Tarım Bakanlığı yasaklanmış pestisitlerin kullanılmasına göz yumuyor – Bülent Şık

Bir pestisitin insan sağlığı için zararlı olduğu belirlenmişse kullanılması yasaklanmalı. Tarım Bakanlığı yasaklama kararını geciktirerek insan sağlığının zarar görmesine göz yumuyor. Hangi gerekçe insan sağlığından daha önemli olabilir?

Pestisitler tarımda kullanılan zehirli kimyasal maddeler. Pestisit meselesi hakkında yazı yazmaktan bıktım desem yalan değil. Ama öte yandan bu mesele hakkında neler olup bittiğini takip etmek, güncel gelişmeleri ya da durum değişikliklerini kamuoyuna duyurmak da bir gereklilik.

Geçtiğimiz Ocak ayında Greenpeace Akdeniz tarafından gıdalardaki pestisit kalıntılarını tespit etmek için yürütülen bir saha çalışmasının sonuçları açıklanmıştı.

Yapılan çalışmada Ağustos-Kasım 2019 tarihleri arasında semt pazarlarından ve marketlerden alınan 30 adet domates, 30 adet hıyar (salatalık) ve 30 adet yeşilbiber örneği (toplam 90 örnek) pestisit kalıntısı içerip içermediği yönünden incelendi. Çalışma sonucunda analiz edilen 90 adet örnekten 14’ünün (%15,6) yasal mevzuata aykırı (kullanımı yasak) pestisit kalıntısı içerdiği tespit edildi.

Tarım Bakanı kullanımın devam ettiğini doğruladı

Analiz edilen ürünlerde kullanılması yasak olan bu pestisitlerin Pirimiphos methyl (2 üründe), Iprodione (2 üründe), Carbendazim (2 Üründe), Chlorpyrifos methyl (1 üründe), Imidacloprid (1 üründe), Chlormequat chloride (2 üründe), Buprofezin (1 üründe), Omethoate (1 üründe), Dimethoate (1 üründe) ve Tau-Fluvalinate (1 üründe) olduğu belirlenmişti.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer insan ve doğa sağlığı açısından riskli olduğu için Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılması yasaklanan bu pestisitlerin Türkiye tarımında neden kullanıldığını Meclis gündemine getirerek bir soru önergesi ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye sordu.

Geçtiğimiz hafta Gürer’in soru önergesine yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklanan bazı pestisitlerin Türkiye’de halen kullanıldığını ancak bu pestisitlerin yasaklanması veya kullanımının kısıtlanması için çalışmaların devam ettiğini belirti.

Geçtiğimiz yıl bianet’te yazdığım bir dizi yazı ile Türkiye’de tarımda kullanılan yasaklanmış pestisitler sorununa dikkat çekmeye çalışmıştım. Geçen hafta yazdığım yazıda yine aynı konuya değinmiştim.

Kullanılması yıllardır yasak olan çok sayıda pestisitin gıda ürünlerinde kalıntısının çıkması bu pestisitlerin piyasada temin edilebildiği, dolayısıyla bu pestisitlerin piyasadan toplatılmadığı ya da satışının kontrol edilemediği anlamına geliyor. Bu durumda halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak için alınan yasaklama kararının bir işe yaramadığı söylenebilir.

Tarım Bakanlığı kullanılması yasak olan pestisitlerin piyasadan toplatılıp toplatılmadığını, şimdiye kadar piyasadan toplatılan pestisitlerin (tek tek etken madde bazında) miktarlarının ne olduğunu, tehlikeli atık madde kategorisindeki bu pestisitlerin nerede depolandığını ve nasıl bertaraf edildiğini açıklamak zorunda. Bu açıklama net ve ikna edici bir şekilde olmalı.

Bekir Pakdemirli yaptığı açıklamada insan ve çevre sağlığı için zararlı olan pestisitlerin yasaklanması ya da kullanımının sınırlanması için çalışmaların devam ettiğini belirtiyor.

Nasıl bir çalışma yapılıyor ki?

Bir kimyasal maddenin insan sağlığı için zararlı olduğu tespit edilir edilmez kullanılmasının da yasaklanması gerekir. Yasaklanması için çalışmalar yapıyoruz demek insan sağlığı bir süre daha zarar görebilir anlamına gelir.

Hangi gerekçe insan sağlığından daha önemli olabilir?

(Bu yazı ilk kez Bianet’te yayımlanmıştır.)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR