Hafta SonuKitapManşet

Şarkılardan fal tuttum

0

Eskiden şarkılardan fal tutulurdu. Radyoyla hayattaki tek dostunmuş gibi yarenlik ederken, sıradaki parça benim kaderim olsun, denirdi. Didem Görkay’ın Eksik Bir Şey Mi Var? kitabında her öykünün bir şarkısı var ve yazar adeta öykülerden fal tutuyor.

 

Didem Görkay, edebiyatla ilgilenenlerin adını yakından bildiği bir isim. Editör olarak derleme kitapları hazırlamış, antolojilerde ve dergilerde öyküleri yayınlanmış, çeşitli mecralarda kitap tanıtım yazılarına ve röportajlarına rastladığımız bir edebiyatçı olmasına rağmen, Koyu Kitap’tan çıkan Eksik Bir Şey Mi Var? ilk öykü kitabı. Kitap, ismini içindeki öykülerden değil, Ezginin Günlüğü’nün unutulmaz şarkısından alıyor. “Eksik bir şey mi var hayatımda / Gözlerim neden sık sık dalıyor / Eksik bir şey mi var hayatımda / Gökyüzü bazen ciğerime doluyor.” Kitapta da hayatımıza girdikten sonra birden bire eksik bırakıp giden; kolay anlatamadığımız, atamadığımız, satamadığımız, anlayamadığımız insanlar anlatılıyor.

Didem Görkay

Didem Görkay

İlk öykü “Yüzünde Emanet Dururdu Gülüşlerim“, karşılıksız iki aşkın hikâyesi; şair Kemal Göleli’nin Selma’ya rağmen unutamadığı Eda’ya olan aşkıyla, Selma’nın Eda’ya aldırmadan içinde büyüttüğü Kemal Göleli aşkı. “Çiçek dürbünlerini bilir misin?” dedim. “İsterdim ki, çiçek dürbünleri gibi olsun hayat, camdan bakınca hep çiçekler açsın.” Gülümsedi Selma, gülmüyordu da gülümsüyordu sanki. Bir martının kanat çırpışı, inceden bir sümbül kokusu, yılın ilk karının sevinci… Ne çok şey saklıydı gülüşünde. Tanıdık bir şeyler… Cama burnunu dayamış, ödevlerini yapmayı unutmuş ama bunu dert etmeyen iki çocuktuk sanki o sabah. Her şeye yeniden başlayabilir miydim?” (Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır, Zeki Müren)

İkinci öykü adını Charles Aznavour’un ölesiye sevmek anlamına gelen şarkısı Mourir D’aimer’den alıyor; ilk buluşmalarından sonra, Mahir’in Gülgün’e yolladığı e-postaya eklenmiş ses dosyasının içindeki şarkıdan. Gülgün, yılın ilk karı gibi hüzünlü bulduğu şarkıyı çok sever, telefonunun zil sesine yükler ve Mahir’in numarasına göre ayarlar. İster ki Mahir her aradığında bu şarkı çalsın. Ama Mahir, şarkının aksine ölesiye sevebilecek bir adam değildir. “Kalktığı taşın üzerine tekrar oturdu, telefonu elinde sıkarken bir daha Mourir D’aimer’i hiç duyamayacağını düşündü. Kalbinin bir yerinde, bir ülkeyi savunan son asker de vurulmuştu sanki bunu düşünmesiyle. Aşkı savunurken sevmekten ölen son asker…” (Charles Aznavour, Mourir D’aimer)

20

Sonraki öykü de adını bir şarkıya borçlu; Haris Alexiou’nun adım adım anlamına gelen Vima Vima şarkısına. Maria’yla Ali İhsan’ın vuslata eremeyen aşkını anlatılıyor. (Haris Alexiou, Vima Vima) Üç Nokta’da güzel başlayan ama ayrılıkla biten bir aşkın ardından, adamın bıraktığı enkaz anlatılıyor. (Haris Alexiou, To Kyma) Aynada Saklanan Zaman’da da diğerleri gibi sonu mutsuz biten bir aşk hikâyesi anlatılsa da, kitaptaki kahramanlardan sadece Nurgül sevdiğinin ardından yas tutup karalar bağlamıyor. Zaten Nurgül’le Ali’nin bir şarkıları bile olmadığına göre bu belki de çok normal. (Kitapta şarkısı olmayan tek öykü!) O Gece Kaldı Geriye Sadece, yıkılmak üzere olan bir evin ağzından Ali ve Eleni’nin bir gece sürdüğü halde tüm bir ömür boyunca hatırlanan aşkının hikâyesi. (Celal İnce, Kıskanıyorum)

Kitabın son öyküsü “Sonrasında Saklı Kalandı Aşk“, Birhan Keskin’in Taş Parçaları VI şiiriyle açılıyor. Okudukça kahramanların Üç Nokta’da anlatılanlar olduğunu anlıyoruz. Her iki öyküde de unutulamayan eski sevgiliye bir armağan veriliyor, bu öykü sevgiliye ithaf edilen kitap üzerinden kuruluyor. “Eşyalarını toplamaya başladım, yastıkta kalan saçlarını görene kadar ağlamadım ama elime değen saçların gözlerimden yaş olup akmaya başladı. Seninle birlikteyken dalgalar boyumu aşıyordu, oysa ben sadece tatlı suyun durgunluğunda halkalar çıkaran küçük bir çakıl taşıydım. Sen benim kurduğum en uzun cümleydin Meriç…” (Doğal olarak bu da Haris Alexiou, To Kyma)

Kitabı okurken bir yandan da şarkısını dinleyin, arkadan Zeki Müren, Charles Aznavour, Celal İnce, Haris Alexiou’nun yumuşak sesi gelirken, siz yazarın hüzünlü satırları arasında kaybolun…

Didem Görkay, Eksik Bir Şey Mi Var?, Koyu Kitap, Öykü, 71 Sayfa, 2015

16

 

 

Mehmet Fırat Pürselim

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.