Spor

Yorum: Beşiktaş turu hakemlerle hatırlamalı

0

İlk maçın sonunda yazdığım değerlendirme yazısında, “Alania’nın sert oynayan bir takım olduğu söyleniyordu ama Beşiktaş daha sert oynadı” yazacakken vazgeçmiştim. Alania’nın sert bir takım olduğunu görmek için deplasmana gitmek gerekiyormuş. Beşiktaş, ağır sahada dayak yiyerek bitirdi maçı denebilir. (İlk yarında Alania’lı oyuncular beş sarı kart gördü. Bu sürede Beşiktaş’ta da iki sarı kart vardı ama ikisi de sert oyuna gösterilen tepkiler sonucu oldu.) Alania’nın sindirme ve hemen golü bulma arzusu, Beşiktaşlı oyunculara darbeye dayalı ağrı olarak geri döndü.

Bitmesi gereken bir saatte başladı maç; 21.40 gibi… Nedeni yoğun yağış. Topun sekemeyeceği, çizgilerin silindiği bir yağış. Fakat çalışmayla maçı geç de olsa başlattı Ruslar. Eğer ertesi gün kura çekimi olmasaydı, yine bu kadar ısrar edilir miydi maçta orası biraz şüpheli. Tabii bir de Alania’nın bu ağır sahayla iyi bir sonuca gitme şansı, “saha ve hava şartlarının futbol oynamaya çok müsait olduğu” hava şartlarından daha yüksek. Kendisini değil, topu ve tekniğini konuşturan Guti gibi futbolcular için çok olumsuz bir saha. İşin ilginç olan yanı ilk yarı boyunca Guti, ilk maça nazaran daha etkili oldu. Bellli bir alan içerisinde ara pas atarak yeteri kadar zora soktu rakip defansı. Fakat, rakibin çok zayıf olması ve 20. dakikada, İstanbul’daki maçın en iyi oyuncusu olan 4 numaralı Dudiev’in sakatlanması Beşiktaş’ın zorlanmasını engelledi denebilir.

İkinci yarıya gelince işler değişti denilebilir. Zaten Beşiktaş’ın sahanın da etkisiyle yorulduğu ve istediklerini yapamayacağı 40. dakikadan itibaren belliydi. Fakat belli olmayan ve bence inanılır gibi de olmayan hakem ve Beşiktaşlı oyuncuların arasında yaşananlar!

Şimdi düşünün ki, bir maçta Beşiktaş, ikisi bir oyuncuya olmak üzere toplam 8 sarı kart görüyor ve hiçbir sarı kart oyun gereği değil! Neredeyse hepsi, şu şekilde: Alanialı bir oyuncu Beşiktaşlı bir oyuncuyla tartışma çıkartıyor, hakem de geliyor ikisine birden sarı kart gösteriyor. Sert giren ya da tartışmayı çıkartanın kim olduğu önemli değil. Bir takım bunu, birinci kartta anlamayabilir, ikinci de anlamayabilir, üçüncüde de anlamayabilir. Sekiz sarı kart görülür mü bu şekilde? Dön arkanı, rakip görsün sarı kartı, sen de dinlen. Yok illa “dayılık” yapacak oyuncular! Sekiz sarı karta mal oldu bu durum ve turu da zora soktu! Hele, bu takımın kaptanı olan İbrahim Toraman‘ın aynı tuzağa iki kere düşüp, oyundan atılması inanılır gibi değil! Rakip de sekiz sarı kart gördü. Bir maçta 16 tane sarı kartın olması ve olan pozisyonlara bakınca, hakemin de çok yeterli olmadığı açık ama en azından hakem adalet görüşünü açıkça ortaya koydu. Fakat, bu maçın hakemini “anarken”, ilk maçın penaltı yaratan hakemini de unutmamak gerek. İsmail’in pozisyonunda penaltı vermeseydi, şimdi başka konuları konuşuyor olacaktık. Bakın, Bursaspor’u ilk maçtaki haksız penaltı bile kurtaramadı.

Maç tamamen sıkıcı geçerken, Beşiktaş eski günlerini hatırlayarak 81 ve 88’de iki gol yedi. Alania için de herhalde uzun yıllar hatırlanacak bir Avrupa zaferi oldu bu maç. Beşiktaşlı taraftarlar için ise hemen unutulmak istenen bir karşılaşma.

Sonuç olarak, Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi’ne Türkiye’den kalan tek takım olmayı başardı. Gelir anlamında da önemli bir kaynak sağlayacaktır bu durum. Rosenborg’un, Young Boys’un, Glasgow Rangers’ın, Celtic’in, Panathinaikos’un, Roma’nın ve Sevilla‘nın elendiği bir ortamda gruplara kalmayı başardı.

Maçın başarılı oyuncuları olarak, Rüştü Reçber’i, Manuel Fernandes’i ve Veli Kavlak’ı sayabiliriz Beşiktaş adına.

 

More in Spor

You may also like

Comments

Comments are closed.