Damien Hirst’ün 30 eseri Türkiye’de ilk kez Portakal Sanat Evi’nde yapılacak satışa açık sergide sanataseverlerle buluşuyor. Sanatçının sergilenecek yapıtları arasında “Spin Paintings”, “Spot Paintings” ve “Pharmacy” serilerinin çarpıcı örnekleri ile pırlantalar, kelebek ve neşterleri bir araya topladığı “No Humanity” ve “No Remorse” gibi eserleri de yer alacak.
Çağdaş sanatın sansasyonel temsilcilerinden Damien Hirst, formadhyle ile doldurulmuş akvaryumlara yerleştirdiği hayvanlar; 8601 adet pırlanta ile kapladığı kafatası ve yaşam ile ölüm arasındaki ironik ilişkiyi anlatmak için oluşturduğu kelebek odaları sayesinde akıllara kazındı. Öte yandan bu çalışmaların hayvan hakları aktivistleri tarafından ciddi eleştiriler alıyor.
‘Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri’,’ sergi katılımcılarına aşağıdaki soruları sorup, yanıtları yayımlayarak tepki göstereceklerini belirtiyor.
Damien Hirst’ün daha önce gerçekleştirdiği çalışmalarla ilgili bilginiz var mı?
Damien Hirst’ün içlerinde zebra, köpekbalığı, koyun gibi hayvanların ölü bedenlerini özel bir sıvı içerisinde sergilediğini biliyor musunuz?
Peki İngiltere’deki en son sergisinde 9000 kelebeği öldürmüş olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce sanat günümüzde öldürmeyi meşrulaştırabilecek bir duruma geldi mi? Sizce hayvan öldürülerek sanat yapılabilir mi?
***
Sergi 11 – 31 Ocak 2013 tarihleri ve 10.00 – 20.30 saatleri arasında Portakal Kültür ve Sanat Evi’nde, pazar da dahil olmak üzere, haftanın her günü açık olacak.
Buğday hareketinin öncüsü ve Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu Victor Ananias’ın ismi, tohumlarını attığı dernek çalışmalarının yanı sıra adına düzenlenecek “Dönüşüm Ödülleri”nde yaşamaya devam ediyor.
Buğday Derneği tarafından verilecek Victori Ananias Dönüşüm Ödülüyaşamlarla uyum içerisinde ekolojik bütüne saygılı bir toplum için çaba gösteren, yaşayan kişilere verilecek.Victor Ananias Teşvik Ödülü içinse, ekolojik dönüşüm yönündeki çabaları özendirmek amacıyla öncelikli olarak genç kuşaktan (18-30 yaş arası) adaylar değerlendirilecek.
Toplum yaşamında ekolojik bütüne saygılı ve erdemli bir yaşam için oluşturduğu örnek çalışma/projeler ile geniş çaplı dönüştürücü bir etki yaratan girişimcilere ve bu yolda umut veren çalışmalar yapan kişilere verilecek ödüllerin konusu tarım, kırsal kültür, enerji, iletişim, yerleşimler ve eğitim gibi yaşamın her alanında yapılan çalışmalar, oluşturulan örnekler ve projeler olabilecek.
Victor Ananias Dönüşüm Ödülleri için son başvuru tarihi 1 Mart 2013.
Ödül töreni ise Victor Ananias’ın doğum tarihi olan 21 Mayıs 2013’te yapılacak.
Victor Ananias Dönüşüm Ödülleri jürisinde, Türkiye’de ekolojik yaşam ve doğa koruma alanlarında çalışmalarıyla bilinen yetkin isimler bulunuyor:Ömer Madra, Salim Kadıbeşegil, Abdullah Aysu, Uygar Özesmi, Ferda Erdinç, Zeynep Meydanoğlu ve Özcan Yüksek.
Ödüle aday göstermek ve ayrıntılı bilgi için www.victorananias.org sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Danıştay 14. Dairesi, Ilısu barajı projesinde yürütmenin durdurulmasına kararı verdi.
Tarihi Hasankeyf antik kentini ve Dicle havzasını sular altında bırakacak olan projenin gerçekleştirilmesi için kurulan ve kurulması planlanan tüm alt yapı ve üst yapı tesislerinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporundan muafiyetini düzenleyen genelge hükmüne karşı, TMMOB Mimarlar ve Peyzaj Mimarları Odası’nın açtığı dava Danıştay 14. Dairesi tarafından haklı bulundu.
7 Şubat 1993’te yürürlüğe giren ÇED yönetmeliğinden önce yatırım planlarına dâhil edildiği gerekçesiyle ÇED sürecinden muaf tutulduğu iddia edilen baraj inşaatı için bu karar ilk değil.
Daha önce hakkında iki kez durdurma kararı çıkan projeye kredi sağlaması planlanan ülkeler olan İngiltere, Almanya, İsviçre ve Avusturya da hem kendi bilirkişilerinin raporlarından, hem de çevrecilerin baskısından sonra verecekleri kredilerden vazgeçtiklerini açıklamıştı.
20 Yıldır Yürürlükte Olan “Geçici” Muafiyet Hikayesi
Yatırımcıların çekilmesiyle ulusal kaynaklarla devam edilen Ilısu Projesi’nin hikâyesi aslında ÇED uygulamasındaki değişikliklerin de somutlaşmış bir hikâyesi gibi.
Peyzaj Mimarları Odası’nın avukatı Emre Baturay Altınok, Yeşil Gazete’ye Ilısu Projesi hakkında açılan son kararı ve bu kararın geçmişinde yaşananları anlattı.
Altınok, 1983 yılında kabul edilen Çevre Kanunu’nun 6 ay içerisinde çıkmasını öngördüğü ÇED yönetmeliğinin tam 10 yıl sonra, 1993 yılında çıkması ile muafiyet tartışmalarının başladığını söyledi. Fakat 1993’te çıkan ÇED yönetmeliğinin, yönetmelikten önceki 10 yıllık süre içinde yatırım planına alınan projeler için geçerli olmayacağı düzenlenmişti. Ancak 20 yıldır yürürlükte olan bu maddeyi 2010 senesinde Danıştay iptal etmesine rağmen Bakanlık Nisan 2011’de muafiyetleri 2013 ve 2015 tarihlerine kadar uzatmıştı.
Ilısu Barajı projesi, 1993’te yürürlüğe giren ÇED yönetmeliğinden önce yatırım programına alınmış olmasına rağmen üretime başlamadığı için ÇED’den muaf değildi ve yurtdışından gelen muhtemel ortaklar Türkiye’nin gerekli şartları yerine getirmediği gerekçesiyle yatırımdan vazgeçti.
Yurtdışı ortaklarının devreden çıkması üzerine Eroğlu, ”Yabancı firmaların 5 yılda bitirmeyi planlanmasına rağmen biz daha kısa bir sürede barajı bitireceğiz” diyerek Devlet Su İşleri’nin ulusal kaynaklarla projeye gireceğini açıkladı.
Bu arada 2008 yılında Ilısu Barajı’na bir dava açılmış, dava sonucunda yürütme durdurulmuştu. 1983-93 arasında üretim aşamasına gelen projeler dışındaki tüm projelere ÇED zorunluluğu getirilmiş oldu.
Üst üste yönetmelik değişiklikleri
Hükümetin buna cevabı Nisan 2011’de yapılan yönetmelik değişikliği oldu. Bu değişikliğe göre, 2015 yılına kadar yatırımına başlanacak olan projelerde ÇED aranmayacaktı. Bundan bir sene sonra, 2012’de Başbakanlık tarafından bir genelge yayınlandı ve yatırım aşamasında olan projeler için gerekli tüm altyapı ve üstyapı çalışmalarının da ÇED’den muaf tutulmasına karar verildi.
TMMOB Mimarlar Odası ve Peyzaj Mimarları Odası işte bu değişikliğe itiraz ettiler ve 3 gün önce verilen yürütmeyi durdurma kararı projelerin parçası olan tüm altyapı ve üstyapıların ÇED raporundan muaf tutulmasının sözkonusu olamayacağını iddia ettiler. Danıştay, davacı Odaların bu iddialarının haklı olduğuna karar verdi.
Danıştay 14.Dairesi’nin kararına göre, Nisan 2011 tarihinde yapılan ÇED Yönetmeliği’nin geçici 3. maddesine göre proje bütün olarak ÇED raporundan muaf sayılsa bile, baraj inşaatı içerisinde yer alan şantiyeler, ocaklar, elektrik iletim tesisleri gibi alt ve üst yapı tesislerinin her birisi için ÇED raporu almak zorunlu.
Peki şimdi ne olacak?
Av. Emre Baturay Altınok, şu anda görüşe açılan yeni Çevre Kanunu taslağının ÇED muafiyetlerini düzenleyen geçici 3. maddesine alt yapı ve üst yapı tesisleri ile diğer eklentiler için yapılacak bir ekleme ile bu karara karşı yeni bir hamle yapılmasının konuşulduğunu söylüyor. Ancak tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı projesi karşısında hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen Altınok, ilgili idareler nezdinde gerekli girişimlerde bulunduklarını, projenin ÇED’den muafi tutularak kurulan tüm alt ve üst yapı tesislerinin derhal ve her halükarda 30 gün içerisinde mühürlenmesi gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Veysel Eroğlu, Mehdi Eker ve Mehmet Şİmşek Ilısu barajında incelemede
Altınok, ÇED Yönetmeliğinin muafiyetleri düzenleyen geçici 3. maddesinin 2010 senesinde Danıştay tarafından iptal edildiğini, Nisan 2011 tarihli değişikliğin de Danıştay’ın iptal kararına aykırı olduğuna dikkat çekiyor ve projelere kalkan olan ve 20 yıldır yürürlükte tutulmaya çalışılan geçici 3. madde hükmünün iptali için Nisan 2011’de Çevre
Mühendisleri Odası, Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu güzergahındaki yurttaşlar ve Ekoloji Kolektifi Derneği adına ayrı ayrı davalar açıldığını, 9 Ocak 2013’te duruşma yapıldığını ve Danıştay’ın bu ay içerisinde çed muafiyetlerinin tamamı ile ilgili olumlu bir karar vermesini beklediklerini söylüyor.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Mayıs 2012’de Ilısu barajı inşaatına yaptığı ziyaret sırasında Ilısu Barajı’nda 9 Mart 2012 itibarıyla dolgu çalışmalarına başlandığını ve hedeflerinin 2014 yılında barajı tamamlamak olduğunu söylemişti.
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bir Ermeni okulunda görev yapan sınıf öğretmeni, yalnız yaşadığı evinde boğazı kesilerek öldürüldü. Vahşi cinayet, öğretmen arkadaşlarının kapıyı gece çilingir yardımıyla açmasının ardından ortaya çıktı.
Alınan bilgilere göre cinayet, Kadıköy Caferağa Mahallesi Sivastopol Sokakta gerçekleşti. Kadıköy’deki Aramyan Uncuyan İlköğretim Okulu‘nda bilgisayar öğretmeni olarak görev yapan ve kısa bir süre önce eşinden boşandığı öğrenilen 1 kız çocuğu babası 40 yaşındaki İlker Şahin, yalnız yaşadığı evinde boğazı kesilerek öldürüldü. Cinayetin, Şahin’ın, Noel Bayramı’nın ardından 8 yıldır görev yaptığı okula dönmemesi üzerine ortaya çıktı. Öğretmen arkadaşları, mesai arkadaşlarının cep telefonlarının kapalı olması üzerine Şahin’in yaşadığı eve gitti. Evde zili çalan öğretmenler, üç gündür kendisinden haber alamadıkları arkadaşlarının kapısını çilingir yardımıyla açtıklarında boğazı kesilmiş halde cansız bedeniyle karşılaştı.
Son mesajında noeli kutladı
Bunun üzerine Aramyan Uncuyan İlkokulu’nda görevli öğretmenler, durumu polise bildirdi. İhbar üzerine cinayetin gerçekleştiği Piraye Apartmanı’na çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık uzmanları, yaptıkları ilk incelemede İlker Şahin’in hayatını kaybettiğini belirledi.
Cinayet masası ekipleri, ceset üzerinde saatlerce inceleme yaptı. Bodrum katında gerçekleşen olayda, Şahin ile katilleri arasında uzun süreli bir boğuşmanın yaşandığı kaydedilirken, odanın kanlar içinde kaldığı öğrenildi.
Ceset, Olay Yeri İnceleme Polisi ve Cumhuriyet Savcısı’nın saatler süren incelemelerinin ardından, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.
Öte yandan polis, öldürülen İlker Şahin adlı öğretmenin cep telefonundaki son mesajını, öğretmen arkadaşlarına attığını tespit ederken, Şahin’in, “Noel Bayramınız kutlu olsun” diyerek toplu mesaj gönderdiği kaydedildi.
Diğer yandan cinayeti duyan Baran Pastanesi sahibi Esengül Aslan, Şahin öğretmen için, “Sessiz sakin biriydi. Sabahları kahvaltısını bizim pastanede yapardı” dedi. Pastane sahiplerinden Aydın Aslan ise, İlker öğretmenin düşmanı olup olmadığını bilmediğini kaydederken, şakacı biri olduğunu ifade etti. Aslan, Şahin’in üç gündür pastaneye gelmediğini söyledi.
Polis, cinayet ile ilgili başlattığı kapsamlı soruşturmayı sürdürüyor.
Bir ay içinde 2 saldırı olmuştu
İlker Şahin
Samatya’da, Aralık ayının başında da, yalnız yaşayan 87 yaşındaki bir Ermeni kadın saldırıya uğramıştı. T.A, evinden içeri girerken arkasından yaklaşan saldırgan, kadını önce yumruklayıp ardından da boğazını sıkmıştı. Ziynet eşyaları çalınan T.A, saldırı sonucunda bir gözünü kaybetmiş, bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu olmuştu.
Samatya’da yanlız yaşayan 85 yaşındaki Marisa Küçük, evinde darp edildikten sonra bıçaklanarak öldürülmüştü. Samatya’da bakkal dükkanı işleten Küçük’ün göğsüne haç bıçakla haç şekli çizilmişti.
Pakistan’da Belucistan eyaletinin yönetim merkezi Ketta’da meydana gelen bir dizi saldırıda 81 kişi öldü. Olaydan sonra Belucistan’da üç günlük yas ilan edildi.
En büyük can kaybı, Ketta’daki bir bilardo salonunu hedef alan çifte saldırıda meydana geldi; olayda 81 kişi öldü, 120’yi aşkın insan da yaralandı. Ölenler arasında en az iki gazeteci ve 4 yardım görevlisiyle en az 5 polisin bulunduğu belirtiliyor.
Bilardo salonundaki ilk patlamanın ardından olay yerine yetişen kurtarma ekibi ve gazetecilerin bazıları, binanın tamamen çökmesine neden olan ikinci patlamanın kurbanı oldu.
Bombalanan bölge çoğunlukla Şiilerin yaşadığı bir bölge ve mezhep ayrılığına dayalı militan grup Laşkari Cengi saldırının sorumluluğunu üstlendi.
Ketta’da bir pazar yerini hedef alan daha önceki bir bombalı saldırıda ise 11 kişi can verdi, 27 kişi yaralandı.
Bu saldırının sorumluluğunu ise Birleşik Beluci Ordusu adlı militan grup üstlendi.
İlk saldırının yaya olarak bilardo salonuna giden bir intihar bombacısı tarafından düzenlendiği, ikinci saldırının ise patlayıcı yerleştirilmiş bir otomobille gerçekleştirildiği bildirildi.
İçişleri Bakanı Akbar Durrani, AFP ajansına yaptığı açıklamada ölen ve yaralananların çoğunun Şiiler olduğunu ve verilen kayıpların artabileceğini söyledi.
Dün Pakistan’ın kuzeybatısındaki Svat vadisinde meydana gelen patlamada da en az 21 kişi ölmüş, 80’den fazla insan da yaralanmıştı.
Belucistan eyaletinde hem ayrılıkçı isyan sürüyor, hem de Sünni ve Şii gruplar arasında mezhep farkından kaynaklanan çatışmalar yaşanıyor.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi dün Paris’te aralarında PKK’nin önde gelen isimlerinden Sakine Cansız’ın da olduğu üç kadının suikast sonucu öldürülmesine tepki gösterdi. Eşsözcüler Sevil Turan ve Arif Ali Cangı imzasıyla yapılan açıklamada suikastin amacının “Diyalog sürecini bozmak, Kürt sorununu müzakereler ile çözüme götürmek isteyenleri yıldırmak, onlara geri adım attırmak ve gözdağı vermek…” olduğu belirtiliyor.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“Kürt sorununun barışçı ve demokratik çözüm çerçevesinde sonuca ulaştırılmasını istemeyen güçler harekete geçti. İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapılmasına, sürecin müzakerelerle devam ettirilmesine tahammül edemeyen karanlık çevreler tetik çekmeye başladı. Sabotaj ve provokasyon düğmesine basıldı.
Fransa’da Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in vahşice öldürülmeleri, hangi karanlık çevre ve kim tarafından planlanmış ve gerçekleştirilmiş olursa olsun, bir tek hedefe sahiptir: Diyalog sürecini bozmak, Kürt sorununu müzakereler ile çözüme götürmek isteyenleri yıldırmak, onlara geri adım attırmak ve gözdağı vermek…
Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü diyalog ve müzakereden geçer. Bunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekir. Başlatılan diyalogun bu tür sabotajlara rağmen devam ettirilmesi büyük önem taşıyor. Bunun için Türkiye’de demokrasi ve barış güçlerinin, özgürlük-eşitlik ve adalet isteyen herkesin azami çaba göstermesi gerekiyor.
Bu konuda başta siyasi iktidar olmak üzere herkesin tarihi bir sorumluluğu vardır. O nedenle Türkiye Hükümeti, Fransa Hükümeti ve makamları ile bu hunharca cinayetin sorumlularının yakalanması için işbirliği yapmalı, konunun takipçisi olmalıdır. Ailelerin ve siyasal hareketin talep etmesi halinde, cenazelerin sorun çıkmadan Türkiye’ye getirilmesi sağlanmalıdır.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, barış ve demokratik çözüm sürecindeki sorumluluğumuzun farkındayız. Sorunun çözümü yolunda üzerimize düşen bütün adımları atmak; eşitlik, gönüllü birlik ve şiddetsiz çözüm adımlarını geliştirmek için bütün imkanlarımızı sunmakta kararlıyız.
Kürt siyasal hareketine başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Adil bir çözüme katkısı olabilecek herkesi, Türkiye’nin demokrasi ve barış güçlerini, aydınları, fikir insanlarını, akademisyenleri, yazarları, sanatçıları, vicdan sahibi her kişiyi duyarlı olmaya, yaşanacak provokasyonları ve sabotajları boşa çıkarmaya çağırıyoruz.
Etkinlik: Ustalara Saygı Toplantısı – Nâzım Hikmet Özel Gecesi Tarih: 14 Ocak Pazartesi
Yer: Melih Cevdet Anday Sahnesi- Akatlar Kültür Merkezi Saat: 20.00 Türü: Ücretsiz
Nâzım Hikmet, 111. doğum ve 50. ölüm yıldönümünde bir kez daha “Ustalara Saygı”da anılacak. Beşiktaş Belediyesi tarafından sekiz sezondur düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, 14 Ocak Pazartesi akşamı “Mavi Gözlü Dev” için özel içerikle oluşturulan etkinlikle devam edecek. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan gece, saat 20.00’den itibaren Akatlar Kültür Merkezi’nde, ücretsiz izlenebilecek.
Kaleme aldığı dizelerin her biri dünya çapında klasikleşen büyük usta, bu hafta 111 yaşına girecek. Ayrıca bu sene, 3 Haziran 1963 günü kaybettiğimiz Nâzım Hikmet’in 50. ölüm yıldönümü. “Ustalara Saygı” etkinlikleri, bu vesilelerle her yıl düzenlediği Nâzım Hikmet gecelerine bir yenisini daha ekleyecek.
Yapıtlarıyla edebiyat, tiyatro, sinema, müzik ve resmi de besleyen büyük sanat çınarımız, gecede sanatın farklı dallarından örneklerle anılacak. Tuna Egemen’in sunacağı “Ustalara Saygı” etkinliği, Ataol Behramoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayacak. Bir konuşma da yapacak olan Melih Güneş’in hazırladığı ve seyirci karşısına ilk kez çıkan “Bir Yitik Miras: Nâzım Hikmet” belgeselinden bölümlerin izlenebileceği etkinlikte, ustanın şiirleri Ayşe Lebriz Berkem, Cem Baza ve Özlem Ünaldı’nın sahne alacağı dinletiyle konuklara sunulacak.
Nâzım Hikmet şarkılarıyla da bilinen Sema’nın bir akapella ile katılacağı “Ustalara Saygı” toplantısında; Haluk Oral, Hıfzı Topuz ve Turgay Fişekçi birer konuşma yapacaklar. Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV) tarafından hazırlanan, 1925-1938 yılları döneminde Nâzım Hikmet’in kendisi tarafından basılan kitaplardan örneklerin sahnede yer alacağı gecede; şairin kendi sesinden “Saman Sarısı” ve Genco Erkal’ın “Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” adlı çalışmasından çeşitli yorumlar da seyircilerle paylaşılacak. “Ustalara Saygı”da Melih Güneş’in önümüzdeki günlerde okurlarla buluşacak olan “Hanene Huzur Dolsun-Sevdalı Bulut” kitabıyla birlikte ilk kez yayınlanacak olan “Sevdalı Bulut” ve “Hanene Huzur Dolsun” animasyon filmleri de gösterilecek.
Ücretsiz olarak takip edilebilen “Ustalara Saygı” toplantıları, 21 Ocak’da düzenlenecek Gülriz Sururi gecesiyle devam edecek.
Halkların Demokrasi Kongresi, bir açıklama yaparak Paris’te PKK’nin kurucularından Sakine Cansız ile KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in bir suikast somnucu öldürülmelerine tepki gösterdi. HDK, “AKP Hükümeti zan altında kalmak istemiyorsa, suikastın arkasındaki güçlerin ve katillerin derhal açığa çıkarılması için Fransa Hükümeti ile işbirliği yapmalıdır” dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
Kürt sorununda diyalog ve barışçı demokratik çözüm tartışmalarının gündemde olduğu bir dönemde üç Kürt kadın siyasetçi Paris’te katledildi. Bir yandan “silahları bırakıp Avrupa’ya ya da başka ülkelere gitsinler” gibi çağrılar yapılırken, diğer yandan Avrupa’daki Kürt siyasetçilerin suikastlara hedef olması ve katledilmesi izah edilebilir ve kabul edilir bir durum değildir.
Suikasti gerçekleştirenleri lanetliyor, PKK’nin kurucularından Sakine Cansız ile KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in ailelerine ve Kürt siyasal hareketine başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Fransa Hükümeti katilleri yakalayarak, arkasındaki güçleri açıklamalıdır.
“Diyalog, Müzakere ve Çözüm” yönündeki girişimlerin, Abdullah Öcalan ile görüşmelerin başladığı bir dönemin hemen ardından gerçekleştirilen bu suikastın arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması için Fransa Devleti hızla adım atmalı ve gerçekleri kamuoyuyla paylaşmalıdır. Sadece Kürt siyasal hareketi değil, demokrasi ve barış güçleri de bu suikastın takipçisi olacak, üstünün örtülmesine izin vermeyecektir.
AKP Hükümeti’nin bu suikasta ilişkin durumu, tutumu ve katillerin yakalanması için göstereceği çaba ve yapacağı açıklamalar aynı zamanda onun son günlerde Kürt sorununda sözünü ettiği gelişmeler konusundaki “samimiyet”ini de gösterecektir. AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’in, elinde herhangi bir bilgi olmaksızın ve alelacele ‘‘muhtemelen PKK içi hesaplaşma’’ açıklaması çirkin ve sık sık kullanılan bir provokasyondur.
Kürt siyasetinin Avrupa ayağının bilinen siyasetçilerinin katledilmesi, başlatılan “diyalog ve çözüm” sürecini sabote etmeye yöneliktir. Kürdistan Enformasyon Bürosu’na giren silahlı kişi veya kişilerin gerçekleştirdiği bu suikast, Kürtlere yönelik imha politikasının her aşamada ve coğrafyada devam edeceği mesajı olarak algılanacaktır.
AKP Hükümeti zan altında kalmak istemiyorsa, suikastın arkasındaki güçlerin ve katillerin derhal açığa çıkarılması için Fransa Hükümeti ile işbirliği yapmalıdır.
Katliamı gerçekleştirenler ve arkasındaki güçler derhal açığa çıkarılmalı ve yargılanıp cezalandırılmalıdır. Demokratik bir siyasal çalışma yürüten Cansız, Doğan ve Söylemez’in böylesi bir dönemde katledilmeleri, Kürt siyasal hareketini tahrik etmeye, provokatif bir ortam yaratmaya ve Avrupa’da da sürecek diyalog ve müzakere çalışmalarını etkilemeye yönelik bir hesaptır.
Provokasyon, katliam ve suikastlarla olumlu bir yere varılamayacağı anlaşılmalıdır. Yapılması gereken, Kürt sorununda eşit haklara dayalı, barışçı ve demokratik çözüm için somut adım atmaktır.
Modern gösteri dünyasının en ünlü sahne sanatları yönetmeni Jamie King tarafından senaryolaştırılan ve yönetilen Michael Jackson The Immortal World Tour, heyecan dolu görsel ve sanatsal performansın birleştiği eşsiz bir müzikal ve dans gösterisi olarak Cirque Du Soleil tarafından sahneleniyor.
Dünya üzerinde yaşayan herkesin tanıdığı, varsayılan en eşsiz müzik adamı Michael Jackson’dan ilham alan ve dansın üstatları tarafından sahneye taşınan Michael Jackson The Immortal World Tour gösterisi 15, 16 ve 17 Mart’ta sadece 5 şovla, Ülker Sports Arena’da gerçekleşecek. Biletler dünden (10 Ocak) itibaren satışta.
Müzik tarihinde gelmiş geçmiş en çok albüm satışına imza atan bir isim, Robot ve Moonwalk danslarının yaratıcısı, Guiness Rekorlar kitabına en çok ismi yazılan sanatçı, dünya çapında 20 milyon kişinin canlı izlediği, bir diğer deyişle Pop müziğinin kralı ünvanına sahip isim Michael Jackson bir kez daha ölümsüz olduğunu bu şov ile ispatlamaya geliyor.
Pop’un Kralı’nın yaratıcı dahi ruhunu, ilham kaynağı olmuş müzikleri, dansları ve şovları ile yepyeni bir forma sokan Cirque Du Soleil gösterisi Jackson’ın müzik ve gösteri dünyasına bıraktığı mirası yeni jenerasyonlara aktarmayı başarıyor. Farklı dans stillerinin, akrobatik hareketlerin ve her sahnede farklı senaryoların işlendiği bu unutulmayacak performansta seyirciyi Michael Jackson’ın büyülü dünyasına davet ediyor.
1958 yılında dokuz çocuklu bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya gelen süperstarın bu kadar başarılı olmasının nedeni sadece yetenekleri ve zekası değil, küçük yaştan itibaren sahne tecrübesi kazanması ve durup dinmek bilmeden çalışması, onun kimsenin sahip olamadığı başarıya ulaşmasında en büyük etken olmuştur. 1982’de tüm müzik tarihinin, en önemli albümü “Thriller” ı piyasaya sürdüğünde albüm şok etkisi yaratmıştı. “Beat It”, “Billie Jean”, “Wanna Be Startin Something”, “Thriller” , “Human Nature” gibi birbirinden güzel şarkılar müzik tarihine damgasını vurdu. Bunun yanında gelmiş-geçmiş en iyi video klip “Thriller” ile Michael Jackson video klip dünyasını yeniden şekillendirmiştir.
Cirque Du Soleil dansçılarının nefes kesici yeteneklerinin müzikal ve akrobasi ile birliştiği bu görsel şölende Michael Jackson’ın hayranlarına yıllar yılı aktardığı sevgi, barış ve birlik mesajı başarılı bir şekilde aktarılıyor.
Cirque Du Soleil Hakkında:
1984 yılında kurulan, 20 sokak sanatçısından oluşan, Cirque du Soleil, yüksek standartlarıyla sanat ve eğlenceyi bir araya getirmiş Québec’li bir gösteri sanatları topluğu. Şirket’in 50 farklı ülkeden, 1.200 ‘den fazla sanatçı dahil olmak üzere yaklaşık 5000 çalışanı bulunuyor. Cirque du Soleil şu ana kadar uyandırdığı ilgi ve merak ile beş kıtada toplam 300 şehirde 100 milyondan fazla izleyiciye ulaştı. Cirque du Soleil’in Uluslararası Merkezi Kanada’nın Montreal kentindedir. Daha fazla bilgi için, www.cirquedusoleil.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
ŞOV DETAYLARI:
Program:
15 Mart, Cuma 20:00
16 Mart, Cumartesi 16:00 ve 20:00
17 Mart Pazar 16:00 ve 20:00
85. Oscar ödüllerinin adayları belli oldu. Sinema dünyasının en prestijli ödülleri 24 Şubat gecesi sahiplerini bulacak.
Ünlü yönetmen Steven Spielberg’in ‘Lincoln’ filmi 12 dalda Oscar’a aday gösterildi. ‘Lincoln’un ardından yönetmenliğini Ang Lee’nin yaptığı ‘Life of Pi’ 11 dalda Oscar’a aday.
İşte kategoriler ve adaylar:
En İyi Film Lincoln
Silver Lininings Playbook
Zero Dark Thirty
Les Misérables
Life of Pi
Amour
Django Unchained
Argo
Beasts of the Southern Wild
En İyi Erkek Oyuncu Daniel Day-Lewis (Lincoln)
Denzel Washington (Flight)
Hugh Jackman (Les Misérables)
Bradley Cooper (Silver Linings Playbook)
Joaquin Phoenix (The Master)
En İyi Kadın Oyuncu Naomi Watts (The Impossible)
Jessica Chastain (Zero Dark Thirty)
Jennifer Lawrence (Silver Linings Playbook)
Emmanuelle Riva (Amour)
Quvenzhané Wallis (Beasts of The Southern Wild)
En İyi Yönetmen Ang Lee (Life of Pi)
Steven Spielberg (Lincoln)
Michael Haneke (Amour)
Benh Zeitlin (Beasts of the Southern Wild)
David O. Russell (Silver Linings Playbook)
En İyi Orijinal Senaryo Amour (Michael Haneke)
Django Unchained (Quentin Tarantino)
Flight (John Gatis)
Moonrise Kingdom (Wes Anderson&Roman Coppola)
Zero Dark Thirty (Mark Boal)
En İyi Uyarlama Senaryo Argo (Chris Terrio)
Beasts of the Southern Wild (Lucy Alibar&Benh Zeitlin)
Life of Pi (David Magee)
Lincoln (Tony Kushner)
Silver Linings Playbook (David O. Russell)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Philip Seymour Hoffman (The Master)
Robert De Niro (Silver Linings Playbook)
Alan Arkin (Argo)
Tommy Lee Jones (Lincoln)
Christopher Waltz (Django Unchained)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Anne Hathaway (Les Misérables)
Helen Hunt (The Sessions)
Amy Adams (The Master)
Sally Field (Lincoln)
Jacki Weaver (Silver Linings Playbook)
En İyi Yabancı Film Amour
No
War Witch
A Royal Affair
Kon-Tiki
En İyi Animasyon Brave
Frankweenie
ParaNorman
The Pirates! Band of Misfits
Wreck-It Ralph
En İyi Görüntü Yönetimi Anna Karenina (Seamus McGarvey)
Django Unchained (Robert Richardson)
Life of Pi (Claudio Miranda)
Lincoln (Janusz Kaminski)
Skyfall (Roger Deakins)
En İyi Kurgu Argo
Life of Pi
Lincoln
Silver Linings Playbook
Zero Dark Thirty
En İyi Belgesel 5 Broken Cameras
The Gatekeepers
How to Survive a Plague
The Invisible War
Searching for Sugar Man
En İyi Belgesel (Kısa) Inocente
Kings Point
Mondays at Racine
Open Heart
Redemption
En İyi Müzik Anna Karenina (Dario Marianelli)
Argo (Alexandre Desplat)
Life of Pi ( Mychael Danna)
Lincoln (John Williams)
Skyfall (Thomas Newman)
En İyi Şarkı “Before My Time” (Chasing Ice)
“Suddenly” (Les Misérables)
“Pi’s Lullaby” (Life of Pi)
“Skyfall” (Skyfall)
“Everybody Needs a Best Friend” (Ted)
En İyi Ses Kurgusu Argo
Django Unchained
Life of Pi
Skyfall
Zero Dark Thirty
En İyi Ses Miksajı Argo
Les Misérables
Lide of Pi
Lincoln
Skyfall
En İyi Görsel Efekt The Hobbit: An Unexpected Journey
Life of Pi
Marvel’s The Avengers
Prometheus
En İyi Sanat Yönetimi Anna Karenina
The Hobbit: An Unexpected Journey
Les Misérables
Life of Pi
Lincoln
En İyi Makyaj The Hobbit: An Unexpected Journey
Hitchcock
Les Misérables
En İyi Kostüm Anna Karenina
Les Misérables
Lincoln
Mirror Mirror
Snow White and the Huntsman
En İyi Kısa Film Asad
Buzkashi
Curfew
Dood van een Schaduw
Henry
En İyi Kısa Film (Animasyon) Adam and Dog
Fresh Guacamole
Head Over Heels
Paperman
The Simpsons: The Longest Daycare