Türk Tabipleri Birliği (TTB)Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın 7 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılandığı, Kuzey Irak‘ta kimyasal silah kullanıldığına ilişkin davanın üçüncü duruşması bugün görüldü. Şebnem Korur Fincancı’ya ‘silahlı örgüt propagandası’ suçundan iki yıl sekiz ay 15 gün hapis cezası verildi. Fincancı hakkında tahliye kararı alındı.
Fincancı’nın üçüncü duruşması, saat 10.00’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Mahkeme başkanı, Milli Savunma Bakanlığı‘nın bir kez daha katılma talebinde bulunduğunu belirterek iddia makamına esas hakkındaki mütalaasını sordu.
Savcı, Şebnem Korur Fincancı’nın üst sınırdan cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Duruşmada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, duruşma düzeni, taleplerin gerekçesiz reddini örnek göstererek davada adil yargılanma hakkına saygı duyulmadığını belirtti.
‘Korkunun ecele faydası yok malum’
Av. Eren, mahkemenin ara kararlarından rücu etmesini ve duruşmanın büyük salonda yapılmasını talep etti. Av. Özkan Yücel de davanın başından itibaren adil yargılanma hakkına saygı duyulmadığını belirterek üç avukat sınırlamasının hukuki bir dayanağı olmadığını söyledi. Mahkeme başkanı, bu itirazların daha önce değerlendirilerek reddedildiğini belirterek taleplerin oy birliği ile reddine karar verdi.
Şebnem Korur Fincancı, yargılamadaki asıl hedefin TTB olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Ne karar verdiğinizden bağımsız olarak bu dayanışmayı görmüş olmak buna tanıklık etmek çok önemli. (TTB) Ve bu yıl yasayla kuruluşunun yetmişinci yılını kutlayacağız biz. Tabii ki 1929’dan itibaren Ankara’da, İstanbul‘da kuruldular. Ama anayasada yerini bulup böyle bir çerçeve dahilinde oluşumu 1953 sonrası diye düşünüyorum. Bir de ben geçtiğimiz duruşmalarda da ifade etmiştim. Yani beyanlarımda dile getirmiştim aslında bu saldırının tabii ki bana dönük yanı var. Tabii ki ifade özgürlüğüne, bilimsel özgürlüğe dönük yanı var. Toplumu susturmaya yönelip korku yaratmak konusunda irade koydukları muhakkak. Yani adliyenin önü bile bize bunu gösteriyor ki zaten ben röportaj verdikten sonra bir daha kimsenin ağzına hani kimyasal silah sözcülüğünü alamaması ve siyasi bu korku ikliminin yaratıldığını gösteriyor. Ama korkunun ecele faydası yok malum.”
Ne olmuştu?
Türkiye’nin Kuzey Irak‘taki operasyonları sırasında kimyasal gaz kullanıldığı iddialarını değerlendiren Dr. Şebnem Korur Fincancı, görüntülerini incelediğini belirterek, “Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz” demişti.
‣ Kimyasal gaz iddiaları Meclis’te: Etkin soruşturma istendi
Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğuna dikkat çeken Fincancı, “Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü’nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor” diye konuşmuştu.
İddialar Meclis gündemine getirilmiş; HDP‘den Meral Danış Beştaş ve CHP‘li Sezgin Tanrıkulu bağımsız soruşturma istemişti. Edirne F Tipi Cezaevi‘nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak, görüntülere ve iddialara TBMM’nin sessiz kalamayacağını söylemişti.
İktidar kanadı ise iddiaları reddetmiş, MSB‘dan yapılan açıklamada, TSK’nin envanterinde kimyasal gaz bulunmadığı duyurulmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Irak‘taki Federal Kürdistan Bölgesi’nde yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin açıklama yapan TTB Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlatmıştı. Soruşturmanın ardından Fincancı 27 Ekim’de tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Soruşturma başlatılmasının ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fincancı’yla ilgili şunları söylemişti:
“Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürüttüğü sınır ötesi harekatlara iftira atan Tabipler Birliği Başkanıyla ilgili yargı harekete geçmiştir. Ayrıca bu ismin üzerinde de çalışmalarımızı yürütecek, gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan eden böyle bir şahsın, adı Türk ile başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın yürüttüğü soruşturmanın sonuçlarına ve mahkemelerin vereceği kararlara göre hem bu kişiyle hem de bu kurumla ilgili gereken adımlar atılacaktır. Bu çerçevede kabine toplantımızda ilgili bakanlarımıza Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni bir yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatını verdik.
Meslek örgütlerini ideolojik saplantılarının borazanı haline getiren terör örgütü destekçilerini, buralardan temizleyerek bu yapıları kuruluş amaçlarına uygun faaliyetlere yoğunlaştırmakta kararlıyız.”
TTB Fincancı’nın gözaltına alınmasının ardından destek açıklamasında bulunmuş, Şebnem Korur Fincancı’nın ifadelerinin suç unsuru olmadığını belirtmişti.
Fincancı 26 Ekim’de, avukatları aracılığıyla ulaştırdığı notunda şunları yazmıştı:
“Sevgili yol arkadaşlarım,
Bu gerçek dışı durum ile karşı karşıya kaldığınız için üzgünüm. Ancak dayanışma ile bu gerçek dışı süreci aşacağımızı biliyorum.
Sizlere kaynaklarıyla bilimsel görüş sürecini aktaracaktım, fırsat olmadı. Bu süreç bitince delillendirme üzerine bir toplantı yapalım.
Sizlerin kesinlikle çok yoğunluğunuz vardır, bu yoğunluğa maalesef ben de katkı sunmuş oldum. Bu karalama kampanyasını da aşıp birlikte mücadele edeceğiz. İnsanca bir sağlık sistemini hep birlikte kuracağımız günlere dayanışmayla…
Şebnem.”