Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) kamuoyuna yansıyan olayları esas alınarak hazırladığı 2020 yılı Temmuz-Aralık Sağlıkta Şiddet Raporu‘nu yayımladı.
Rapora göre, altı aylık zaman dilimde 117 şiddet olayı yaşandı. 361 saldırgan bu şiddet olaylarının sorumlusuyken, 231 sağlık çalışanı da saldırılara maruz bırakıldı.
Şiddet olaylarının 19’u sözlü, 94’ü fiili ve sözlü, dördü ise taciz şeklinde gerçekleşti.
Saldırganların 41’ini hastalar, 51’ini hasta yakınları, sekizini yöneticiler, 17’sini ise diğer grupta yer alanlar oluşturdu.
Sadece 82 kişi tutuklandı
Yaşanan şiddet olayları sebebiyle 82 kişi tutuklandı. Bir saldırgan ise bulunduğu kamu görevinden alındı. Saldırganların üçü hakkında yakalama kararı verildi.
Bunun yanında 115 kişinin ifadeleri alınıp serbest bırakıldı, 160 saldırgan hakkında da hiçbir işlem yapılmadı.
Olayların 62’si hastanede, 17’si aile sağlık merkezlerinde, ikisi eczanede, 36’sı saha çalışamalarında yaşandı.
Şiddete maruz bırakılanların 48’i hekimken, 37’si hemşire, 26’sı 112 çalışanı, 23’ü güvenlik görevlisi, 12’si filyasyon çalışanı, dördü eczacı, 81’i de farklı alanlarda görev yapan sağlık çalışanları oldu.
Altı aylık süre boyunca mahkemelerde görülmekte olan davaların da 11’i karara bağlandı. Buna göre beş saldırgana 71 bin 440 TL para cezası, bir kişiye 304 gün adli para cezası, iki saldırgana da 31 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Geri kalan davalarda da mahkeme, failler hakkında çeşitli cezalar verdi.
‘Şiddeti önleyecek tedbirler hayata geçmeli’
Hazırlanan raporu değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, şiddetin önlenmesi için ailelere, okullara, medyaya ve kurumlara büyük görev düştüğünü belirterek şunları söyledi:
Şiddetin önlenmesine yönelik çeşitli adımlar atıldı. Bu kapsamda Nisan ayında çıkartılan yasa ile cezalar artırıldı. Lakin gelinen noktada sağlıkta şiddet olaylarında herhangi bir azalma görülmedi. Asıl amaç şiddeti önleyecek tedbirleri hayata geçirmek olmalı. Bu da anlayışların değişmesiyle, zihinlerin gelişmesiyle olur. Bunun da yolu, toplumsal olarak topyekün mücadeleden geçiyor. Ne yazık ki dizilerin, filmlerin çoğu şiddeti özendiriyor. Özendirme unsurları, önleme çalışmalarından fersah fersah önde gidiyor. Makas çok açık. Bu açığı hızlıca kapatmak ve tersine döndürmek mecburiyetindeyiz. Şiddeti önlemek için, toplumu bilinçlendirmek için çalışmalar yapılmalı. Şiddet hastanede bir yere kadar önlenir. Ailelere, okullara, medyaya, kurumlara büyük görevler düşüyor. Çok geç olmadan, bu olaya radikal bir şekilde herkes el atılmalıdır. Sağlık çalışanlarının fedakârlığı, hayati mücadeleleri şiddetle gölgelenmemeli.”