Yaşanmadan 2011 Değerlendirmeleri

İster kehanet deyin, ister tahmin, ister analiz deyin, ister temenni, Yeşil Gazete yazarları yanılmayı ve madara olmayı da göze alarak bizlere bir hafta boyunca 2011’i anlatacaklar. Ağzından yel alsın da diyebilirsiniz, ağzından bal damlıyor da… “Yaşanmadan 2011 Değerlendirmeleri” başlıyor…

Her yılın sonunda gazeteler o yılın değerlendirmeleriyle dolar. Geçen yıl neler oldu, dünyada neler yaşandı? İşte ajansların geçtiği en güzel kareler! En büyük felaketler, bu yıl kaybettiklerimiz, daha dün gibi değil mi? Ama geçen bir yılda yaşananlarla göz ucuyla ilgilensek de, aklımız daha çok gelecek yılda ve 1 Ocak’tan itibaren hayatımızda yapmaya kararlı olduğumuz değişikliklerdedir. Hepimiz geçen yıla dair yazıları ve yorumları okurken, gerçekte belirsiz olan geleceğe doğru bakarız.

İşte bu yüzden biz Yeşil Gazete olarak her gazetede bulabileceğiniz 2010 değerlendirmelerini boş verip, hiçbir yerde bulamayacağınız 2011 değerlendirmelerinden oluşan bir dosya yapmaya karar verdik!

Hızla yaklaşan 2011 neler getirecek?

Hiçbir şey değişmeyecek mi? Yoksa bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı?

Aynı partiler, aynı politikacılar,aynı köşe yazarları, aynı tartışma programları ve aynı televizyon dizileriyle bir yıl daha mı geçireceğiz? Doğanın yok edilmesine, HES’lere, nükleere, küresel ısınmayı durdurmak için bir şeyler yapması gerekenlerin bizimle alay etmesine, tıpkı bitmek bilmez televizyon dizilerini seyreder gibi bir yıl daha seyirci mi kalacağız? Yoksa yeter artık diye ayağa kalkacak, yepyeni bir dünya mı kuracağız?

Önümüzdeki yıl genel seçimler var. Meclis’te sadece birkaç yüz mü değişecek, yoksa hükümet mi? Türkiye 30 yıldır yaşadığı karbon kopyayla çoğaltılmış politikacılardan oluşan meclislerden bir yenisine mi sahip olacak 2011’de, yoksa seçmen yepyeni “mesajlar” mı verecek?

Mesela tabularımız ne durumda olacak? İki dil korkusu devam edecek mi? Yine özerklik diyene sopa gösterilecek mi? Bölünmez bütün bir türlü bölünmediği halde her an bölünecekmiş gibi diken üstünde oturulacak mı? Başörtüsü dediğiniz anda birileri hazır ola geçmeyi sürdürecek mi? Çocuklar yine her sabah andımız için sıraya girecek, “sivil” toplum örgütlerinin toplantıları İstiklal Marşı’yla açılacak mı? Devlet yetkilileri ve televizyon yorumcuları Nisan ayında Amerikan başkanı işte bu sefer Ermeni soykırımı diyecek diye yine havale geçirecek mi? Yoksa Türkiye’de yaşayan insanlar 2011’de tabularının tabu olduğunu fark edip kendi zayıflıklarıyla ve kendi gücüyle yüzleşmeyi bu kez başarabilecek mi?

Mesela dünya nereye gidiyor olacak? Dünya nüfusu 2011 sonunda 7 milyara dayanıp Avrupa ülkeleri ve ABD ekonomileri daralırken ve Çin-Hindistan ekseni dünyayı sadece insan nüfusu olarak değil ekonomik olarak da dünyanın yarısını teşkil etmeye doğru giderken mevcut siyasi dengeler aynen sürebilecek mi? Obama balonu daha nereye kadar sönebilecek mesela? 2011 de Sarkozy, Merkel, Putin, Erdoğan ve Berlusconi’yle biterse bize yazık değil mi?

Yok mudur şöyle güzel kehanetler yapacak birileri?

İşte Yeşil Gazete yazarları sadece politikayla, ekonomiyle ve ciddi meselelerle değil, hayatın her alanıyla ilgili 2011 değerlendirmelerini bir hafta boyunca bizlere sunacaklar. İster kehanet deyin, ister tahmin, ister analiz deyin, ister temenni, Yeşil Gazete yazarları yanılmayı ve madara olmayı da göze alarak bizlere bir hafta boyunca 2011’i anlatacaklar.

Ağzından yel alsın da diyebilirsiniz, ağzından bal damlıyor da…

Çıkar mı, çıkmaz mı, orası sadece yazana değil, aslında biraz da bize kalmış değil mi?

Yeşil Gazete yazarlarının gözüyle “Yaşanmadan 2011 Değerlendirmeleri” başlıyor…

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Üçüncü 20 yıla girerken

Geride bıraktığımız 2010 yılının kaydedilmiş en sıcak yıl olacağı hemen hemen kesinleşti. Aralık ayında Kuzey Avrupa'da yaşanan soğukların ortalama sıcaklığa etkisi medyada bulduğu yer kadar çok olmuyor. Üzerinde güneş batmayan Britanya imparatorluğunun şiddetli kar yağışlarında felç olan havaalanlarıyla ünlü küçük adasının yeryüzünün sadece on binde 5'ini kapladığını duymak büyük İngiliz ulusunun hoşuna gitmeyebilir. Ama gerçek bu.

Enseyi Karartmayın

En sonda söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim. 2011 yılı eskisinden daha iyi bir yıl olacak. Neden mi; işte yanıtlar. Bu coğrafyada ve dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak. Hayır devrim falan olmayacak. Beklentilerin aksine hükümet falan da değişmeyecek, oy oranını koruyarak hatta belki de arttırarak iktidarda kalmaya devam edecek.

2011 ‘Yeni Anayasa Yılı’ olacak…

Ortalıkta yüzlerce Anayasa taslağı, yüzlerce demokratik özerklik projesi dolaşıyor olacak. Başbakan, “Kuzu Anayasası”nı Meclis’de Kılıçdaroğlu’na sallayarak, “İşte, ileri demokrasi Anayasası!” diye, efelenecek. Kılıçdaroğlu da, elindeki taslağı havaya kaldırıp, “Recep Bey, Recep Bey, bir dakika, bizimki de, “Batum Anayasası”, diye çıkışacak.

Felaket tellalı

Gelecek bilinebilir mi? ... Dinle okuyucu bu yazıda hakikati bulacaksın. ... Çünkü tek umut bu.

İçinden seçim geçen sene: 2011

2010 yılı bitiyor, az kaldı. Yeni yıl geliyor. Herkes hem geçmişte kalacak olan seneyi kapatmaya, hem de gelecek seneyi düşünmeye çalışıyor. Bu yazı da onun bir çabası aslında.

EN ÇOK OKUNANLAR