Germanwatch tarafından her yıl hazırlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi, (Climate Change Performance Index, CCPI) ulusal ve uluslararası iklim politikalarında şeffaflığı sağlamaya yönelik güncellemesini bugün yayımladı.
Endeks, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 90’ından fazlasını oluşturan 63 ülke ve AB’nin iklim performansını, sera gazı emisyonları, yenilenebilir enerji, enerji kullanımı ve iklim politikası kategorilerinde değerlendiriyor.
Türkiye, bu yılki CCPI sıralamasında 53’üncü sırada, alt kademelerdeki ülkeler arasında yer aldı. Yenilenebilir enerji kategorisinde orta düzeyde yer alırken, sera gazı emisyonları, enerji kullanımı ve iklim politikaları konularındaki performansı “düşük” olarak değerlendirildi.
Türkiye’nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı (NDC), 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında azalma yerine artışı hedefliyor. Uzmanlar, 2025 yılında sunulması beklenen ikinci NDC’nin bilime dayanmayacağı ve küresel ısınmanın 1,5°C’nin altında sınırlandırılmasıyla uyumlu olmayacağı yönündeki endişelerini dile getiriyor.
Değerlendirmede, Türkiye’de yenilenebilir enerji kapasitesi artarken, bunun fosil yakıtları ikame etmediğinin altı çiziliyor. Fosil yakıtların aşamalı olarak sonlandırılması ve yeterli uzun vadeli iklim hedeflerinin belirlenmesi temel hedefler olarak ön plana çıkıyor.
Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, Türkiye’nin 2035 yılı için 120 GW’lık güneş ve rüzgar hedefi açıklamasının ardından endekste zayıf not almasının şaşırtıcı gelmiş olabileceğine ancak yenilenebilir enerji hedeflerini yüksek tutmanın tek başına güçlü bir iklim politikası için yeterli olmadığına dikkat çekti:
“Türkiye’nin iklim politikasında performansını artırması için yeni fosil yakıt aramalarını durdurması ve fosil yakıtlardan çıkış için tarih ve yol haritasını ortaya koyması gerekli. Türkiye’de kömürden çıkışı konuşmak bile tabu gibi görülüyor. Oysaki kömürden vazgeçemeyen Türkiye, geleceğini yakıyor. Milas’ta kömür madenini genişletmek için Akbelen ormanı yok edildi, şimdi de zeytinlikler, tarım alanları tehdit altında. Afşin ve Elbistan ilçelerinde yapılmak istenen yeni kömür santralinin sağlık maliyetinin olası faturası ise 88,4 milyar lira”.
İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin de Türkiye’nin iklim politikaları yıllar içinde gelişse de hala ciddi bir inandırıcılık sorunu olduğunu vurguladı:
“Bunun da nedeni kendi içinde uyumlu bir politika seti kurulamamış olması. Bir yandan bu endekste aldığı nispeten yüksek notta da görüldüğü gibi yenilenebilir enerji hedefleri olması gereken düzeylere yükseliyor ve takdir topluyor. Ancak bu alanda bile hedeflerin nasıl uygulanacağına dair soru işaretleri nedeniyle çok yüksek not alamıyor. Öte yandan yüksek yenilenebilir hedefleriyle uyumsuz bir şekilde herhangi bir emisyon azaltım hedefi ilan etmiyor ve emisyonları 2038’e kadar yükseltme politikasından ve kömürü savunmaktan vazgeçmiyor. Üstelik iklim politikası içinde nükleer enerjiye yenilenebilir hedeflerinin uygulanmasına engel olacak şekilde öncelik veriyor.”
Türkiye’nin gelecek yıl bu endekste çok üst sıralara tırmanabileceğine işaret eden Şahin, bunun için gereken şeyin bir kömürden çıkış takvimi hazırlamaya cesaret etmek ve mutlak emisyon azaltım hedefi belirlemek olduğunu kaydetti: “O zaman dünyaya ve piyasalara karışık mesajlar vermemiş olacak ve enerji dönüşümü gerçek anlamda başlayacak. Dönüşüm için gerekli finansmanı bulmak da ancak böyle tutarlı ve kararlı bir politikayla mümkün olacaktır.”
[COP29] 25 ülke ve AB’den ‘Yeni kömüre hayır’ eylem çağrısı
Türkiye 2035’e kadar yenilenebilir enerji kapasitesini 4 katına çıkarmayı hedefliyor
Türkiye’nin çıkmazı: ‘Yenilenebilir’ de kömürden elektrik üretimi de ‘rekor kırıyor’
CCPI’ın kapsamlı 2025 değerlendirmesine buradan, Türkiye bölümüne ise buradan ulaşabilirsiniz.
Endeksteki ülkeler küresel emisyonların yüzde 90’ından sorumlu
Germanwatch, NewClimate Institute, CAN International‘ın endeksle ilgili ortak basın açıklamasında da yenilenebilir enerji kaynaklarındaki hızlı büyümeye rağmen henüz fosil yakıtlardan çıkış olmadığına vurgu yapıldı.
CCPI’da değerlendirilen 63 ülke ve Avrupa Birliği küresel emisyonların yüzde 90’ından sorumlu. Bu yılki endekse göre, 64 ülkeden 61’i son beş yılda enerji karışımında yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırırken, 29 ülkedeki sera gazı emisyonlarını azaltmaya dair performansları hala düşük veya çok düşük olarak değerlendiriliyor.
İlk üç sıra önceki yıllarda olduğu gibi boş kaldı. İklim politikası değerlendirmesinde yüksek performans gösteren Danimarka en üst sıradaki ülke olmaya devam etti. Onu Hollanda takip etti. Birleşik Krallık bu yılın en büyük yükselişini göstererek altıncı sırada yer aldı.
CCPI’da son sırada yer alan dört ülke 67’nci sıradaki İran, 66’ncı sıradaki Suudi Arabistan 65’inci sıradaki Birleşik Arap Emirlikleri ve 64’üncü sıradaki Rusya. Bu dört ülke dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticileri arasında yer alıyor. Enerji tüketimi içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 3’ün altında. Bu ülkelerde fosil yakıtlardan uzaklaşma gündemi de bulunmuyor.
NewClimate Institute’dan ortak yazar Prof. Niklas Höhne, “’Dünya bir dönüm noktasında. Küresel emisyonların zirveye ulaşması çok yakın.. İklim değişikliğinin daha da tehlikeli sonuçlar doğurmasını engelleyebilecek tek önlem emisyonların ciddi ölçüde azaltılmasıdır. Zaman daralıyor ve acilen emisyonların azaltılmasına ihtiyacımız var” dedi.
Çin ve ABD’den karışık mesajlar
Dünyanın en büyük emisyon kaynağı Çin, CCPI’da 55. sırada yer alarak çok düşük bir seviyeye geriledi. Umut verici planlara, eğilimlere ve tedbirlere rağmen Çin büyük ölçüde kömüre bağımlı olmaya devam ediyor ve yeterli iklim hedeflerinden yoksun. Bununla birlikte, yenilenebilir enerjide benzeri görülmemiş bir patlama yaşıyor ve emisyonları neredeyse zirveye ulaşmış gibi görünüyor.
En büyük ikinci emisyon kaynağı olan ABD ise çok düşük performans gösterenler arasında 57’nci sırada yer aldı. Yenilenebilir enerji kaynaklarına ve temiz ulaştırma daha fazla yatırım yapılmasının yanı sıra fosil yakıt sübvansiyonlarının sona erdirilmesi sonraki önemli adımlar olacak. Donald Trump‘ın kazandığı seçimlerin sonucu ABD’nin önümüzdeki yıllardaki iklim performansını belirleyebilir.
Sadece iki G20 ülkesi; Birleşik Krallık ve Hindistan CCPI’da yüksek performans gösterenler arasında yer aldı. On dört G20 ülkesi genel olarak düşük ya da çok düşük not aldı. Üyelerinin dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 75’inden fazlasından sorumlu olduğu G20, emisyonların büyük ölçüde azaltılmasından özellikle sorumlu. Rusya, Suudi Arabistan ve 63’üncü sıradaki Güney Kore hala G20’nin en kötü performans gösteren ülkeleri ve genel olarak çok düşük not alıyorlar.
AB’de Yeşil Anlaşma etkisini gösteriyor
Danimarka ve Hollanda CCPI’ın zirvesinde yer alırken, AB (17.) bir bütün olarak üst-orta alanda yer alıyor. On altı AB ülkesi yüksek ve orta performans gösterenler arasında yer alırken, önceki yıllardan farklı olarak hiçbir AB ülkesi genel olarak çok düşük bir not almadı.
AB’nin en büyük ekonomisi olan Almanya iki sıra geriledi ve artık yüksek performans gösteren bir ülke değil.
Uluslararası İklim Eylem Ağı Enerji Dönüşümü Kıdemli Müdürü Janet Milongo, enerji eşitsizliğinin dünyadaki pek çok insan için bir gerçeklik olmaya devam ettiğini kaydetti: “Örneğin Hollanda’nın Afrika‘nın tamamından daha fazla güneş enerjisi kurulu gücüne sahip olması kabul edilemez. Geçiş sürecinde herhangi bir halkı ya da ülkeyi geride bırakmak adaletsizlikle sonuçlanır ve küresel hedeflere ulaşılmasını engeller. Herkes için yenilenebilir enerjiye hızlı, adil ve eşitlikçi bir geçişin sağlanması için hibeye dayalı kamu finansmanı kritik önem taşıyor.”
CCPI’daki her ülke hakkında daha fazla bilgi için tıklayın