Ana Sayfa Blog Sayfa 5204

‘Emek’ten çıkın Demirören’i yıkın’

Dün bir kez daha sinemaseverler Emek Sineması’nın kapatılmasını protesto etti. Emek Sineması’nın kapatılmasını protesto etmek için düzenlenen eylemde Demirören AVM de protesto edildi.

Atilla Dorsay, Vecdi Sayar, Meltem Cumbul, Tülin Özen, Şebnem Dönmez, Feridun Düzağaç, Seren Yüce, Sevil Demirci, Seyfi Teoman, Pelin Esmer, Ayça Damgacı, Orhan Aydın gibi isimlerin de katıldığı eylem her zamanki gibi Taksim Tramvay Durağı’nda başlayarak Emek Sineması’na kadar sürdü.

‘Emek bizim İstanbul bizim’, ‘Emek’ten çıkın Demirören’i yıkın’, ‘Beyoğlu avanta kokuyor’, ‘Sermaye elini Emek’imden çek’ sloganları eşliğinde yürüyüş yapan kalabalık protestolarını Demirören AVM’ye girerek sürdürdü.

Eylemciler Demirören AVM’ye girerken güvenlikler ne yapacağını bilemedi, Alışveriş Merkezi’ndeki dükkanlar ise kepenklerini kapattı. Grup, alışveriş merkezinin merdiven boşluklarına pankart astı. Kalabalık Demirören AVM’nin içinde protestolarını sürdürürken alışveriş yapmak için içeride bulunanlar da eyleme destek vererek AVM’yi boşalttı.

(Ntv, Yeşil Gazete, Hürriyet)

120 bin kişi Grup Yorum ile buluştu

Grup Yorum’un halk konseri on binlerce kişinin katıldığı bir mitinge dönüştü. Coşkulu sloganlar atan kalabalık 1 Mayıs çağrısı yaptı.

Grup Yorum, Bakırköy’de 100 bini aşkın kişinin katıldığı bir halk konserine imza attı. Grup sahneye Tuncel Kurtiz’in çağrısıyla çıktı, halk korosuyla beraber Kızıldere Marşı söylenirken, barkovizyonda Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Sinan Cemgil, Yusuf Aslan fotoğrafları gösterildi. Saatler öncesinden konsere gelenler Bakırköy ve çevresinde izdiham yaratırken, gelenlerin güvenliğini kızıl bereli Grup Yorum gönüllüleri sağladı.

İlk olarak Kubat, grubun şarkılarından ‘Mehmet Sait’le sahneye çıktı. Sonra coşkulu havayı Sırrı Süreyya Önder devraldı. Önder sahneden Kızıldere’de öldürülenlerin unutulmadığını söyledi, “Ölüme sayılan günler, özgürlüğe sayılsın diye, düştü yola Mahir bastı tetiğe” şiiri sloganlarla kesildi.

Leman Sam ve Harun Tekin, Yorum şarkılarıyla konsere katılırken, 25. yıl konserindeki konuşmayla büyük alkış toplayan Tuncel Kurtiz de yine sloganlarla karşılandı. Kurtiz, “Emperyalizme hayır diyor musunuz” sorusunu sorarak, Grup Yorum’u sahneye davet etti.

Sahneden “Bugün burada 120 bin kişiyiz” açıklaması yapan grup üyeleri, Amerika Defol şarkısını izleyicilerle birlikte söyleyerek, “1 Mayıs’ta öldürülen Mehmet Akif Dalcı’yı unutmadık” sözleriyle 1 Mayıs’a katılım çağrısında bulundu. Konser Cemo’nun söylenmesinin ardından sona erdi.

(Radikal, Yeşil Gazete)

Seçim 2011: BDP: Seçilen tutuklular Meclis’e gelmezse yemin yok

Eski BDP Genel Başkanı ve Hakkâri bağımsız milletvekili adayı Selahattin Demirtaş, aday gösterdikleri tutuklu arkadaşlarının milletvekili seçilip de serbest bırakılmaması halinde, kendilerinin de milletvekilliklerini tartışmaya açacaklarını söyledi.

Kişilerin hangi hallerde aday olamayacağının yasada belli olduğunu hatırlatan Demirtaş şunları söyledi: “Yasada, tutuklu olanların milletvekili olamayacağına dair bir belirleme yok. Dolayısıyla seçildikten sonra bu insanların derhal serbest bırakılması gerekir. Fakat bizim tutuklu olan 6 arkadaşımız seçilmelerine rağmen serbest kalamazlarsa, milletvekilli sıfatını kazanmaları engellenirse, elbette biz bu durumu tartışırız. Böyle bir siyasi tutumla karşılaşırsak, biz de ‘milletvekili olalım mı olmayalım mı’, ‘yemin edelim mi etmeyelim mi’ diye arkadaşlarımız serbest kalıncaya kadar tartışırız.”

(Yeşil Gazete)

Seçim 2011: Bir parti daha çekildi

Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Alternatif Parti, Halkın Yükselişi Partisi, Türkiye Partisi, Genç Parti, Bağımsız Türkiye Partisi’nin ardından bir parti daha 12 Haziran seçimlerinden çekildi.

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR), milletvekili genel seçimine katılmayacak.

Alınan kararla 12 Haziran tarihinde seçime katılacak parti sayısı 17’ye düştü.

(Yeşil Gazete)

Los Angeles Lakers’a soğuk duş!

0

NBA playoff ilk maçlarının en büyük sürprizini New Orleans Hornets gerçekleştirdi. New Orleans, Staples Center’da Kobe ve arkadaşlarını 109-100 yenmeyi başararak gecenin sürpriz skoruna imzasını attı. Maçın en skoreri 34 sayıyla Kobe Bryant olurken maçın yıldızı ise Hornets’tan 33 sayıyla Chris Paul’du.

NBA’de play off heyecanı devam ederken ilk maçların en büyük sürprizi yaşandı. Şampiyonluğun en büyük favorilerinden biri olarak değerlendirilen Los Angeles Lakers, Staples Center’da New Orleans Hornets’a 109-100 yenildi. Los Angeles’in mağlubiyeti playoffların ilk sürprizi olarak kayıtlara düştü.

Bu sürpriz skorda sahanın en skoreri bir Los Angeles Lakerslı oldu. Kobe Bryant 34 sayıyla maçın en skoreri unvanını kazanırken 4 ribaund aldı, 5 de asist yaptı. Büyük şok yaşayan Los Angeles Lakers’ta Ron Artest 11 ribaund, 16 sayıyla double double yaparken Bynum da 13 sayıyla oynadı. Gasol ise 8 sayı kaydetti.

Gecenin en çok konuşulan takımı New Orleans Hornets’ta ise Chris Paul 33 sayıyla takımın en etkili ismi olarak ön plana çıktı. Chris Paul 14 de asist yaparak isminin sonuna bir de double double’ı ekledi. Hornets’ta Landry 17, Belinelli 10 sayıyla oynadı.

New Orleans, Los Angeles Lakers’ı deplasmanda yenerek seride 1-0 öne geçti ve saha avantajını da lehine çevirdi.

MEMPHİS DE SPURS’U YENDİ
Batı Konferansı’ndaki bir diğer maçta, normal sezonu 8. sırada tamamlayarak son play-off biletini alan Memphis Grizzlies, sezonu konferans liderliğiyle tamamlayan San Antonio Spurs’u deplasmanda 101-98 yenmeyi başardı ve seride 1-0 öne geçti.

Grizzlies’de Zach Randolph 25 sayı, 14 ribauntla ”double-double” yaparken Marc Gasol 24, Mike Conley 14 sayı kaydetti.
Spurs’da ise en skorer isim 20 sayı atan Tony Parker oldu. Tim Duncan’ın 16 sayı, 13 ribauntla ”double-double” yaptığı Spurs’de Grant Hill 15, Richard Jefferson 13 sayı kaydetti.

Gecenin diğer maçlarında Batı Konferansında Oklahoma City Thunder sahasında Denver Nuggets’ı 107-103 yenerek seride 1-0 öne geçti.Doğu Konferansındaki tek maçta ise Boston Celtics, sahasında New York Knicks’i 87-85 yenerek seride 1-0 üstünlük elde etti.

Play-off’larda 4 galibiyete ulaşan takımlar konferans yarı finaline kalacak.

Gecenin diğer maçlarında şu skorlar alındı:
Boston Celtics: 87 New York Knicks: 85
Oklahoma City: 107 Denver Nuggets: 103
San Antonio: 98 Memphis: 101

“Biz de kalkarız karşılarına 10 bin tane genci koyarız”

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu’nda düzenlenen AKP Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısına katıldı. Erdoğan, YGS’deki şifre iddilarıyla ilgili de konuştu. Hakkını arayan öğrencilerin karşısına kendilerinin de gençleri çıkartabileceğini söyledi.

“Bakın şu anda, CHP’si, MHP’si, BDP’si, YGS üzerinden, çok yoğun bir  şekilde gençlerimizi istismar etmenin gayreti içindeler. 1,7 milyon gencin  hayallerini, geleceklerini, umutlarını, siyasi malzemeye dönüştürerek, buradan  kendilerine bir rant sağlamanın çirkin gayreti içindeler. Söz konusu olan, 1,7  milyon gencin hayalleridir. Söz konusu olan, 1,7 milyon gencin geleceğidir,  umududur. Gece gündüz ders çalışan, uykusundan, oyunundan, eğlencesinden  fedakarlık yapan gençlerin hissiyatını siyasi malzeme haline getirmek, çok açık  söylüyorum, ahlaksızlıktır, fırsatçılıktır. Eğer, sınavda bir yanlış varsa, bir  kayırma varsa, yasa dışı, kirli ilişkiler varsa, buna karşı çıkacak, bunun  karşısında güçlü tepki koyacak ilk kişilerden biri ben olurum, arkadaşlarım  olur.

Devletin ilgili kurumları, son derece büyük bir hassasiyet içinde  meseleyi inceliyor, yargısına varıncaya kadar, araştırıyorlar ve takip ediyorlar.  Ama, soruyorum, bir tek kişinin kayırıldığına dair somut deliliniz var mı? Şifre  iddialarından çıkar sağladığını ispat edebileceğiniz tek bir genç var mı? Yok.  Ama ortada, duyguları istismar edilecek, sokağa dökülecek, zihinlerine,  yüreklerine şüphe düşürülecek bir genç grup var.

Bu ülkenin başbakanı olarak, YGS ile ilgili iddiaların tamamının  takipçisiyim. Gençlerimiz rahat olsunlar, müsterih olsunlar, gönül rahatlığı  içinde ikinci sınava hazırlansınlar. Gençlerimiz, kendilerini istismar edenleri,  iddiaları fırsatçılığa çevirenleri de lütfen çok iyi görsünler, tanısınlar.  Taksim’de bin kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek, iki bin genci yürütmek problem  değil. Onlar YGS sınavının karşısında tavır ortaya koyduklarını açıklarken, biz  de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız. Ama biz bu ülkede  gerilimden yana değiliz. Bırakın kurumlar işini yapsın. Bırakın kurumlar görevini  yapsın. Hiç kimsenin asla ve asla hakkı yenemez. Buna müsaade etmeyiz.  Gençlerimiz bunu böyle bilsin.”

(Hürriyet, Yeşil Gazete)

PKK – Nuray Mert

Seçim sürecinde, siyasi tartışmanın düzeyi en başından belden aşağı vurma hizasına taşındı. Bu konuda serbest vuruşun en kolay yapıldığı alan Kürt meselesi, en kolay hedef Kürt siyasetçiler!

‘Kürt açılımı’ öncüsü iktidar partisinin değişmez belediye başkanı Melih Gökçek, zamanında yerel seçimlerdeki rakibi Murat Karayalçın’ı, ‘PKK yandaşı’ olmakla suçlamıştı. Gökçek, bu konuda yalnız değil, iktidar partisi CHP’yi, zamanında DEP’lileri Meclis’e taşımakla ‘suçlamak’tan geri durmadı. Kürt açılımı yaptığını iddia edenler, DEP’lileri Meclis’ten yaka paça götürüp hapse tıkanlar yerine, onları ‘Meclis’e taşıyanları’ sorgulamakta tereddüt göstermediler. Belli ki, kalınan yerden devam edilecek. Son olarak, Gökçek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu için, twitter’a, ‘PKK’nın avukatı’ yazmış. BDP bağımsız adayları için, suç duyurusu yapar eda ile, ‘PKK adayları’ tabiri kullanmak da, belli ki prim yapan bir iş haline gelmiş.

Tereddüt göstermiyorlar
Diğer taraftan, ülkenin ‘demokrat aydın’ları bile BDP’yi habire, ‘PKK bağlantısı’ ile sıkıştırmak konusunda hiç tereddüt göstermiyorlar. ‘Barış süreci’ bu kafayla ilerleyebilir mi sanıyorsunuz? ‘Kürt siyasal hareketinin’ bir temsilcisi olan BDP’nin, Kürt silahlı siyasal mücadele hareketi ile aynı tabana sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu koşullar altında, BDP’yi sıkıştırmanın anlamı, ‘meşru sayılmak istiyorsan toplumsal tabanını demokratik zeminde temsil etme iddiasından vazgeç’ demektir. Bu, taleplerini, görüşlerini beğenelim, beğenmeyelim, ciddi bir toplumsal kesimin sesini demokratik siyaset dışına itme çabasıdır. Zaten Kürt siyasal hareketi bu anlayış yüzünden silahlı mücadeleye bel bağlamadı mı?

Artık daha açık konuşmanın zamanı geldi. Bir yandan Kürt siyasal hareketi ile müzakere edip, diğer yandan, ‘PKK terör örgütü söylemi’ni ‘siyasal şantaj’ olarak devreye sokmak, Türkiye kamuoyunu da yanıltmak, çatışmacı bir ortamı canlı tutmaktan başka bir işe yaramıyor. PKK üzerine de, açık ve dürüst  konuşmanın zamanı geldi veya gelmeli. Halihazırda, dövmenin serbest, övmenin suç olduğu PKK hareketi üzerine, ikisini de yapmadan konuşmak bile mümkün değil. Oysa, bu tabuyu yıkmadan, Kürt meselesini değil çözmek, hakkıyla tartışmak imkânsız.

Dürüstçe konuşalım
O zaman gelin, bu konuyu dürüst bir biçimde konuşmaya başlayalım. Hiçbir demokrasi, silahlı siyasal hareketleri, şiddete dayalı yöntemleri meşru görmez, göremez. Ancak şunu unutmayalım, ‘demokratik rejimleri’, ‘şiddet’e karşı ‘koruyan’ yasaklar, kolluk güçleri, her tür baskı değil, ‘özgürlük alanı’nın geniş olması özelliğidir. Demokrasilerin temel mantığı, toplumun her kesiminin, her talep ve düşüncesini özgürce ifade edebilmesi ve örgütlenebilmesine imkân sağlayarak, şiddete yönelimin önünü kesmektir. Ancak bu koşulu gerçekleştiren rejimlere demokrasi denilir. Aksi, demokrasi olduğunu iddia eden ama bunun koşullarını sağlamayan sistemlerin, meşruiyetini yitirmesi sonucunu verir. Yani, birileri sizin demokrasi dediğiniz sistem içinde sesini çıkaramıyor, sürekli susturulmaya, sindirilmeye çalışılıyorsa, sistem onların gözünde meşruiyetini yitirir, onlar için her yol mübah görülür. Kürt meselesinde olan budur.

Dahası, bu süreç yaşandıktan sonra, filmi geri sarmak mümkün değildir. Silahlı mücadele ile sesini duyurmuş bir hareket, silahı en büyük güvence olarak görür. Bu büyük bir sorundur, ancak PKK gerçeği budur. Barışı kurmak adına, silahlı siyasal bir hareketi silahsızlandırma süreci, öncelikle bu gerçeği dikkate almak durumundadır.

Dikkate alınması gereken diğer bir gerçek, silahsızlandırma sürecinin bir kesimin onurunu rencide edecek tedbirlerle olamayacağıdır. ‘Pişmanlık yasası ve mantığı’ bu nedenle sonuç vermedi, veremezdi. Şimdilerde, aynı mantık, silahlı mücadele verenleri ‘gizli işsizler ordusu’ olarak görmek, müzakereleri ‘affedilenlerin’ nereye yerleşeceğini tanzim etmek şeklinde tezahür ediyor. Bölgede birçok insan sadece işsiz ve evsiz kaldığı için dağa çıkmıyor, ‘ezilen halkı, çiğnenen gururu adına onurlu bir mücadele verdiğini’ düşündüğü için, canını feda etmeyi göze alıyor. Barışı yeniden kurma sürecini, bir yandan babacan bir eda ile ‘affetme’, diğer yandan ‘işsizlere meslek kazandırma, yer yurt bulma’ mantığı çerçevesinde yürütmenin anlamı ve karşılığı yok.

Terörle mücadele mantığı
Bu gerçeği görmezden gelmenin sonucu olarak PKK’nın toplumsal tabanı azalmıyor, artıyor. Köy boşaltarak olmadı, siyasal temsili ‘terörle mücadele mantığı’ ile köşeye sıkıştırarak hiç olmaz. Ayrıca, bölgede, silahlı mücadeleyi çare olarak görmeyen, bu nedenle bu harekete karşı çıkanların olması başka, bunları harekete karşı ‘koz’ olarak kullanmaya yeltenmek başka bir şeydir. Altan Tan ve Şerafettin Elçi, belli ki, bu yöntemden, bu gayretten rahatsız olarak BDP çatısında aday olmaya karar verdiler.
Son olarak, BDP Kürtlerin hepsini temsil etmiyor diye, milyonlarca insanı temsil ettiği gerçeğini görmezden gelemeyiz. BDP’yi temsil eden toplumsal taban, büyük ölçüde silahlı mücadeleyi ‘özgürlük hareketi’ olarak görüyor. Milyonlarca insanı terörü desteklemekten hapse tıkmak mümkün ve adil olmayacağına göre, doğrusu, çareyi ‘PKK’yı terör örgütü diye tasnif edip, ‘terörle mücadele’ mantığı ile tasfiye etme anlayışını gözden geçirmektir. Bunu yapabilmek için öncelikle, PKK konusunda, ‘terörü övme’ töhmeti altında kalmaksızın açık ve dürüst biçimde konuşmaya başlamaktır. Bu gerçeği görmek ve tartışmanın önünü açmak bile barış ve çözüm yolunda önemli bir adım olur.

Milliyet

Bu hafta “Nükleere karşı ses çıkar!”

Bu hafta 25. yılını dolduran Çernobil faciasını anacağız, ne yazık ki bu anma halihazırda çevresine ölüm saçmakta olan Fukuşima nükleer santralindeki kazanın ve bu gelişmelere rağmen nükleer santralden vazgeçmediğini açıklayan AKP hükümetinin gölgesinde yapılacak. Ancak nükleer karşıtları yılmıyor, tam tersine Yeşiller Partisi, Greenpeace, Küresel Eylem Grubu (KEG) ve 120’yi aşkın kuruluş, meslek odası ve sendikanın bir araya geldiği Nükleer Karşıtı Platform (NKP) gibi parti, sivil toplum örgütü ve oluşumlar bu hafta başlayacak eylemlerle hem bu kazalarda yaşamlarını yitirenleri anacak hem de yeni Çernobil ve Fukuşima facialarının yaşanmaması için siyasi iktidara çağrı yapacak. Hafta boyu sürecek etkinliklerin en geniş katılımla gerçekleştirilmesi büyük önem taşıyor. Sevgili Yeşil Gazete okuru eğer sen de “Nükleere hayır!” diyorsan aşağıdaki etkinliklerden en az birine katılarak “Nüklere karşı ses çıkar!”

17-24 Nisan tarihleri arasında nükleere karşı imza kampanyası

Açılışı geçtiğimiz Cumartesi günü Taksim Tramvay durağında yapılan imza kampanyası 10 meydanda devam edecek. (NKP)

17 Nisan Pazar saat 12:00

Mersin’den Akkuyu’ya Nükleere karşı insan zinciri (Mersin NKP)

Bilgi için: http://www.facebook.com/event.php?eid=202392589779820

19 Nisan Salı saat 19:00

“Sürekli Aydınlık İçin One Minute Karanlık” eyleminin duyuru ve tanıtım toplantısı (Sürekli Aydınlık Grubu)

TMMOB Makina Mühendisleri Odası – İstanbul Şube

Katip Mustafa Çelebi Mah. İpek Sok. No: 9/2 34433 Kat 1

Beyoğlu İstanbul

22 Nisan Cuma saat 19:00

Beyoğlu Yeşil Ev’de miting öncesi toplantı ve  ritm atölyesi (Yeşiller Partisi)

23 Nisan Cumartesi saat 14:00

Ankara Kuğulu Park’ta nükleer karşıtı eylemce (Yeşiller Partisi-Greenpeace -KEG-Dsip)

Bilgi için: http://www.facebook.com/event.php?eid=176632252385808

24 Nisan Pazar saat

Büyük İstanbul Mitingi (NKP)

11:00 Karaköy’deki Kadıköy İskelesi, 11:40 Kadıköy’deki Karaköy İskelesi, 12:00 Nautulus’ün önü

Bilgi için: http://www.facebook.com/event.php?eid=206047219413157

26 Nisan Salı saat: 18:30

Nükleer karşıtı yürüyüş (Yeşiller-Greenpeace-KEG)

Galatasaray Lisesi önü

Bilgi için: http://www.facebook.com/event.php?eid=183028375066967

26 Nisan Salı saat: 18.30

Yürüyüş ve Basın Açıklaması ( Yesiller Partisi, Greenpeace, KEG, Dsip)

Toplanma SSK İş Hanı Önü. Basın Açıklaması: Yüksel Caddesi

http://www.facebook.com/event.php?eid=117977108282337

25 Nisan saat 9:00 26 Nisan saat 10:00

Çernobil’in 25. yılında tam 25 saat uyumuyoruz! Her neredeyseniz organize olarak

[email protected] adresine bildirmeniz yeterli.

Bilgi için: http://www.facebook.com/event.php?eid=215844188431710

http://uyumuyoruz.blogspot.com/

Yeşil Gazete

BAY Doğu Akdeniz Kervanı

Türkiye’nin değişik yörelerinden başlayıp Mayıs ayında Ankara’da buluşarak doğanın yok edilmesine yol açan politikaları protesto amacı taşıyan “Anadolu’yu vermeyeceğiz” yürüyüşlerinin Antakya kolu yürüyüşüne dün başladı.

Büyük Anadolu Yürüyüşü Doğu Akdeniz Kervanı Dün 16 Nisan da saat 11 de Antakya Uğur Mumcu Bulvarında grup adına Yeşiller Partisi PM üyesi Nidal Özdemir’in yaptığı basın açıklamasıyla start aldı.. Yaklaşık 35-40 kişinin katılımıyla şehir merkezinden Kırıkhan istikametine doğru  7-8 km yüründü.Kervan Antakya’dan ayrıldıktan 8 km sonra bir grup dinlenmeye çekilirken diğer bir grup yaklaşık 18 km daha yaya olarak yol katetti. 17 Nisan da Kırıkhan’da saat 10 da yapılan basın açıklamasıyla yürüyüşe devam edildi.

Grup adına yapılan açıklama şöyle:

Biz, Anadolu insanları 2 Nisan’dan itibaren, köylerimiz, kasabalarımız ve şehirlerimizden çıkarak Ankara’ya yürümeye başladık. Çünkü binlerce yıldır insan uygarlığının beşiği olan Anadolu, bugün eşi görülmemiş bir yıkımla karşı karşıya. Ancak dünya, bu büyük yıkımın farkında değil. Son on yıl içinde tüm sularımız enerji şirketlerinin eline geçti. Üzerlerine binlerce HES ve baraj kuruluyor. Dağlarımız maden şirketleri tarafından parsellendi, delik deşik ediliyor. Yaşamımız, nükleer ve termik santrallerle tehlike altında. Feryadımızı duyan yok. Binlerce yıldır ekip biçtiğimiz tohumlar, yok olmaya başladı. Ormanlarımız parça parça yok ediliyor.Hemen yanı başımızda Amanos Dağlları’nın en nadide biyoçeşitlilik alanlarından bir tanesi. Vaşaklara, karacalara, porsuklara, oklukirpilere ve onlarca nadide türe ev sahipliği yapan, soğanlı bitkilerden onlarca bitki türünün son sığınağı olan Fırnız Yaylası Çevre ve Orman Bakanlığı eliyle yapılan kiralama ile katledildi.Onlarca endemik bitki türleri ve nadir hayvan türlerinin son sığınağı olan bu nadide alanın daha fazla tahribine engel olunması.Devlet kurumlarının bilgisi dahilinde, üzerine bu ülkenin kaynağı olan paralar da verilerek yapılan bu teşvikli tahribata bir an önce dur denilmesini, kiralama adı altında verilen doğayı tahrip izninin bir an önce son bulmasına,

Türkiye Suriye sınırında çok dar bir alanda yaşam mücadelesi veren 150 bireylik bir popülasyondan oluşan, nesilleri gittikçe azalan, ve ülkemizdeki memeli listesine son eklenen tür olan, Hatay’ın sembollerinden biri olmaya başlayan  Hatay Dağ Ceylanlarının, doğal yaşam alanlarına kurulması planlanan ve ÇED süreci şu an dondurulmuş olan çimento fabrikasına kesinlikle izin verilmemesini,

1950-1975 yılları arasında sıtma hastalığını önlemek ve tarımsal alan yaratmak için kurutulan Amik Gölü’nün asıl kaynağı olan ve Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca 1992 tarihli bir karar ile doğal SİT alanı ilan edilerek koruma altına alınan Kırıkhan-GÖLBAŞI gölünde DSİ’nin yanlış uygulamalarına bir an önce son vermesini.Amik Gölü’nün bakiyesi ve en önemli beslenme kaynaklarından olan GÖLBAŞI GÖLÜ sulak alanında Amik Gölü’nün işleyen bir modelinin yapılmasını,

Ülkemiz narenciyesinin %20 sinin üretildiği, Hatay İlinin Adana’ya en yakın ilçesi olan, tarihi su kemerleri ve turistik alanları ile adını duyuran, şifalı suları ile sürekli ülke gündeminde olan Erzin İlçesini çok yakınında bulunan Yumurtalık Termik Santrali yeterince kirletirken, kurulması planlanan 5 adet termik santral projesi Erzin halkını yeterince tedirgin etmektedir. Gelecek nesillere toz, duman, ve kanserli bir ortam bırakmamak adına bu santral projelerini reddini,

talep etmekteyiz.

Yalnızca bir avuç insanın menfaati doğrultusunda yaşanan bu gelişmeler karşısında tepkisiz ve sessiz kalmamız beklenemez,

Tepkisiz ve sessiz kalmayacağız.

Bu nedenle biz, Anadolu insanları, Anadolu’yu yaşatmak için kendi halk irademizi kullanmaya karar verdik. Birleşiyoruz! Vicdan sahibi herkesle buluşarak yedi ayrı koldan, 40 gün 40 gece Anadolu’yu arşınlıyoruz ve nehirler gibi akarak Ankara’ya yürüyoruz. Geçmişe olan saygımız ve çocuklarımızın geleceği için, doğanın hakları ve yaşam hakkımız için yürüyoruz.

Yeşil Gazete Haber Merkezi

Ekolojik Anayasa maratonu başladı

Ekolojik Anayasa Girişimi tarafından 15 Mayıs’ta düzenlenecek konferans öncesinde yurt çapında hazırlık toplantıları başladı.

12 Haziran seçimlerinin ardından yeni bir Anayasa yapılması için talepler yoğunlaşırken çeşitli kurumlar tarafından yeni anayasa taslaklar çalışmaları hız kazandı. Hazırlanan anayasa taslaklarının ekolojik boyutunun eksik olduğunu düşünerek, seçimler öncesinde bu konuyu kamuoyunun ve siyasi partilerin gündemine taşımayı amaçlayan Ekolojik Anayasa Girişimi 19 Şubatta düzenlediği çalıştay sonucunda bir çağrı yayınlamış ve konuyla ilgili herkesi sürece katkıda bulunmaya davet etmişti (www.ekolojikanayasa.org).

Tabiat ana’nın da hakları olduğunu ve insan haklarının tabiat ananın hakları göz önünde bulundurulmadan ele alınmasının eksiklik olacağını düşünen Ekolojik Anayasa Girişimi çağrıcıları doğayı bir hak öznesi olarak kabul ettirmeyi amaçlıyor. Çağrıcıları arasında akademisyenlerin, aktivistlerin, STK yöneticilerinin, siyasetçilerin olduğu Ekolojik Anayasa Girişimi dün İstanbul’da toplanarak Toprak Ananın Hakları Evrensel Beyannamesi, Halkların İklim Değişikliği Bildirgesi, Afrika Halkları Haklar Bildirgesi, Latin Amerika İnsan Hakları Sözleşmesi Ek Protokolü, Ekvator Anayasası, Karadağ Anayasası, Portekiz Anayasası, Fransa Yeşil Şartı, Yeryüzü Şartı, Stockholm Bildirgesi, Rio Deklarasyonu, Aarhus Konvansiyonu gibi temel metinlerden yola çıkarak  ekoljik haklar kavramın yeni anayasada nasıl yer alması gerektiğini tartıştılar.

15 Mayıs’ta düzenlenecek Ekolojik Anayasa Konferansı öncesinde grup üyeleri Ankara, Bursa, Tekirdağ, İzmir, Muğla, Antakya ve Diyarbakır’da da yerel bilgilendirme toplantıları yoluyla ülke çapında ekoloji aktivistlerinin görüşlerini dinlemeyi hedefliyorlar. Yeşiller Partisi öncülüğünde bir araya gelen grup 15 Mayıs konferansında ekoloji mücadelesi yürütenleri, anayasa hukuçularını ve siyesetçileri bir araya getirerek yeni anayasada ekoloji vurgusu için bir sonuç bildirgesine ulaşmayı  amaçlıyor.

Yeşil Gazete HM