Hafta SonuManşet

Şehir trafiğinde motosiklet kullanımı (2)

0

Yazı dizisinin birinci bölümü için TIKLAYIN

DİĞER ARAÇLAR

Etrafınızdaki araçları ve sürücülerini devamlı değerlendirin.

Araçların markası, rengi ve hatta plakası bile sürücü ve sürüş tarzı hakkında fikir verir. Üstü açık spor araba sürücüsü ile makam arabasının şoförü arasında teknik düzeyde sürüş ve davranış farkları olması gayet doğaldır.

En tehlikeli araç grupları sırasıyla müşterisiz veya müşterili taksiler, minibüsler, Fiat Doblo muadili küçük ticari araçlar ve diğer motor kuryelerdir. Tamamı profesyonel olan bu grup, çoğu kez meslek sebebiyle tehlike sınırlarında araç sürmek eğilimindedir. Bu bir süre sonra alışkanlık halini alır. Bahsi geçen araçların tatil günleri, bayramlar veya Pazar günlerinde dahi aynı tehlikeli davranışları sergilemelerinin sebebi budur.

Taksilerin müşterisinin olması, hatta müşterisinin cinsiyeti ve keza ön veya arka koltukta oturuyor olması dahi sürüş tarzı hakkında ipuçları barındırabilir. Ön koltuğa oturmuş birisinin muhtemeldir ki arka koltuğa oturanlardan daha çok acelesi vardır. “Şoför bey lütfen biraz yavaş!” diye sürücüyü uyaracak yaşlı teyze taksinin ön koltuğuna genellikle oturmaz!

Trafiğin genel ritminden farklı olarak araba kullanan sürücülere özellikle dikkat etmek gerekir.

Bunların başında yol arayanlar (plakası şehir plakasından farklı olanlar), büyük boy jip kullanan kadın sürücüler -ki genelde cep telefonu kullanma alışkanlıkları vardır-, çok yaşlılar, polisler, spor araba kullanan gençler ve valeler gelir. Özellikle bu son üç grup trafikte yapabilecekleri hemen hiç kestirilemeyen araç sürücüleridir…

Burada yaptığımız genellemelerin de istisnaları olduğunu unutmayınız.

Giden arabanın kapısı çok sık açılmaz ama yeni duran/durmakta olan arabanın kapısı açılıp, her an içinden birisi inebilir.

Trafikte, motor sürücüsü için tehlike oluşturan bir diğer unsur, düzgün yerleştirilmemiş yük taşıyan kamyon veya kamyonetlerdir. Bu tip araçları fark ederek, hemen arkasından ve özellikle de yakın seyredilmemesi gereklidir. Çevreyolunda bu tip araçlar ve yaratacağı kazalardan uzak olmanın en iyi yolu, önlerinde seyretmektir!

Körüklü otobüs, metrobüs veya çift kasalı TIR’larda en arka kasanın sağa ve sola doğru salınımı, ön tarafa kıyasla çok fazladır.

YAYALAR

Normal yayalar, boy itibarıyla normal arabalardan uzun oldukları için araç arkasından çıkarken rahatlıkla fark edilirler. Çocuklar, siyah camlı araçlar veya kamyon-kamyonet-minibüs/otobüs gibi yüksek kasa araçlar bunun istisnalarıdır. Bu tür durumlarda aracın arkasından birisinin çıkacağı düşünülmeli, önlem alınmalıdır (hız kesilmesi ve korna ile uyarı gibi)

Aradan çıkan yaya, hele de gidiş-geliş bir yoldaysa, orta aradan devam eden motosikletin tarafına bakmaz, gözüyle diğer yönden gelen araçları kollar. Eğer büyük bir aracın arkasından çıkıyorsa maksimum dikkat etmek gerekir.

Genellikle otobüsler duraklarda yolcu indirir. Giden otobüsten kışları inen olmaz, kapılar kapalıdır. Ancak yazları özellikle ön kapı açık seyredildiği için atlayan yolcular olabilir.

Kaldırımda yürüyen yayaların,  hele de arkası size dönük ilerliyorlarsa, kaldırımdaki yaya yoğunluğundan veya bir başka sebeple aniden yola inmesi Türkiye’de gayet olasıdır.

Çocukların oyun oynadığı alanlardan veya okullara yakın geçerken, özellikle dikkat edilmelidir. Bir çocukla çarpışmak, motorcunun başına gelebilecek en KÖTÜ olaydır!

Çocuklardan daha pervasız tek bir canlı vardır, onlar da kedilerdir. Ani olarak yola çıkma eğilimi olan bu hayvanlar, motor sürücüsünü bazen direkt olarak bazen de yandaki veya öndeki aracın ani refleks hareketi sebebiyle endirekt olarak tehdit ederler.

Şehrin bazı yerlerinde veya şehir dışında, köy ve çiftlik arazilerinde daha sıklıkla karşılaşılan sokak veya bekçi köpekleri motorları kovalamayı çok severler. Ön veya arka tekerleğe doğru havlayarak, motora direkt bir hamle genellikle yapmazlar, kazaların çoğu panikleyen sürücülerden kaynaklanır. Sakin olarak sürmeye devam edin, köpeği uzaklaştırmaya çalışmayın, kendisi için oluşturduğu alan sınırından çıkınca sizin peşinizi bırakacaktır.

YOL VE YOL ŞARTLARI

Yol ve zemin şartları motor kullanımında en önemli kriterleri oluşturur. En kaygan zeminler sırasıyla, buz, mazot ve yağ, kar, çamur, kum, yapraklar ve ıslak zemindir. Özellikle yeni yağmış yağmur, tozları toplayarak çamur oluşturur, altı sert zeminde ciddi kaymalara sebep olur. Mazgallar bu açıdan tehlikelidir.

Bu tip kaygan zeminlerde motoru hiç yatırmadan ve frensiz kullanmak gerekir! Yavaşlamanın yolu fren değil, zamanında gaz kesmek ve hızlı seyretmemektir. Benzer şekilde yol üzerindeki büyük naylon veya kağıtlar yatmış motorun dengesini bozabilir, fren yapılırsa kaymaya ve düşmeye sebep olabilir.

Tren rayına, dar açı ile girmek ön tekerleğin dengesini bozar.  Eğer üzerinden geçilmesi gerekiyorsa, uzun aksına mümkün olduğu kadar dik bir manevrayla (>30-40°) geçmek gerekir. Motor ön tekerleğinin büyük olması önemli avantajdır.

Benzer şekilde ağır vasıta geçmesi sebebiyle güneşten ve sıcaktan şekli bozulmuş asfalt, kaldırım kenarlarındaki su kanalları, derin mazgallar ve tamir sebebiyle ilk katı kaldırılmış asfalt yol aynı potansiyel tehlikelere sahiptir. Gereğinden fazla çekilmiş şerit zeminden yukarda kalarak benzer tehlikelere yol açar.

Motor sürücüsü için en tehlikeli kavşaklar, sıkışık trafikte araçların dip dibe seyrettiği yerler değildir.

Işık ne yanarsa yansın, trafiğin rahat olduğu, hatta yolun tamamen boş olduğu kavşaklar çok daha tedirgin edicidir.

Trafik ışıklarındaki motor kazaları özellikle, ışık yeni yandığında veya söndüğünde ortaya çıkar. Bu aşamada sadece ışığı değil yolun durumunu takip etmek, yanlış ışıkta kavşağa giren bir aracı veya yola atlayan bir yayayı tespit etmek kazadan kaçmanın ilk şartıdır!

Kalkmış bariyerlerin altından geçerken, her an inmeye başlayacağını ve ışık sensörü algılayıp devreye girene kadar sürücüye çarpabileceği ve kazaya sebebiyet vereceği akılda tutulmalıdır.

(Devam edecek)

Dr. Mehmet Erem

Not: Dr Savaş Çömlek, Dr Melih Ömür, Gürkan Bıyıklı, Abdullah Akış, Doğan Akçura, Erol Şar ve Ali Özer’in katkılarıyla…

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.