Ana Sayfa Blog Sayfa 5210

UEFA’dan ırkçılığa önlem

0

UEFA, Emmanuel Adebayor’un başvurusu üzerine yarın oynanacak Tottenham-Real Madrid çeyrek final rövanş maçına, Disiplin Kurulu Başkan Vekili Jacques Antenen’i gönderecek.

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde yarın oynanacak Tottenham-Real Madrid çeyrek final rövanş maçına, Disiplin Kurulu Başkan Vekili Jacques Antenen’i gönderecek.

Antenen, ilk maçta İngiliz taraftarların ırkçı tezahüratına maruz kaldığını iddia eden Real Madridli Emmanuel Adebayor’un başvurusu üzerine görevlendirildi.

UEFA’dan yapılan açıklamaya göre, Real Madrid’in 4-0 üstünlüğüyle biten çeyrek final ilk maçı öncesinde İngiliz taraftarların ırkçı şarkılarına maruz kaldığını iddia eden Togolu futbolcu Adebayor’un başvurusu üzerine, rövanş maçında Antenen görevlendirildi.

UEFA, söz konusu maçta 2 gol kaydeden Adebayor’a, iddiası üzerine soruşturma açamayacağını; maç delegasyonu, stat güvenliği veya polis tarafından herhangi bir rapor tutulmadığını belirtmişti.

Haftanın tortusu

* Her şey apaçık ortadayken, YGS iptali için ne bekleniyorlar? * Filozof itfaiyeci Efe’yi kurtarabilir miydi? * Listeler açıklandı, ortalık toz duman.

* Her şey apaçık ortadayken, YGS iptali için ne bekleniyorlar? En karşı çıkanlar, hemen “tatmin olanlar” bile artık kabul etti ki, YGS’de şifre var. Hatta bir şifre değil, bir kaç şifre var. Çeşitli şekillerde, çeşitli netlere ulaşılabiliyor. En kapsamlı olan ise ilk çıkan. Yani büyükten küçüğe diz, aynı çıkana kadar sağa kaydır, şanslıysan ilkinde, şanssızsan beşinci denemede doğruyu bul. Tabii ki burada şu var: Şanslılık da, şanssızlık da o şifreyi bilene göre. Yüzbinlerce insan baştan şanssız. Onların bu organizasyonla ilişkisi olmadığına için onlar uğraştılar, yapabildiklerini yaptılar, yapamadıklarını yapamadılar.

Peki kim bunu yaptı? Kim bu şifreyi oraya koydu, bazı öğrencilere dağıttı, birilerini öne çıkarttı? Bunun hesabını kimse sormayacak mı? Bunun üzerinden giden bir araştırma yapılmayacak mı? Bu şifre skandalı, birilerinin imaj çalışması olarak mı kalacak? Artık, üniversiteye girmenin yolu, belli organizasyonlara dahil olmak mı? Böyle düşünenler illa ki olacaktır. Seneye dersane kayıtlarına yansıyacaktır bu şifrenin “getirileri”.

Bir başka nokta da şu: Bu sınav neden iptal edilmiyor artık? Ne bekleniyor? Daha ne olması gerek? Birilerinin çıkıp kendilerini hukuk yerine koyarak “tatmin olması” ve kararı vermesi hukuk devletinde olacak şey mi? Meğer bu kişilerin KPSS skandalında hemen tatmin olamamasının arkasında başka şeyler varmış. Daha sonra tatmin olmak içinmiş meğer. Daha sonra daha rahat tatmin olmak içinmiş. KPSS skandalı, bir örgütlenme hareketi olarak (mı?) kurgulanmış. Baksanıza KPSS’de bütün soruları yanıtlamışlardı, YGS’de bir kaç yanlış çıkartmışlar.

Bu olayın tek iyi yanı binlerce lise öğrencisinin sokağa çıkması, politikleşmesi. Büyükler haklarını savunamazken, Borazanlar onlara karşı gelirken haklarını savunuyor liseliler. Hayatlarını savunuyorlar birazcık da.

* Filozof itfaiyeci Efe’yi kurtarabilir miydi? Efe’yi tanıyor musunuz? Efe Boz! Daha önce de Haftanın tortusuna konuk oldu Efe. Okulda kafasına lavabo düştü ve öldü. Yaşam hakkı hiçe sayıldı, 10 ay önce öldürüldü Efe. Davası sürüyor. Ölümüne sebep olanlar savunma yaptılar: Yaramazdı, ondan ölmüştür diye. Kim bu savunmayı yapanlar, suçu hep ölenlerde arayaranlar? Mesela 2 yıl sonra, Adilcevaz’da bir yangında da bir Efe ölse, yanlışlıkla düşürdüğü bir mum evi yaksa ve Adilcevaz’da babası belediye başkanı olan filozof itfaiyecimiz o yangını söndüremezse yine Efe mi suçlu olacak? Sadece birinin yakını olduğu için işe girenlerin sisteminde, hep Efe’ler mi suçlu olacak?

* Listeler açıklandı, ortalık toz duman. 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri için partiler listelerini açıkladılar. Bu seçimin bir önceki seçimden en büyük farkı bağımsız adayların sayısının azlığı. Geçen seçim pusulayı uzatan adaylar, bu sene antidemokratik bir şekilde engellendi. Kabaca söylersek, bağımsız adayların yatırması gereken harca %1900 gibi bir oranda zam yapıldı. Kimse de bunun altından kalkamadı tabii ki. BDP, bunun altından kalktı, bir kaç parti başkanı, bir kaç da ünlü aday altından kalktı ama başka kimse kalkamadı. (İlgili bir yazı: Seçme seçilme hakkı ve bağımsız adaylar )

Listelerde görülen ilk olgu, CHP’nin değişim yaptığı, AKP’nin ise iç-rotasyon ile devam etme eğilimi gösterdiği. Kemal Kılıçdaroğlu, ilk gününden beri bazı engelleri (kendisine ve kamuoyuna göre olan iç engelleri) aşıyor. Bu listeler ile de yılların kökleşmiş CHP’lilerini, CHP denilince akla gelen olumsuz isimlerin bir bölümünü atmış görünüyor. Tabii ki yerlerine bazı yeni isimler de eklememiş değil.

BDP de, seçime bağımsız adaylarla girmeye karar verdi. 61 aday gösterdi. Bunun ne kadarı TBMM’ye girecek, ne kadarı giremeyecek belli olmaz ama geçen seçimlerdeki gibi grup kurmak için kritik sayının eşiğinde olmayacakları açık.

Listelerin ne etkiler yaratacağı, nasıl karşılanacağı daha çok konuşulacak. Belki de 12 Haziran’dan sonra bile bu devam edecek ama şimdiden tek bir kişi için öngörüde bulunabilirim: Bu süreç Ertuğrul Günay için çok zor geçecek. İleriki günlerde Bülent Arınç’tan yine bir “o arkadaşın yerinde olmak istemezdim” sözü duyabiliriz. AKP Genel Başkanı, Günay’ı en çok tepki çekeceği ve İzmirlilerin en rahat tepki gösterebileceği bir kişi olarak attı. Gerçekten “o arkadaşın yerinde olmak istemezdim” ben de. (Seçim üzerine daha çok yazacağız, çizeceğiz.)

* Son madde bizden, içimizden. Başın sağolsun Devin.

Yeşil Gazete ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

“Nefret Söylemi El Kitabı” artık Türkçe

İnsan Hakları Ortak Platformu, Nefret Söylemi El Kitabı’nı Türkçe’ye çevirdi. Kitap ücretsiz olarak dağıtılıyor.

Avrupa Konseyi tarafından 2009 yılında yayımlanan “Nefret Söylemi El Kitabı”, nefret söylemi kavramını açıklığa kavuşturmak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü hakkı ile ilgili içtihadında takip ettiği ölçütler konusunda karar vericilere, uzmanlara ve bir bütün olarak topluma kılavuzluk etmeyi amaçlıyor. İnsan Haklarını Geliştirme Uzmanlar Komitesi’nin çatısı altında ve İnsan Hakları Yönlendirme Komitesi’nin yetkisi dâhilinde hazırlanan bu el kitabı, Avrupa Konseyi tarafından görevlendirilen insan hakları uzmanı Anne Weber tarafından yazıldı.

El Kitabı’nın Türkçe ve İngilizce versiyonlarına http://www.ihop.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=391 adresinden ulaşılabilir.

(Yeşil Gazete)

Yorum: Gönülsüz Beşiktaş, Kasımpaşa’yı yaktı

Tüm Türkiye, milletvekili listelerine, kim kaçıncı sırada ona odaklanmışken ve lig maçlarının da “önemli” olanları bitmişken, bir pazartesi maçına ilginin az olmasından doğal bir şey olamaz. Fakat  ribünlerdeki büyük boşluklar (kameraların insan çekmekte zorlandığı bir karşılaşma yaşandı) da bu kadar doğal karşılanamaz. Kasımpaşa’nın deplasmana kontenjan uygulaması yapması ama ev sahibi tribünlerini dolduramaması da bunun önemli bir nedeni. Maçın sonucu da pek kimsenin umrunda değil.

Bu tip maçları oynamak, oyuncular için ne kadar zorsa, sanırım maçı izleyip yazmak isteyenler için de o kadar zor. Yetenekli oyuncuları izlemek dışında ve takımları/futbolu sevmek dışında da bir neden yok aslında. Beşiktaş sezonun kalanı için en önemli üç maçından bir tanesini kupada oynadı ve en zor üç maçından ikincisini anlamsız hale getirdi.  Bu önemli bir gelişme tabii ki. Avrupa için, transferler için, antrenör için kupayı kazanmak önemli.

Buna karşılık, Kasımpaşa, çok kritik maçlara çıkıyor ve kazansa da yetmeyecek bir pozisyona girdiler. Maçı izlenebilir, Beşiktaş’ı da hırslandıracak hale getirecek unsur bu. Tabii ki, bir de maçın başında sürekli Beşiktaş’a küfreden Kasımpaşa taraftarı da var.

Beşiktaş sezonu bitirdiği, en azından gelecek sezona açık açık hazırlandığı için durum ilginç bir hal alıyor aslında. Gazetelerde geleceklere ve gideceklere yönelik hergün haber çıkıyor neredeyse. Şu ilk 11’e baktığımızda bile, “güya” Tayfur Havutçu’nun gidebilir dediği oyuncular oynuyor. Bir çelişki mi? Bu oyunculardan ne beklenebilir, orası düşünülmeli.

Gönderilmek istenen oyunculardan Almeida golünü attı. Böyle bir oyuncu üzerinden sürekli “uyum” haberleri çıkartan basın için güzel oldu. Yavaş yavaş gollerini atmaya başladı Almeida. Quaresma’nın asisti de üzerinde durulması gereken bir noktaydı.

Golden sonra ise ne Beşiktaş ne de Kasımpaşa bir etki koyabildi oyuna. Yeri geldiğinde Beşiktaş yetenekli ayaklarıyla gerektiği kadar oynadı ve maçı bitirdi. Üzerinde gerçekten çok konuşulacak bir maç olmadı.

Beşiktaş’ın bundan sonra iki önemli maçı var. Bir tanesi Gençlerbirliği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki kupa yarı final maçı. Diğeri de Türkiye Kupası’nın finali. O maça kadar Beşiktaş kah böyle kazanacak, kah kaybedecek, kah yeteneklerini gösterecek.

http://www.urbarli.net

Seçim 2011: Grup Yorum’un eski solisti CHP’den istifa etti

CHP’nin aday listesinde 7. sırada yer alan Grup Yorum’un eski solisti Hilmi Yarayıcı, adaylıktan ve partiden istifa etti.

CHP’den, 12 Haziran’da yapılacak milletvekili genel seçimlerinde aday adaylığı başvurusu yapan Grup Yorum’un eski solisti Hilmi Yarayıcı, partinin genel merkezi önünde yaptığı açıklamada, aday listelerine tepki gösterdi.

Hilmi Yarayıcı, ”Sinan Aygün, Mehmet Haberal gibi isimlerin aday gösterildiği, demokrat sol adayların ya hiç gösterilmediği ya da seçilemeyecek yerlerden listeye konulduğu bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.

Bu tablonun CHP’nin yeni yüzünü ortaya koyduğunu ileri süren Yarayıcı, ”Yıllardır ve halen savunduğum değerler adına ortaya konan bu tabloda yer almam söz konusu olamaz. Bu nedenle milletvekilliği adaylığımdan ve CHP’den istifa ediyorum” diye konuştu.

(Yeşil Gazete)

HES’ler ve Büyük Anadolu Yürüyüşü Yeşil Ev’de tartışılacak

Büyük Anadolu Yürüyüşü’ne uzanan süreci ve konuyla ilgili tartışmaları Yeşil Gazete’de yayınlamıştık. “Anadolu’yu Vermiyoruz” diyerek yollara düşen ve talepleri kabul edilinceye kadar eylemlerinden vazgeçmeyeceklerini duyuran kafilelerin Ankara’ya doğru ilerleyişini Yeşil Gazete okurlarına aktarmaya devam edeceğiz.

Ayrıca konuyu daha yakından takip etmek ve daha fazla bilgilenmek isteyenler için Güven Yüksek, 19 Nisan Salı günü İstanbul Yeşil Ev‘de bir sunum yapacak.

Sunumun başlıkları şöyle:

  • ‘Su boşa akmaz’ konusunda maketli bir anlatım,
  • Anadolu isyanı belgesel gösterimi,
  • HES sürecinde yaşanan hukuksuzluklar,
  • HES bölgelerindeki sosyal ve ekonomik yıkım,
  • Tabiatı ve biyoçeşitliliği koruma kanun tasarısı kime hizmet ediyor?
  • Büyük Anadolu Yürüyüşü nedir?

 

Konuyla ilgilenen herkes davetlidir

Sunum saat 19:30’da başlayacaktır.

Yeşil Ev: İstiklal cad. Balo sok. No:21/1 Beyoğlu
Tel: (212) 244 7780

Yeşil Gazete

Seçim 2011: Tatlıses ve Şener bağımsız aday

Türkiye Partisi Genel Başkanlığı görevinden istifa eden Abdullatif Şener, milletvekilliği genel seçimi için Sivas’tan bağımsız aday oldu.

AKP’den aday olacağı söylenen İbrahim Tatlıses ise Şanlıurfa’dan bağımsız aday oldu.

Şener,  ”Bir süredir devam eden ittifak çalışmalarında bir netice alınamadığını, çatı oluşturulması için yoğun çaba sarf ettiklerini ancak bunun gerçekleşmediğini” bildirdi.

Şener, parti yönetimi ile yaptıkları toplantıda, Sivas’tan bağımsız aday olmasının daha uygun olacağı görüşü üzerine bağımsız aday olarak müracaatını yaptığını söyledi.

Abdüllatif Şener, ”Saadet Partisi’nin çatı olabileceğini söylemiştiniz, ne ters gitti” şeklindeki soruyu yanıtlarken de Saadet Partisi, DP ve BBP ile ortak bir çatı projesi başlatmak ve bunu yeni isimlerle de desteklemek istediklerini ancak çeşitli sebeplerle bunun gerçekleşmediğini ifade etti.

Sanatçı İbrahim Tatlıses’te Şanlıurfa’dan bağımsız aday oldu.

(Yeşil Gazete)

Seçim 2011: Kavaf liste dışı

AKP’nin illere göre milletvekili adaylarının listesi netleşti.

AKP’nin aday listesinde özellikle sahil bölgelerinde ve doğuda güçlü isimlerin öne çıkarıldığı dikkat çekiyor. Listede iki bakan Selma Aliye Kavaf ve Mehmet Aydın bulunmuyor.

(Yeşil Gazete)

 

Seçim 2011: CHP’de İlhan Cihaner ve Tuncay Özkan yok

CHP’de Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) milletvekili aday listeleri teslim eden Sühey Batum, çıkışta gazetecilere açıklamalar yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul 2. bölge 1. sıradan milletvekili adayı gösterildi.

HSYK’nın eski Başkenvekili Kadir Özbek, Savcı İlhan Cihaner, Ergenekon’un tutuklu sanığı Tuncay Özkan gibi isimler aday gösterilmedi. Bir başka aday gösterilmeyen önemli isim Önder Sav oldu.

Süheyl Batum Eskişehir 1. sıradan seçime girecek. Eski Genel Başkan Deniz Baykal ise Antalya’dan seçilmek için yarışacak.

(Yeşil Gazete)

Balkan Anti-nükleer Koalisyonu Selânik’ten seslendi

(Selânik-Yeşil Gazete) Bugün Selânik’te Bulgaristan, Türkiye ve Yunanistan Yeşilleri nükleere karşı dayanışma içindeydi. Balkan Anti-nükleer (BAN) Koalisyonu altında birlikte çalışan partiler adına Yeşiller Partisi’nden Alidost Numan, Yunanistan

Balkan ülkeleri Yeşilleri Selanik'te nükleerden çıkış çağrısı yaptılar

Ekolojist Yeşilleri’nden Avrupa Parlementosu ve Orta Makedonya Bölgesel Parlemento üyesi Mihalis Tremepoulos ve Bulgaristan Yeşilleri Zelenite’den Borislav Sandov  bölgenin nükleerden arındırılması için çağrıda bulundular. Fukuşima kazası üzerine nükleer enerjinin kabuledilemez risklerine tekrar şahit oluyor olduğumuzu hatırlatan konuşmacılar, gerek etrafına ciddi zarar verecek son derece ağır kazalar riskleriyle, gerekse radyoaktif etkileri nesiller boyu başaçıkmamız gereken bir miras olarak kalacak atıkları itibarıyle nükleer enerjinin dünyada ve bölgede derhal terkedilmesi gerektiğini söylediler.

Yeşiller Partisi’nden Alidost Numan yeni çalışmalarla teyid edilen ciddi deprem riski dahil tüm risklere rağmen Fukuşima’daki kazanın ardından bile diretilen Akkuyu nükleer santrali projesinin Türkiye halkınca kabul edilmediğini, hükümetin Akkuyu, Sinop ve bunların ötesine uzanan nükleer politikasının binlerce kişilik protestolarla reddedildiğini anlattı.  Deprem riskinin yanı sıra dünyada halledilemeyen nükleer atık sorununa dikkat çeken Numan, Akkuyu’da Rusya tarafından bir nükleer santral yapılması hâlinde Türkiye’nin birincil enerji arzında Rusya’ya %80’e yakın seviyede bağımlı kılınacağını, esas çözümün ise enerji verimliliği, çılgın tüketim toplumu enerji tüketimine tama etmekten vazgeçilmesi ve temiz yenilenebilir enerji kaynaklarında olduğunu ekledi. Nükleer santrallerin ulusal değil uluslararası bir sorun olduğuna dikkat çeken Numan, bunları bölgeden uzak tutmak, varolanları kapatmak için bölge ülkeleri ekolojistlerinin birlikte mücadele veriyor olduğunu, vereceğini söyledi.

Zelenite’den Borislav Sandov da Bulgaristan’ın özellikle Rusya tarafından inşa edilmekte olan, maliyetini ikiye katlamış, inşaat süresi uzamış Belene nükleer santralinin ülkeyi ihtiyacı olmayan nükleer enerjinin risklerine maruz bırakacağını, üstüne üstlük Bulgaristan’ı Rusya’ya mevcutta olduğundan (%83) daha da bağımlı kılacağını izah etti. Belene’nin elektrik ihracatı için yapıldığı iddialarına karşı, bunun alıcısı olmadığını hatırlatan Sandov Bulgaristan’ın nükleer santrallerle hiç güvenilir bir tecrübesi olmadığını söyledi, 2006’da Bulgaristan’ın hâlihazırdaki tek Kozloduy nükleer santralinde yaşanan kaza ve ardından bunun ört-bas edilmesini, hükümetin Fukuşima sonrasında ayni santralde Avrupa Birliği’nin test standartlarını açıklamasını beklemeden alelacele testlere girişmesini örnek verdi. BAN Koalisyonu’nun önemine vurgu yapan Sandov, birlikte mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.

Mihalis Tremepoulos da açıklamasında Güney-Doğu Avrupa’yı nükleersiz kılmak için birlikte mücadelenin önemine dikkat çekti, BAN’ın önemini vurguladı. Yunanistan’da Türkiye gibi 1970’lerde nükleer enerji düşünceleri ortaya atıldığını, ancak kamuoyunun kabul etmemesi üzerine bundan vazgeçildiğini söyledi. 2006’dan sonra kamuoyunu nükleer enerjiye ikna için teşebbüsler olduğu ve Makedonya’da elektrik ithal etmek üzere nükleer santral kurdurmak için girişimler olmuş olabileceğini söyleyen Tremepoulos, Yunan hükümetini acilen 2008’deki Karamanlis-Gruevski görüşmelerinin dosyalarını açmaya davet etti. Tremepoulos Makedonya ile ilişkilere dair de milliyetçi tavırları eleştirerek düşmanlara değil dostlara ihtiyacımız var ve nükleer santrallere, GDO’lara, Aksios’un kirliliğine, nükleer atıklara karşı birlikte mücadele etmeliyiz dedi.

Balkan Anti-nükleer  (BAN) Koalisyonu 26 Mart’ta Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Makedonya ve Sırbistan’dan Yeşil partilerin ve nükleer karşıtı gurupların müşterek bir açıklama ile biraraya gelmesi ile kuruldu ve tüm bölge ülkelerinin nükleerden arındırılmasını, doğayla barışık bir enerji geleceğini savunuyor.

(Yeşil Gazete)