Doğa MücadelesiManşet

Metin Lokumcu ölümünün 11’inci yılında anılıyor: Hopa’dan Gezi’ye bu dava bizim

0
Fotoğraf: Eren Dağıstanlı

Artvin Hopa’da 31 Mayıs 2011’de, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingi öncesinde “Suyuma, çayıma, doğama dokunma” protestosunda polis saldırısı ve biber gazından etkilendiği için hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu, ölümünün 11’inci yılında Hopa’da anılıyor.

Hopa halkı, doğa ve yaşam savuncusu Metin Lokumcu için bugün 16.30’da Hopa Parkı‘nda buluştu.

Kalabalık, alkışlar ve “Hepimiz Hopalı hepimiz eşkıyayız” sloganı eşliğinde Lokumcu’nun öldürüldüğü meydana yürüyor. Grup 18.00’da Lokumcu’nun Dereiçi Köyü’ndeki mezarına gidecek.

Hopa Belediyesi ve Kemalpaşa Belediyesi de öğle saatlerinde mezarı başında Lokumcu’yu andı.

Geçen 11 yıl

Lokumcu’nun ölümüne ilişkin dava tam 10 yıl sonra başlamış, ilk duruşmada Trabzon Adliyesi önünde söz alan Hopa Halkevleri başkanı Kamil Ustabaş şöyle demişti:

O gün Hopalılar suyun , doğasına sahip çıkmak için haykırıyordu. Metin Lokumcu da onun için oradaydı. Polisin aşırı saldırısıyla Metin Lokumcu hocamızı aramızdan aldılar.

O dönemde emri ben verdim diyenler, gazı az kullandılar diyenler Metin hocamızın katilidir. Bu davayı Trabzon’a getirenler o emri verenlerin yargılanmasını istemeyenlerdir. Bizim adalet mücadelemiz emri verenlerin de yargılandığı ve cezalandırıldığı zamana kadar devam edecektir. Değil Trabzon’a, fizana kaçırsanız da adalet mücadelemiz sürecek.

Hopa’yı savaş alanına çeviren polis saldırısı, Erdoğan’ın mitingi öncesi nde protestocuların HES’leri protesto ederek, ’Su haktır, satılamaz’ pankartı açmasının üzerine başlamıştı.

Göstericilerden ve polislerden yaralananlarla, biber gazından etkilenen çok sayıda kişiye ambulanslarda ve hastanede tıbbi müdahale yapılmış, ancak 54 yaşındaki Metin Lokumcu kalp krizi geçirmiş ve kurtarılamamıştı.

Dönemin başbakanı Erdoğan, Metin Lokumcu’nun ölümünden sonra ‘Tabii bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş’ ifadelerini kullanmıştı.

Lokumcu’nun ailesi, İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açmış, Bakanlık, savunmasında “Eyleme katılan tazminat isteyemez” demişti.

2020’de Anayasa Mahkemesi Lokumcu’yu öldüren polis saldırısını ve sonucunda meydana gelen yaralanmaları “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” olarak nitelendirdi.

Adli Tıp, soruşturmasını ancak dokuz yıl sonra tamamladı ve hazırladığı raporda biber gazına maruz kalınmasının kronik kalp hastalığını tetikleyen bir faktör olduğunu açıklayarak Lokumcu’nun polis saldırısı sonucu öldüğünü doğruladı.

Lokumcu’yu öldürenlerin yargılandığı dava hala sonuçlanmadı.

İlk defa 2021’de Ağır Ceza davası olarak görülen davanın son duruşması 8 Nisan’da yapıldı. Bir sonraki duruşması ise 1 Temmuz’da görülecek.

Aralarında dönemin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan’ın da bulunduğu 13 polis ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

Sanıklardan dönemin Hopa İlçe Emniyet Müdürü Fatih Ünlü, bir duruşmada ‘grubun olay çıkardığı yönündeki anonslar üzerine dönemin Hopa Kaymakamının talimatıyla alana gittiği’ savunmasını vermişti.

Lokumcu‘nun öldürüldüğü güne ait paylaşılan yeni görüntülerde de eylem sırasında sivil giyimli bir kişinin polislere “Sakin olun, birlik düzeninizi alın, gücümüzü gösterecek şekilde durun” talimatı verdiği ve polislerin bu talimatla gaz fişeği attıkları görülmüştü.

 

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.