Sivil Toplum

TTB: Biber gazı kullanımına son verilmelidir

0

Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, son günlerde artan biber gazı kullanımına yönelik bir açıklama yaptı. Açıklamada, “İnsan sağlığına etkileri nedeniyle bir kimyasal silah olduğu kabul edilen göz yaşartıcı gazların “hiçbir durumda” kullanımına izin verilmemesi ve uygulayanların cezalandırılması gerekmektedir. Beklentimiz Türkiye’de hak aramanın baskıyla karşılaşmadığı bir ortamın tesis edilmesidir. Balcalı Hastanesinde gaz kullanımı konusunda sorumluluğu olanlar cezalandırılmalı ve biber gazı kullanımına son verildiği açıklanmalıdır.” dendi.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

Biber gazı kullanımına son verilmelidir

Balcalı Hastanesinde biber gazı kullananlar cezalandırılmalıdır!

Gaz bombası ya da göz yaşartıcı bomba olarak bilinen “gösteri kontrol ajanları” uzun yıllardan beri halk arasında kişisel savunma silahı olarak kullanılmasının yanı sıra dünyada toplumsal gösterilerin kontrolünde ya da savaş kimyasalı olarak kullanılmış/kullanılmaktadır. Ülkemizde toplumsal olaylarda biber gazı kullanımı neredeyse gündelik bir uygulama olmuştur. Ne yazık ki sokaklardan meydanlara, tutukevlerinden hastane bahçelerine dek uzanan bir yelpazede halka, hak arayanlara karşı kullanılan bir silaha dönüşmüştür.

Kimyasal silah olduğu kabul edilen göz yaşartıcı gazların sağlığa etkileri; gazın kapsamı, etken maddenin, uygulanma biçiminin, uygulandığı ortam koşullarının ve kişilerin sağlık koşullarının farklılıklarına göre değişmektedir. On binlerce insan çeşitli düzeylerde biber gazının zararlı etkilerine maruz kalmakta, yaralananlar, sakatlananlar olmaktadır.  Zararlı etkilerinin geçici olduğu ve sonuçlarının uzun sürmediği iddia edilmesine karşın; ölümle sonuçlanan olgu bildirimleri bulunmaktadır. 1 Mayıs 2007’de yaşanan olaylarda polisin attığı gaz bombası İbrahim Sevindik’in fenalaşmasına ve kalbinin durmasına neden olmuş ve bu kişi tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir. Son olarak 31.05.2011 tarihinde Hopa’da Metin Lokumcu’nun ölümü, 12.06.2011 tarihinde Batman’da gazdan etkilenen Hatice İdin’in 30.06.2011 tarihinde ölümü ile sonuçlanan olaylarda yoğun gaz kullanımı izlenmiştir.

Basit, zararsız, geçici etkilere sahip gibi nitelemelerle kamuoyuna sunulan ve kullanımı savunulan bu gazların insan sağlığına olan geçici ve kalıcı etkilerinin tanımlanması çok önemlidir. Türk Tabipleri Birliği bu amaçla konunun en yetkili ilgili tarafları ve sorumluları olabilecek kurumlarla yazışmalar yaparak; kullanılan biber gazlarının kimyasal içeriklerini, toksik etkilerine ilişkin üretici bilgilerini, bu gazlara maruz kalan kolluk güçlerinin maruziyete bağlı sağlık sorunları yaşayıp yaşamadıklarını araştırmıştır. Milli Savunma Bakanlığı konu ile ilgilerinin olmadığını belirtmiştir. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ise biber gazlarının kullanımının Türkiye’nin de taraf olduğu “Kimyasal Silahlar Sözleşmesi” gereğince kullanıldığını, toplumsal olayların denetlenmesinde kullanımlarının yasaklanmadığını, kullanılan gazların Oleoresincapsicum (OS) ve chlorobenzylidenemalononitrile (CS) olduğu, biber gazlarının insan sağlığı üzerinde kalıcı etkilerinin bulunmadığı ve kolluk güçlerinde etkilenime ilişkin kalıcı bir zarar saptanmadığı belirtilmiştir.

Biber gazlarının doğası ve etki alanının genişliği nedeniyle pek çok uzmanlık alanını ilgilendirmektedir. Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği; Adli Tıp Uzmanları Derneği, Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Farmakoloji Derneği, Türk Oftalmoloji Derneği, Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği ve Türk Toraks Derneğine yazılar yazarak, kendi uzmanlık alanlarının bilgi birikimi ışığında konuyu değerlendirmeleri istenmiştir. Bu raporlar derlenerek “KİMYASAL SİLAHLAR GÖSTERİ KONTROL AJANLARI” başlıklı kitapçık oluşturulmuştur. Kitapçık uzmanlık dernekleri alanlarının bilgi birikimleri çerçevesinde; biber gazlarının içeriği, kullanımına bağlı özellikler, sağlık üzerindeki etkileri bilgilerini içermektedir.

Avrupa İşkencenin ve Kötü Muamelenin Önlenmesi Komitesi ve benzeri raporlarda biber gazının sakıncaları ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Ne yazıktır ki ülkemizde Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretilmesi, Stoklanması ve Kullanımının Yasaklanması Hakkındaki Kanun’a atfen kullanılmasında sakınca olmadığı belirtilmektedir ve gazların kullanımının sınırlanmasına dair yasal düzenleme yoktur.

Açık havada yoğun maruziyete bağlı ölüm olguları bildirilmesine rağmen 22 Ağustos 2011 tarihinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde acil servis girişinde biber gazı kullanılmıştır. Adana Tabip Odamızın bize ilettiği bilgilere göre polis tarafından hastanenin “yanık ünitesi, merkez laboratuarına bağlı kan alma ünitesi, günlük hasta servisi, çocuk kardiyoloji polikliniği, çocuk metabolizma / endokrinoloji polikliniği, çocuk alerji polikliniği, çocuk nefroloji polikliniği, dahiliye endokrinoloji polikliniği, dahiliye gastroenteroloji polikliniğine ait endoskopi ünitesi, dahiliye hematoloji polikliniği, acil röntgen / günlük röntgen ünitesi ve elektrik teknisyenlerinin” bulunduğu bölgede biber gazı kullanılmıştır. Çok sayıda hastanın yanı sıra, hasta yakını ve sağlık personeli de gazdan etkilenmiştir. Sadece merkez laboratuarına bağlı kan alma ünitesine günlük 1000 hasta gelmektedir. 22 Ağustos 2011 tarihinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde yaşanan olayın hiçbir gerekçeyle izahı bulunmamaktadır.

Savaş halinde dahi hastanelerin özel olarak gözetildiği ve buralara saldırının yasak olduğu düşünüldüğünde, her yaş grubundan pek çok kişinin tedavi olmak amacıyla başvurduğu bir sağlık kuruluşunda gaz bombası kullanılması ağır bir insan hakları ihlalidir.  Kimyasal gazların otobüs, cezaevi gibi bir kapalı alanda gözetim altına alınmış kişilere uygulanması durumu da “işkence” kapsamında ele alınmalıdır.

İnsan sağlığına etkileri nedeniyle bir kimyasal silah olduğu kabul edilen göz yaşartıcı gazların “hiçbir durumda” kullanımına izin verilmemesi ve uygulayanların cezalandırılması gerekmektedir. Beklentimiz Türkiye’de hak aramanın baskıyla karşılaşmadığı bir ortamın tesis edilmesidir. Balcalı Hastanesinde gaz kullanımı konusunda sorumluluğu olanlar cezalandırılmalı ve biber gazı kullanımına son verildiği açıklanmalıdır.

More in Sivil Toplum

You may also like

Comments

Comments are closed.