Taylandlı üreticiler pirincin karbon ayak izini azaltmak için harekete geçti

Geliştirilen yeni bir proje sayesinde hava ulaşımıyla aynı miktardaki sera gazı emisyonunun farklı yöntemlerle azaltılması hedefleniyor.

Yazan: John Reed

Yeşil Gazete için çeviren: Eren Yılmaz

***

Tayland’ın pirinç üretiminde öncü bölgesi Suphanburi’de yaşayan çiftçi Rampha Khamhaeng, çeltik tarlaları için yeni tarım yöntemini ilk duyduğunda ikna olmamıştı: Görünüşe göre bu yöntem, hem su kullanımı hem de sera gazı emisyonlarını azaltmayı vadediyordu.

“Dönüşümlü ıslatma ve kurutma” adı verilen yöntem, geleneksel uygulamalarla tamamen ters düşüyor, çünkü Taylandlı üreticilerin halihazırda kullandıkları uygulama, büyüme mevsimi boyunca tarlaların su altında tutulmasını gerektiriyor.

Bu yeni yöntem ayrıca su altındaki tarlada bitki artıkları ve diğer organik maddelerin çözünürken doğaya saldığı metan miktarını da azaltmakta. Metan gazı, küresel ısınmanın artmasında önemli bir etken ve pirinç üretimi bu gazın salımında hayvancılıktan sonra ikinci en büyük tarımsal kaynak.

Rampha Khamhaeng “Dürüst olmak gerekirse en başta inandırıcı gelmedi” diyor. Giydiği sarı t-shirt’ün üzerinde Tayland hükümeti ile ortaklaşa “Sürdürülebilir Pirinç Platformu” pilot uygulamasına sponsor olan GIZ (Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu) logosu var. “Deneyince gördüm ki gerçekten işe yarıyor – en iyi yöntem bu.”

Uygulanan yöntemin onun için çevreci olmasının dışında başka olumlu yanları da var. Khamhaeng bu uygulamayla hem zamandan hem de tarlasına su pompalamak için kullanmak zorunda kaldığı dizel yakıta harcadığı paradan tasarruf ettiğini ifade ediyor. Suphanburi dâhil altı bölgede 100.000 haneye ulaşmayı hedefleyen “Thai Rice NAMA” projesi, eylemciler ve hükümetlerin pirincin iklim değişikliğine etkisini azaltmak için yürütülen çalışmanın bir parçası.

Standartları belirlemek

Konuyla ilgili Uluslararası Pirinç Araştırma Enstitüsü kıdemli araştırmacısı ve Vietnam temsilcisi Bjoern Ole Sander, “Küresel boyutta pirinç üretimi, sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 1,5’ini oluşturuyor – bu oran tüm hava ulaşımı emisyonlarıyla aynı miktarda”diye konuşuyor.  Hindistan ve Tayland’dan sonra dünyanın en büyük pirinç ihracatçısı olan Vietnam, Paris İklim Anlaşması kapsamındaki taahhütlerine düşük karbonlu pirinç üretimini de eklemiş durumda.

Fakat pirinç yetiştiren ülkelerdeki çiftçileri ve hükümetleri sektörün çevresel ve diğer alanlardaki maliyetlerini dikkate almak konusunda ikna etmek zaman alıyor. Pirinç ticareti, uluslararası düzeyde diğer gıda ürünlerinde olduğu gibi işlemiyor:  Ülkede kalan mahsulün oranı, kahve ya da buğday gibi ürünlere oranla çok daha yüksek. Sonuç olarak, işçi hakları ve çevre ile ilgilenen grupların ilgisi yetersiz kalıyor.

Sulak arazi: Taylandlı bir çiftçi pirinç topluyor. Tarlanın uzun süre su altında kalması, yayılan metan miktarının da artması anlamına geliyor. © Saravut Vanset / Solent News / Shutterstock

GIZ bünyesinde çalışan tarım ve gıda uzmanı Suriyan Vichitlekarn, “Kakao ve kahve gibi diğer ürünlerde daha gelişmiş bir sürdürülebilirlik standardı var” diyor: “Pirinç sektörü için yaklaşık 10 yıl öncesine kadar hiçbir standart yoktu.”

Sürdürülebilirliğin, şirketlerin ve hükümetlerin gündemlerinde üst sıralara yerleşmesiyle birlikte, pirincin karbon ayak izi de gündem başlıklarından biri haline geliyor. Dünya nüfusu ile birlikte pirinç talebi de artıyor ve bu ürünün yıllık su tüketimi ve gaz emisyonları, tarım ürünleri arasında en yüksek oranlardan birine sahip.

GIZ’in bu sektördeki ilk girişimi, iyi tarım uygulamaları ve standartlarını teşvik etmek için Tayland, Vietnam, Filipinler ve Endonezya‘yı içeren Better Rice Initiative Asia adlı bir projeyle olmuştu.

Bugünkü projenin ismi Thai Rice Nama ve bu projenin çıktıları su tasarrufu, biyolojik çeşitlilik, işçi güvenliği ve çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasına kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilirlik endişelerini içeriyor.

Alternatif ıslama ve kurutmanın yanı sıra, bu projede daha düz çeltikler üretmeyi sağlayan lazerli arazi tesviyesi gibi uygulamaların kullanılması da teşvik ediliyor. Bu uygulamalar çiftçilerin hem su hem de gübre kullanımlarını azaltmalarına imkân sağlıyor.

Küçük tarlalar, büyük resim

Tayland hükümeti için bu uygulamanın odak noktası sürekli iş imkânları yaratmak ve ülke için daha kârlı şekilde gıda üretmek. Ancak, çoğunluğu kadın olan çiftçiler için öncelik kendi geçim kaynaklarını sağlamak.

Bir başka Suphanburi çiftçisi olan Sawanee Phorang, lazerle arazi tesviyesini duyduktan sonra YouTube’da uygulamaları izlemeye başladı; uygun imkanlar oluştuğunda da kendi tarlasında denemeye gönüllü oldu.

Daha yeşil tahıl: Pirinç çiftçileri mahsullerini çevre dostu tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması için çalışılan Kuzey Tayland’da hasat ediyor. /AFP

Sawanee çiftlik masraflarını kaydettiği bir deftere göz gezdirerek, “Bu yöntem yakıt maliyetimi yüzde 50 azalttı,” diyor. Kendisi, dört kişilik bir ailenin geçiminden sorumlu ve pirinç tohumu satmak, pirinçten tatlılar ve erişte yapmak gibi birçok farklı yöntemle geçimini sağlıyor.

Bu uygulama, geçen yılki olağan dışı şiddetli kuraklıktan sonra Tayland’da iklim değişikliğinin daha keskin bir odak noktasına geldiği bir süreçte ilerliyor.

Suphanburi’deki çiftçiler, kendi faaliyetleriyle değişen iklim arasında bağlantı kurmakta zorluk çekmiyor. Sawanee, “Çiftçiler olarak etkimiz az belki, ama iklim değişikliğiyle mücadelede yer almak istiyoruz” diye konuşuyor: “Tüketiciler, yetiştirdiğimiz pirinci tüketme konusunda endişe etmemeli ve çevre iyileşmeli.”

Makalenin İngilizce orijinali

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Hak savunucularından kent hayvanları için yarın AYM önüne çağrı

Hak savunucuları, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü'nde sokakta yaşayan hayvanlara yönelik 'katliam yasası'nı esastan görüşme kararı alan AYM'nin önünde toplanacak.

Afrika: Zenginlerin yarattıkları iklim krizinin bedelini ödeme zamanı geldi

'Afrika, yok denecek kadar az karbon ayak izine rağmen iklim felaketlerinin ön cephesinde yer alırken, fosil yakıt endüstrisi rekor kârlar elde etmeye devam ediyor.'

Türkiye, açık denizlerin biyoçeşitliliğini korumayı amaçlayan BM anlaşmasını imzaladı

Türkiye'nin anlaşmaya taraf olması için Meclis'te onaylanması gerekiyor. Yürürlüğe girmesi için ise 60 ülkenin 2025'e kadar onayı bekleniyor.

Deştinliler’den festival: Çimentocuları nasıl yendiğimizi dünya görsün istedik

Menteşe’nin Bayır ve Yatağan’ın Deştin mahallelerinde kurulmak istenen entegre çimento tesisini engelleyen halk, kazanımlarını iki günlük festivalle kutladı.

[İklim Masası] Zenginlerin karbon ayak izi, tahminlerden çok daha yüksek

Zenginlerin karbon ayak izi, toplumun kalanı tarafından olduğundan çok daha düşük tahmin ediliyor. Eşitsizliğe dair farkındalığı artırmak en zenginlerin iklim politikalarına desteği artırabilir.

EN ÇOK OKUNANLAR