Suriye’ye müdahale hazırlığı: Rusya, İngiltere’nin tasarısını bloke etti

İngiltere’nin ‘Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığı’ iddiasıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunmak üzere hazırladığı karar tasarısı, Rusya’nın bloke etmesi nedeniyle konsey gündemine gelemedi.

ABD, Rusya’nın Suriye konusundaki önceki 3 vetosu ve son engellemesi nedeniyle Güvenlik Konseyi’nin meselenin ele alınabileceği yer olmaktan çıktığını belirtiyor.

İngiliz mevkidaşını arayan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, öncelikle BM denetçilerinin raporunun beklenmesi gerektiği görüşünü tekrarladı.

ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron ise bir hafta içinde ikinci defa telefon görüşmesi yaparak, kimyasal silah kullananın muhalifler değil Suriye rejimi olduğu konusundaki mutabakatı pekiştirdi.

Tasarının içeriği

İngiltere tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere hazırlanan karar tasarısında “Suriye’deki sivillerin korunması amacıyla gerekli önlemlerin alınması için yetki” isteniyor.

Başbakan David Cameron, daha önce Twitter mesajında tasarının önce, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin katıldığı bir toplantıya sunulacağını söylemişti.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon da daha önce Güvenlik Konseyi’ni harekete geçmeye çağırmıştı.

Fakat Suriye müttefiği Rusya, resmi olmayan bu toplantıda, Şam’da çalışmalarını sürdüren BM silah denetçilerinin raporu gelmeden tasarıyı görüşmeyi reddetti.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da, kendisini telefonla arayan İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague’e “Suriye’de bulunan BM denetçilerinin çalışmasının sonucunu beklemek gerektiğini” söyledi.

BM Genel Sekreteri, denetçilerinin çalışmasının tamamlanması için 4 güne ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

BM’nin Suriye özel temsilcisi Lahdar İbrahimi de BBC’ye yaptığı açıklamada ABD’ye denetçilerin çalışmaları tamamlanana kadar beklemesi çağrısında bulundu.

ABD, Güvenlik Konseyi’ni sorguluyor

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Marie Harf, “Suriye, Rusya’nın Güvenlik Konseyi’ndeki uzlaşmazlığının arkasına saklanamaz. Bu kabul edilemez” dedi.

Harf, ABD’nin Suriye rejimine karşılık verme planları konusunda müttefikleriyle çalışma içinde olduğunu dile getirdi.

ABD Başkanı Obama ve İngiltere Başbakanı Cameron arasında yapılan telefon görüşmesinden sonra yapılan açıklamalarda da, Washington ve Londra’nın kimyasal silah saldırısından Suriye’deki Beşar Esad rejiminin sorumlu olduğu konusunda hiçbir kuşkuları bulunmadığı vurgulandı.

İngiltere Başbakanlığı; Obama ve Cameron’un bu kuvvetli inancını, “Rejim güçleri o sırada söz konusu bölgeyi muhaliflerden geri almaya çalışıyordu ve muhalefetin, bu tür bir kimyasal silah saldırısı kapasitesi olduğuna dair hiç bir kanıt yok” diyerek gerekçelendirdi.

Henüz yapılması planlanan müdahalenin niteliği açıklanmamakla birlikte gerek Beyaz Saray, gerekse İngiltere başbakanlığından gelen açıklamalarda, müdahalenin “yalnızca kimyasal silah kullanımına yönelik” olacağı ve rejim değişikliğinin hedeflenmeyeceği vurgusu yapılıyor.

Cameron’ın olası bir müdahale için siyasi destek toplama çabaları ise sürüyor.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da daha önce yaptığı açıklamada, Suriye hükümetinin kendi halkına karşı kimyasal silah kullandığı konusunda hiçbir şüphelerinin olmadığını söylemişti.

Ama ABD, henüz kimyasal saldırıya ilişkin istihbarat raporunu açıklamadı.

Suriye ‘kimyasal bahane’ diyor

Suriye hükümeti, geçen hafta Çarşamba günü Suriye yakınlarında gerçekleşen ve en az 300 kişinin ölümüne yol açan kimyasal silah saldırısını muhalif güçlerin yaptığını söylüyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, dün bir açıklama yaparak kimyasal silah iddialarının “kendilerine saldırmak için bir bahane” olarak kullanıldığını söyledi ve Suriye’ye yapılacak bir müdahalenin “sadece İsrail’in işine yarayacağını” söyledi.

Muallim, “Dünyada hiçbir ülke, kendi halkına karşı en büyük yıkıma yol açacak silahı kullanmaz” diye konuştu ve Suriye hükümetinin BM denetçilerinin ülkeye girişi ve korunması konusunda verdiği sözleri yerine getirdiğini savundu.

Suriyeli bakan, denetçilerin ikinci inceleme bölgesine girememe nedeni olarak, “isyancıların engellemesini” gösterdi.

Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü, Şam bölgesinde destek verdiği üç hastanenin saldırının düzenlendiği söylenen Çarşamba sabahı “nörotoksik belirtiler” gösteren 3600 kadar hastayı tedavi altına aldığını, bunlardan 355’inin öldüğünü bildirmişti.

Suriye’de iki yılı aşkındır süren çatışmalarda 100 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

(BBC)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

‘Süper zenginlere vergi’ G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisine girdi

Rio'da yapılan G20 Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde dünyayı en çok kirleten süper zenginlere ek vergi, iklim finansmanının artırılması yer aldı; 1.5C hedefi teyit edildi

İspanya’da ölümcül selin ardından halkın artan öfkesi istifalara yetmiyor

İspanya'nın Valensiya kentinde en az 222 kişinin canına mal olan sel felaketinin ardından öfkeli halk sokaklara dökülüp istifa isterken, yerel yetkililer sorumluluktan kaçıyor.

İklim uzmanları: Trump’ın dönüşü iklim eylemini etkiler ama geri döndüremez

İklim uzmanları, Trump'ın yeniden seçilmesinden dolayı iklim eyleminin ağır bir darbe alsa da bugünkü konjonktürde herhangi bir ülkenin politikasından daha güçlü olduğu konusunda birleşiyor

İklim, göçmenler ve kadınlar için kötü haber: Trump başkanlığa çok yakın

Zaferini ilan eden Donald Trump ABD'deki ikinci başkanlık dönemine çok yakın. Sonuçların kesinleşirse ABD'deki hak savunucuları ve iklim politikacıları için işler zorlaşacak.

Cem Özdemir’in Greta Thunberg’e yönelik İsrail tepkisine eleştiri yağdı

Alman Yeşilleri'nden Tarım Bakanı Özdemir'in İsrail saldırılarını eleştiren genç iklim aktivistine desteğin 'gözden geçirilmesini' istemesi, tepkiyle karşılandı.

EN ÇOK OKUNANLAR