Türkiye’de ve uluslaraslarası çapta sağlık ve doğa koruma alanlarında çalışan 18 Sivil Toplum Kuruluşu, “Temiz Hava Hakkı Platformu” oluşumunu kurdu. Platform, kömürlü termik santrallerin halk ve çevre sağlığı üzerindeki etkilerini izleyerek, temiz hava hakkının ve halk sağlığının korunması için çalışacak.
Doğa koruma ve sağlık alanlarında çalışan 18 Sivil Toplum Kuruluşu Türkiye’de hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri olan kömürlü termik santraller başta olmak üzere havayı kirleterek, halk ve çevre sağlığını tehdit eden unsurlara dikkat çekmek için “Temiz Hava Hakkı Platformu” oluşumunu kurdu. Türkiye’de her yıl binlerce insanın hava kirliliğine bağlı nedenlerle hayatını kaybettiğini vurgulayan Temiz Hava Hakkı Platformu, bu kirliliğinin en önemli nedenlerinden olan kömürlü termik santrallere karşı çalışmalar yürüteceklerini açıkladı.
Platformu oluşturan dernekler Çevre için Hekimler Derneği, Greenpeace Akdeniz, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği (İMUD), Pratisyen Hekimlik Derneği, Türk Nöroloji Derneği, TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA Vakfı), Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Toraks Derneği (TTD), Yeşil Barış Hukuk Derneği, Yeşil Düşünce Derneği,ve Yuva Derneği.
Temiz Hava Hakkı Platformu üyesi Toraks Derneği adına Doç Dr. Haluk Çalışır, “Hava kirliliği, sigara kadar sağlığa zarar vermektedir. Çok sayıda insan, hastalıklarının gerçek nedeninin hava kirliliği olduğunu bilmeden hastalanmakta ya da yaşamını yitirmektedir. Ülkemizde her yıl 2879’u kömürlü termik santral kaynaklı olmak üzere yaklaşık 29 000 insan, hava kirliliği nedeniyle yaşamlarını kaybetmektedirler. Kömürlü termik santrallerden çevreye yayılan parçacık maddeler yüzlerce kilometre uzaklarda bile hastalıklara neden olabilmektedir. Bu nedenle kömürlü termik santraller en temel insan hakkı olan temiz hava soluma hakkını ihlal etmektedir. Toraks Derneği hava kirliliğinin giderek toplumun sağlığını daha fazla tehdit ettiğinin bilinci ile yapılması planlanan 80 yeni kömürlü termik santralini önemli bir sağlık tehdidi olarak görmektedir.” dedi.
Dünyada her yıl 3,7 milyon erken ölümün arkasında hava kirliliği ve kömürlü termik santraller var.
Temiz Hava Hakkı Platformu, Türkiye’de faaliyette olan 22 kömürlü termik santralin, yaydığı parçacık madde, sülfür dioksit, nitrojen oksit, ağır metal ve kalıcı organik kirletici salımları ile hava kirliliğinin ana nedenlerinden biri olduğunun altını çizdi.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği adına konuşan Doç Dr. Çiğdem Çağlayan, “Türkiye’de hava kirliliği limitleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün tespit ettiği limitlerin üzerindedir..Türkiyenin enerji politikaları hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri olan termik santrallerin yeni yapilacaklarla birlikte hava kirliliginin artmasina neden olmakta ve halk sagligini tehdit etmektedir. Hava kirliliği bugün en önemli sağlık gündemini oluşturmaktadır.”dedi.
Platformun üyesi olan Türk Tabipleri Birliği adına konuşan Doç. Dr. Gamze Varol ise; ”Türkiye’de ilk kez temiz hava hakkı alanında araştırma ve çalışmalar yapmak için sağlık ve çevre kurumları bir araya geldi. Ciddi boyutlara ulaşan hava kirliliği her geçen gün halk sağlığını daha farklı boyutlarda tehdit eder halde karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hak temelli mücadelesinin çok önemli.” olduğunun altını çizdi.
Hava kirliliği kalp, akciğer ve solunum yollarını etkileyerek akciğer kanseri, mesane kanseri, felç, iskemik kalp hastalıkları, kalp krizleri, kalp yetmezliği, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astım gibi hastalıklara sebep oluyor. Çocukların sık solunum yolları enfeksiyonu geçirmesine, akciğer gelişimlerinin yetersiz olmasına neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) araştırmalarına göre çevresel hava kirliliği 2012 yılında 3,7 milyon kişinin erken ölümüne sebep oldu ve en büyük çevresel sağlık tehdidi olarak listelendi.
Kömürlü termik santraller trafik kazalarından daha çok can alıyor.
Greenpeace Akdeniz’in “Sessiz Katil” raporunun bulguları(1), Türkiye’de 2010 yılında kömürlü termik santrallerin yarattığı hava kirliliğinin insan ömrünü yaklaşık 10 yıl kısalttığı ve aynı yıl Türkiye’de kömürlü termik santrallerin yarattığı hava kirliliğinden kaynaklı ölümlerin, trafik kazalarında yaşanan can kayıplarının yaklaşık 2 katı olduğunu ortaya koyuyor.
Sağlık ve Çevre Birliği HEAL’in Ödenmeyen Sağlık Faturası(2) başlıklı 2015 yılındaki çalışmasına göre ise Türkiye’de kömürlü termik santraller her yıl 2,9- 3,6 milyar Avro arasında sağlık maliyetine neden oluyor. Kömürlü termik santraller nedeniyle her yıl 2879 erken ölüm, 637.643 iş günü kaybı, 3823 yeni kronik bronşit vakası yaşanıyor.
Kömüre dayalı elektrik üretimi endişe verici
Türkiye’de kömüre bağlı elektrik üretiminin, 2009-2012 arasında yüzde 40 artış gösterdiğini, faaliyette olan 22 kömürlü termik santral bulunduğunu ve kömürden üretilen elektriğin payının arttırılmasının 2012 yılından itibaren ulusal strateji olarak belirlendiğini hatırlatan Platform, toplam kömürlü termik santral sayısının 80’e çıkarılmasının halk ve çevre sağlığı açısından bir felakete yol açabileceğini belirtti. Türkiye’nin sağlık hedefleri kapsamında 2018 yılı için, “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmelik Taslağı”na göre hava kalitesi kirlilik parametrelerinin Avrupa Birliği sınır değerlerine uyarlanması hedeflenmekte iken, kömür yakıtlı termik santral planları ile bu hedeflerin birbiri ile çelişkili olduğuna dikkat çekildi.
Kömürlü termik santraller bir yanda hava kirliliği ile insan sağlığını tehdit edip yeni maliyetler yaratırken; diğer bir yanda küresel iklim değişikliğinin arkasındaki en büyük sebep olarak öne çıkmaktadır. Enerji üretimi kaynaklı CO2, 2013 yılında iklim değişikliğinin tetikçisi küresel sera gazı emisyonlarının %67,8’ini oluşturdu .Kömürlü termik santrallere bağlı hava kirliliğindeki azaltım ayrıca insan ve ekosistem varlığını tehdit eden iklim değişikliği ile mücadeleyi de sağlayacak.
(Yeşil Gazete)