınları sonrası yaşanan tartışmalar nasıl? İnsanlar iklim değişikliğinden bahsediyor mu? Yoksa yangınlarla ilgili başka sebeplerden mi söz ediyorlar?

Mihail Bakas: İklim değişikliğinden bahsetmiyorlar, bu da sanırım siyasetin gündemiyle ilgili. Genellikle olan biteni ve durumu takip ediyorlar ve kimin suçlu olduğu hakkında konuşuyorlar.

Ümit Şahin: Siyasi olarak mı?

Mihail Bakas: Evet, siyasi olarak. Mevcut hükümet 40 yıldır diğer partilerin iktidarda olduğunu ve olanların, onların geçmişte çözmüş olmaları gereken sorunlardan kaynaklandığını söylüyor.

Michael Bakas, Yeşil Düşünce derneği ve Yeşil Avrupa Vakfı tarafından organize edilen Yeşil Okul kapsamında Yeşil Kamp’ta bir panele de katıldı

Ümit Şahin: Yani sorunu mevcut hükümet değil onlar yarattı diyorlar.

Mihail Bakas: Evet, diğerleri yarattı diyorlar. Muhalefet de hükümetin böyle hayati durumlarda insanları korumak ve can kaybını önlemek için daha iyi hareket etmesi gerektiğini söylüyor.

İki tarafın da haklı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü gerçekten de sorunu mevcut hükümet yaratmadı. Ama Yunanistan’ın son 8 yıldır karşı karşıya bulunduğu koşullarda yangınlara karşı ya da genel olarak sağlık hizmetleri için daha fazla devlet görevlisi de alınmadı. Çünkü finansal kriz birçok sorun yarattı ve bunun için para yoktu. Ayrıca bazı insanların o bölgede yaşayan halkı korumak ve sorunları çözmek için doğru davranışlarda bulunmadığı da açık.

Ümit Şahin: Peki yeşillerin pozisyonu ne burada? İnsanlar yeşillerin ne dediğini, ya da daha önce iklim değişikliği hakkında söylediklerini ve uyarılarını dinliyor mu? Yani siz görünür durumda mısınız?

Mihail Bakas: İlk olarak pek çok insanın bizim son 15 yıldır söylediğimiz şeyleri söylemeye başlamış olduğunu duymak iyi bir şey.

Ümit Şahin: İnsanlar bunları söylemeye başladı yani.

Michael Bakas: Evet, ama bana birkaç ay sonra insanların aynı şeyleri söylemeye devam edip etmeyeceklerini sorarsanız, sanmıyorum derim.

Attica yangınında dünyaca ünlü Theo Angelopulos’un tüm kültürel mirası da yok oldu

Ümit Şahin: Unutacaklar diyorsunuz yani.

Mihail Bakas: Korkarım ki yine unutacaklar. Hatırlayın, Yunanistan’da 2007’de de Peloponesos bölgesinde 65 kişinin hayatını kaybettiği büyük orman yangınları olmuştu. Binlerce hektar yandı, ama yine de bir şey değişmedi.

Dolayısıyla Yeşiller’in yine iklim değişikliği hakkında, veya kentlerde nasıl bir yapılaşma olması gerektiği hakkında, veya ormanları nasıl korumamız gerektiği konusunda, veya akarsularda, ormanlarda ve doğal alanlardaki yasadışı faaliyetlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda konuşmaya devam edeceklerini düşünüyorum, ama korkarım insanlar birkaç ay sonra bütün bunları yine ciddiye almayacaklar ve hatırlamayacaklar, daha önce de söylediğim gibi.

Ümit Şahin: Ayrıca sanırım Yunanistan’da enerjinin önemli kısmı kömürden elde ediliyor. Sizce iklim değişikliğinin sorumlu olduğu açık olan bütün bu olanlardan sonra bu durumda bir değişiklik olması mümkün mü?

Mihail Bakas: Hayır, sanmıyorum. Çünkü kimse sorunun küresel olduğunu düşünmüyor. Herkes devlet için ya da ülke için para tasarruf etmeye çalışıyor.

Zaten bu nedenle son günlerde yaşadığımız bütün bu sorunlara rağmen ve iklim değişikliğinin hayatlarımızı değiştirmeye başlamasına rağmen kimsenin sorunun ne olduğunu anlamadığını söylüyorum.

Ümit Şahin: Muhtemelen iklim değişikliği hiçbir zaman Yunanistan seçimlerinde önemli bir konu olmamıştır değil mi? Daha önce yani?

Mihail Bakas: Bundan 10 yıl önce insanlara en önemsedikleri ilk 10 konuyu sorduğunuzda çevre sorunlarının ilk onda olduğunu, 6. veya 7. sırada olduğunu görürdünüz. Şimdi sanırım 20. sıranın da altında.

Ümit Şahin: Ekonomik krizden sonra…

Mihail Bakas: Evet, ekonomik krizden sonra. Artık ilk onda değil.

“Yeşil Hareket olarak biz kendimiz için değil çocuklarımız için mücadele ediyoruz”

Ümit Şahin: Ve bu orman yangınlarının sorunun daha görünür hale gelmesine neden olmayacağını söylüyorsunuz.

Mihail Bakas: Bu günlerde insanlar önemsiyorlar… Ama tabii, bu bize bağlı. Sonuç olarak insanların bu konunun ne kadar önemli olduğunu anlamalarını sağlamak için daha çok çalışmamız lazım.

Çevre için demiyorum, biz yeryüzünü tahrip etsek de doğa az ya da çok ayakta kalır. Doğa değişir, bu daha önce de oldu. Sorun bizim bizden sonraki kuşağa, çocuklara yaşayacakları nasıl bir dünya bırakacağımız. Gittikçe daha kötüye gidiyoruz ve artık hayatlarımızı değiştirmemiz gerektiğini anlamamız gerekiyor.

Ümit Şahin: Son olarak şunu sormak istiyorum: Sizce yeşiller bu dinamikleri değiştirmek ve toplumda iklim değişikliği konusundaki farkındalığı artırmak için ne yapmalı?

Mihail Bakas: Cesaretimizi kaybetmememiz gerekiyor. Yeşil hareket için söylüyorum. Biz kendimiz için değil çocuklarımız için buradayız. Dünyayı değiştirmek için bu mücadeleyi her gün vermeye devam etmemiz gerekiyor.

Zor bir durum olduğunu biliyorum. Kazanmanın çok zor olduğunu da biliyoruz. Ama başka bir yolumuz yok. Cesaretimizi kaybetmemeliyiz ve insanların bu sorunların ne kadar önemli olduğunu anlamasını sağlamalıyız. Son anda bile olsa toplum olarak tutumumuzu değiştirmemiz gelecek için bir şeyleri kurtarmamızı sağlayabilir.

Ümit Şahin: Teşekkürler Mihail

Mihail Bakas: Ben teşekkür ederim.

 

Röportaj: Ümit Şahin

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.