Ana Sayfa Blog Sayfa 4258

BBC: Kurumumuz ve çalışanlarının hedef alınması kabul edilemez

BBC Küresel Haber Dairesi Başkanı Peter Horrocks, Türkiye’de BBC’yi ve çalışanlarını hedef alan kampanyayla ilgili şu açıklamayı yaptı:

”BBC, Türkiye’de yetkililerce sürdürülmekte olan ve BBC’nin güvenilirliğine darbe vurmayı, muhabirlerini de sindirmeyi amaçlayan kampanya nedeniyle büyük kaygı duymaktadır.

Türkiye’deki protestoları izleyen muhabirlerimizden biri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kendisine, doğrudan adını anarak sosyal medyada saldırmasının ardından çok sayıda tehdit mesajına hedef olmuştur.

BBC ve bünyesindeki bütün gazeteciler tarafsız ve bağımsız gazetecilik ilkesine bağlıdır.

BBC muhabirlerinin bu şekilde doğrudan hedef alınması kabul edilemez.

BBC’nin yayınları konusunda kurumsallaşmış yorum ve şikâyet mekanizmaları vardır.

Türkiye’deki yetkililere bu mekanizmaları kullanmaları çağrısında bulunuyoruz.”

 

 

Sırrı Süreyya’ya İmralı için 2. veto

BDP heyetinin İstanbul’da olduğu ve İmralı Adası’na bugün gitmelerinin beklendiği öğrenildi.

BDP heyetinin bugün İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşmesi bekleniyor. Gezi Parkı direnişinde yaşananlar nedeniyle ismi İmralı’ya gidecek 6. heyetten çıkartılan BDP’li Sırrı Süreyya Önder’in bugün de adaya gitmeyecek olması dikkat çekti.

Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre, Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuran ve dün İmralı Adası’na gitmeleri beklenen BDP heyetinin İstanbul’da olduğu ve İmralı Adası’na bugün gitmelerinin beklendiği öğrenildi.

En son 7 Haziran’da Öcalan ile görüşen ve dün İmralı’ya gitmeleri beklenen BDP heyetinin İstanbul’da olduğu ve İmralı Adası’na bugün gitmelerinin beklendiği öğrenildi.

İmralı Adası’na gitmesi beklenen heyetin BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’tan oluştuğu öğrenildi.

Abdullah Öcalan, 6. heyette Sırrı Süreyya Önder’in yer almamasını eleştirerek, “Benim belirlediğim heyete müdahale laubalilik. Bir daha heyete müdahale edilirse süreci gözden geçiririm” demişti.

Öcalan’ın sözlerini aktaran Önder şunları söylemişti:

“Bunu ben belirlerim, ben çerçevelerim tavrı doğru bir tavır değil. Barışa dönük bir faydası da yok. Benim üzerimden geliştirdiği tasarrufla kalkıp ‘Süreç kötü, süreç zarar görüyor’ şeklinde konuşmam da mümkün değil. Biz hiçbir zaman isimleri tartışma konusu yapmadık. BDP’nin sadece milletvekilleri değil her kademesindeki yoldaşımız bu görüşmeleri yapacak kadar yetkin, düzgün, kararlı bir şekilde yürütebilir. Biz isim üzerinden bir tartışmayı başından beri doğru bulmadık. Ancak Sayın Öcalan benim belirlediğim heyete müdahale laubalilik diye bir değerlendirme yaptı. Bir daha heyete müdahale edilirse süreci gözden geçiririm diye değerlendirme yaptı. Bakalım ne diyecekler.”

(t24)

Akşam’da TMSF ‘düzenlemesi’: İsmail Küçükkaya gitti, Mehmet Ocaktan geldi

TMSF’nin el koyduğu Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğine Mehmet Ocaktan getirildi, İsmail Küçükkaya istifa etti. Ayrıca Gezi eylemlerine destek veren üç kadın yazar da gönderildi.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun ( TMSF ), Mayıs ayında “Çukurova Grubu’nun 455 milyon dolarlık borcunu ödeme imkanı olmadığı” gerekçesiyle Akşam gazetesi, Show TV ve Sky Türk 630 da dahil olmak üzere grubun pek çok medya şirketine el koyduktan sonra Star Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü olan Mehmet Ocaktan’ı Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak atadı.

TMSF’nin el koyduğu Akşam gazetesinde ilk büyük değişiklik yapıldı. Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya yerine, Star gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Mehmet Ocaktan getirildi.

Medyatava’nın haberine göre, Çukurova Medya Şirketleri Grup Başkanı Cengiz Özdemir, Cuma günü İsmail Küçükkaya ile bir konuşma yaptı. “TMSF’ye danışman ol. Skytürk360’ta program yap; Akşam’da yazmaya devam et. Serdar Çaloğlu modelini uygulayalım (Show TV). Satış süresince bize danışmanlık yap” teklifini sundu.

Küçükkaya, bu teklifi kabul etmedi. Özdemir, Pazartesi’ye kadar süre tanıdı. Ve bu sabah İsmail Küçükkaya, net kararını bir kez daha açıkladı ve Akşam’la yollarını ayırdı.

Akşam gazetesi ayrıca Tuğçe Tatari, Nilay Örnek ve Sevim Gözay olmak üzere Gezi eylemlerine destek veren yazarlarla da yollarını ayırdı. İsmail Küçükkaya’nın görevden alınması bir değişiklik ancak 3 kadın yazarın gönderilmesinin perde arkasında Gezi eylemleri sürecindeki tutumları olduğu iddia edildi.

Bu da yandaş Behzat!

Behzat Gerçeker, 17. Akdeniz Oyunları’nın açılış töreninde eline ve bileğine çizdiği amblemlerle Gezi Parkı protestolarına destek veren Berkay Özideş’in ayrılığının ardından konuştu.

17. Akdeniz Oyunları ’nın açılış töreninde sahne alan Enbe Orkestrası solistlerinden Berkay Özideş’in eline ve bileğine çizdiği amblemlerle Gezi Parkı protestolarına destek vermesinin Behzat Gerçeker’i kızdırdığı iddia edilmiş ve ardından Özideş orkestradan ayrıldığını açıklamıştı. Konuyla ilgili olarak Gerçeker, önceki akşam Kıbrıs’ta açılış töreni için aylarca hazırlık yaptıklarını ve orkestra olarak tüm ekip arkadaşlarının özveri ile çalıştıklarını belirtti. Berkay Özideş’in bireysel hareket ederek müziğin ve orkestranın ruhuna, kültürüne aykırı hareket ettiğini söyleyen Behzat Gerçeker, eşiyle birlikte Gezi Parkı’nı ziyaret ettiğini belirtirken sahnede gerçekleştirilen eylemin “Yeri değildi” açıklamasında bulundu.

Gezi için direndik, şimdi sıra Gezegen’de: Global Power Shift

350.org un öncülüğünde yeni bir iklim hareketi başlatılıyor: Global Power Shift. Yani Küresel Eksen Değişimi.

Bu hafta dünyanın hemen her ülkesinden 500 iklim aktivisti İTÜ ayazağada bir hafta boyunca beraber bu yeni hareketi kurgulayacak.

Gezi Direnişinin ilk ayının tamamlanacağı bu haftayı büyük bir iklim mitingiyle sonlandıracağız.

29 HAZİRAN CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 15:00’TE KADIKÖY NAUTİLUS’TA BULUŞUP İSKELEYE YÜRÜYORUZ.

Gezi’ye sahip çıkıyorduk, şimdi de Gezegen’e sahip çıkıyoruz.

Eylemin facebook sayfası için: facebook.com/IklimIcinHareketeGec

Haber: Gizem Kastamonulu

(Yeşil Gazete / Türkiye)

 

Savcı ısrarlı: Çarşı grubu üyeleri tutuklansın

Savcı, Gezi olayları kapsamında gözaltına alınan Çarşı grubundan 3 kişinin mahkemece serbest bırakılmasına itiraz etti.

Der Spiegel’den Türkçe manşet

Almanya’nın saygın haftalık dergilerinden Der Spiegel, ilk kez kapak konusunu hem Türkçe hem de Almanca sunuyor. Pazartesi sayısının kapağında ‘Beugt euch nicht / Boyun eğme’ başlığı yer alıyor.

Der Spiegel’in yeni sayısının kapak konusu hem Türkçe hem de Almanca olarak okuyuculara sunulacak. Derginin kapak konusu ise Türkiye’deki son protesto gösterileri.

Der Spiegel’in genel yayın yönetmen yardımcısı Klaus Brinkbäumer, yayınladığı basın bildirisinde, “Tabii ki Almanya’da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türk’ün Almanca bilgisinin eksik olduğuna inanmıyoruz. Biz sadece Türkiye’deki olayların Alman, Türk, Avrupalı herkesi ilgilendirdiği sinyalini vermek istiyoruz“ dedi.

“Erdoğan hükümetinin bir Avrupa ülkesi, Almanlar için bir tatil ülkesi ve bir AB aday ülkesinde protestoculara karşı tutumunun rahatsız edici olduğunu“ söyleyen Brinkbäumer, “Türkiye Avrupa Birliği Bakanı’nın Angela Merkel’e yönelik geçen haftaki tehditleri de bir o kadar rahatsız ediciydi. Türk ve Türk kökenli okuyucularımızın kapak konusunu hâkim oldukları bir dilde, hem Türkçe hem de Almanya okuyabilecek olmalarından dolayı memnunuz“ şeklinde konuştu.

Klaus Brinkbäumer, makalenin yazarları hakkında da bilgi verdi. Yazarlardan biri Hamburg doğumlu ve İstanbul’da da üç yıl gazetecilik yapmış olan dergi editörü Özlem Gezer. Diğeri ise 1998 yılında Türkiye’ye ilk giden Der Spiegel editörü olarak tanıtılan Bernhard Zand. Şu anda Der Spiegel Pekin bürosu şefi olan Zand’ın, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile yıllar önceki tahliyesinden sonra röportaj yapan ilk yabancı gazetecilerden biri olduğu ve sonraki yıllarda da çok sayıda röportaj yaptığı belirtildi.

Dergi bu kez Türkiye’de de normalin üzerinde bir baskıyla satışa sunulacak. Basın açıklamasında ayrıca pazar günü Almanya saatiyle 20:00’den sonra internet üzerinden de ulaşılabileceği bildirildi.

(DW)

Kadıköy’de ‘Alevi Mitingi’

Kadıköy’de düzenlenen “Sivas Katliamı 20. Yılı Anma” mitinginde konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, “Katliamın görüldüğü dava zaman aşımına uğradı. Bu tarihe sahip çıkmak zorundayız” dedi.

Çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleşen mitingte, Sivas Katliamı’nda ve Gezi Parkı eylemlerinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşu sırasında Sivas Katliamı’nda ölenlerin isimleri anons edildi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, alana kurulan sahnede yaptığı konuşmada tarihi bir an yaşandığını belirterek, İstanbul’a yapılacak 3. Köprünün isminin Yavuz Sultan Selim olmasını kabul etmediklerini belirtti. Köprü ile meydana gelen ağaç, doğa katliamını unutup köprünün ismiyle uğraştıklarını ifade eden Bülbül, durumun siyasal İslam politikası olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yapılacak başka büyük projelere Pir Sultan Abdal ve Hacı Bektaş-ı Veli isimlerinin verilebilineceğini söylediğini hatırlatan Bülbül, bunu kabul etmeyeceklerini belirtti. Bülbül, Cumhurbaşkanı Gül’den talepleri olduğunu belirterek “Sivas’taki üniversitenin adını Pir Sultan Abdal üniversitesi yap, Hacı Bektaş ve Dua Bilimleri Üniversitesi kur, Tunceli ismi bir askeri operasyon ismidir, Dersim yap. Dersim’deki üniversitenin adını Seyit Rıza Üniversitesi yap” diye konuştu. Tüm muhalefete bir araya gelin çağrısında da bulunan Bülbül, Sivas katliamının görüldüğü davanın zaman aşımına uğramasıyla ilgili de “Bu tarihe sahip çıkmak zorundayız” dedi.

Öte yandan Taksim Dayanışması adına konuşmasını yapmak için sahneye çıkan Dr. Osman Öztürk de, Gezi Parkı ile ilgili taleplerinin devam ettiğini belirtti. Meydandaki kalabalık tarafından da “Hükümet istifa”, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganlarıyla Gezi Parkı’na destek verildi.

Sanatçılar Arif Sağ ve Sabahat Akkiraz’ın da destek verdiği mitingte ikili türküler ve deyişler söyledi. Türkülerinin ardından gündeme ilişkin konuşmalar yapan sanatçı Arif Sağ, “Bu çocuklar bize ders verdi. ‘Sizin 70 senede yapamadığınızı biz bir gecede yaptık’ dediler. Siyasi eğitmen de oldular bizim için. Onlardan resmen ders alıyoruz. Umuyorum ki, bu ülkeyi yönetenler de bir nebze olsun ders alırlar. Ama görülüyor ki, ders almıyorlar. Gezi’dekiler ve Taksim’dekileri farklı kefeye koyuyor. Alışmış ‘onlar’ ve ‘bunlar’ şeklinde konuşmaya. Bu gençlerin peşinden gideceğiz, onları buradan alkışlıyorum. Yolları açık olsun” diye konuştu. Sabahat Akkiraz ise, Aleviler için yalanlar söylendiğini belirterek, “Başbakan, ‘Alevi kardeşlerimiz’ diyor. Nasıl kardeşsek? Bizim davamız, yolumuz, direncimiz var. Yakına bak, Sivas’a bak Kerbela’ya bak, Gezi’ye bak. Her yer Taksim her yer direniş” dedi. Yaklaşık 2 saat süren miting, olaysız bir şekilde sona erdi. Mitingin sona ermesinin ardından vatandaşlar, alanda biriken çöpleri toplayarak, alanı temizleyince belediyenin temizlik araçlarına yapacak temizlik kalmadı.

(Ajanslar)

İsrail’den Gazze’ye hava operasyonu

0

Gazze Şeridi’nden İsrail’in güneyini hedef alan roketler fırlatılması ardından, İsrail savaş uçakları bölgeye hava saldırıları düzenledi.

Gazze’nin kuzeyinden İsrail’i hedef alan en az altı roket fırlatıldığı, ancak herhangi bir hasara ya da yaralanma ve can kaybına neden olmadığı belirtildi.

Roket saldırılarından kısa süre sonra İsrail savaş uçakları da Gazze Şeridi’nde belirledikleri hedeflere hava saldırıları düzenledi.

Bir süredir herhangi bir saldırının yaşanmadığı bölgede bu yeni gerginliğe, Cumartesi akşamı bir İslamî Cihad liderinin Hamas’a bağlı polisler tarafından öldürülmesinin yol açmış olabileceği belirtiliyor.

Raid Kasım Cundeyi adlı İslamî Cihad komutanının, ailesi ve polis arasında çıkan çatışmada öldürüldüğü, Cundeyi’nin İslamî Cihad’ın silahlı kanadı El Kuds Tugayları’nın üyesi olduğu belirtiliyor.

İsrail’e dün gece düzenlenen roket saldırılarının arkasında da İslamî Cihad örgütünün olduğu tahmin ediliyor.

Gazze’den fırlatılan roketlerin ardından İsrail’in güney bölgelerinde sirenlerin çaldığı belirtilirken, İsrail basını, iki roketin Aşkelon kentinde, Demir Kubbe savunma sistemi tarafından imha edildiğini duyurdu.

Roket saldırılarının ardından İsrail savaş uçakları Pazartesi sabahı erken saatlerde Hamas ve İslamî Cihad’a ait hedeflere operasyonlar düzenledi.

Gazze Şeridi’nde İslamî Cihad’a ait bir eğitim tesisi ve Hamas yönetimine ait hükümet binalarının hedef alındığı saldırıların ardından İsrail ordu sözcüsü, savaş uçaklarının hedefinde silah depolarının ve roket fırlatma rampalarının bulunduğunu açıkladı.

(BBC)

Trans Onur Yürüyüşü gerçekleşti

Trans Onur Yürüyüşü binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Transların özgürlüğünün tüm toplumu özgürleştireceğinin belirtildiği basın açıklamasında ““Yaşasın Gezi Kardeşliği, Yaşasın Parkların Kardeşliği!” denildi.

21. LGBT Onur Haftası on binlerin katılımıyla Taksim Meydanından Tünel`e yapılan Trans Onur Yürüyüşü ile yürüyüşle başladı.

Saat 17 sularında git gide kalabalıklaşan topluluk dağıtılan gökkuşağı bayrakları ve dövizlerle büyük bir gökkuşağı bayrağının çevresinde toplandı. Bayrağı sallarken bir yandan da direniş sloganları atan topluluk homofobiye ve transfobiye karşı ses çıkarttı.

Yürüyüşe Binnaz Toprak, Sezgin Tanrıkulu, Eren Keskin, Füsun Demirel, Melda Onur, Ayça Damgacı, Derya Karadaş gibi sanat ve siyaset dünyasından isimler de katıldı.

Dağıtılan dövizlerin çoğunun bir yüzü Türkçe ve diğer yüzü Kürtçeydi: “Trans kimlikler hastalık değildir!”, “Trans hakları insan haklarıdır!”, “Trans cinayetleri politiktir!”, “Ekmek, adalet, özgürlük.”.

Avukat Eren Keskin’in yaptığı “Türkiye’deki yerleşik heteroseksüel erkek egemen düzenini homoseksüeller, translar, feministler, vicdani retçiler yıkacaklar” açıklamasıyla başlayan yürüyüş, sloganlar ve danslarla tünele kadar aynı kalabalıkta devam etti.

Kalabalık İstiklal Caddesindeki bazı dükkanların önünde durdu. 2011 yılında trans bir kadını giyinme kabininden çıkarmaya çalışan Mango mağazasının ve Demirören’in önünde dururken “Bu gördüğünüz şirket hem kapitalisttir, hem trans hem de çapulcu düşmanıdır” diye açıklama yapıldıktan sonra sloganlarla yürüyüşe devam edildi:

“Transfobik Mango”, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Diren Taksim eşcinseller seninle”, “Okulda, işte, direnişte, eşcinseller her yerde”, “İnsanca yaşam bizim de hakkımız”,”Transfobik devlet istemiyoruz”, “Sevişe sevişe kazanacağız”.

Yürüyüşte, öldürülen translar da unutulmadı: “Öldürülenler burada, katilleri nerede?” diye soruldu.

Gezi direnişine destek için Mado’nun önünde duran kalabalık “Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiç birimiz!” sloganlı atıp işletmeyi yuhaladılar. Starbucks Cafe’nin önünde de “Batsın, batsın, kahven batsın!” sloganı atılırken, İstanbul Barosunun önünden geçerken gözaltına alınan avukatlar için slogan atıp baroya yardımlarından dolayı teşekkür edildi.

Aktivist Beren’in yaptığı 4. Trans Onur Yürüyüşü LGBT örgütlerinin ortak basın açıklaması sık sık alkışlarla kesildi:

“Merhaba sevgili dostlar,

“Direniş kardeşlerimiz, devrim kardeşlerimiz merhaba!

“Bugün her sene olduğu gibi zulme ve baskıya karşı tek ses çok renk olmak için buradayız bir aradayız. Yalnızca bir sene içinde 18 trans birey nefret cinayetlerine kurban gittiği için buradayız. Başta Meis sitesi ve Bayram sokak olmak üzere trans kadınların evleri mühürlendiği ve çalışma barınma gibi en temel hakları gasp edildiği için buradayız. Eşcinsel ve transseksüeller aileleri tarafından kaçırılıp kaybedildiği için buradayız. Trans kadınlar zorunlu seks işçiliğinin cenderesine iten transseksüel düşmanlığına karşı buradayız…

“İktidar sahipleri efendiler!

“Mahalle baskısı, ırkçılık, cinsiyetçilik gibi her türden ayrımcı, faşizan ideolojiyle yoğurduğunuz toplum Gezi Direnişiyle bu kirli oyununuzu bozdu. Bir ay boyunca dünyaya kardeşliğin ve dayanışmanın en güzel örneklerini verdi… Polisiniz, sivil polisler aracılığıyla kurduğunuz mahalle baskınız ve nefreti kışkırtan kirli medyanız hayatımızdan çıktığı andan itibaren eşitlikçi ve özgür bir toplumu hemen orada bulunduğumuz yerde kurabildiğimizi gördük. Üzgünüz özgürlüğün tadını aldık. Umudumuzdan vazgeçmiyoruz.

“Zalimlerden insaf, adalet beklemek gibi bir safdillik içinde değiliz. Esas olarak halkımıza seslenmek istiyoruz. Halk olarak kanla zulümle katliamla özdeşleşmiş kaderimizi; parkları sokakları meydanları birer halk meclisine dönüştürerek tersine çevirdik… Despotluk ve zulümle felç olmuş Ortadoğu’da umudu gerçek kıldık. Ve kardeşleştik…

“Çok zor kavuştuk çok zor barıştık ve artık birbirimizi bırakmayalım… Yüzümüzü birbirimize dönelim ve artık gerçekten birbirimize kulak vermeye başlayalım. Gezi kardeşliği hepimize çok büyük kazandırdı ve kardeşleşerek devam edersek çok daha büyük kazanacağız.

“Kısacası bu şanlı direniş, bu bir aylık tatlı kaos bizlere başından beri doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Dün olduğu gibi bugün de direnmeyi umudu taşırmaya devam edeceğiz. Adliye karakol kapılarını her gün her gün her gün zorlayacağız!

“Cinselliğin siyahları olan bizler; dünyanın tüm siyahları ile birlikte kolkola sokaklarda özgürlük şarkıları söyleyeceğimiz günleri hep beraber yaratacağız!
İnanın translar özgür olsa dünya yerinden oynar.

“Transların Özgürlüğü Tüm Toplumu Özgürleştirecektir!

“Yaşasın Gezi Kardeşliği, Yaşasın Parkların Kardeşliği!”

Destek veren örgütlerin isimleri sayıldıktan sonra haftaya Pazar günü yapılacak olan LGBT Onur Yürüyüşüne katılım çağrısı yapıldı. Eyleme katılanlar daha sonra Tünel Meydanı ve çevresinde çalgılarla halay çekip dans ettiler.

(Bianet)