Dünyaİklim KriziManşet

Son 50 yıldaki tek küresel su konferansı sonuçlandı: Yüzlerce taahhüt, sıfır icraat

0
su

ABD‘nin New York kentinde 22-25 Mart tarihleri arasında düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Su Konferansı, yerel ve ulusal hükümetler, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve bazı işletmelerin yeni bir ‘Su Eylemi Gündemi’ne yönelik yaklaşık 700 taahhütte bulunmasını sağladı. Zirvede, BM’nin su özelinde çalışan yeni bir panel oluşturmasına karar verildi.

The Guardian‘ın aktardığına göre, gönüllülük esasına dayanan taahhütlere yönelik kaydedilen ilerlemeler gelecekte düzenlenecek BM zirvelerinde ele alınacak.

Zirvenin organizatörleri, gönüllü olarak taahhütlerden daha fazlasının yapılması gerektiğini kabul ederek, 2015 Paris İklim Anlaşması ve 2022 Montreal Biyoçeşitlilik Sözleşmesi gibi resmi bir küresel anlaşma imzalanması ve su kaynaklarının korunması için daha iyi veriler ve uluslararası bir finans mekanizması gerektiğinine dikkati çekti.

‣ Dünyada içme suyuna erişim iklim değişikliği nedeniyle zorlaşıyor

Konferansa Tacikistan ile birlikte ev sahipliği yapan Hollanda‘nın su özel temsilcisi Henk Ovink, “Bu konferans bize bunun için bir yetki vermedi, ancak  durumun takip edildiğinden emin olmak için dünyayı bir araya getirdik. Dünyanın her yanında su yönetişimi ve finans bütünlükten uzakken, biz yeterli bilim ve veriye sahip değiliz” diye konuştu.

su

Singapur‘un kıdemli bakanı Tharman Shanmugaratnam, “İşimizin hala bitmediğini ve aslına bakarsanız görevimizde geride kaldığımızı biliyoruz” dedi ve ekledi:

“Ama bunun yapılabileceğini biliyoruz. Artık suya, tüm ulusların çıkarları doğrultusunda, hep birlikte korunması gereken küresel bir ortak mal olarak bakmalıyız.”

‣ Rapor: Küresel tatlı su ihtiyacı, 2030’a kadar sağlanabilen suyu yüzde 40 aşacak

Guterres’e mektup: Endişeliyiz

BM Genel Sekreteri António Guterres, tarihi zirvenin kapanışında yaptığı konuşmada, herkesi taahhütleri eyleme dönüştürmeye çağırarak şunları söyledi:

İnsanlığın geleceğe dair tüm umutları, bir şekilde, suyu sürdürülebilir bir şekilde yönetmek ve korumak için yeni bir yol çizmeye bağlı… Bunun siyasi gündemin merkezinde olması gerekiyor.

Görüşmeler, suyun küresel bir ortak mal olarak ele alınması gerektiği ve iklim krizi, gıda, enerji ve ulusal güvenlik ile ilişkisi göz önüne alındığında dünyanın suya yaklaşımının daha ön planda yer alması gerektiği konusundaki bir fikir birliği ile sona erdi.

‣ Su Politikaları Uzmanı Yıldız: Kuraklık şiddetlenirse sanayi faaliyetleri de sekteye uğrayabilir

Öte yandan uzmanlar, uluslararası bağlayıcılığı olan bir anlaşma olmaması nedeniyle, hükümetleri, endüstriyi ve finans kuruluşlarını sorumlu tutmanın zor olacağını ve taahhütlerin yerine getirilmeyeceğinden endişeli.

Cuma günü, beş kıtadan çeşitli araştırma kuruluşları ve sivil toplum gruplarından 100’den fazla su uzmanı, BM genel sekreterine bir mektup göndererek konferanstaki “hesap verebilirlik, kesinlik ve azim” eksikliğini eleştirdi ve bilimsel kesinliğin ve bağlayıcı anlaşmalar olmamasının acilen ihtiyaç duyulan daha adil, dirençli ve sürdürülebilir suyun geleceğini güvence altına almakta başarısız olduğunu söyledi.

su

‘Tek kelimeyle yetersiz’

Water Witness‘ın İcra Direktörü Nick Hepworth, konferanstaki eksikliklere tepkisini şu sözlerle dile geitirdi:

İnsanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan birini gönüllü taahhütlerle ve yarım yamalak kanıtlara dayalı çözümlerle çözmeye çalışmak, adeta silahlı çatışmaya bıçakla gitmek gibi – tek kelimeyle yetersiz ve dünyanın su krizinin asıl yükünü taşıyan yoksullarına ihanet anlamına geliyor.

Dünya Kaynakları Enstitüsü‘nün Küresel Su Direktörü Charles Iceland, bu duyuruların yalnızca üçte birinin su krizini önemli ölçüde iyileştirecek “ezber bozan” nitelikte olduğunu söyledi:

“Gönüllü taahhütlerin iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum… Zira her gönüllü taahhütte, ne kadar paranın mevcut olduğundan bahsedilir. Ancak taahhütlerde bu kısımların çoğu boş bırakılmış.”

Iceland, “Küresel olarak su için bir Paris Anlaşması’na, her ülke için ulusal su planlarına ve her ortak havza ve akifer için bölgesel su planlarına ihtiyacımız var” diye ekledi.

su

‘Su kaynakları azaldıkça çatışmalar artıyor’

İklim etkilerinin yaklaşık yüzde 90’ı suyun çok fazla, çok az veya çok kirli olmasıyla ilgili. Ancak şu anda iklim finansmanının yalnızca yüzde 3’ü dünyanın su sistemlerine ayrılmış durumda. Pacific Institute tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, su kaynaklarının azalmasıyla, kentsel ve kırsal kesimde yaşayanlar ile pastoralistler ve çiftçiler arasındaki çıkan birçok anlaşmazlığın da aralarında bulunduğu suyla ilgili çatışmalar son yıllarda keskin bir şekilde artış gösterdi.

‣ Birleşmiş Milletler’in düzenlediği iklim değişikliği konferansları ne vaat ediyor?

Konferansa yaklaşık 7 bin kişi katıldı, ancak özel sektör ve küresel kuzey, su krizinin ön saflarında yer alan küresel güneydeki uzmanlar ve su güvencesi olmayan topluluklardan çok daha iyi temsil edildi. Bu topluluklardan muhtemel katılımcıların çoğu vize ve mali engeller nedeniyle konferansta yer alamadı. Konferansa katılan dünya liderlerinin sayısı yaklaşık bir düzine kadardı. Hiçbir protesto yapılmadı; hükümetin ve iş dünyasının ikiyüzlülüğünü haykıran aktivist sayısı çok azdı.

su

‘Kriz her yerde, zamanımız yok’

Konferansta, madencilik, endüstriyel tarım ve diğer kirletici endüstriler nedeniyle azalmakta olan su kaynaklarını korumaya çalışan toplulukların karşılaştığı şiddet ve tehditler ele alınmadı. Bu tür bir topluluğun silahlı milisler tarafından saldırıya uğradığı Kolombiya’nın Manizales kentinden kara ve su savunucusu 34 yaşındaki Juan Gabriel Martinez, konferansı “yalnızca büyük STK’ların, hükümetlerin ve özel şirketlerin kendilerini ifade edebildiği çok bürokratik bir etkinlik” olarak değerlendirdi.

Hibelerden ziyade kredilere yönelen zengin ülkelerden aktarılan mali yatırımların eksikliği, yetersiz siyasi irade ve suyu göz ardı eden yaklaşım nedeniyle konuya yönelik ilerleme oldukça yavaş seyrediyor. Mevcut hızla, temiz su ve sanitasyona evrensel erişim, 2030 hedefinden sonra da onlarca yıl boyunca sağlanamayacak.

BM Kalkınma Programı‘nın baş su kaynakları danışmanı Samuel Godfrey, “Bundan çıkan sonuç, 2030’dan sonra bölgesel hedeflere doğru ilerleme ihtiyacı” dedi. Sulak alanlara dair sözleşmenin genel sekreteri Musonda Mumba‘nın kapanış konuşmasında söylediği gibi, zirve dünyayı doğru yöne itmiş olsa da:

“Kriz her yerde… zamanımız yok.”

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.