Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye‘nin nisan ayında güneş ve rüzgar enerjisi kaynaklı elektrik üretiminin rekor kırdığını açıkladı.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, güneş enerjisi kaynaklı elektrik üretiminin nisanda 2,4 milyar kilovatsaate ulaşarak aylık bazda tüm zamanların rekorunu kırdığını ifade etti.
Geçen ay güneş enerjisinden üretilen elektriğin toplam elektrik üretimi içindeki payının yüzde 10’a ulaştığını ve rüzgardan elektrik üretiminin de rekor kaydettiğini aktaran Bakan, “Nisanda 3,2 milyar kilovatsaat değeriyle nisan ayları içerisinde tüm zamanların en yüksek rüzgar kaynaklı elektrik üretim seviyesine ulaştık.” ifadesini kullandı.
Ancak, aynı zamanda elektrik üretiminde kömürün payı artmaya da devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yayımladığı son verilere göre 2023 yılında üretilen 326,3 milyar kilovaatsaat elektriğin yüzde 36,3’ü kömürlü termik santrallardan sağlandı. Bu oran TEİAŞ istatistiklerinde, 2021 yılında yüzde yüzde 31,4, 2022 yılında ise yüzde 34,6 olarak görünüyor.
Bakanlık, bu yıl başında elektrik üretiminde kömürlü termik santralları yüzde 21,4’lük oranla gaz santrallarının takip ettiğini; kömür ve gaz gibi iki fosil yakıtın elektrik üretimindeki payının bir önceki yıla göre yaklaşık bir puan artarak yüzde 57,7’yi bulduğunu açıklamıştı.
‣ Türkiye, elektrik için kömür üretiminde Dünya’nın ‘ters yönünde’: Üretim iki puan arttı
Enerji düşünce kuruluşu Ember’in geçen ay yayımlanan Türkiye Elektrik Görünümü başlıklı analizine göre de kömürden elektrik üretimi 2023’te 118 TWh (terawatt saat) ile tarihi yüksek seviyeye ulaştı. Elektrik üretiminde kömürün payının yüzde 36’ya ulaşmasıyla Türkiye, Polonya’yı geride bırakarak Avrupa’da kömürden en çok elektrik üretimi yapan ikinci ülke oldu ve neredeyse Almanya’nın 121 terawatt saatlik değerini yakaladı.
‣ Rapor: Türkiye kömürden elektrik üretiminde ters yönde ilerliyor
Buna göre; Türkiye’de toplam elektrik üretimi içerisindeki ithal kömürün payı, tüm zamanların en yüksek değerlerine ulaştı. Kömürden elektrik üretiminde payı yüzde 60’a yükselen ithal kömüre 2023’te toplam 3,7 milyar dolar ödendi. Rusya, ithal kömür tedariğinde ilk sıradaki konumunu sağlamlaştırdı. Son on yılda ithal kömürden üretilen elektrik miktarı iki katına çıkarken, yerli kömürden elektrik üretimi ise yüzde 12 arttı.
‣ [İklim Masası] İklim Kanunu taslağı: Ne biliyoruz?
Bayraktar: Yenilenebilir’in payı yüzde 64’e ulaştı
Bakan Bayraktar, geçen cuma günü yaptığı açıklamada, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı toplam elektrik üretiminin 15,5 milyar kilovatsaat ile tüm zamanların en yüksek üretim seviyesine çıktığına işaret etti:
“Bu da bir başka rekoru beraberinde getirdi. Toplam elektrik üretiminde yenilenebilirin payı yüzde 64’e ulaştı. Enerjide tam bağımsızlık hedefimize bu büyük potansiyelimizden azami oranda yararlanarak ulaşmayı planlıyoruz. Mevcut toplam kurulu gücümüzün 2035’e kadar yaklaşık 80 bin megavat artacağını öngörüyoruz. Oluşacak bu artışın da 60 bin megavatını yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz.”
Türkiye’nin 2024-26 yıllarını kapsayan “orta vadeli programı’nda enerji başlığı altında ise “enerjide dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla petrol ve doğal gaz arama ve üretim faaliyetleri hızlandırılarak sürdürüleceğine” dikkat çekiliyor. Buna göre; “doğal gaz depolama tesislerinin depolama ve geri üretim kapasiteleri artırılacak. Sakarya Gazını girdi olarak kullanarak üre üretecek bir tesis kurularak yerli doğalgazın katma değeri artırılacak. Yurtdışında millî petrol şirketimizin enerji alanında farklı ortaklıklarla faaliyette olduğu üretim sahaları ile potansiyel arz eden sahalar değerlendirilecek.”
Türkiye bu program kapsamında “yerli ve milli” kömür kullanmayı sürdürecek, kömürlü termik santralleri “rehabilite edilecek”. Türkiye’nin en kirletici ve eski teknolojili termik santrallerden Kahramanmaraş’taki Afşin Elbistan A Termik Santrali‘ne ilave iki ünite daha açılması için hazırlanan projenin, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonunda toplanan İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nda (İDK) 2 Nisan’da görüşüldü. Sağlık bürokratlarının “olur verdiği” kapasite artışı bölge halkı ve ekoloji aktivistlerinin yoğun itirazlarına yol açtı.