Şarkılardan fal tuttum

Eskiden şarkılardan fal tutulurdu. Radyoyla hayattaki tek dostunmuş gibi yarenlik ederken, sıradaki parça benim kaderim olsun, denirdi. Didem Görkay’ın Eksik Bir Şey Mi Var? kitabında her öykünün bir şarkısı var ve yazar adeta öykülerden fal tutuyor.

 

Didem Görkay, edebiyatla ilgilenenlerin adını yakından bildiği bir isim. Editör olarak derleme kitapları hazırlamış, antolojilerde ve dergilerde öyküleri yayınlanmış, çeşitli mecralarda kitap tanıtım yazılarına ve röportajlarına rastladığımız bir edebiyatçı olmasına rağmen, Koyu Kitap’tan çıkan Eksik Bir Şey Mi Var? ilk öykü kitabı. Kitap, ismini içindeki öykülerden değil, Ezginin Günlüğü’nün unutulmaz şarkısından alıyor. “Eksik bir şey mi var hayatımda / Gözlerim neden sık sık dalıyor / Eksik bir şey mi var hayatımda / Gökyüzü bazen ciğerime doluyor.” Kitapta da hayatımıza girdikten sonra birden bire eksik bırakıp giden; kolay anlatamadığımız, atamadığımız, satamadığımız, anlayamadığımız insanlar anlatılıyor.

Didem Görkay
Didem Görkay

İlk öykü “Yüzünde Emanet Dururdu Gülüşlerim“, karşılıksız iki aşkın hikâyesi; şair Kemal Göleli’nin Selma’ya rağmen unutamadığı Eda’ya olan aşkıyla, Selma’nın Eda’ya aldırmadan içinde büyüttüğü Kemal Göleli aşkı. “Çiçek dürbünlerini bilir misin?” dedim. “İsterdim ki, çiçek dürbünleri gibi olsun hayat, camdan bakınca hep çiçekler açsın.” Gülümsedi Selma, gülmüyordu da gülümsüyordu sanki. Bir martının kanat çırpışı, inceden bir sümbül kokusu, yılın ilk karının sevinci… Ne çok şey saklıydı gülüşünde. Tanıdık bir şeyler… Cama burnunu dayamış, ödevlerini yapmayı unutmuş ama bunu dert etmeyen iki çocuktuk sanki o sabah. Her şeye yeniden başlayabilir miydim?” (Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır, Zeki Müren)

İkinci öykü adını Charles Aznavour’un ölesiye sevmek anlamına gelen şarkısı Mourir D’aimer’den alıyor; ilk buluşmalarından sonra, Mahir’in Gülgün’e yolladığı e-postaya eklenmiş ses dosyasının içindeki şarkıdan. Gülgün, yılın ilk karı gibi hüzünlü bulduğu şarkıyı çok sever, telefonunun zil sesine yükler ve Mahir’in numarasına göre ayarlar. İster ki Mahir her aradığında bu şarkı çalsın. Ama Mahir, şarkının aksine ölesiye sevebilecek bir adam değildir. “Kalktığı taşın üzerine tekrar oturdu, telefonu elinde sıkarken bir daha Mourir D’aimer’i hiç duyamayacağını düşündü. Kalbinin bir yerinde, bir ülkeyi savunan son asker de vurulmuştu sanki bunu düşünmesiyle. Aşkı savunurken sevmekten ölen son asker…” (Charles Aznavour, Mourir D’aimer)

20

Sonraki öykü de adını bir şarkıya borçlu; Haris Alexiou’nun adım adım anlamına gelen Vima Vima şarkısına. Maria’yla Ali İhsan’ın vuslata eremeyen aşkını anlatılıyor. (Haris Alexiou, Vima Vima) Üç Nokta’da güzel başlayan ama ayrılıkla biten bir aşkın ardından, adamın bıraktığı enkaz anlatılıyor. (Haris Alexiou, To Kyma) Aynada Saklanan Zaman’da da diğerleri gibi sonu mutsuz biten bir aşk hikâyesi anlatılsa da, kitaptaki kahramanlardan sadece Nurgül sevdiğinin ardından yas tutup karalar bağlamıyor. Zaten Nurgül’le Ali’nin bir şarkıları bile olmadığına göre bu belki de çok normal. (Kitapta şarkısı olmayan tek öykü!) O Gece Kaldı Geriye Sadece, yıkılmak üzere olan bir evin ağzından Ali ve Eleni’nin bir gece sürdüğü halde tüm bir ömür boyunca hatırlanan aşkının hikâyesi. (Celal İnce, Kıskanıyorum)

Kitabın son öyküsü “Sonrasında Saklı Kalandı Aşk“, Birhan Keskin’in Taş Parçaları VI şiiriyle açılıyor. Okudukça kahramanların Üç Nokta’da anlatılanlar olduğunu anlıyoruz. Her iki öyküde de unutulamayan eski sevgiliye bir armağan veriliyor, bu öykü sevgiliye ithaf edilen kitap üzerinden kuruluyor. “Eşyalarını toplamaya başladım, yastıkta kalan saçlarını görene kadar ağlamadım ama elime değen saçların gözlerimden yaş olup akmaya başladı. Seninle birlikteyken dalgalar boyumu aşıyordu, oysa ben sadece tatlı suyun durgunluğunda halkalar çıkaran küçük bir çakıl taşıydım. Sen benim kurduğum en uzun cümleydin Meriç…” (Doğal olarak bu da Haris Alexiou, To Kyma)

Kitabı okurken bir yandan da şarkısını dinleyin, arkadan Zeki Müren, Charles Aznavour, Celal İnce, Haris Alexiou’nun yumuşak sesi gelirken, siz yazarın hüzünlü satırları arasında kaybolun…

Didem Görkay, Eksik Bir Şey Mi Var?, Koyu Kitap, Öykü, 71 Sayfa, 2015

16

 

 

Mehmet Fırat Pürselim

Mehmet Fırat Pürselim
Mehmet Fırat Pürselim

1975 yılında Antalya’da doğdu. Üsküdar Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Avukatlık yapmakta ama içine huzursuz bir cin kaçtığı için rahat batmakta, yazar olmaya heveslenmekte.
İlk kitabı Hayat Apartımanı, 2012 Naim Tirali Öykü Ödülü’ne layık görüldü. İlk romanı Emanetimdeki Hayatlar 2014 yılında çıkacak ama hep öykücü kalmaya niyetli. Çeşitli çok yazarlı kitap projelerinin yanı sıra Bağzı Şeylere Öyküler seçkisinde de bir öyküsüyle yer aldı. Çocuklar için Doğa Öyküleri serisi hazırlamakta, serinin ilk kitabı Flamingo Çocuk raflara çıktığından beri çocukların avuçlarına konan bir tüy olmaya çalışmakta.
Dergilerde, gazetelerde, kitap eklerinde öykü, eleştiri, deneme, kitap tanıtımı ve diğer türlerde yazıları yayınlandı. Uzman Tv’de kitap tanıtımı programları yaptı. Yeşil Gazete’de düzenli olmayan bir süreklilik içinde kitaplar ve edebiyata dair yazılar yazmakta.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR