Meteoroloji ve iklim uzmanları ise dünya çapında artan aşırı hava olaylarının gezegenin yükselen sıcaklıklarından kaynaklandığına dikkat çekiyor. Daha yüksek sıcaklıklar, atmosferde daha fazla su birikmesi anlamına geliyor. Yükselen her bir derece için havada yaklaşık yüzde 4 daha fazla su tutulabiliyor ve bu durum da ya aşırı yağışlara ya da muson gibi sert yağmurların güçlenmesine neden oluyor.
Pakistan son dönemin en büyük sel felaketlerinden birini yaşıyor. Daha önce benzeri görülmemiş ve haftalardır süren muson yağmurlarının etkisiyle ülkenin üçte biri su altında kaldı, can kaybı 1.300’e yaklaştı,
Ülkeden gelen fotoğraflar ve görüntüler, yükselen sulara kapılan çok katlı otelleri, parçalanan yolları ve köprülere çarpan dalgaları yansıtıyor. Milyonlarca insan ise yerinden edilmiş durumda.
Pakistan Başbakanı Shehbaz Sharif başta olmak üzere yetkililer, ülkesini kasıp kavuran ve “kıyamet” olarak adlandırdıkları selin videolarını göstererek, dünyanın en savunmasız bölgelerinden birine aşırı hava koşullarına bağlı felaketleri getirmekten sorumlu tuttukları gelişmiş ülkelerden yardım istedi.
‣ Pakistan sel felaketini ‘iklim felaketi’ ilan etti: Ölü sayısı bini aştı
Şerif, “Herhangi bir çelişki korkusu olmadan söyleyebilirim ki bu, muhtemelen Pakistan tarihindeki en kötü durum” dedi.
Yaklaşık 220 milyon nüfuslu Güney Asya ülkesi, art arda sekiz hafta süren şiddetli yağışların ardından yaşadığı eşi görülmemiş krizle baş etmekte güçlük çekiyor. Pakistanlı yetkililer, selin 1.300 kişinin hayatına mal olduğunu, 33 milyondan fazla insanı etkilediğini, 1 milyon evi ve yaklaşık 2.200 millik yolu yok ettiğini açıkladı. 500 bini aşkın kişi kamplara toplandı ve birçoğunun gidecek hiçbir yeri bulunmuyor.
‘Gelişmiş dünyanın bizi görmesi gerek’
Ölüm sayısının ve ekonomik yükün artması, ekonomik olarak kırılgan ve siyasi olarak bölünmüş bir ülkeye stres katması bekleniyor.
Planlama ve Kalkınma Bakanı Ahsan İkbal,İslamabad’da gazetecilere verdiği demeçte, “Bu durumu özellikle gelişmiş dünyanın görmesi gerek. Bugün Batı’daki insanların zevk aldığı yaşam kalitesinin bedelini gelişmekte olan dünyada birileri ödüyor” diye konuştu.
Güney Sindh eyaletinin Khairpur bölgesinde, en çok etkilenen köylerden birinde yaşayan 35 yaşındaki çiftçi Zahid Ali Jalalani, son iki aydır aralıksız yağmur yağdığını, köydeki su seviyesinin önceleri yavaş yavaş yükseldiğini ve ardından bir gecede sel geldiğini Washington Post‘a anlattı:
“Geçen hafta bir gece, karım ve iki çocuğumla birlikte, tek odalı evimizde dinlenirken, yakındaki bir kanal patladı ve evlerimize çarptı. Köyün bazı kısımları anında 10 metre su altında kaldı. Duvarlar sallandığı için deprem olduğunu zannettik. Bunun ‘yargı günü’ olduğunu, hayatta kaldığımız son saat olduğunu düşündük”.
Köyde boyunlarına kadar su altında kalan vatandaşları kurtarmak için koştuklarını ama pek bir şey yapamadıklarını anlatan Jalalani, “Evlerinin duvarları çöktüğünde yaklaşık 250 köylü yaralandı. Bir adam evinde boğuldu. Başka kimlere ne oldu, hiç bilmiyoruz” diye konuştu.
İklim değişikliği sorunu büyütüyor
Aile şu anda geçici ve derme çatma bir kampta yaşıyor ve o ve diğer kurtulanlar, aynı şeyi bir daha yaşama olasılıkları olduğu için geri dönmek istemeseler de nereye gideceklerini bilmiyorlar.