Ana Sayfa Blog Sayfa 4472

[Son Dakika] Zonguldak’ta ‘metan’ faciası: 5 ölü

Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi’ne bağlı 1 No’lu kuyuda ani gaz boşalması (degaj) meydana geldi. Gazdan etkilenen 5 işçi hayatını kaybetti.

Olay, maden ocağının 630 kodunda meydana geldi. Galeri açma işini üstlenen özel bir şirkete ait işçiler çalışırken, ani gaz boşalması meydana geldi.

Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında metan birikmesi yaşandı. Kendilerinden haber alınamayan 6 madenci için çalışmalara başlandı.

Çalışmalar sonucunda 5 işçinin cesedine ulaşıldı. Diğer madenci için çalışmalar devam ediyor.

(Yerel Gündem)

“Ballon d’Or” 2013 ödül töreni bu akşam

"Ballon d'Or" ödüllerinde yılın en iyi erkek futbolcusunun yanı sıra yılın en iyi kadın futbolcusu da belli oluyor

Futbol dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen ve yılın en başarılı futbolcusuna verilenAltın Top (Ballon d’Or) ödülünün sahibi bu akşam belli oluyor. Ödülü kazanan futbolcu FIFA’nın Zürih’te yapacağı gala töreninde açıklanacak.

2012 yılının en başarılı üç erkek futbolcusundan birine gidecek olan “Ballon d’Or”un adayları Barcelona’dan Lionel Messi (Arjantin), Real Madrid’den Cristiano Ronaldo (Portekiz) ve yine Barcelona’dan Andres Iniesta (İspanya). Her üç futbolcunun da İspanya La Liga’da top koşturuyor olmaları gecenin bir başka enteresan tarafı olarak göze çarpıyor.

Öte yandan “Ballon d’Or” ödülü bu gece kadın futbolunda da 2012’nin en iyi ismini belirleyecek. En iyi kadın futbolcu adayları ise Marta (Brezilya), Alex Morgan (ABD) ve yine ABD’den Abby Wambach.

Altın Top ödülünü kazanacak ismin Türkiye saatiyle 20:00’de belli olması bekleniyor. Gala töreninde Altın Top ödülünün sahibi olacal yılın oyuncusunun yanı sıra yılın kadın futbolcusu, yılın teknik direktörü ve yılın en güzel golü de belli olacak.

Puskas Yılın En Güzel Golü ödülü için Fenerbahçeli Miroslav Stoch, Radamel Falcao ve Neymar adaylar arasında bulunuyor.

(Yeşil GazeteNtv Spor)

 

Potanın en büyüğü Galatasaray

0

Galatasaray Kadın Basketbol Takımı, Spor Toto Türkiye Kupası finalinde nefesleri kesen maçta Fenerbahçe’yi  Sancho Lyttle’ın son saniyede kaydettiği basket ile mağlup ederek üst üste dördüncü, toplamda ise 10. kez kupanın sahibi oldu.

Antalya’da Kepez Belediyesi Spor Salonu’ndaki mücadeleden 74-72’lik skorla galip ayrılan  Galatasaray’da son saniye basketini kaydeden Sancho Lyttle maçın en değerli oyuncusu seçildi.

Türkiye Kupası’nda  daha önce 14. kez final oynayan sarı kırmızılı ekip 10. kez zafere uzanarak bu kupayı en çok kazanan takım olma unvanını da ezeli rakibinden devralmış oldu.

Maçın son çeyreğinde heyecan son safhaya ulaştı. Karşılıklı kötü hücumlarla ve top kayıplarıyla başlayan dördüncü çeyrekte Lindsay Whalen oyun kontrolünü eline alıp skoru 65-58’e taşımasını bildi. Hücum ribaundlarında etkili olan Fenerbahçe Angel McCoughtry’nin de çizgiye gelmesiyle farkı iki sayıya kadar indirdi. (66-64) Son bölümde aldığı ribaundlar sonrası faul yapılan Sancho dört kez çizgiye gidip iki isabet buldu ve maç 72-69’a geldi.

Fenerbahçeli Pondexter’ın üçlüğüyle bitime bir saniye kala skor 72-72’de eşitlendi. Maçın bitimine bir saniye kala Galatasaray benchinin aldığı mola sonrası Whalen kenardan topu oyuna soktu ve Sancho Lyttle’ın maçın bitiş düdüğünden hemen önce potaya gönderdiği buzzer beater basketiyle Galatasaray maçı 74-72 kazanmasını bildi.

Nefes kesen derbinin son dakikalarını buradan izleyebilirsiniz.

1. ÇEYREK : 19 – 17
2. ÇEYREK : 26 – 16 (45 – 33)
3. ÇEYREK : 15 – 21 (60 – 54)
4. ÇEYREK : 14 – 18 (74 – 72)

(Yeşil Gazete)

Nükleersiz web sitesi nasıl doğdu?

Geçen yılın başlarıydı. Japonya’da çalışan nükleer santral kalmadığı, Almanya’da nükleerden çıkışın kesinleştiği, bizim hükümetin ise tüp gaza benzettiği nükleer santral konusunda “kararlılık” açıklamaları yaptığı günler. Almanya’da yaşayan ve yıllardır oradaki nükleer karşıtı hareketin içinde olan iki yakın arkadaşımızla, IPPNW’nin* eski başkanlarından Dr. Angelika Claussen ve Dr. Alper Öktem‘le Yeşil Ev’de sohbet ediyorduk. Fukuşima’dan sonra Almanya’nın nükleerden çıkış kararına geri dönmesi olumlu bir gelişmeydi evet, ama Türkiye’de Fukuşima neredeyse nükleerci hevesleri artırmış gibi görünüyordu. Durum vahimdi. Sadece Türkiye sonu belirsiz bir nükleer maceraya sürüklendiği için değil, çöküşteki nükleer endüstri Türkiye’yi kendine basamak yapmaya çalıştığı için de vahimdi.

Neler yapabiliriz diye konuşurken yapılması gereken ilk işin en basit iş olduğu konusunda anlaştık: Nükleere karşı bir web sitesi kurmak!

Bunun iyi bir fikir olması ilk bakışta tuhaf görünebilir. Çünkü Türkiye’de nükleer karşıtı hareket yeni değil. Daha 1976 gibi erken bir tarihte Arslan Eyice‘nin başını çektiği ilk (ve başarı kazanmış) hareketleri milat alırsanız neredeyse 40 yıla yakındır nükleere karşı mücadele eden, hayatlarını bu mücadeleye adamış insanlar var bu ülkede. Meslek odalarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının ve muhalif siyasi partilerin (en azından solda olanların) çoğunluğu nükleere karşı ve bir şekilde mücadelenin içinde. Nükleer Karşıtı Platform kurulalı bu yıl 20 yıl olacak. Halkın da en az üçte ikisi nükleer santral istemiyor.

Nükleer karşıtı hareketimizin geçmişinde çok sayıda yayın da var. İlk akla gelen elbette Ağaçkakan. Ama arşivlere girerseniz sayısız nükleer karşıtı broşür, dergi, gazete, yazı ve yayın bulursunuz. Ancak iletişim ve yayın hayatı çok hızlı değişiyor. Sosyal medya her şeyi belirlemeye başlayalı çok fazla zaman olmadı. Artık internet en önemli bilgi kaynağı ve medya da internete kayıyor. Düşünsenize Wikipedia’yla rekabet edemeyen koskoca Brittanica ansiklopedisi ve dijital medya tarafından satışları sarsılan Newsweek dergisi basılı yayınına son verenler arasında yer alıyor.

Oysa Google’a girip “nükleer enerji” yazdığınızda çıkan sayfaların çoğu nükleer yandaşı kişi ve kurumlara ait. Bu sayfaların çoğu nükleer enerjinin ne kadar iyi ve zararsız bir şey olduğuna dair desteksiz bir şekilde atıp tutarken, herkesin ilk aklına gelen Çernobil’den veya Fukuşima’dan bahsetmiyorlar bile. Bahsettiklerinde de bu büyük felaketlerden zarar görmüş milyonlara saygısızlık edecek düzeyde küçümseyici bir dille, nükleer felaketleri basit hadiselermiş gibi gösteriyorlar. Bu tür siteler ya doğrudan nükleer lobinin, ya da devlet kurumlarının kontrolünde. Geçen sene bir AKP milletvekili yaptığı açıklamada boşuna “internete sordum, nükleer santral iyi bir şeymiş” dememişti.

Nükleer enerjinin tehlikelerine ve zararlarına yer veren bilimsel ve politik yazılar ise ancak bilenlerin erişebileceği ya da şans eseri bulunabilecek sitelerde dağınık bir şekilde duruyor. Nükleer Karşıtı Platform‘un, Greenpeace‘in ya da Küresel Eylem Grubu‘nunki gibi kampanya sitelerinde normal olarak bilgiden çok eylem haberleri ve basın açıklamaları ağırlık taşıyor. Oysa nükleer karşıtı aktivistlerin, ama onlardan da çok nükleer enerji konusunda bilgi edinmek isteyen,  kararsız ya da kafası karışık insanların sağlam, güvenilir, kaynağı belli bilgiye ihtiyacı var. Hem bilimsel, hem de politik olarak neden nükleere karşı çıktığımızı ve alternatiflerimizin ne olduğunu iyi anlatmamız lazım. Anlattıklarımıza da insanların erişebilmeliler.

***

Sonuçta bu boşluğu doldurmak ve kısa süre içinde nükleer enerji konusunda en çok başvurulan bilgi kaynaklarından birini oluşturmak amacıyla bir proje başlattık. Daha önce Greenpeace Akdeniz ofisinde dört yıl enerji kampanyacısı olarak çalışmış olan Korol Diker, 6 aydan uzun bir süre gece gündüz çalıştı, bilgileri, belgeleri derledi, yüzlerce sayfa çeviri yaptı, eski dergileri ve broşürleri tarayarak pdf’e çevirdi.

Yüzlerce sayfa yeni içerik hazırlamalıydık, çünkü Türkiye’de hazırlanmış veya Türkçe’ye çevrilmiş çok sayıda rapor olsa da, bunların hepsi yeterince güncel değildi. Eski yazı ve belgeler ise sadece kişisel arşivlerde bulunabiliyordu. Biz daha güncel veya güncelliğini kaybetmemiş olanları “Raporlar”, biraz daha eski olanları “Geçmişten” başlığı altında toplamaya başladık. Bir yandan da nükleer enerjiyle ilgili gelişmeleri takip edeceğimiz bir haberler bölümü kurduk. Daha temel bilgiler için de “Ansiklopedi” bölümünü hazırlamaya başladık. Nükleer enejinin  zararlarını ise konularına göre “Neden Nükleersiz” başlığında topladık.

Sitenin renkli ama basit ve son derece kullanışlı tasarımını Study-O’dan Tolga Görgün yaptı. Web sitesinin işleyişinde hala düzeltmeye çalıştığımız ufak tefek eksikler ve aksaklıklar olsa da, tasarım her türlü haber, rapor ve videoya, hem kendi alanından, hem de ilgili konu başlığından erişebileceğiniz bir algoritmaya sahip. Örneğin radyoaktif atıklarla ilgili bir rapora hem Raporlar bölümünden, hem de Neden Nükleersiz başlığı altındaki radyoaktif atıklar bölümünden ulaşabiliyoruz. Aynı şey haberler ve videolar için de geçerli. Nükleer enerjiyle ilgili hızlı bilgi arayanlar için 5 dakikada nükleersiz, daha ayrıntılı, ama derli toplu bilgi alanlara da 100 soruda nükleersiz bölümlerini hazırladık. Ansiklopedi’yi doldurmaya çalışıyoruz.

Bu tür bilgi ağırlıklı antinükleer sitelerin örnekleri diğer dillerde çok sayıda bulunabilir. Neredeyse bir hazine değerinde olan NIRS bunların başında gelir. Ausgestrahlt, Sortir du nucléaire gibi Almanca ve Fransızca örnekleri de antinükleer bağlantılar bölümünde belirttik. Bu tür nükleer karşıtı bilgi kaynakları ile yazışarak karşılıklı olarak içerik ortağı olarak çalışmaya karar verdik.

Nükleersiz’in hazırlamasında Angelika ve Alper’in hem maddi, hem de manevi olarak büyük katkısı oldu. Bu işin yapılabilir olduğuna onlar bizi ikna ettiler. Angelika Claussen‘in hem dünyada nükleer enerji konusundaki gelişmelere hakim bir aktivist, hem de kazalar, atıklar, uranyum madenciliği gibi konulara bilimsel olarak yaklaşan bir hekim olması bizim için önemli bir kazanım.

Heinrich Böll Stiftung Derneği’nden Ulrike Dufner de son anda projenin tamamlanmasını ve web sitesinin ortaya çıkmasını sağlayan çok önemli bir destekte bulundu. Onun da web sitesinin ortaya çıkmasına katkısı kritik düzeydedir.

Ama danışma kurulumuzu da unutmamak gerekiyor. Arif Künar, Tanay hoca, İnci hoca, Hayrettin Kılıç ve Umur Gürsoy bize hem fikir verdiler, hem de cesaretlendirdiler. Ben yıllardır nükleer karşıtı hareketin içinde olan bir halk sağlığı uzmanıyım. Korol da deneyimli bir kampanyacı. Ama web sitesinin içeriğine sadece bize bakarak değil, bütün hayatını nükleer santral faciasına ve nükleercilerin yalanlarına karşı mücadele ederek geçirmiş Prof. Tanay Sıdkı Uyar gibi yenilenebilir enerji uzmanı bir nükleer mühendise, Hayrettin Kılıç gibi nükleer enerji uzmanı bir fizik profesörüne, Çernobil sonrası çayların radyasyonlu olduğunu ortaya çıkaran İnci Gökmen gibi cesur bir ODTÜ hocasına ve Umur Gürsoy gibi nükleer kazaların sağlık etkileri konusunda uzman bir halk sağlığı hekimine bakarak güvenebilirsiniz.

Nükleer Karşıtı Platform’un kurucularından biri olan yüksek elektrik mühendisi Arif Künar ise 1986’dan, yani Çernobil kazasından beri sürdürdüğü nükleer karşıtı uzman-aktivist öncülüğünü şimdi nükleersiz’de de devam ettiriyor. (Proje ekibi ve Bilimsel Danışma Kurulu üyeleriyle ilgili daha detaylı bilgi için tıklayınız)

***

Nükleere karşı mücadele radyoaktif atıklar kadar uzun ömürlü oluyor. Nükleer enerjiye kara sevdayla tutulmuş, dünyanın gerçeklerinden kopuk bir hükümet Akkuyu, Sinop, İğneada gibi yerleri kurban seçmiş, Demokles’in kılıcını başımızın üzerinde sallamaya devam ettiği sürece yorulmaya, vazgeçmeye, teslim olmaya hakkımız yok. Her birimiz bir tarafından tutarak nükleer enerji belasını anlatmaya, insanları uyarmaya ve harekete geçirmeye devam edeceğiz. Çünkü bilimin, doğrunun ve gerçeğin tarafında olan biziz.

Nükleersiz web sitesi zaman içinde gelişecek. Projemizi bitirdik ve bundan böyle web sitesini güncellemeye ve geliştirmeye devam edecek olan ekip tamamen gönüllü çalışacak. Bu nedenle nükleer karşıtı uzmanların, aktivistlerin ve herkesin katkısına daha fazla ihtiyacımız var. Özellikle Türkçe’de varolan eski-yeni her türlü nükleer karşıtı yazı, bilgi ve malzemeyi nukleersiz.org sitesinde bir araya getirmemize yardımcı olabilirseniz harekete önemli bir katkıda bulunmuş olursunuz.

Nükleersiz’i bir halk kütüphanesi gibi düşünebilirsiniz. Kutularımız, çekmecelerimiz, bilgisayar klasörlerimiz yazılar, gazete kesikleri, broşürler, resimlerle dolu ve bunları düzenli bir şekilde tasnif etmek için raflara ihtiyacımız var. Nükleersiz web sitesi bu rafları sağlıyor. Ama biz bu raflara yerleştirdiğimiz malzemeyi evimizde tutarsak sadece bizim işimize yarar. Nükleersiz web sitesi bu rafları bir araya getirip evimizden dışarı çıkarmış, herkesin kendi bilgisayarından erişebileceği bir halk kütüphanesi de oluşturmuş oluyor.

En eski malzemelerin bile çok önemli bir işlevi var. En azından nükleer karşıtı hareketin ne kadar köklü olduğunu dosta düşmana göstermiş oluyoruz. Üstelik zamanında yapılmış kampanyaların, eylemlerin, yazılmış yazıların yeni kuşaklara, bugünün aktivistlerine ilham vereceğini de unutmamalıyız.

Bilimsel veya popüler dergilerde yazılmış makaleler, raporlar, kitaplar, kitap bölümleri son derece önemli. Türkiye’de üretilmiş bütün nükleer karşıtı işlere yer verecek, biriktirecek ve sergileyecek kadar yerimizi var. Lütfen elinizdeki her şeyi bizimle paylaşın. Elbette yeni gelişmeleri, kampanya ve eylemleri ve haberleri de.

Emek veren, destek olan, cesaretlendiren herkes sağolsun. Nükleersiz Türkiye, nükleersiz kalsın. Bütün dünya nükleersiz olsun.

Nükleersiz web sitesi http://www.nukleersiz.org

* Uluslararası Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği

Eskişehir’de “Yerel Homofobi Karşıtı Buluşma”

Kaos GL tarafından gerçekleştirilen “Yerel Homofobi Karşıtı Buluşma Etkinlikleri” kapsamında Eskişehir’de rehber öğretmen olarak çalışan 50 rehber öğretmen ile bir araya gelindi.

Etkinliğin açılış oturumunu Kaos GL Danışma Kurulu Başkanı Melek Göregenli yaptı. Göregenli, Ayrımcılık ve homofobi üzerine sunum yaptı.

İki gün süren etkinlikte Dr. Koray Başar cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği gelişimi üzerine sunum yaptı.

Eğitimin ikinci gününde ise LGBT öğrenciler ve eğitimcilerin okul ortamında yaşadığı ayrımcılıklar deneyimleri üzerine Umut Güner ve SeçinTuncel deneyimlerini aktardı.

Mira Rehberlik Danışmanlık Merkezi, Kanada Büyükelçiliği ve Eğitim Hakları Derneğinin ve rehber öğretmenlerin destekleriyle gerçekleşen etkinlik başarılı bir şekilde tamamlandı.

(Kaos GL)

Ergene Nehrindeki kirlilik havadan görüntülendi

Tekirdağ’da Ergene Nehri’nin kirliliğine dikkat çekmek isteyen işadamı ve Tekirdağ Doğa Sporları Kulübü Başkan Yardımcısı Arslan Hamza Algül, paramotorla uçarak, sanayi tesisleri tarafından kirletilen nehri görüntüledi.

Elde ettiği görüntüleri belgesel haline getirmek istediğini ifade eden ve Demir profil ve levha imalatı yapan bir fabrikanın sahibi olan Algül, “Nehirde hiçbir şekilde bir yaşam belirtisi yok. Tamamen zehir akıyor. Çektiğim bu görüntüleri isteyen bütün kamu kuruluşları ve bu bölgede sanayi ile uğraşan herkese hediye edeceğim” şeklinde konuştu

Nehrin Tekirdağ’ın Çorlu ve Muratlı ilçelerindeki bölümlerini de görüntüleyen Algül şunları ekledi:

“Kulüp olarak sosyal sorumluluğun gereği, Istranca Dağları’ndan doğup Ege Denizi’ne dökülen Ergene Nehri’ni havadan görüntülüyoruz. Bununla alakalı olarak bir belgesel hazırlıyoruz. Bu kapsamda Muratlı İlçesi’nde çekimler yaptık. Çekimlerimizi yaparken nehri kirleten fabrikaları ve yerleşim birimlerini görüntüledik. Nehrin üzerinde paramotorla uçarken nefes almakta zorlanıyorum. Nehrin ürettiği zehirli gazlar havaya yayılıyor bu yüzden havada nefes almakta zorlandım. Bu çevrede yaşayan insanları ciddi sağlık sorunları yaşatacak bir zehir akıntısı söz konusu. Nehirde hiçbir şekilde bir yaşam belirtisi yok. Tamamen zehir akıyor.”

(Son Dakika.com)

Ekoloji sempozyumu Mayıs ayında Namık Kemal Üniversitesi’nde

Ekoloji sempozyumları serisinin dördüncüsünün; “EKOLOJİ 2013”  adı altında 2-4 Mayıs 2013 tarihleri arasında Tekirdağ Çorlu’da bulunan Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi tarafından Üniversite Merkez Kampüsü’nde yapılacağı açıklandı.

NKÜ Rektörlüğünden yapılan yazılı açıklamada, yaşamın devam edebilmesi için birbirleriyle etkileşim içinde olan bağıntılı tüm parçaların oluşturduğu bütüne ekosistem denildiği hatırlatılarak, dünyayı daha yaşanılabilir hale getirmek, bozulan dengenin tamir edilebilmesi için alınması gerekli önlemleri tartışmak ve yol haritaları belirlemek için bu alanda çalışan tüm paydaşları bir araya getirmeyi amaçlayan ve daha önceki yıllarda Aksaray, Düzce ve Kilis Üniversiteleri tarafından yapıldığı bildirildi.

(Haberler.com)

 

Ekolojiyle en uyumlu kentler: Bremen, Lviv, Mexico City, Rio, Rosairo

2005’ten beri her yıl kentsel ulaşım uygulamalarında geleceğe, ekoloji endişesine dönük girişimlere ödül veren Ulaştırma ve Kalkınma Politikası Enstitüsü (ITDP – Institute for Transportation and Development Policy) bu sene de  15 Ocak’ta düzenlenecek bir toplantı ile bir şehre “Ekolojik Ulaşım Ödülü” verecek.

“Ekolojik Ulaşım Ödülleri” jürisi bu yılbaşındaki ilk elemede 2012 ödülü için 5 kent seçti.  Bu kentler sırası ile, Bremen (Almanya), Lviv (Ukrayna), Mexico City (Meksika), Rio de Janerio (Brezilya) ve Rosario (Arjantin)

Ödül her sene ekolojik boyutlu ve yaşanabilir kent geliştirme çabasında yaratıcı düşünce taşıyan, lider olma niteliği sergileyen kente veriliyor.  Aday olan beş kent hava kirliliğiyle mücadele, iklim değişimi riskini azaltma, yayalara kent içi ulaşımda öncelik tanıma, bisikletlilerin ulaşımında güvenliğe önem verme ile  daha kolay ve huzurlu ulaşma olanağını herkes için sağlama gibi kriterler göz önüne alınarak ITDP tarafından 2013 yılında aday gösterilmiş durumda.

IDTP (Ulaştırma ve Kalkınma Politikası Enstitüsü) bu beş kentin aday olması ile ilgili kriterleri şu şekilde sıralıyor.

Bremen –  Kentin içindeki günlük yolculukların %60’ı çevre dostu biçimde yaya olarak, bisikletle veya toplu ulaşımla gerçekleşiyor.  Bisikletlere özel yollar ve şeritler oluşturulmuş durumda.  Özellikle tek yönlü sokaklarda bisikletlerin ters yönde gitmesine izin veriliyor.  Yayalara da öncelikler tanındı.  Örneğin, yaya üstgeçitleri kaldırıldı ve kavşaklardaki yeşil ışıklarda ağırlık araçlardan yayalara kaydırıldı.  Kişisel otomobil sahipliğini azaltmayı hedef alan Bremen, 2009’da Oto Paylaşma Eylem Planını devreye aldı ve bireysel otomobil kullanımından, araç paylaşım uygulamasına geçişi cesaretlendirecek önlemler getirdi.

Lviv –  Tarihi özellikler taşıyan, 1,5 milyonluk bu kent tramvaylarına, otobüslerine ve troleybüslerine öncelik getiren bir düzen oluşturdu.  Örneğin kavşaklardaki sinyalizasyon sistemi toplu taşıma araçlarına fazla beklemeden geçme hakkı veriyor.  Öte yandan yayalaştırma projeleri oluşturuldu.  Kent merkezinde otomobillerin hızını düşürücü önlemler alındı.  Ayrıca bisiklet kullanımı; özel yol ve şeritlerin geliştirilmesi, park yerlerinin oluşturulması gibi teşvikler ile destekleniyor.

Mexico City –  Kuzey Amerika’nın en büyük kenti durumundaki Mexico City, bütün Latin Amerika’ya örnek olan atılımlar gerçekleştirdi.  Kentte 4 uzun hattan oluşan bütünleşik ve yaygın bir metrobüs hizmeti sunuyor.  Ayrıca metro sistemini ağı sürekli genişletiliyor.

Kentin binlerce araçtan oluşan bir bisiklet kiralama sistemi var.  Kent merkezinde otomobil hareketlerini azaltmaya ve hızlarını düşürmeye yönelik önemler geliştiriliyor.  Yayalara öncelik veriliyor.  Meydanlar bu hedeflerin ışığında yeniden düzenleniyor.  Parklar büyütülüyor ve geliştiriliyor.

Rio de Janeiro –  Gelecek yıl (2014) Dünya Futbol Şampiyonasına, 2016’da da Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapacak olan kent üç yıl içinde tamamı 150 kilometreye varacak hızlı otobüs şebekesinin ilk hattını geçen yıl hizmete açtı.

Günde 220.000 kişi taşıma kapasitesi olan bu koridor gaz salımlarını azalttı, yolcuların ulaşım sürelerine yarıya indirdi.  Kentin 300 kilometrelik bisiklet yolu var.  Kentteki karbon dioksit salımının hayata geçirilen son uygulamalarla %8 azaldığı gözleniyor.

İlgi çeken başka bir gelişme de dünyanın en büyük üçüncü parkı denilebilecek bir alanın ortaya çıkması.  Bu yeni park 12 futbol sahası büyüklüğünde.  Parkta 52.000 fide, 600 ağaç dikildi.  Bu oluşumun çevrede oluşan hava sıcaklığını 5 derece dolaylarında düşürdüğü gözleniyor.

Rosario –  Geniş kapsamlı bir iyileştirme planıyla harekete geçen kent toplu ulaşımı ön plana taşıyan, otomobil hareketlerini kısıtlayan ve motorsuz ulaşımı teşvik eden girişimler uyguluyor.  Örneğin, Pazar günleri kentin merkezindeki 20 kilometrelik bir alan otomobil girişine yasaklanıyor.

Kentin şimdilik 11 kilometrelik bisiklet yolu ve 2.000 araçlık bisiklet park yerleri var.  Buna karşılık otomobil park alanları azaltıldı.  Buna karşılık otobüsler için özel şeritler oluşturuluyor.

Haber: Atila Alpöge – Ekogazete

(Ekogazete, Jemilah Magnusson, Institute for Transportation and Development Policy )

 

İşaret dili 2013 itibarı ile Rusya’da resmi dil

Rusya’da işaret dili, yeni yıldan itibaren resmi dil statüsü kazandı. İşitme engelli 190 bin vatandaşı ilgilendiren federal kanun, Rus İşaret Dili’nin statüsünü netleştiren yeni değişiklikleri öngörüyor.

1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe giren yasa, işaret dili tercümanlarının uygun eğitim ve öğretime sahip olmaları maddesini de içeriyor. Bu uygulamayla, engelli insanlar için hizmet kalitesini artması hedefleniyor.

Yeni yasa sonrası ayrıca, İşitme engellilerin  eğitimi için gerekli özel derslikler, kılavuzlar ve diğer eğitim edebiyatının yanı sıra işaret dili tercüman hizmeti ücretsiz olarak sunulacak.

(Engel olma Destek ol.com)

 

Kar yağışı nedeni ile eğitime ara verilen iller

Türkiye genelinde etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkilerken bazı il ve ilçelerde ilk ve orta dereceli okullar tatil edildi. Eğitime ara verilen il ve ilçeler şu şekilde.

Muş‘ta etkili olan kar yağışı nedeniyle merkez ve merkeze bağlı köylerde okullar Pazartesi günü için tatil edildi. Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı, aşırı kar yağışı dolayısı ile okulları 1 gün süre ile tatil ettiklerini açıklayarak, cumartesi günü başlayan kar yağışının aralıksız olarak devam ettiğini hatırlattı. Tatlı, kar yağışının durması halinde eğitim ve öğretimin Salı günü yeniden başlayacağını söyledi.

Gümüşhane‘de kar yağışının etkili olduğu 4 ilçede taşımalı eğitime bir gün ara verildiği bildirildi. Gümüşhane Valiliğinden yapılan açıklamada, Cumartesi gününden beri il genelinde etkili olan kar yağışının ardından çok sayıda köy yolunun ulaşıma kapandığı, yağışın aralıksız olarak devam etmesi nedeniyle yollarda çalışma yapılmasında güçlük çekildiği belirtildi.

Açıklamada, öğrencilerin can güvenliğinin tehlikeye atılmaması için Merkez ilçe, Kelkit, Şiran ve Köse ilçelerinde taşımalı eğitim yapılan ilk, orta ve lise okullarında eğitime 7 Ocak Pazartesi günü bir günlük ara verildiği bildirildi.

Öte yandan yağış nedeniyle toplam 321 köyü bulunan Gümüşhane’de kapalı köy yolu sayısının 160’ın üzerinde olduğu öğrenilirken, Cumartesi gününden beri il genelinde gerçekleşen kar yağışının yarından itibaren etkisini artırması bekleniyor.

Kars Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada elverişsiz hava koşulları nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hamileler ile engelli personellerin 7-8 Ocak günleri idari izinli sayılacakları bildirildi. Ayrıca il genelinde faaliyet gösteren bütün örgün ve yaygın eğitim kurumlarında 7-8 Ocak günleri eğitime ara verileceği ve okulların Çarşamba günü eğitimlerine devam edecekleri kaydedildi.

Hakkari Valiliği İl Hıfzı Sıhha Kurulu kararıyla, Hakkari Merkez ile Yüksekova ve Çukurca ilçelerinde ilk ve orta dereceli okullar 1 gün süreyle tatil edildi. Akşam saatlerinde etkisini artıran kar yağışı nedeniyle onlarca köy ve mezra yolunun ulaşıma kapandığı Hakkari’de akşam saatlerinde Vali Yardımcısı Önder Bozkurt, başkanlığında toplanan Hıfzı Sıhha Kurulu kararını açıkladı. Alınan karar doğrultusunda Hakkari merkez ile Yüksekova ve Çukurca ilçelerinde ilk ve orta dereceli okulların 1 gün süreyle tatil edildiğini belirtildi.

Ağrı Valiliği, yoğun kar yağışı nedeniyle il genelindeki köy ile YİBO’lar ve taşıma merkezi ilköğretim ve ortaöğretim okullarını tatil ettiğini açıkladı. Ağrı Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, “İlimizdeki yoğun kar yağışı nedeniyle; il merkezine bağlı eğitim kurumları hariç; köylerimiz ile YİBO’lar ve taşıma merkezi ilköğretim ve ortaöğretim okullarımız için 7-8 Ocak 2013 tarihlerinde (Pazartesi ve Salı günleri) iki gün süreyle, Tutak ve Hamur ilçelerimizde; ilçe merkezleri hariç, YİBO’lar ve taşıma merkezi ilköğretim ve ortaöğretim okullarımız 7 Ocak 2013 tarihinde (Pazartesi günü) bir gün süreyle, Eleşkirt ilçemizde ilçe merkezi ile bütün köy okulları 7 ocak 2013 tarihinde (pazartesi günü) bir gün süreyle tatil edilmiştir” denildi.

Erzurum‘da merkez ilçeler Yakutiye, Palandöken ve Aziziye’nin ardından il genelinde okulların 1 gün tatil edildiği duyuruldu. Erzurum İl Kriz Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Kar Yağışı nedeniyle, Erzurum il genelinde okul öncesi, ilköğretim, özel eğitim merkezleri ve liseler, 07 Ocak 2013 (yarın) bir gün süreyle tatil edilmiştir.” ifadelerine yer verildi.

Tunceli‘de etkili olan kar yağışı nedeniyle il merkezi ve 4 ilçede okullar 2 gün, 1 ilçede ise 3 gün süreyle tatil edildi. Tunceli’de iki günden beri etkili olan kar yağışı nedeniyle, İl Sağlık Kurulu’nun aldığı karar gereği, il merkezi ve bağlı köylerdeki ilk ve orta dereceli okullar ile Ovacık, Pülümür, Nazımiye ve Hozat ilçelerinde yarından itibaren iki gün tatil edilirken, Mazgir ilçesinde ise yarından itibaren 3 gün süreyle tatil edildi.

Ayrıca kar yağışı nedeniyle engelli ve hamile kamu personelinin de iki gün idari izin verildiği belirtildi.

(T24)