Editörün SeçtikleriLGBTİ+ManşetSeçime DoğruYeşil Gazete TV

[Seçime Doğru] Esmeray Özadikti: Bir ceylan gibi o çakalların gözünün içine bakarak hesap soracağım

0

Video Röportaj: Müjgan HALİS

14 Mayıs’ta düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerine giden yolda, seçim sürecine odaklandığımız video dizisinin sekizinci konuğu, Türkiye İşçi Partisi’nden aday olan Esmeray Özadikti. Trans aktivist Esmeray Özadikti, Türkiye İşçi Partisi’nin İstanbul 2. Bölge’den 3. Sıra adayı. Türkiye siyasetinde Demet Demir’den sonra bir ilk olan Esmeray Özadikti, kendisini milletvekili adaylığına götüren yolu anlattı.

*

Aktivizmden aktif siyasete nasıl bir süreç yaşadınız?

Yıllardır mücadele ediyorum, o kadar çetin mücadelelerden geçtim ki, bugüne kadar artık çok yoruldum. Hatta o kadar yoruldum ki çok ağır bir bypass ameliyatı geçirdim. Aslında tabiri caizse inzivaya çekilmiş gibiydim. Gideyim köyde tavuklarla uğraşayım, 5-10 tane koyun alayım diye düşündüm. Sonra ben bu yavruları satamam dedim. Bunları düşünürken, TİP bir yıl önce çıtlattı bana ve kararlıyız dediler, bir LGBT bireyi meclise sokacağız.

O zamanlar henüz üzerimde hastalığın panik atağı vardı. Hatta söyleyen arkadaşıma, beni uğraştırma şu bıyıklı adamlarla dedim. Direkt bıyıklar geldi gözümün önüne. Öyle unutuldu gitti.

Sonra biz lubunyaların ölünceye kadar mücadele ettiğimizi fark ettim, ondan sonra bana bir enerji geldi, bir atak geldi. Benden sonra bir kuşak var, benim bir geleceğim var, ben çocuklarımı korumak istiyorum diye düşündüm. Bir mücadele alanım var, sanatla bunu yapıyorum fakat şimdi benim bir şey yapmam lazım dedim ve Erkan Baş’ın LGBT bayrağını alıp kürsüye gitmesi çok acayip geldi bana. Çok etkilendim, ben bu bıyıklılara haksızlık mı yaptım acaba diye düşündüm. O kadar candan ve samimi geldi ki. TİP’e üye olmayı o zaman düşündüm ama aklımda adaylık yoktu. Zaten Çanakkale’de yaşıyorum, TİP’e gidip geliyordum, üye olduktan sonra aradılar ve adaylık teklif ettiler.

Eyvah eyvah dedim başına iş alıyorsun. Ama benden önce zaten çok güzel bir kulis çalışması yapmışlardı, sadece benim evet dememi bekliyorlardı. Ben nasıl kırabilirdim bu çocukları? Benim daha kapatılmamış hesaplarım var, morglardan topladığım cenazeler için sorulmamış hesaplarım var.

Öyle bir inancım var ki biz gireceğiz meclise, öyle hissediyorum. Girmesek bile ilk defa Türkiye ve dünya genelinde LGBTİ+’ların neler çektiğini açık platformlarda tartışıyor olacağız. Bu başlı başına bir tarihtir.

Eğer meclise giderseniz; Yeniden Refah ve HÜDA PAR’lılarla aynı mecliste olmak nasıl olur sizce?

Ben biraz duygusal olabiliyorum. Yani evlatlarını, arkadaşlarını, kardeşlerini kaybetmiş bir anneyi düşünün ve bu insanın yüreğinde acı var. Orada şöyle olacağım; ben bir ceylan gibi o çakalların gözünün içine bakarak hesap soracağım.

Peki bir öncelikler listeniz var mı?

Eğer meclise gidersem ilk acil eylem planım mı diyeyim; barınma hakkı ve anayasanın geçici maddesinin LGBTİ+’ların anayasada tanınması ve yasal olarak güvence altına alınması, yani LGBTİ+’ların eşit birer yurttaş olarak eşit haklara sahip olması birinci hedefim olacak. En acil şey de özellikle sokakta seks işçiliğini yaptıktan sonra sokakta kalmaları, hatta sokakta ölmeleri. Bu insanlara bir sığınma evi, bir barınma evi ilk işim olacak. En acil, önemli iş bu insanların kendini güvende hissedebileceği bir evlerinin olması.

Diğer yurttaşlarla birlikte refah içinde yaşayabileceğimiz bütün kanalları zorlayacağım ve bunun en güzel platformu da meclistir. Beni benden başka hiç kimse orada tanımlayamaz, hakkımı savunamaz. Ben nesne değilim ki, özneyim ve özne olarak da orada olmak istiyorum.

Toplumun LGBTİ+’lara karşı riyakar tavrına dair ne söylemek istersiniz?

Sadece onlar değil ki iki yüzlü olan, toplum yani biz çelişkiler ülkesinde yaşamıyor muyuz, ‘her Türk asker doğar’ deniyor ama bu ülke en çok asker kaçağı olan ülke. Bu başlı başına bir çelişki ve bir acayip bir şey. Yarın öbür gün zorunlu askerlik kalksa hepsi vicdani retçi olur. Ve o iki yüzlülük bizimle yatanlarda da oluyor, bu ikiyüzlülük bizim ailelerimizde de oluyor. Aileler evlatlarını reddediyor mesela, tanımıyorum diyorlar, cenazesini almayacağım diyorlar ama şimdiye kadar hiçbir ailenin mirası reddettiğini görmedim; hepsi gidip tapuda bütün mal varlıklarına el koyuyorlar reddettikleri çocuklarının.

LGBTİ hareketinin bir sloganı var; “Benim varlığım sizin teşhirinizdir” diye. Yani ben meclise gidersem, bütün dünya görecek ve herkesin aynası olacağım orada. Ya korkup kaçacaklar ya acaba beni tanıyor mu diyecekler ya acaba benimle ilgili bir şey mi yapar mı diye şapkalar yere eğilecek, önlerine bakacaklar, yani ezberler bozulacak, şöyle bir silkelenecek herkes.

Seçmenlerinize ne söylemek istersiniz?

Öleceğim aklıma gelirdi de bir gün milletvekili adayı olup seçmenlerimden oy isteyeceğim aklıma gelmezdi. Herkes şunu bilsin; bizim rakibimiz ittifak partileri değil, Süleyman Soylu’dur. İnsanlar bunu bilerek oylarını kullansınlar. Çünkü TİP’in kesinlikle bir baraj sorunu yok. Hem seçmenlerim hem de duyarlı partilerin parti başkanlarına da seslenmek istiyorum, benim yüküm çok ağır artık taşıyamıyorum, bana destek olsunlar, yükümü hafifletsinler. Öldürülen trans kadınlar neden sadece benim derdim olsun, neden sadece ben ağlıyorum, neden sadece ben dizimi dövüyorum, neden sadece ben yazıyorum, neden sadece ben gidip morgdan cenazelerini alıyorum? Hepimizin sorunu bu.

Heteroseksüellik nasıl bir varoluş biçimiyse eşcinsellik de bir var oluş biçimi. Bir halkı soykırımla yok edebilirsiniz, bir kültürü yok edebilirsiniz ama bir varoluş biçimini yok edemezsiniz. İnsanoğlu var olduğu müddetçe biz de olacağız.

You may also like

Comments

Comments are closed.