Ana Sayfa Blog Sayfa 4860

Yiğit Bulut Başbakanlık Başdanışmanı oldu

Habertürk TV eski Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut, Başbakanlık Başdanışmanlığı görevine getirildi. Bulut, ekonomi ve özelleştirme konularından sorumlu olarak görev yapacak.

Habertürk TV eski Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut,  ekonomi ve özelleştirme konularından sorumlu olarak görev yapacak.

‘Gökdelenlerdeki artış mali krizi işaret ediyor’

Dünyanın en yüksek binalarının inşasıyla, finans krizleri arasında “sınırlı da olsa bir bağ” bulunduğu iddia edildi.

Barclays Capital isimli İngiliz yatırım firması tarafından yapılan araştırmada dünyanın en yüksek binalarının büyük finans krizlerine yakın zamanlarda inşa edildiği tespit edildi.

Örneğin, Empire State Gökdeleni 1930larda Amerikan ekonomisine damgasını vuran Büyük Bunalım yaklaşırken inşa edildi.

Şu an dünyanın en yüksek binası olan Burç Halife ise Dubai’deki mali durgunluğunun hemen önce inşa edildi.

Araştırmada şu an dünya üzerinde inşa edilmekte olan gökdelenlerin büyük kısmının Çin’de yapıldığını, Hindistan’da ise 14 dev gökdelinin inşasına başladığına dikkat çekildi.

Emlak sektöründeki büyümenin yansıması

Barclay Capital uzmanlarına göre, dünyadaki en yüksek binalar çoğunlukla emlak sektöründe yaşanmakta olan büyümelerin parçası olarak inşa edildi.

Uzmanlar ayrıca gökdelen inşa eğiliminin çoğunlukla sermayenin yanlış tahsis edilmesi sürecinde ve mali normalleşme öncesinde arttığına dikkat çektiler.

Dünyanın ilk gökdeleni olan Equitable Life binasının inşası 1873’de tamamlanmış ve inşa süreci beş yıl süren resesyona denk gelmişti.

Chicago’da 1974 yılında inşası tamamlanan Willis Towers gökdeleni de küresel petrol krizi döneminde yapılmıştı.

1997’de Malezya’da tamamlanan Petronas Kuleleri de Asya finans kriziyle aynı dönemde inşa edildi.

Barclays Capital’dan yapılan açıklamada bu bulgular ışığında gökdelen inşa edilen ülkelerin yakın geleceğinde mali problemler yaşanabileceği öngörüsünde bulunuluyor.

Buna göre dünya üzerinde gökdelenlerin yüzde 53’ini inşa eden Çin’e dikkat çekiliyor.

Barclay Capital, “Gökdelenler Raporu” isimli araştırmasını 1999’dan bu yana her yıl yapıyor.

(BBC)

Eski JİTEM binası bahçesinde insan kemikleri bulundu

Diyarbakır‘da bir dönem Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Merkezi binası (JİTEM) ile Diyarbakır Kapalı Cezaevi ile Adliye Sarayı’nın bulunduğu Saraykapı Mevkii’nde restorasyon çalışmaları sırasında insanlara ait 6 kafatası ve kemik bulundu.

Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi Saraykapı Semti’nde bulunan ve 1990’lı yılarda JİTEM merkezi, Jandarma Merkez Komutanlığı, Diyarbakır Kapalı Cezaevi ve Diyarbakır Adliye binasının bulunduğu alanda insanlara ait 6 kafatası ve kemikler bulundu. Boşaldıktan sonra tarihi yapılar olduğu için restorasyon çalışmaları süren JİTEM, Jandarma Merkez Komutanlığı ve Kapalı Cezaevi arasındaki bahçede arkeologlar restorasyon çalışmaları yaparken toprağa gömülü insanlara ait 6 kafatası ile kemik bulunca durumu Diyarbakır Arkeoloji Müzesi ile polise bildirdi. Polis bölgeye güvenlik şeridi çekip kimsenin girmesine izin vermezken, kazı çalışmaları yapılıp yapılmayacağıyla ilgili Cumhuriyet Savcısı’nın olay yerine gelmesi bekleniyor. İnsanlara ait olduğu belirtilen kemiklerin DNA testi yapılması için İstanbul Adli Tıp merkezine gönderileceği bildirildi.

(Ajanslar)

6 üniversite öğrencisine hapis

İzmir’de iki yıl önce gerçekleştirdikleri eylem esnasında polisleri darbettikleri iddiasıyla yargılanan 6 üniversite öğrencisi, 2 ile 14,5 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Ege Üniversitesinin (EÜ) çeşitli bölümlerinden 6 öğrencinin ”terör örgütü üyesi olmak, propagandasını yapmak, görevli polis memuruna saldırmak, yaralamak, ızrar ve gasp” suçlamalarıyla tutuklu yargılandıkları dava sonuçlandı. Öğrenciler iki yıldır tutuklu yargılanıyordu.

Mahkeme heyeti, öğrencilerden B.O’ya (24) 14 yıl 6 ay hapis cezası verdi. EÜ Okul Öncesi Öğretmenliğinde okuyan M.F.K. (27), İnşaat Mühendisliği öğrencisi F.K. (26), Peyzaj Mimarlık Bölümü öğrencisi V.A. (23) ve İşletme Fakültesi öğrencisi U.A. (23) 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Alman Dili Edebiyatı Bölümü öğrencisi M.A’ya (27) da 2 yıl hapis cezası verildi.

Ege Üniversitesi’nde 31 Mart 2010 tarihinde PKK’ye destek amacıyla yürüyüş düzenleyen gruptan 6 öğrenci, terör örgütü üyesi oldukları ve propagandasını yaptıkları, eylemi kamerayla kaydeden polis memurlarına saldırarak yaraladıkları, polislerin kamera ve fotoğraf makinelerini kırdıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı.

(Ajanslar)

“Romney, Başkanlık adaylığı biletini aldı”

Amerika Birleşik Devletleri’nde Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarışında eski Massachusetts Valisi Mitt Romney, ikinci eyaletten de zaferle çıktı.

Cumhuriyetçi Parti’nin 2012 seçimleri için başkan adaylığı yarışının ikinci durağı New Hampshire eyaleti oldu.

Romney, seçim sonuçlarının belli olmasından sonra New Hampshire’lılara seslendiği konuşmasında, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasının büyük bölümünde Obama’yı hedef aldı:

“Başkanın fikirleri artık tükendi. Biz bu gece South Caroline’nın iyi insanlarından da Hampshire sakinlerine katılmalarını ve 2012’yi Başkan Barack Obama’nın bitiş tarihi yapmalarını istiyoruz.“

Oyların tamamının sayıldığı eyalette Romney, yüzde 39 oy oranıyla birinci sırada yer aldı.

Romney’yi, yüzde 23 ile Teksas milletvekili Ron Paul takip etti.

Iowa’daki seçimlere katılmayan eski Utah valisi Jon Huntsman, New Hampshire’dan yüzde 17 oranla üçüncü olarak çıktı.

Mitt Romney başta olmak üzere, Cumhuriyetçi adaylar şimdi gözlerini Muhafazakarların yoğun olarak yaşadığı South Carolina seçimlerine dikmiş durumda.

(en)

Beşar Esat Şam Mitingi’nde seslendi

0

Başkentte büyük bir mitinge katılan Devlet Başkanı “Buraya Suriye halkına olan sevgimi göstermek için geldim” dedi.

Ailesinin yurt dışına kaçtığı yolundaki söylentileri yalanlamak için gösteriye eşi ve çocuklarıyla katılan Esat, rejim karşıtı gösterileri yine komplo olarak niteledi ve ezileceğini söyledi.

Bu arada bir Fransız televizyon muhabiri 10 ayadır devam eden gösterilerde ölen ilk yabancı gazeteci oldu. Fransa 2 Televizyonu, Gilles Jacquier’in Humus’ta top ateşinde öldüğünü açıkladı.

Suriye insan hakları derneğine göre bir tanktan açılan ateş aralarında Jacquier’in de bulunduğu yabanı gazetecilerin yakınında infilak etti. Olayda birçok kişinin yaralandığı bildiriliyor.

Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe saldırıyı çok korkunç bir eylem olarak niteledi ve Şam hükümetinden derhal soruşturma açmasını istedi.

(Voa)

Nazlı Ilıcak kararı 13 gün önceden açıkladı

Sabah Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, katıldığı bir televizyon programında Oda TV davasında tahliyelerin olacağını söyledi. 23 Ocak’ta görülecek duruşma öncesi Ilıcak’ın bu bilgiye hangi kaynaktan ulaştığı ise bilinmiyor.

Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, “Oda TV sanıklarının bir çoğu serbest kalacak” dedi. CNN Türk’te yayınlanan Dört Bir Taraf adlı programının yorumcularından Nazlı Ilıcak, iddianamede tek müştekisi olduğu Oda TV Davası’nın 23 Ocak’ta yapılacak duruşmayla sonuçlanacağını söyledi.

Malum mu oluyor, malumun ilamı mı?
Ilıcak, “Benim edindiğim bilgiye göre önümüzdeki duruşmada sanıkların eksik kalan sorguları da yapılacak ve önemli bir kısmı serbest kalacak. Aralarında Müyesser Yıldız, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in de olduğu gazeteciler özgürlüklerine kavuşacak” dedi. Cümleye “edindiğim bilgiye göre” ifadesiyle başlayan Nazlı Ilıcak, bu sözleriyle hem kararın mahkemeden önce bir yerlerde alınmış olduğunu hem de alınan kararın kendisine sızdırıldığını düşündürdü.

Nazlı Ilıcak, yargıyı etkilemeye teşebbüs etmiş olmuyor mu?
Son günlerde sıkça gündeme gelen kavramlardan birisi de “yargı kararlarını etkilemeye teşebbüs”. Aralarında Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da bulunduğu bir dizi sanık bu suçlamayla yargılanıyor. Geçtiğimiz günlerde de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için, yargıda dönüşüm hakkındaki sözleri ve Silivri Cezaevi hakkında “toplama kampı” benzetmesinde bulunmasından ötürü aynı suçlamayla soruşturma açılması “yargıyı etkilemeye teşebbüs” suçlamasını iyice bilinir hale getirdi. Bunun yol açtığı sonuçlardan birisi de ülkemizde artık ayyuka çıkan hukuksuzlukları eleştirmeden önce herkesin “bir kez daha düşünmesini” sağlamak! Ancak anlaşılan o ki, Nazlı Ilıcak bu konuda kendisini hayli rahat hissediyor, öyle ki yargı kararını etkilemeyi bırakalım, kararı duruşmadan önce, üstelik bir televizyon kanalından duyuruyor!

Samanyolu: 1- Nazlı Ilıcak: 1
Nazlı Ilıcak mahkeme kararları kendisine “malum olan” tek kişi değil. Samanyolu Haber de, Odatv Davası’nın geçtiğimiz duruşmasında alınan ara kararı, mahkeme heyetinden yaklaşık 20 dakika önce duyurmuştu. Mahkeme heyetinin, sanıkların tahliye talebini görüşmek üzere toplanmasının ardından tutukluluğun devamı kararı 21.48’de sanık avukatlarına bildirildi. Samanyolu Haber kanalı ise tam 21 dakika önce, saat 21.27’de mahkemenin kararını son dakika olarak izleyicilerine duyurdu.

Mahkeme heyeti kendisini nasıl hissediyor?
Oda TV Davası, gazetecilerin yargılandığı bir dava. Davanın sanıkları arasında yaşı hayli ilerlemiş aydınlar da var, 20’li yaşlarının başında olan üniversite öğrencileri de… Tutuklu bulunduğu süre içerisinde yakınlarını kaybeden sanıklar var. Davanın tutuklu sanıklarından Doğan Yurdakul’un eşi, kendisi cezaevindeyken hayatını kaybetmişti. Bu kadar insanın hayatının söz konusu olduğu bir davada bir televizyon kanalı, canlı yayınla kararı mahkemeden 21 dakika önce duyuruyor, bir başka gazeteci 23 Ocak’ta yapılacak duruşmada tahliyelerin olacağını hatta kimlerin tahliye edileceğini neredeyse 2 hafta önceden yine televizyondan duyuruyor! Bu durumun tutuklu olarak yargılananların, onların yakınlarının ve sevenlerinin psikolojisini nasıl etkilediği bir yana, mahkeme heyetini nasıl etkilediği ayrıca bir merak konusu…

(sol)

Fransa’nın 2050 enerji hedefi

0

Fransa 2050 yılına kadar enerjisinin neredeyse tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edebilir.

Enerji ve inşaat sektörü uzmanları ile mühendislerden oluşan Paris merkezli düşünce kuruluşu NegaWatt’ın hazırladığı projeye göre Fransa’da 2050 yılına kadar kullanılan enerjinin neredeyse tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edebilir.

Yüzde 80’i 1977-1987 yılları arasında devreye giren Fransız nükleer santrallerinin,  40 yıllık ortalama ömürlerini dolduracağı 2027’li yıllarda Fransa’da nükleer konusunda çıkmaza girileceğini söyleyen NegaWatt’ın nükleer enerji uzmanlarından Yves Marignac ise, 2033’lerde nükleerden vazgeçmenin yerinde olacağını ama öncesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye sokulması gerektiğini belirtiyor.

(NTV)

Ankara Dil Tarih’de provokasyon

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi’nde ülkücülerin Kürt öğrencilere sataşmasına müdahale eden sol görüşlü öğrencilerle ülkücüler arasında arbede yaşandı.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi’nde ülkücü öğrencilerlesol görüşlü  öğrenciler arasında arbede yaşandı.

DTCF’si öğrencilerinin yaptığı açıklamaya göre bugün öğlen saatlerinde yemekhanede yemek yiyen Kürt öğrencilere ülkücü öğrenciler laf attı. Yemekhaneye gelen sol görüşlü öğrencilerin de gelmesi ve olaya müdahale etmesi üzerine arbede yaşandı. Yemekhanede yaşanan arbede de yaralanan 7 öğrenci hastaneye gönderildi.

Saatler süren gerginliğin ardından ülkücü öğrenciler okulu toplu halde terk ettiler.

Saldırıyı kınamak için Sakarya caddesine yürüyen öğrenciler burada yaptıkları kısa bir açıklamanın ardından dağıldılar.

(EmekDunyasi)

Sansür sergiyi bitirdi

İzmir Sanat Merkezi’nde açılan sergideki 3 fotoğrafın bazı basın organlarında eleştirilmesi ardından yetkililerce sergiden kaldırılması sanatçıların tepkisine neden oldu. Sergiyi düzenleyen İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği üyeleri uygulamanın sansür olduğunu savunurken, kalan fotoğrafları da toplayıp sergiye son verdi.

İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği (İFOD) geçtiğimiz günlerde ’Aykırı’ isimli fotoğraf sergisi için üyelerine çağrı yaptı. Sergiye 48 sanatçı fotoğraf gönderdi İFOD Yönetim Kurulu 33 fotoğrafı sergilemeye değer buldu. Sergi 3 Ocak’de Kültürpark’daki İzmir Sanat Merkezi’nde açıldı. Ancak, ulusal bir haber ajansı 6 Ocak’da sergideki 3 fotoğrafın dini ve toplumsal değerlere aykırı olduğunu içeren bir haberi servise koydu. İki ulusal gazete de, 8 Ocak pazar günü “Dini değerlere hakaret içeren fotoğraf sergisi Türkiye’yi ayağa kaldırdı” başlığıyla sergiyi okurlarına duyurdu. 9 Ocak pazartesi günü de belediye yetkilileri 3 fotoğrafı sergiden çıkardı.

İFOD üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Sanat Merkezi önünde bugün biraraya geldi. Tartışılan üç fotoğrafla birlikte diğer fotoğrafları da sergiden indiren İFOD üyeleri tepkilerini böyle gösterdi. İFOD Başkanı Beyhan Özdemir, şöyle dedi:

“Çeşitli basın organlarında çıkan asılsız ve kışkırtıcı haberler karşısında İzmir Büyükşehir Belediyesi sansür uyguladı. İFOD’un bilgisi ve isteği dışında 3 fotoğrafımız sergiden indirilerek bir odaya kapatılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri fotoğrafların kendileri tarafından sergiden kaldırıldığını ve sergide yeralmasına izin vermeyeceklerini söylediler. Böylece belediyecilik görevleri yanında sanat bilirkişiliği ve sansür kurulu görevlerinin olduğunu da bizlere göstermiş oldular. Demokrasilerde bunun adına Sansür denir.”

Daha önce yüzlerce sergi açtıklarını ve dünyanın her yerinde çeşitli fotoğraf sergilerinde yer aldıklarını söyleyen İFOD Başkanı Beyhan Özdemir, “Bu sansürün altında kalamayız. Biz fotoğraf sanatçıları olarak, hiç bir şekilde din mezhep ayrımı yapmadık zaten yapamayız. Ama fotoğraflardan bazıları birilerinin canını sıkmış. Bu sansür uygulamasını protesto etmek için Kültürpark içinde bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Sanat Merkezi’ndeki ’Aykırı’ sergisinde yer alan fotoğrafları toplama kararı aldık” dedi.

’İstenmeyen’ fotoğraflar arasında türbanlı bir kadının bikinili fotoğrafı, iki erkeğin dudak dudağa öpüştüğü ve başı örtülü iki kadının dudak dudağa yakınlaşmış anının fotoğrafları bulunuyor. İki erkeğin öpüşme fotoğrafını çeken Barış Barlas da, “Meksika ziyareti sırasında çektiğim gerçek bir fotoğraf. Ziyaretim sırasında metroda bu çifti öpüşürken gördüm ve çektim. Bu bizce aykırı olabilir. Fakat pekçok ülke tarafından normal kabul edilmiş bir durum. Bu fotoğrafın neden bu kadar büyütüldüğüne anlam veremiyorum” dedi.

(Ajanslar)