Haber: Defne Sarıöz
Hükümetin hazırladığı yeni torba yasa teklifi, görüşleri alınmak üzere sivil toplum kuruluşlarına gönderildi. Taslak, şimdiye kadar büyük ölçüde işten çıkarmayı 3 ay süreyle yasaklayan maddesi nedeniyle gündemdeydi. Oysa 62 maddeden oluşan taslakta internet üzerinde hak ve özgürlükleri kısıtlayabileceği düşünülen maddeler de var.
Taslakta, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun‘a eklenmek üzere yer verilmiş olan 56. maddeye getirilen 4. ek maddenin anlamını ve bu maddenin ilgili kanuna eklenmesi durumunda doğuracağı olası sonuçları medya ve iletişim alanında çalışmalar yürüten dijital aktivist Ahmet A. Sabancı ile konuştuk.
‘Yasa bize hiçbir şey söylemiyor’
(1) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, Kurum, Birlik, adli veya idari makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya taleplerin gereğinin yerine getirilmesi ve kişiler tarafından bu Kanun kapsamında yapılacak başvuruların cevaplandırılması için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirlemek ve bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Sosyal ağ sağlayıcı bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilir bir şekilde internet sitesinde yer verir.
İlgili maddenin birinci fıkrası bu şekilde. İkinci fıkra, ilk fıkrada belirtilen temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, internet trafiği bant genişliğinin yüzde 50 ila 95 oranında daraltılması yaptırımını getiriyor. Üçüncü fıkrada, günlük erişimi 1 milyonun üzerinde olan yurtiçi ve yurtdışı sosyal ağ sağlayıcılara kişiler tarafından yapılacak başvurulara en geç 72 saat içinde cevap vermekle yükümlülüğü getiriyor. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya ise 100.000 Türk lirasından idari para cezası öngörülmüş.
Peki bunlar ne anlama geliyor?
“Sosyal ağ” ifadesinin muğlak bir ifade olduğuna dikkat çeken A.Sabancı’ya göre, bu gruba TikTok, Instagram ve Facebook‘un yanı sıra Ekşisözlük, Reddit gibi forumların da girip girmeyeceği anlaşılmıyor:
Yasa bize bir şey söylemiyor, daha ziyade, diledikleri her şeyi bu gruba dahil edebilmek için bir açık kapı bırakmak istiyor gibi görünüyorlar.
A. Sabancı, maddede yer alan “Türkiyeli temsilci” ile ilgili olarak, Facebook ya da Google gibi platformların, Türkiye’deki kitlesini ve buradan elde ettiği reklam gelirlerini kaybetmemek adına böyle bir durumda hükümetle anlaşmaya çalışacağını ancak Twitter ve Reddit gibi Türkiye’de görece daha az kitlesi olan platformların uzun vadede para cezası gibi yaptırımlardan yılarak Türkiye’den uzaklaşabileceğini düşündüğünü söylüyor.
Amaç kişisel verilere erişmek
Maddenin 5. ve 7. fıkraları ise söz konusu sosyal ağların, Türkiye’deki kullanıcılarının verilerini Türkiye’de barındırmasını ve mahkeme kararıyla hukuka aykırılığı tespit edilen içeriklerin 24 saat içinde kaldırılmasını zorunlu tutuyor.
(5) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmakla yükümlüdür.
Rusya‘nın geçen yıllarda tüm uluslararası platformlarda benzer bir dayatmaya giriştiğini söyleyen A. Sabancı, bununla asıl amaçlananın, devletin, yargı kurumlarının ve polisin kişisel verilere erişimini kolaylaştırmak olduğunu belirtti:
Çünkü veriye erişim konusunda bizim ülkemizdeki yasalarla Avrupa‘nın ya da ABD‘nın yasaları çok farklı. Örneğin Google‘dan bir veri istediğimizde, Google’ın İrlanda ofisi bizimle ilgilendiği için oranın yasalarıyla da uyumlu olması gerekiyor bu taleplerin. Ancak bu sunucular Türkiye sınırları içinde olduğunda tamamen bizim ceza kanunumuza bağlı olacakları için artık bu veriler, devletin kolay erişebileceği hale gelecek.
Maddenin 7. fıkrası Türkiye’ye gelmesi istenen sosyal ağ temsilcisine bir başka yükümlülük daha getiriyor:
(7) Hukuka aykırılığı hâkim veya mahkeme kararı ile tespit edilen içeriğin sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesi durumunda, bildirime rağmen 24 saat içinde içeriği çıkarmayan veya içeriğe erişimi engellemeyen sosyal ağ sağlayıcı, doğan zararların tazmin edilmesinden sorumludur.
Halihazırda Türkiye‘den bir mahkemeden belli bir içeriğin engellenmesi için karar çıktığında, merkezi Türkiye‘de olmayan siteler söz konusu içeriği Türkiye‘den girildiğinde görülemeyecek şekilde kısıtlıyor. İlgili maddenin yasalaşması durumunda, içerik engelini koyacak olan birim, ilgili sosyal ağın Türkiye ofisi olacak ve bunu 72 saatte yapması istenecek.
Söz konusu hükümlerin, kullanıcılarının mahremiyetini korumak isteyen firmalarca karşılanmasının güç olacağının altını çizen A. Sabancı, bunun yanında merkezi yurtdışında olan sosyal ağların Türkiye’ye taşınmasının maliyetinin de çok ağır olacağını belirtti.
Alternatif Bilişim Derneği’nden basın açıklaması
Öte yandan Alternatif Bilişim Derneği, konuyla ilgili yayınladığı basın açıklamasında Covid-19 salgını gerekçe gösterilerek internet ve sosyal medya sansürü getirilmek istendiğini yazdı.
Açıklamada, yasa teklifinin gerekçesinde belirtilen “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleri ile teklif edilen düzenleme arasında ilişki bulunmadığı belirtildi ve “Tüm dünyanın salgın ile mücadele için olağanüstü bir çaba sarf ettiği dönemde, sosyal medya platformlarına engelleme ve sansür getirilmesi tam aksine kamu düzenini ve genel sağlığı daha fazla tehlikeye sokacaktır” denildi.