Dış Köşe

Soya Cumhuriyeti – Metin Yeğin

0

Santioga Del Estario Buenos Aires den uzaktaydı. Kullanılmayan bir tren istasyonu, bir otobüs terminali ve bir caddesi vardı. Bütün etrafı soya ekiliydi. Öldürücü bir yeşildi. Milyon dönüm, yüzbinlerce hektar gibi anlayamadığım sayılar büyüklüğündeydi. Arjantin sınırları içinde olması bir şey değiştirmiyordu. Monsanto ya da Cargil topraklarıydı.  Bir uçak havada dolaşıyor, toprakları ilaçlıyordu. Cargil ya da Monsanto topraklarını, aralarda kalmış küçük çiftlikleri, hâlâ yaşamaya çalışan küçük ormanları, tarla kenarlarında kesilmekten kurtulmuş yalnız ağaçları, her yeri…

Bu soya arasında bir de ilkokul kalmıştı. 83 öğrencisi vardı. Onu da ilaçladılar. İçinde öğrenciler ve öğretmenler varken. Önemsiz bir ayrıntıydı. Öğrencilerin çoğu İndiandı. Çevredeki küçük çiftçilerin çocuklarıydı. İlaçtan gözleri kan çanağına döndü. Boğazlarına derinden gelen bir öksürük yerleşti. Movimento Campesinos Santioga- MOCASE- buna karşı, bütün herkesle konuşmaya başladı.Zaten yaklaşık 20 bin ailelik bir hareketti. Çoğu kendi üyeleriydi.

Köylülerin ağaçları kenarından kurumaya başlamıştı. Hayvanları, 10-20 keçi birkaç inek, tavuklar filan güçlerine göre sırayla ölüyorlardı. Bir uçtan bir uca giderken kamyonetle soya tarlalarının üzerinden geçiyorduk. Mümkün olduğunca çok soya çiğniyorduk. Bir köylünün kurumuş ağaç yapraklarını, öksüren çocuklarını ve ölen hayvanlarını görüp, imza topluyorduk. Sonra toprak ağalarının ve dünyanın en büyük toprak ağaları Monsanto, Cargil’in soyalarını çiğnemeye özen göstererek etrafı kuşatılmış, bir başka köylüye doğru yola çıkıyorduk. Tepemizde ilaç uçakları uçuyordu. Devasa traktörler arkalarına takılmış, kendilerinin beş katı büyüklüğünde borulardan ilaçlar püskürtüyordu. Zararlı böcekler, zararlı otları öldürüyor, yok ediyor , verimi artırıyorlardı. Bunlarla birlikte yararlı böcekleri, yararlı otları ve toprağı öldürüyorlardı. İndianların ve küçük çiftçilerin ağaçlarını, hayvanlarını, çocuklarını ve kendilerini de…

Mocase büyük bir yürüyüş düzenledi. Kullanılmayan istasyondan Cargil deposuna doğru. Daha önce bir kaç kez yakmıştı da. Daha etkili bir yöntemdi. Büyük toprak sahipleri de hazırlıklıydı. Brezilya dan ucuz katil getirmişlerdi.Ama bu işten iyi para alacaklardı. Elli dolar ya da yüz dolar kazanabilirlerdi. Katiller ateş açtılar. Bir kişi öldü.

Arjantin devlet başkanı Chiristina devreye girdi.  Katiller ve sorulacak hesaplardan söz edildi. Hatta yakalananlar da oldu. Soyaların uçaklardan ilaçlanması bir kaç gün durdu. Sonra ülke ekonomisinden söz edilmeye başlandı. Haklıydılar. Soya dan mesela yağ yapılacaktı ve bundan da kanser. Ayrıca otomobillere yeni benzin üretilecekti. Otomobiller biraz daha doyacak, insanlar daha aç kalacaktı. Dünya da ekilecek bütün araziler benzin için GDO’lu soya, kanola ya da mısır ekilse ve bundan otomobillerde yakıt olarak kullanılsın diye etanol elde edilse bile sadece ihtiyacın 10 da biri karşılanabiliyordu. Yani bütün bu topraklardan beslenenler de ölecekti. Ama önemli değildi. Nasıl olsa hepimiz ölecektik. Bir  katil devlet kurşunundan, kanserlerinden, uçaklardan atılan bombalardan ya da tarım ilaçlarından. Varlığımız varlıklarına armağandı zaten.

Siz hâlâ ekolojik mücadelenin uysal birkaç yürüyüş ile, üzerimizde pijamalarla internetten atılan imzalarla ya da facebook sayfalarıyla sürdürülebileceğin mi sanıyorsunuz?

Bu ölüm medeniyetinin arasından geriye insanlık kalmayacak ve sanırım bunu da hak ediyoruz.

Metin Yeğin- Özgür Gündem

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.