Ana Sayfa Blog Sayfa 5230

Haremlik selamlık YGS

Eyüp Silahtarağa İlköğretim Okulu’nda YGS’ye giren tüm adaylar kızlardan oluştu. Uzmanlar, “Salonları bilgisayar belirliyor. Böyle bir tesadüf olması imkânsız” dedi.  ‘Harem selamlık’ olayının diğer okullarda da görüldüğü iddia edildi…

YGS’de adayların sınava girecekleri salonlar ÖSYM tarafından bilgisayar ortamında belirlenirken, ‘ilginç bir tesadüf’le bazı okullar ve sınav salonlarında sadece kız öğrenciler yer aldı. 25 dersliği bulunan İstanbul Silahtarağa İlköğretim Okulu’nda sınava girecek öğrenciler arasından tek erkek öğrenci yoktu. Okul yetkilileri, sadece kız öğrencilerin sınava girdiğini doğruladı ancak, uygulamanın ÖSYM tarafından yapıldığını, kendilerinin bilgisi olmadığını söyledi.

Önce veliler farketti
Durum önce bazı velilerin dikkatini çekti. Adayların saat 09.30’da sınav salonlarına alınacağını belirten bir anons yapıldı ve kız öğrencilerin sağ taraftan, erkek öğrencilerin sol taraftan içeri girmesi istendi. İkinci bir anonsla da sınava girecek erkek öğrenci sayısının az olması nedeniyle kız öğrencilerin soldan sınav salonlarına girebilecekleri duyuruldu. Kızını sınava getiren Kibar Tatlı, “Sınav saati yaklaşırken, okula yönelenlerin hepsinin kız olduğunu görünce şaşırdık. Bu yüzyılda böyle bir uygulama nasıl olur? Sadece kızları bir okula toplamak uygarlığa sığar mı?” dedi. Yine kızını okula getiren Gülizar Ulutaş ise, “Neden sadece kız öğrencilerin sınava alındığını sorduğumuzda, bilmediklerini söylediler. Yakındaki camiden de sürekli dualar okunuyordu. Okul yetkilisine söylediğimizde, ‘Bunu biz yapamayız siz gidin duayı kestirin’ diye cevap aldık” diye konuştu.

Yetkililer suskun
İstanbul ÖSYM temsilciliği, konu hakkında görüş belirtmek istemezken, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri konunun tamamen ÖSYM ile ilgili olduğunu ancak kendilerinin de bu yönde duyumlar aldıklarını söyledi. Bir Milli Eğitim yetkilisi, uygulamanın sadece bir okulla sınırlı olmadığını belirtti. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir,  defalarca not bırakmamıza rağmen telefonlarımıza cevap vermedi. Eğitimciler, kız öğrencilerin ayrı bir okulda veya salonda toplanması gibi bir tesadüfün olamayacağını belirterek, “Bunun için sınav salonlarının tespitinde kız erkek gibi ayrım yapan bir program kullanıldığı izlenimi uyandırılıyor” dedi. Adaylar başvuruları sırasında sınava girmek istedikleri il ve bölgelerin tercihini yapıyor. Adayların nerede sınava girecekleri de ikematgahları ve bu tercihleri dikkate alınarak yapılıyor. (Milliyet)

“Adaleti bekleyecek gücümüz var”

Grup yürüyüş sırasında Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Ahmet Şık ile Nedim Şener’in fotoğrafları ile “İmamın Ordusu” isimli kitabın maketlerini taşıdı. Hrant Dink dışında başka fotoğrafların taşınmasına tepki gösteren bir kadınla bir erkek yürüyüşten ayrıldı.

“Affetmeyeceğiz!” yazılı bir pankart açarak Beşiktaş Meydanı’na yürüyen 100 kişilik grup burada, aralarında Ufuk Uras, Oral Çalışlar, Gülten Kaya, Muhsin Kızılkaya, Ümit Fırat’ın da bulunduğu ikinci grupla birleşti. “Hrant için Adalet için”, “4 yıldır yüzleri yok 4 yıldır vicdan yok” yazılı pankart ve döviz taşıyan grup, “katil devlet hesap verecek”, “asla unutmayacağız” sloganları attı. Beşiktaş Meydanı’nda her yıl bir başka sanatçının okuduğu basın açıklamasını bu yıl Ayça Damgacı okudu. Damgacı’nın okuduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi.

“Dört yıl üç ay oldu ve biz yine buradayız. Çünkü şunu biliyoruz: er ya da geç, Hrant’ı öldürenlerin yakasına yapışacağız. Arkadaşımızın öldürülmesine katılan, karışan, katilleri kollayan, suçlu ve kusurlu resmi görevlileri koruyan kim varsa hesap verecek. Bundan kaçamayacaklar. Darbe planlarında Hrant’ın öldürülmesinden “operasyon” diye söz edildiği ortaya çıktı. Biz “işte!” dedik. “Hrant Dink cinayeti davası” adı altında bir müsamereyi sürdürenler oralı olmadı. Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili olarak Malatya İl Jandarma Alay Komutanı tutuklandı. Oralı olacaklar mı, merak ediyoruz. Trabzon’da da bir jandarma komutanı vardı. Albay Ali Öz. Görevi ihmalden yargılanıyor. Oysa şu içeride, sanık sıralarında oturması gerekiyordu. Başka pek çok polis ve jandarmayla birlikte. Ve onlara, kimlerden emir aldıklarının sorulması gerekiyordu. Türkiye’de çok büyük suçlar işlendi. Hrant’ın öldürülmesi bunlardan biriydi. Bunların faillerini ilelebet koruyup kollamaya kimsenin gücü yetmeyecek. Bizim ise, arkadaşımızın ölüm emrini verenler karşımıza getirilene kadar direnecek gücümüz bol bol var.”

Açıklamanın ardından grup Beşiktaş’taki adliye binasına yürüdü. Adliye binası önünde Bandista isimli müzik grubu şarkılar çalarken Hrant Dink’in eşi çocukları ve kardeşi duruşma salonuna alındı. Davayı bu yıl, Paris Barosu’ndan bir hukukçu delegasyonunun da izlediği belirtildi.

Fenerbahçe’de ırkçılık şoku

0

Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nın sezon ortasında transfer ettiği Angel Mccoughtry, antrenörü Laszlo Ratgeber’in ırkçı olduğunu iddia etti. Sosyal medya üzerinden “Ratgeber’in siyahi oyunculara adil davranmadığını” yazan 24 yaşındaki basketbolcu, sonrasında twitter hesabının erişimi sınırladı.

Amerika Birleşik Devletleri milli takımı’nda da forma giyen yıldız basketbolcu Angel Mccoughtry, sosyal medya üzerinden Fenerbahçe antrenörü Laszlo Ratgeber’e eleştirilerde bulundu.

Fenerbahçe formasıyla Samsun maçında 14 dakika sahada kalan ve sakatlığı olmamasına rağmen ikinci yarı tamamen kenarda oturan Mccoughtry, Macar antrenörün kendisine “Sen 25 sayı atardın ancak ben maçı kaybetmekten korktum” dediğini yazdı. 24 yaşındaki forvet, antrenörünün bu konuşmasını “saçma bahaneler” olarak niteledi.

Mccoughtry’nin Ratgeber hakkındaki eleştirileri bununla da bitmedi. Twitter hesabı üzerinden bir başka Wnba oyuncusu Renee Montgomery ile konuşan ABD’li basketbolcu, arkadaşına “Bunu bu ortama taşımak istemezdim, fakat antrenörüm ciddi manada ırkçı.” ifadelerini kullandı. Mccoughtry sohbetin devamında “Bizim koç siyahi oyunculara adil davranmıyor” yazdı.

Bu olaydan yaklaşık bir saat sonra twitter hesabını herkesin görmesini engelleyen Mccoughtry, koçu hakkındaki sözlerini de internet ortamından kaldırdı. Sarı-lacivertli yönetimden konuyla ilgili bir açıklama gelmedi.  Kadınlar basketbol ligi’nde son beş yılın şampiyonu Fenerbahçe Kadın Basketbol takımı, playoff ilk turunda Samsun Basket karşısında 2-0 önde. (Ntvspor)

Almanya seçimlerine Yeşiller hakimiyeti

Almanya’da iki eyalette yapılan seçimleinde Berlin’deki koalisyon hükümetini oluşturan partiler ağır bir hezimet uğradı. Seçimlerde en büyük başarıyı ise nükleer enerji karşıtı seçim kampanyasıyla Yeşiller elde etti.

Seçim sonuçları şu şekilde:

Baden-Württemberg Eyaleti

CDU: 39

SPD: 23,1

Yeşiller: 24,2

FDP: 5,3

Sol Parti: 2,8

Rheinland Pfalz Eyaleti

CDU: 35,2

SPD: 35,7

Yeşiller: 15,4

FDP: 4,2

Sol Parti: 3

 

Angela Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat CDU’nun 58 yıldır hiç yenilgiye uğramadığı ve partinin geleneksel olarak en güçlü kalelerinden sayılan Baden-Württemberg’deki seçimleri kaybetmesi Berlin gündemine bomba gibi düştü. 10 milyon nüfuslu eyaletin parlamentosu için yaklaşık 150 bini Türk kökenli yedi milyon seçmen sandık başına gitti. Sonuca göre 2006 yılındaki seçimlerde 44’lük bir başarı yakalayan şimdiki Baden-Württemberg Başbakanı Steffan Mappus’un partisi CDU yüzde beş düşüşle ancak yüzde 39 oy alabildi. Gerçi Hristiyan Demokratlar bu oyla birinci parti olmayı başardı, ancak şimdiye dek koalisyon ortağı olan FDP’nin oylarının yarısını kaybederek yüzde beş oranında oy alması ve barajı kıl payı ile geçmesi sonrasında, iki parti çoğunluğu yitirdi. Seçimin esas galibi ise Yeşiller oldu. Yeşiller Partisi oy oranını yüzde 13 arttırarak yüzde 24 ile ikinci parti konumuna geldi. Bu tablo sonrasında yüzde 23 alan SPD ile Yeşiller’in eyalette yeni hükümeti kurması ihtimali çok güçlü gözüküyor. Yeşiller Partisi’nden milletvekili seçilmeyi başaran Muhterem Aras, kendi partisi için tarihi bir zafer olarak tanımladığı seçimlerden sonra Sosyal Demokrat SPD ile birlikte koalisyona gideceklerini belirtiyor.

Tam anlamıyla hezimete uğrayan Hrıstiyan Demokratlar yüzde 39 civarında oy oranıyla yine de en güçlü parti konumunda kaldılar ancak mevcut koalisyon ihtimalleri gözönüne alındığında muhafazakârların muhalefette kalması kaçınılmaz görünüyor. Hür Demokratlar ise yüzde 5 barajını kıl payı aşarak parlamentoya girebildiler. Federal düzeyde koalisyon hükümetini oluşturan Başbakan Merkel ile Dışişleri Bakanı Westerwelle’yi zor günlerin beklediği görüşünü sonuçların belirginleşmesinden sonra televizyonlardaki söyleşilerde tüm partilerin temsilcileri paylaştılar.

Winfried Kretschmann’ın muhtemelen eyalet başbakanlık koltuğuna oturmasıyla Yeşiller Partisi ilk kez bir eyalet başbakanı ile de temsil edilecek. Berlin’deki yorumcu ve analistler Baden-Württemberg kalesinin düşmesinin Merkel hükümetini yakından etkileyeceğini, hatta felç edebileceğini vurguluyor ve nükleer enerji, Libya’daki operasyon ve Euro krizinin gündemi belirlediği Almanya’da uzak bir ihtimal dahi olsa güven tazelemek için yılın akışı içinde erken seçimin bile gündeme gelebileceğini savunuyorlar. Zira bu sonuçla Eyalet Temsilciler Meclisi’ndeki dengeler de tamamen Merkel ve liberal ortağı Dışişleri Bakanı Westerwelle’nin partisi FDP aleyhine değişti, söz konusu mecliste bu sonuçla altı sandelye yitiren hükümet değiştirdiği yada yeni yasaları onaylatamayacak. Baden-Württemberg’de Yeşiller’in rekor yükselişinin en önemli nedeni ise Japonya’daki felaketten sonra dikkatlerin çevrildiği nükleer enerji tartışmaları. 17 nükleer santralin bulunduğu Almanya’da atom enerjisine karşı duyarlılık ve tepkiler gittikçe yükseliyor, Cumartesi günü ülkenin dört kentinde 300 bine yakın gösterici nükleer santrallarin kapatılmasını talep etti. Yeşiller, Almanya’da bulunan atom santrallerini en geç 2017 yılına kadar kapatacağını taahhüt ediyor.

Rheinland-Pfalz eyaletinde Sosyal Demokratlar uğradıkları yüzde 10’luk oy kaybına rağmen yaklaşık yüzde 36 oranında oy elde ederek en güçlü parti konumunu korudu, ancak Hrıstiyan Demokratları sadece yarım puanla geçebildi. Bu eyalette de seçimin galibi, oy oranını üçe katlayarak yaklaşık yüzde 16 oranında oy toplayan Yeşiller Partisi oldu. Eyalet başkenti Mainz’da Başbakan Kurt Beck’in önderliğinde bir Sosyal Demokrotlar-Yeşiller koalisyonunun iktidara gelmesi muhtemel. Hür Demokratlar ise yüzde 50 oranında oy kaybederek barajın altında kaldı ve parlamentoya giremedi.

Her iki eyalette de katılım oranları yıllardan beri görülmeyen boyutlara ulaştı. Yaklaşık sekiz milyon seçmenin bulunduğu Baden-Württemberg’de katılım oranı yaklaşık yüzde 66 olurken, üçbuçuk milyon seçmenin kayıtlı olduğu Rheinland-Pfalz’da yüzde 62 civarında saptandı.

CDU: Seçimlerin sonucunu Japonya tayin etti!

Haberi yayına hazırladığımız saate kadar (TSİ 22) Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel’den bir değerlendirme gelmedi. Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) adına kayda değer tek açıklama, partinin Baden-Württemberg eyalet teşkilatı genel sekreteri Thomas Strobl’den geldi. Strobl, Japonya’daki nükleer santral kazası ve akabinde başlayan nükleer enerji tartışmalarına atıfta bulunarak “Eyalet seçimlerinin sonucunu Japonya’daki gelişmeler tayin etti” dedi.

Özdemir: Baden-Württemberg’de tarihî sonuç

Pazar günkü iki eyalet seçiminin tartışmasız en kârlı partisi olan Yeşiller’in Eşbaşkanı Cem Özdemir, özellikle Baden-Württemberg’de alınan sonucun “tarihî nitelikte” olduğunu ve böylesine büyük bir başarıyı kendisinin bile beklemediğini söyledi. Yeşiller Partisi’nin Baden-Württemberg seçimlerindeki başbakan adayı Winfried Kretschmann ise ortaya çıkan tabloyu “tarihî bir dönüm noktası” olarak tanımladı.

Sosyal Demokratlar sonuçlardan memnun

Pazar günü sandıktan çıkan sonuç, Sosyal Demokrat Parti (SPD) saflarında da büyük bir memnuniyetle karşılandı. Genel Başkan Sigmar Gabriel de iki eyaletteki seçimin, nükleer enerji konusunda bir halkoylaması niteliğinde olduğunu söyledi. Gabriel, “Almanya’da nükleer enerjinin sonu, bugünkü seçim sonuçlarıyla kesinleşmiştir. Seçimler, nükleer enerjiye karşı bir referandum mahiyetinde geçmiştir” diye konuştu. SPD Genel Sekreteri Andrea Nahles ise seçim analizinde Başbakan Angela Merkel’i hedef aldı. “Bayan Merkel özellike Baden-Württemberg’de seçmenlere bir ‘kader seçimi’ yapmaları çağrısında bulunmuştu. Alınan sonuçlar, Merkel’in sonunun yolunu açtı” diyerek Berlin’deki muhafazakâr-liberal koalisyonun günlerinin sayılı olduğunu imâ etti.

(Yeşil Gazete, Woa, DW)

Bursa’da BDP’lilere saldırı

BDP Bursa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Sivil İtaatsizlik’ eyleminde olaylar çıktı!

BDP Bursa İl Başkanlığı tarafından ‘Sivil İtaatsizlik’ kapsamında düzenlenen yürüyüş ve oturma eyleminde olaylar çıktı, BDP’liler saldırıya uğradı. Güvenlik güçlerinin etten duvar ördüğü BDP’lilerin araçlarının camları kırıldı.

BDP Bursa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında Mahfel’de toplanan ve daha sonra ellerinde döviz ve pankartlarla yürüyerek Kent Müzesi önüne gelen BDP’liler, burada basın açıklaması yaparak oturma eylemine başladı. Bu sırada bir grup, BDP’lilere müdahale etmek istedi. Bunun üzerine çevik kuvvet ekipleri, adeta BDP’lilere etten duvar ördü.

Daha sonra araçlara binerek mahalle aralarına dağılmaya çalışan BDP’lilere saldıran grup, araçların camlarını kırdı. Polisin aldığı geniş güvenlik önlemleriyle BDP’liler olay yerinden uzaklaştırıldı.

Bu arada, Atatürk Heykeli önünde toplanan kalabalık, PKK aleyhine slogan attıktan sonra İstiklal Marşı’nı okuyarak dağıldı.

(Yeşil Gazete-internethaber)

 

Van’da sokak tiyatrosu

Kendi imkânları ile kurdukları tiyatro grubuyla sanat yapan Van Alaylılar Tiyatro Grubu, dün Grup Sanat Sokağında, Charlie Chaplin’in canlandırıldığı sessiz komediyi oynadı. Planladıkları turne projesini maddi sorunlar yüzünden gerçekleştiremediği bildiren grup halktan destek istedi.

15 kişilik bir ekipten oluşan ve grup adına konuşan eğitmen Serkan Dalar batı turnesine çıkmak için çalmadık kapı bırakmadıklarını belirterek, “Biz Van’da kurulmuş ve bugüne dek oyunlarımızı sokak ve çeşitli tiyatro salonlarında oynamış bir grubuz. Amacımız tiyatroyu halkımıza sevdirmek ve ilimizi bu yönde temsil etmek. Bu yüzden bir batı turnesi düzenleme kararı aldık. Ancak bunu yapacak yeterli maddi imkâna sahip değiliz. Bu gün burada bu oyunla, halkımızın desteğini almak istedik ” dedi.

“Gittiğimiz her yerden eli boş döndük ”

Turne için Van’daki resmi ve sivil kuruluşların hiçbirinden umdukları desteği alamadıklarını ifade eden Dalar, “Van Valiliği’ne müracaat ettik. Orada bize yardım edemeyeceklerini bunun yetkileri dışında olduğunu söylediler. Ardından Van Kültür Müdürlüğü’ne gittik. Ancak oradan da eli boş döndük.”

Birçok yere müracaat etmelerine rağmen hiçbir destek alamamalarının yanı sıra bazen engellemeyle de karşılaştıklarını söyleyen Eğitmen Veyis Güleş ise , “Valiliğin dikkatini çekmek için orada tiyatro yapmak istedik. Ancak polis tarafından engellendik. Maalesef burada tiyatroculara sahip çıkılmıyor. Bizim istediğimiz sadece tiyatro yapmak halkımızı bilinçlendirmek. Bu konuda destek istiyoruz ” dedi.

(Yeşil Gazete, Yüksekova Haber)

 

Başbakan yine santrali karıştırdı: Tv, bilgisayar, araba…

Tüm Dünya ve Türkiye halkı nükleere karşı tepkisini ve kuşkusunu ortaya koyarken, hükümetin nükleer sevdası devam ediyor. Başbakan Erdoğan, nükleer enerji tüp gaz benzerliğinden sonra ortaya yeni örnekler koydu. Türkiye’nin nükleer enerji konusundaki kararlılığının devam ettiğini belirten  ve ”Riski var diye arabaya binmeyecek miyiz? Karşı çıkanlar bilgisayar kullanmıyor mu, televizyon seyretmiyor mu” diye soran Başbakan, nükleer hakkında soru işaretlerini çoğalttı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş’ta 142 megavat kurulu gücündeki Enerjisa Hacınınoğlu Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali’nin açılışı dolayısıyla düzenlenen törene, uçağının arıza yapması nedeniyle 1 saat 45 dakika gecikmeli geldi.

Törende konuşan Erdoğan, Japonya’daki çok büyük ölçekli depremi fırsat bilerek nükleer enerji noktasında tamamen bilgi eksikliği içinde yorumlar yapıldığını söyledi.

Şu anda Dünya’da 442 nükleer enerji santrali bulunduğunu, bu santrallerin bütün tedbirleri alınmak suretiyle güvenle enerji ürettiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

Riski var mı, tabii var. Patlayabilir. Şimdi patlayabilir diye geçenlerde söyledim, tabii bu malum şahıs ve şahıslar tarafından eleştiri aldık. Şimdi riski var patlayabilir, diye biz tüpgaz kullanmayacak mıyız? Riski var diye arabaya binmeyecek miyiz? Riski var diye İstanbul’un Boğaz Köprüsü’nün üzerinden geçmeyecek miyiz? Olur ya halatlar kopabilir, geçmeyecek miyiz? Deprem esnasında kopabilir. Geçmeyecek miyiz? İşte bu zihniyete sorarsanız geçmeyeceksiniz. Boğaz’ın altından tüp geçit yapıyoruz, raylı sistem kuruyoruz oradan geçmeyeceğiz? Riski var, havasız kalabilirsin.

Bu anlayış hiçbir zaman aklın, bilginin, deneyimin tecrübenin ortaya koyduğu eserlere yönelik başında hep olumsuzdur, ‘no’ tuşuna basarlar, bittikten sonra ‘yes’ tuşuna basarak geçerler, bunların yapısı bu. Nükleer enerjiye karşı çıkanlar, radyasyon riski olduğu için acaba bilgisayar kullanmıyor mu, televizyon seyretmiyor mu? Siz bir yandan Türkiye’yi büyütmekten bahsedecek, diğer yandan hayal tacirliği umut tacirliği yapacak ama diğer yandan enerjiyi nereden temin edeceğinizi açıklayamayacak, enerji yatırımlarına karşı çıkacaksınız. Bunu anlamak mümkün değil.

Başbakan Erdoğan, 2023’te 2 trilyon dolar milli gelir, 500 milyar dolar ihracat, 25 bin dolar kişi başına milli gelir hesap etiklerini ve böyle bir Türkiye’nin enerji ihtiyacın da katlanarak artacağından dolayı bugünden yatırımları gerçekleştirmek durumunda olduklarını söyledi.

2023 yılında Türkiye’nin kurulu gücünü 100 bin megavata çıkarmayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, bunun içinde her yıl yaklaşık 5 milyar dolarlık enerji yatırımına ihtiyaç bulunduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Bu iş hesap işi. Bunun adresi filancanın ismi filancanın ismi değil. Özelleştirmelerle özel sektörün enerjideki payını yüzde 75’e çıkaracak, hidroelektrik enerjisini de 20 bin megavat kurulu güce ulaşacak şekilde yatırımlarımızı sürdüreceğiz. 2023 itibarıyla rüzgarda kurulu gücümüzü 20 bin megavata çıkarmışı hedefliyoruz. Petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerimizden de bu süreçte güzel neticeler bekliyoruz.

Dün yine bu arama çalışmalarına katılacak olan bir platform, Karadeniz’e girdi. Hedefimiz 2023 yılında bu iki kaynağı da ithal etmeyen kendi üreten bir Türkiye ve ayrıca Sinop ve Mersin’de kuracağımız nükleer santrallerin de ülkemizin kurulu gücüne 10 bin megavat katkısı olacak. Tabii bununla kalmayacağız. Buna hedefimiz 4 tane daha nükleer de…

Biz harita çalışmaları üzerinde duruyoruz. Bunların da adımlarını atacağız. Türkiye’nin geleceğini inşa ederken en temel altyapılarından olan enerjiyi ihmal edemeyiz. Ve her şeyi de bütün planlama ve güvenlik tedbirleri içinde hayata geçirmenin gayreti içindeyiz.”

(Yeşil Gazete, Ntv)

GS’de Polat yönetimi devrildi

Galatasaray Yönetimi yapılan açık oylama sonucu mali yönden ibra edildi! İdari açıdan ise ibra edilmedi! Mali açıdan ibra eden üyeler idari açıdan ibra etmedi. Bu şekilde Galatasaray 30 gün için olağanüstü kongreye gidecek.

Uzun ve karmaşalı süren oylama sonucu, ibra oylamasının açık yapılmasına karar verildi! Galatasaray Yönetimi yapılan açık oylama sonucu mali yönden ibra edildi! İdari açıdan ise ibra edilmedi! Mali açıdan ibra eden üyeler idari açıdan ibra etmedi. Bu şekilde Galatasaray 30 gün için olağanüstü kongreye gidecek. Tüzük gereği mevcut başkan ve yönetim kurulunda bulunanlar seçime katılamayacak.


“ERKEN SEÇİM KARARINI HAFTAYA AÇIKLAYACAĞIM”

Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, olağanüstü seçimli genel kurula gitme konusunu gelecek hafta içinde yönetim kurulu olarak görüşüp, kararlarını açıklayacaklarını belirterek, “Galatasaray’ın menfaatleri neyse ona göre hareket edeceğiz” dedi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde düzenlenen yıllık olağan mali kongrede eleştirilere yanıt veren Polat, tarihi bir kongre yaşadıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Yaklaşık iki bin kişi toplantıya katıldı. 40 kişiye yakın konuşmacıyı dinledik. Fikirlerinden feyz aldık. Değişik konularda, talepler, eleştiriler geldi. Buradan her sorunun detaylı cevabını vermek mümkün değil. Fakat kırmızı kitapçığımızda sorulan bir çok sorunun cevabı var.”

Adnan Polat, İzzettin Doğan ile Özkan Olcay’ın geçtiğimiz gün kendisini ziyaret ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:”Bana, ‘Bu sıkıntıyı gidermek için bir şeyler yapman lazım’ deyip, Galatasaray’da bir erken seçim kararı alınmasının doğru olacağını söylediler. Genel kurul toplantısının yapılmasının doğru olacağını belirttiler. Ben de onlara, ‘Bizim faaliyetlerimizle ilgili genel kurul var. Bizim veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok. Hesabı veririz, genel kurul biter. Bir hafta, 10 gün içinde yönetim kurulumuzla birlikte oturur durum değerlendirmesi yaparız. Galatasaray’ın ali menfaatleri neyi gerektirirse onu yaparız’ diye yanıt verdim. Ancak, iki bin kişinin katıldığı bu toplantı sonunda; bu durumu kısa sürede değerlendirip kararımızı önümüzdeki hafta açıklayacağımızı söyleyebilirim.”

TÜRK TELEKOM’UN OLAYLI AÇILIŞI YİNE GÜNDEMDEYDİ
Türk Telekom Arena’nın açılışında yaşanan protesto gösterisi olayları, Galatasaray Kulübü Olağan Mali Genel Kurulu’nda da yönetimin peşini bırakmadı.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen mali kongrede görüşmeler bölümünün ardından kürsüye gelen başkan Adnan Polat, Türk Telekom Arena’nın açılışındaki olaylarla ilgili yöneltilen eleştirileri cevapladı.

Stadın yapımı için çok emek harcadıklarını aktaran Polat, yaşanan olaylar nedeniyle çok üzüldüklerini belirtirken, “Bize her konuda destek veren Başbakanımızı bir ev sahibi olarak iyi ağırlayamamanın üzüntüsü yaşadık. Beni kahretti o gün” derken, açılış günü yaptıkları fevri değerlendirmelerden ötürü Bakanların ve TOKİ Başkanı’nın kendisini arayarak özürlerini ilettiklerini söyledi.

Polat’ın bu sözleri üzeri salonda inandırıcı bulunmazken, üyelerin alaycı bir şekilde seslerinin yükseldiği görüldü.Başkan Polat’ın, Erdoğan Bayraktar’ın kendisine özrünü ilettiğini, birlikte bir basın açıklaması yapma isteğini ise Sayın Başbakanın konuyu bir an önce kapatma isteğinden dolayı reddettiğini aktarması üzerine bu kez yuhalamalar oldu.

Konuşmasında, Galatasaray taraftarıyla hiçbir zaman problem yaşamadığını belirten Polat, “Zaman zaman sürçü lisan etmiş olabiliriz. Bu tempo içinde bu kadar hatanın da affedileceğini düşünüyorum” diye konuştu.Adnan Polat, konuşmasının sonunda, ibra ile ilgili olarak genel kurulun her türlü kararını kabul edeceklerini aktardı.

“GALATASARAY’I SİYASETİN DIŞINDA TUTTUK”
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, yoğun bir dönem yaşadıklarını ve yaptıkları binlerce işin arasında hatalar da yapmış olabileceklerini dile getirerek, “Ancak biz Galatasaray’ı siyasetin dışında tuttuk” dedi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde düzenlenen yıllık olağan mali kongrede eleştirilere yanıt veren Polat, “İş yoğunluğunun olduğu, futbolun bu kadar kötü gittiği, bu olayların, değişimlerin, yatırımların olduğu dönemde, alınan binlerce kararın içinde yanlışlar olabiliyor.  Yapılan konuşmaların içinde yanlış ifadeler kullanmış olabiliriz. Ama, Galatasaray’ı yönetirken, Galatasaray’ın içinde bulunan kişiler farklı siyasi görüşlere sahip olabilirler. Ama biz Galatasaray’ı siyasetin dışında tutmaya çalıştık” diye konuştu.

Adnan Polat, futbolda alınan sonuçlardan herkesin mutsuz olduğunu ifade ederek, “Bu ortamda sporcuların motive olması çok zor, kendilerine gelmeleri birkaç gün gerekiyor. Bu kadar büyük işlerle uğraşırken, futbol içimizde hüsran ve hayal kırıklığı oldu. Kimseyi mali işler, tesisler ilgilendirmiyor. Sporda alınan sonuçlar ilgilendiriyor” dedi.

Soruları da yanıtlayan başkan Polat, bankalarda 1 milyar 115 liralık teminatın olduğu yolundaki söylemleri doğrulayarak, verilen teminatları tek elde toplamayı hedeflediklerini söyledi.

Galatasaray’da Başkan Adnan Polat, mali kongre’de kendisine yapılan eleştirilere sert cevaplar verdi.

Salonda bulunan herkesi tanıdığını söyleyerek sözlerine başlayan Polat, “Ben kendimi bildim bileli Galatasaraylıyım. Görevde olmadığım sürece Galatasaray başkanlık makamına asla toz kondurmadım. Galatasaray’da yöneticilik yapmadığım süre boyunca basına beyanatta bulunmadım” diye konuştu.

“G.SARAY TARİHİNİN EN ÇOK OY ALAN BAŞKANIYIM”
Galatasaray tarihinin en çok oyu alan başkanı olarak seçildiğinin altını çizen Polat, “Ben göreve gelirken pembe tablolar vadetmedim, stat ve şirket birleşmesi önceliğimdi. Son 5 senede gelirlerimiz ve sponsorluk anlaşmalarımız arttı. Önemli olan borcumuzun büyüklüğü değil, ne kadar vadeye yayıldığı” dedi.

“FUTBOL TAKIMININ BAŞARISIZLIĞI MALİ KAYIPLARA NEDEN OLDU”
Futbol takımının başarısız olmasının kendilerine büyük mali kayıp yaşattığını belirten Adnan Polat, “Yönetim olarak bizler ibra olmak için seçim şantajını kabul etmeyiz. Galatasaray’ın bize öğretilen değerleri sürekli olarak yıpratılıyor. İbra olmak için seçime gitmektense ben ibra olmamayı tercih ederim” şeklinde konuştu.

“ADAMSA ÇIKSIN KARŞIMA”
Polat, “Galatasaray’da yönetimin içinde kalıp yönetimi çalışmaz duruma getirme uygulaması yoktur. Ben çalıştığım süre içerisinde başkanlarıma asla karşı çıkmadım. İnternet sitelerinde bana küfreden bir arkadaş var ve şu anda bu salonda. Adamsa çıksın karşıma” diye konuştu.

“YAPACAĞIMIZ ÇOK ÖNEMLİ PROJELER VAR”
Adnan Polat, “Yiğit Şardan’ı kapalı kapılar ardında kendi şirketine fayda sağlamakla suçluyorlar. Bizim yönetimimizden memnun olmayan arkadaşlar seçim dönemi adaylarına oy versin. Bundan sonra yapacağımız çok önemli projelerimiz var. Biz Galatasaray kimsenin cebinden idare edilsin istemiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

ŞARDAN: 2010 YILI GELİRİ 112,7 MİLYON TL, GİDERİ İSE 71,6 MİLYON TL
Galatasaray Kulübü’nün Yıllık Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’na devam edilirken, kulübün mali durumuyla ilgili bilgiler verildi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda kürsüye gelen Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Yiğit Şardan, kulübün mali durumu hakkında üyeleri bilgilendirdi.

Şardan, Galatasaray Kulübü’nün 2010 yılı için 123,7 milyon TL olarak planlanan gelirinin, 11 milyon TL eksik olarak 112,7 milyon TL, 76,4 milyon TL olarak planlanan giderinini ise 4,8 milyon TL azalarak 71,6 milyon TL gerçekleştiğini söyledi.

Galatasaray’ın 2010 yılı için 32 milyon TL olarak öngörülen yatırım bütçesinin 20,1 milyon TL kullanıldığını vurgulayan Şardan, “Türk Telekom Arena için her ne kadar Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘Galatasaray’ın 1 kuruşu yok’ dese de, 2010 yılında stada 11 milyon TL harcamada bulunduk. Çatı  kapaklarını da taktığımızda toplam 40 milyon TL harcama yapmış olacağız” ifadelerini kullandı.

“TOPLAM GELİR-GİDER FARKI 283,8 MİLYON DOLAR”
Yiğit Şardan, Galataaray bütçesinin denk duruma getirildiğini ancak geçmiş yıllardan gelen borçlar nedeniyle bu durumun bütçe rakamlarına yansıyamadığını kaydederken, “Nakit çıkışı gerektiren borç-alacak farkımız 160,4 milyon dolar, nakit çıkışı gerektirmeyen borç-alacak farkımız ise 123,4 milyon dolardır. Toplam borç-alacak farkımız 283,8 milyon dolar olmuştur” diye konuştu.

Şardan, kulüp olarak 2010 yılında 2006 öncesi borçlar için 7,4 milyon dolar, şirket birleşmesi için 32,1 milyon dolar harcama yaptıklarını aktardı.

Ayrıca, Galatasaray’ın mevcut varlıklarının değerlerini duyuran Yiğit Şardan, kulübün elinde bulunan Sportif A.Ş. hisselerinin 554,6 milyon dolar, Riva arazisinin 250 milyon dolar, Türk Telekom Arena üst kullanım hakkının 270,3 milyon dolar, Sportif A.Ş. devredilebilir markasının ise 230 milyon dolar  değerinin bulunduğunu vurguladı.

Bu arada, Galatasaray Kulübü’nün Mali Genel Kurulu’na üyelerin ilgisi oldukça yüksek olurken, katılımın 1500 kişiyi aştığı belirtildi.

KOZAK: BUGÜN SEÇİM KARARINI VERİN VE ÖNÜMÜZÜ AÇIN
Galatasaray Kulübü Yıllık Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda görüşler bölümünde söz alan bazı üyeler, kulüp başkanı Adnan Polat’ın seçime gitmesi yönünde görüş bildirdi.

Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde süren toplantıda görüşmeler bölümüne geçildi ve söz alan üyeler genel kurulla fikirlerini paylaştı.

Sarı-kırmızılı camianın önde gelen isimlerinden Hayrettin Kozak, yaptığı konuşmada, öncelikle üyeler arasında yaşanan gerginliği yatıştırmaya çalışarak, ”Biz burada beyaz veya zenci değiliz. Hepimiz Galatasaraylıyız” derken, Adnan Polat’ın bir seçim tarihi vermesini istedi.

Kozak, Adnan Polat’ın seçim karşılığı ibra ile tehdit edildiği yönündeki açıklamalarına tepki gösterirken, ”Galatasaray’ı düze çıkarmanın tek çözümü var. Galatasaray’ın geleceğine bakalım. Aksi takdirde bu içinde bulunulan yönetim kaosuyla önce kendiniz seçime gitmek isteyeceksiniz. Bugün bir karar verin ve önümüzü açın. Tarihini de burada açıklayın. Göreceksiniz ki o zaman ne ibranın lafı ne de olağanüstü seçim için toplanan imzalar kalır. Galatasaray huzura kavuşur, ülkeye de ders olur. Şimdi bu salonu dolduran insanlar, 20 milyon taraftar ve Galatasaray sempatisi olan herkes bu kararı sizden bekliyor başkan. Bu insanlar şimdi beni alkışlamıyor, öneriyi alkışlıyor. Bu işi uzatmayalım” diye konuştu.

Kozak, Galatasaray’da teknik direktörlük görevine Bülent Ünder’in getirilmesinden büyük mutluluk duyduğunu kaydederken, ”Darmadağın olmuş, perişan hale gelmiş, yerlere yatmış futbolun soyunma odasını belli bir disipline getirecektir” dedi.

Galatasaray Yönetim Kurulu’nun görüntüsünün yürekler acısı olduğunu savunan Hayrettin Kozak, Mehmet Helvacı’ya da eleştirilerde bulunarak, ”Üçlü muhalefetin lideri nedendir anlamıyorum, hemen her gün yaptığı toplantılarda, yönetimin ipliğini pazara çıkarma çabasındadır ve orta oyunu tüm spor kamuoyunun gözü önünde oynanmaktadır” ifadelerini kullandı.

Hayrettin Kozak, mali raporda verilen borç rakamlarına da inanmadığını sözlerine ekledi.

DOĞAN: NE OLACAK BU GALATASARAY’IN HALİ
Genel kurul üyelerinden İzzettin Doğan, sarı-kırmızılı kulübün sportif açıdan başarısız bir dönem geçirdiğini belirterek, ”Milyonlarca taraftarı olan bir kulübün bugün sportif açından içine düştüğü durum içler acısıdır. Sokağa çıktığımızda herkes önümüzü çevirerek, ‘Ne olacak bu Galatasaray’ın hali’ diye sormaktadır. Bu sorular karşısında büyük üzüntü duymaktayız. Galatasaray’ın sportif olarak yerde süründüğünü kabul etmek zorundayız” dedi.

Kulübün mali durumunun kötü olmadığını, ancak borcunun bulunduğunu ifade eden Doğan, ”Ama ondan da ötesi sportif başarısızlık var. Galatasaray Kulübü spor kulübüdür. Taraftarlar sportif başarı beklerler. Eğer siz Fenerbahçe’yi yenemezseniz, birkaç maç üst üste kaybederseniz, mali başarınız ne olursa olsun, sizi başarısız olarak görürler. Eğer seçimlere gidilmesi gerekiyorsa, değerli başkan seçimi bir şantaj kelimesiyle lütfen tanımlamayın. Demokrasilerde seçim daima çıkış yoludur. Yeni bir umut kaynadığı olabilir” diye konuştu.

ÖZYALÇIN: POLAT YORGUN DÜŞTÜ VE YIPRANDI
Üyelerden Cengiz Özyalçın ise kulüp başkanı Adnan Polat’ın yorgun düştüğünü ve yıprandığını ileri sürerek, ”Söylemlerinde çelişkiye girmektedir, yeterli çözüm üretememektedir. Bu bağlamda özellikte tarihi sportif başarısızlıklar kendisini ters motive etmektedir” ifadelerini kullandı.

Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’nın açılış gecesinde yaşanılan olaylara değinen Özyalçın, ”Aslantepe’de acı anlar yaşandı. TOKİ Başkanı, üyemiz Erdoğan Bayraktar açılışta konuşmacı olmuştur. Deneyimli bir bürokrat ve politikacıdır. Kullandığı kelimeleri bilerek seçmiştir. Nasıl bir Galatasaraydır, bu konuşmayı nasıl yapmıştır? Saygı duruşu yapılmadan, sayın başkanın yarıda bırakıp gittiği gece, açılış gecesi olur mu” şeklinde konuştu.

Özyalçın’ın bu sözleri uzun süre alkışlanırken, bir üye ”Gemiyi terk eden başkan istemiyoruz” şeklinde bağırdı ve salonda yuhalamalar oldu.

Kürsüde uzun süre kalan Özyalçın’ın konuşması zaman zaman alkışlarla kesilirken, muhalif yöneticiler Mehmet Helvacı, Vedat Eşkinat ve Doğan Yalçınkaya’nın da alkışta bulunmaları dikkati çekti.

Konuşmacılardan eski yönetici Refik Arkan, Türk Telekom Arena’daki güvenlik firmalarının yüksek fiyatlı fatura kestiklerini, işletmeci yabancı firmanın tek çalışanının ise 30 bin avro ücretini kulüpten aldığını ileri sürdü.

Refik Arkan, Adnan Polat’ın bir konuşmasında söylediği, ”Galatasaray Kulübü Başkanı aslandır, kuzu değildir” sözlerine göndermede bulunarak, ”Stadın açılışında Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın karşısında da aslan mıydı” dedi.

Öte yandan, eski İçişleri Bakanlarından Mehmet Ağar da konuşmacı kürsüsüne gelen isimler arasında yer alırken, sarı-kırmızılı camiada yaşanan tartışmalara ve bölünmelere dikkati çekerek, daha ılımlı bir hava oluşturulması gerektiğini söyledi.

Galatasaray Kulübü’nün Yıllık Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nın görüşmeler bölümünde, mevcut yönetime yönelik sert eleştiriler devam etti. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde süren mali kongrenin önemli bölümü, genel kurul üyelerinin fikirlerini aktardığı görüşmeler bölümüyle geçti.

Kulübün genç üyelerinden Mehmet Karlı’nın genel kurulda yönetimi sert bir şekilde eleştiren konuşması salonda yankı buldu. Konuşmasında ilk olarak kulüp ikinci başkanı Işın Çelebi’yi hedef alarak, “Galatasaray Kulübü’nde beyaz veya zenci yoktur. Eşitlik vardır. Özgürlük vardır” diyen Karlı, yönetimi hiçbir şekilde ibra etmeyeceğini kaydederken, “Tek çözüm var beyler. İstifa, istifa, istifa” sözleriyle kürsüden inerken, salonda alkışlarla karşılandı.

Üyelerden Selim Arda Üçer, konuşmasında, Adnan Polat yönetiminden bir ümitleri kalmadığını dile getirirken, “Yönetimimiz için söylenecek en doğru söz, ‘Gölge etme başka ihsan istemem senden’dir. Alınan kararların akıldan çok egodan geçtiği yönetim kurullarında, başarısızlığın nedeni hep başkalarıdır” ifadelerini kullandı.

MIZRAK: “BAŞKANA KÜFÜR EDENİ YÖNETİCİ YAPTINIZ”
Adnan Polat’ın genel kurulun başında, kendisine internet sitesi üzerinden küfür ettiğini ileri sürdüğü bir kişi için, “Adamsa burada yüzüme karşı etsin” sözünü hatırlatan Ayhan Özmızrak, Polat’ın bu duruma yabancı olmadığını kaydetti.

Daha önce yönetim kurulunda olan, ancak sonra istifa eden Haldun Üstünel’i hatırlatan Özmızrak, “Başkanın küfre tepkisine ben de aynen katılıyorum. Ama Sayın Başkan, bir Galatasaray başkanına küfür eden, disiplin kurulu tarafından cezası verilen bir kişiyi siz kendi yönetiminize almadınız mı? Bu kişinin, amiyane tabirle ‘Yırtması’ için burada el kaldırtmadınız mı üyelere? Siz kendinize muhalif olanlara değil, Galatasaray’ın kurucu felsefesine karşı geliyorsunuz. Galatasaray’ın bir asırda damıtılarak gelmiş adet, örf ve gelenekleri, günlük sığ siyasetlere kurban ediyorsunuz” şeklinde konuştu.

HELVACI’YA SERT ELEŞTİRİ
Galatasaray Kulübü eski Genel Sekreteri Sinan Kalpakçıoğlu, konuşmasında yönetimle birlikte, muhalefet yapan yönetici Mehmet Helvacı’yı da sert bir şekilde hedef aldı.

Mehmet Helvacı’nın önce şirket birleşmesini kendisinin yaptığını, sonrasında ise birleşme operasyonunun yanlış yönetildiğini söylediğini aktaran Kalpakçıoğlu, “İki söz de Mehmet Helvacı’nın. Helvacı’nın, AIG’den zor dönemde hisseleri alarak 2 yıl süreyle Galatasaray için taşıyan Ünal Aysal’a, ‘Kazandığın paraları açıklarım’ demesi ayıptır. Zaten bu hisse devri anlaşmasını ücreti karşılığı hazırlayan kişi kendisidir. İki yıl sonra ödeme zamanı geldiğinde Özhan Canydın’a, ‘Merak etme başkan, o anlaşmanın delinecek çok yeri var’ diyen de kendisidir” diye konuştu.

Öte yandan, görüşmeler kısmının ilk bölümünü başkan Adnan Polat dinlemeyi tercih etmezken, bir süre “Başkan nerede” şeklinde tepkiler yükseldi. Daha sonra Polat salondaki yerini aldı. Konuşmaların hemen hemen hepsinin yönetim aleyhine yapılmasının ardından, başkan Adnan Polat ve yönetim kurulu üyelerini morallerinin oldukça bozulduğu görüldü.

GÖRÜŞMELER 5,5 SAAT SÜRDÜ
Galatasaray Mali Kongresi’nin görüşmeler bölümü yaklaşık 5,5 saat sürede tamamlanabildi. Toplam 38 üyenin konuşma başvurusu yaptığı bölümde, ilk konuşmacıların uzun konuşmalarının ardından bu süre kabul edilen bir önergeyle 10 dakika ile sınırlandırılmak zorunda kalındı.

Konuşma sırası alanların yarısının dahi kürsüye gelmediği bölümde sürenin çok uzayacağı uyarısı yapan Türker Arslan, bazı üyelerin bu haklarında feragat etmeleri çağrısında bulundu. Daha sonra bazı üyeler listeden adlarını sildirirlerken, bu kişiler genel kuruldan alkış aldı.

Ayrıca, genel kurula katılan üye sayısının 1970’e ulaştığı duyuruldu.

HAKAN ÜSTÜNBERK, BANDIRMA’YA GİTTİ VE GELDİ
Galatasaray’da basketbol şubesinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olan Hakan Üstünberk, mali kongre esnasında Bandırma’ya gidip geldi.

Mali kongrenin başında yer alan Hakan Üstünberk, Beko Basketbol Ligi’nde Galatasaray Cafe Crown takımının deplasmanda Banvit ile yaptığı maça helikopter ile gidip, karşılaşmayı izledikten sonra geri dönerek kongredeki yerini aldı.

TOKİ BAŞKANI İÇİN DİSİPLİNE SEVK İSTEMİ
Türk Telekom Arena’nın açılışında yaptığı konuşmayla sarı-kırmızılı camianın eleştirilerine hedef olan kulüp üyesi TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın disiplin kuruluna sevk edilmesi için önerge verildi.

Toplam 77 üyenin imzası olan önergeyi alan genel kurul divan başkanı Türker Arslan, öncelikle bu yetkinin kulüp yönetim kurulunda olduğunu, ikinci olarak da imza sayısının 91 olması gerektiğini aktararak, önergeyi yönetime ileteceğini belirtti.

Diğer yandan, Ergenekon davasının savcısı olarak bilinen Zekeriya Öz’ün kulübe üye oluş şekliyle ilgili bir soru önergesiyle ilgili olarak da açıklama yapan Türker Arslan, Öz’ün eski tüzüğe göre başkan kontenjanında kulübe üye olduğunu aktardı. (Ntvspor)

Kupa Arkas Spor’un

0

Voleybolda, Teledünya Erkekler Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe’yi 3-2 yenen Arkas Spor kupanın sahibi oldu.

eledünya Erkekler Türkiye Kupası finalinde Arkas Spor, Fenerbahçe’yi 3-2 yenerek kupanın sahibi oldu.

Maça daha etkili başlayan Arkas Spor, Fenerbahçe’yi 25-23 yenerek 1-0 öne geçti. Daha sonra toparlanan sarı-lacivertliler, ikinci seti aynı skorla 25-23 alarak maçta durumu eşitledi.

Skoru eşitleyene Fenerbahçe, bu moralle maçın üçüncü setinde çok etkili oynadı ve bu seti 25-20 alarak maçta öne geçti. Fakat Arkas Spor, karşılaşmanın en kritik setinde maça ağırlığını koydu ve 25-16 gibi farklı bir skorla 4. seti aldı.

Maçın 2-2’ye gelmesinin ardından maç, tie break setine uzadı. Büyük bir çekişmeye sahne olan son seti 15-13 kazanan Arkas Spor, Teledünya Erkekler Türkiye Kupası’nın sahibi oldu.

Karşılaşmanın son setinde bir pozisyon sonrası başhakem Nihat Ermihan’ın kararına itiraz eden Fenerbahçeli Leonal Marshall ile Arkas Spor’dan Ahmet Toçoğlu sarı kart gördü.

Karşılaşmayı Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül ve Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürü Ahmet Sağlam, Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık ile birlikte izlediler.

ARKAS İKİNCİ KEZ ŞAMPİYON
Arkas Spor, kulüp tarihinde 2. kez bu kupayı müzesine götürdü.

Kupa finalinde Fenerbahçe’yi 3-2 yenerek şampiyon olan İzmir ekibi, ilki 2008-2009 sezonunda olmak üzere 2. kez kupanın sahibi oldu.

Final maçının ardından düzenlenen ödül töreninde, 2. olan Fenerbahçe’ye madalyalar, kupa ve 10 bin TL’lik ödülünü Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürü Ahmet Sağlam, Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanvekili Mehmet Akif Üstündağ ile TÜRKSAT Genel Müdürü Özkan Dalbay verdi.

Arkas Spor ise madalyalar, kupa ve 20 bin TL’lik ödülünü, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, TVF Başkanı Erol Ünal Karabıyık ile TÜRKSAT Genel Müdürü Özkan Dalbay’ın elinden aldı.

Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk voleybolunun geldiği noktayı görmenin mutluluk verici olduğunu belirterek, ”Türkiye Voleybol Federasyonunu ve başkan Karabıyık’ı gıptayla izliyorum. Her zaman söylüyoruz, hedefimiz olimpiyatlar. Bu maçları izlerken bile hangi oyuncu, milli takıma nasıl katkıda bulunabilir, ona bakıyoruz” dedi.

TVF Başkanı Karabıyık ise bir kupayı daha geride bıraktıklarını belirterek, ”Fenerbahçe ile Arkas Spor da tam final maçına yakışır performans gösterdiler. Tüm takımlarımızı tebrik ediyorum. Şimdi önümüzde Play-off maçları var. Play-off’ları da en iyi şekilde tamamlayacağız. Takımlarımıza Play-off maçlarında başarılar diliyorum” diye konuştu.

FENERBAHÇE: 2 – ARKAS SPOR: 3
Salon: TVF Başkent
Hakemler: Nihat Ermihan, Onur Hoşnut
Fenerbahçe: Miljkovic, Coskovic, Emre, Arslan, Marshall, Kemal (Serkan, Ersin, Burak, Cengizhan)
Arkas Spor: Emin, Hüseyin, Bravo, Burak, Agamez, Burutay (Nuri, Ceyhun, Ahmet)
Setler: 23-25, 25-23, 25-20, 16-25, 13-15
Süre: 122 dakika (27, 28, 27, 23, 17)

Grev treni Haydarpaşa’dan kalkacak

0

Geçen hafta başlayan metal grevleri, bu hafta Gebze ve İstanbul’da yeni işyerlerinin greve başlaması ile devam edecek. DİSK, grevlerle dayanışma için Salı günü Gebze’de kurulu AREVA Fabrikası’nda başlayacak greve ‘Haydi Grevci Metal İşçileriyle Dayanışmaya’ çağrısıyla Haydarpaşa’dan kalkacak “grev treni” ile gidecek.

DİSK, Gebze’de AREVA Fabrikası’nda başlayacak greve destek verecek ve grevin başlayacağı Salı gününü bir dayanışma şölenine dönüştürecek. Bu kapsamda İstanbul Haydarpaşa’dan Gebze’ye trenle hareket edilecek.

DİSK’ten konuyla ilgili yapılan açıklamada, Birleşik Metal-İş Sendikası’nın MESS’e karşı yürüttüğü TİS görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanması sonucu alınan grev kararlarının uygulanmaya başlandığı belirtildi ve DİSK’in 29 Mart Salı günü Gebze’de kurulu AREVA Fabrikası’nda başlayacak grevi “Haydi Grevci Metal İşçileriyle Dayanışmaya” çağrısıyla bir dayanışma şölenine dönüştürme kararı alındığı kaydedildi.

Etkinliğe DİSK, KESK, TÜRK-İŞ üyesi sendikaların kitlesel katılımı hedeflenirken, emek ve meslek örgütlerinin, sanatçıların ve öğrencilerin “Emek Dayanışması”nın metal işçilerinin grevine büyük katkı sağlayacağı belirtildi.

Grev Treni ile eyleme destek vermek isteyenlerin Haydarpaşa’da 08:00’da buluşacakları ve Grev Treni’yle Gebze’ye hareket edecekleri bildirildi.