Ana Sayfa Blog Sayfa 4151

Türkiye’den kısa kısa – 30 Eylül Pazartesi

İstanbul Gülsuyu’nda eylem

İstanbul Maltepe Gülsuyu’nun uyuşturucu çetelerine bırakılmasına karşı mücadele ederken açılan ateş sonucunda Hasan Ferit Gedik yaşamını yitirdi, ikisi ağır dört kişi de yaralandı. Dün akşam saatlerinde mahallelerinin uyuşturucu çetelerine bırakılmasını protesto eden gruba açıklan ateş sonucu Hasan Ferit Gedik (21), Gökhan Aktaş (25), Abdullah Kıyak, Yalçın İleri ve Semiha Ateş yaralandı. Kartal Eğitim Araştırma Hastanesine kaldırılan Gedik tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Bu sırada hastanın odasına giren ve polis oldukları iddia edilen kişiler ve hastanede bulunanlar arasında gerginlik yaşandı. Gece geç saatlere kadar süren olaylarda Gülsuyu Mahallesi, Anıt Meydanı ve Mesut Caddesi üzerinde sokağa çıkan grup, ‘Çetelere izin vermeyeceğiz, hesap soracağız’ yazılı pankart açıp sloganlar attı.

THY’de grev ve polis müdahalesi devam ediyor

THY yönetimi ile iş sözleşmelerinde uzlaşamayarak greve başlayan Hava-İş Sendikası üyelerine destek olmak amacıyla “THY Greviyle Dayanışma Komitesi” üyeleri Atatürk Havalimanı’nda THY Genel Müdürlüğü önündeki grev alanına yürümek isteyince polis müdahalede bulundu. Metro istasyonu dışına çıkmayan eylemcileri polis kalkanlarıyla grubun dışarıya çıkması için yapılan müdahalede göz yaşartıcı sprey kullandı.

Biz biber gazı üretmesini de iyi biliriz

Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) yaptığı çağrılarda Türkiye’ye biber gazı satılmasını yasaklanmasını talep etmesi üzerine Emniyet yerli biber gazını üretmek için harekete geçti. TÜBİTAK’tan biber gazının Türkiye’de üretilebileceğine dair olumlu rapor alan Emniyet’in ilgili firmalarla görüşmeye başlayacağı açıklandı. Gezi eylemleri esnasında iki yıllık biber gazı stoklarını iki ayda harcayan Emniyet’in bu girişimi ülkemize ihtiyacı olduğu ekonomik ivmeyi kazandıracağı gibi uzun süredir unuttuğumuz yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı mottosunu bifiil tüm Türkiye soluyacak.

Kışlıklar Kazova’dan

İşgal ettikleri fabrikalarında tekrar üretime başlayan Kazovalı işçiler direniş emeği göz nuru ürünlerini 28 Eylül Cumartesi yaptıkları bir defileyle tanıttı. Cemiyet hayatının ünlü simalarından kimsenin gelmediği defileye halk geldi ve yeterliydi. Bu başlangıcın devam etmesi için Kazova işçilerinin kazaklarından satın alabilir, fabrikalarını ziyaret edebilir, direnişlerini duyurabilirsiniz.

“Devlet insan hayvan ayırt etmez, katleder”

28 Eylül Cumartesi günü Gezi direnişi sırasında polis saldırılarında ölen ve yaralanan hayvanlar için Galatasaray Lisesi önünden Taksim Meydan’a yürüyen ve Gezi Parkı merdivenlerinde basın açıklaması yapmak isteyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyelerine ve basın açıklamasına katılanlara polis müdahale etti. Polis saldırısında 13 kişi gözaltına alındı. Cumartesi günü eylem öncesinde Gezi parkı yine kapatıldı.

En sonunda Entler de ayaklandı!

Kuzey Ormanları Savunmasu grubu İstiklal caddesinde ağaç kılığına girerek 3. Köprü ve 3. havalimanı ile İstanbul’un kalan son ormanlarının da yok edilmesine karşı eylem yaptı.

“İstanbul’un Kuzey ormanları yapılaşmaya açılıyor. Emlak rantı için medeniyet adı altında doğa tahrip ediliyor.Köprüye ihtiyaç var deniyor, yalan. Trafiği çözecek deniyor, yalan. Havalimanı için kapasite yetmiyor deniyor, yalan. Tek dert var: rant ve talan” diyen grup henüz asfalt ve beton dökülmemişken hala çok geç olmadığını, ormanların kendilerini yenileyebilmelerinin mümkün olduğunu ve hala kurtarmak için bir şansımız olduğunu söyledi.

Burhan Kuzu’dan Ekolojik Anayasa’ya destek mi?

İstanbul’da Esenler Belediyesi tarafından kentsel dönüşüm kapsamında yıkılıp belediye tarafından yaptırılan bir ilkokulu’nun hizmete açılışı sırasında öğrencilere geri dönüşümden elde edilen defterlerin verilmesi üzerine, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “ekolojik denge bozulduğu zaman anayasanın bir anlamı kalmıyor, hiçbir şeyin bir anlamı kalmıyor” dedi.

“Asıl olan dünyadaki ekolojik dengedir. Denge bozulduğu zaman anayasanın bir anlamı kalmıyor, hiçbir şeyin anlamı kalmıyor. Bunu meslek hayatımın 30. yılında yazmış solduğum kitapla fark edebildim. Hakikaten dünyanın rotası çıkmış. Oradaki dengeyi bozduğun an, çevre çok acımasız, verdiğini geri alır” diye konuştu.

Burhan Kuzu’nun bu sürpriz sözlerinin Ekolojik Anayasa Girişiminin çalışmalarına destek mahiyetinde olup olmadığı anlaşılamadı.

 

Yeşil Gazete

Altın fırsat: Yunanistan’da faşistlerin tasfiyesi kime yarar? – Vangelis Kechriotis

Meşhur film Casablanca, yönetmen Michael Curtiz tarafından 1942’de yani 2. Dünya Savaşı sırasında çekildi. Filmin en klasik diyaloglarından biri, başkarakter Rick ve Fransız polis komiseri arasında geçiyor.

Rick soruyor: Dükkânımı nasıl kapatacaksın? Neye dayanarak? Captain Renault’nun cevabı: “Şok içindeyim, bu dükkânda kumar oynandığını fark etmenin şoku içinde.” Bu arada, bir krupiye Renault’nun ellerine bir sürü para bırakıyor. O alçak sesle teşekkür ediyor. Sonra bağırıyor: “Hemen herkes dışarı.”

Bugün Yunanistan ’da adli bir deprem yaşandı. Altın Şafak’ın lideri ve birçok milletvekili gözaltına alındı. Bu süreç aslında iki hafta önce rap şarkıcısı ve SYRIZA üyesi Pavlos Fyssas’la başladı. Herkesin sorduğu soru aynı. Niye bir senedir, bu partinin kriminal faaliyetleri tolere edildi, niye 31 dosya varken bakanın çekmecesinde, bir operasyon düzenlenmedi, niye sorumlu bakan Dendias, Altın Şafak sempatizanı polisler tarafından gözaltına alınan solcu eylemcilere karşı uygulanan şiddetten bahseden yabancı gazeteyi yalanladı, ki şimdi aynı bakan 8 yüksek rütbeli polis memurunu uzaklaştırma emri verdi?

Üç ihtimal var. Birincisi, iyi niyetli bakarsak, hükümetin bu durumdan, farkında olmakla beraber aynı zamanda rahatsız olduğunu, ama dikkatli davrandığını, toplumda infial yaratmak istemediğini, kanıt topladığını ve artık atağa geçtiğini kabul edebiliriz. Öyle ise, faşist partiden bir grup çok ciddi bir hata yaptı, hükümet de bunu altın bir fırsat olarak değerlendirip düğmeye bastı. İkinci ihtimal, biraz şüpheli davranırsak, bir seneden fazla, yani genel seçimden bu yana, hükümetin muhalefet partisi SYRIZA’nın artan toplumsal etkisine ve göçmenlere karşı Altın Şafak faaliyetlerinden aslında pek rahatsız olmadığını, aksine hiç suya sabuna dokunmadan, her ikisine karşı onu sokakta ve medyada güçlü bir silah olarak kullandığını ve hatta bir sonraki genel seçimlerde muhtemel bir sol başarısına karşı faşistlerle işbirliği yapabileceğini düşündüğünü iddia edebiliriz. Üçüncü ihtimalse biraz farklı, yani hükümetin Altın Şafak’ın faaliyetlerinden faydalandıktan sonra, usta bir hamleyle onu tasfiye etmeyi hedeflediği sonucuna varabiliriz. Bu kesinlikle bir komplo teorisine benziyor ve kanıtlanması imkânsız. Fakat gelin görün ki Pavlos Fyssas’ın öldürülmesinin hemen akabinde yapılan anketlerde Altın Şafak’a destek 2,5 puan düştü. Yani bu olay bir şok yarattı. Sağ hükümet için altın fırsat buydu. Faşistlerin tasfiyesiyle hem geleneksel olarak sağa oy verenlere müthiş bir ‘Devlet ve nizam yerinde, korkmayın’ mesajı veriyor. Aynı zamanda suikastın solda yarattığı infiali, ‘Faşistlere karşı sonunda hükümet harekete geçti’ mesajıyla azaltmayı başarıyor. Bununla beraber Altın Şafak’a oy verenleri, ki çoğu muhafazakâr ve öfkeli insanlar, ‘Onlar teröristtir’ argümanıyla tereddüde düşürüyor. Son olarak,  Avrupa Birliği liderliğini devralmaya hazırlanan Yunanistan, Brüksel’e istikrar ve demokrasi sinyalleri veriyor. Bir taşla dört kuş yani. Dolayısıyla, ne kadar adli görünürse de bu sürecin siyasi olduğundan kuşkumuzun olmaması lazım. Kaldı ki Altın Şafak lideri hükümeti bütün milletvekillerinin istifa edeceği ve genel seçim koşullarının yaratılacağı iddiasıyla tehdit ediyordu son günlerde. Halbuki, gözümüzden kaçmaması gereken bir husus daha var. Yunanistan’da 1974’ten, yani demokrasi sabitlendikten sonra, ilk defa dokunulmazlık ilkesine aykırı olarak, bir partinin milletvekilleri hapse atılıyor. Bu siyasi bir karar da olduğundan, yarın öbür gün, başka bir partiye karşı başka bir formülle kullanılabilir. Aman, faşistler hapse atılmasın demiyorum. Fakat yasaların ne kadar güçlü olduğunu hissedince, onları uygulayan savcılar hem siyasi hem adli bir operasyonun siyasi kriterlerini istedikleri şekilde değiştirebilirler.

Daha da önemlisi, bundan sonra ne olacak? Altın Şafak tasfiye edilse bile, faşist hareketin yükselişini yaratan koşullar ortadan kalkmıyor. Yoksul ve çaresiz insanların, ne kadar geçici olarak korkudan ve şaşkınlıktan bir kenara sıkışsalar da, öfke ve intikam duyguları bitmiyor, çoğu anti-komünist bir ideolojiye sahip oldukları için, sola geçmeleri imkânsız gözüküyor. Yarın, benzer bir anti-demokratik yapı onları cezbedebilir. Peki, bütün bunlar ortadayken, ne diyeceğiz ‘aşırı uç teorisi’ni savunanlara? Hatırlarsınız, geçen sene özellikle seçimlerden önce ama ara sıra sonra da, Yunanistan’da SKAI, MEGA gibi ana TV kanalları ve Kathimerini, Ta Nea gibi en iyi satan gazeteler SYRIZA’ya karşı resmen halkı terörize etmeyi hedefleyen bir kampanya yürütmüştü. Şimdi, inanılması zor bir şekilde hepsi anti-faşist mücadelenin öncüleri oldu. Fakat bilindiği gibi siyasette en başarılı stratejilerden biri rakibinin argümanlarını çalıp, ehlileştirip kendi söylemine entegre etmektir. Yunanistan’da ise şu anda benzer bir durum söz konusu. Anti-faşist hareket büyük bir başarı ele etmiş gözükse de, sol ve halkın mücadelesinin uzak vadede faydası olmayacak gibi görünüyor. Bu kavga aşırı sağ ile ılımlı sağ arasında. Bu ülkede çok iyi bildiğimiz gibi ılımlı muhafazakâr bir siyaset kazanırsa yıllarca iktidarda kalır ve kolay kolay kurtulamazsın.

Vangelis Kechriotis – Radikal

Avusturya’da SPÖ birinci parti

0

Avusturya’da yapılan genel seçimlerde kesin olmayan sonuçlara göre, Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) oyların yüzde 27,1’ini alarak sandıktan birinci çıktı.

İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner, ülke genelindeki oyların sayımının ardından yaptığı açıklamada, seçime katılım oranının yüzde 65,9 olduğunu belirtti.

Leitner, kesin olmayan sonuçlara göre, SPÖ’nün yüzde 27,1, Halk Partisi’nin (ÖVP) yüzde 23,8, Özgürlükçüler Partisi’nin (FPÖ) yüzde 21,4, Yeşiller Partisi’nin yüzde 11,5, Team Stronach ekibinin yüzde 5,8 ve NEOS Partisi’nin ise yüzde 4,8 oranında oy aldığını bildirdi.

Leitner, bu sonuçlara mektupla kullanılan oyların dahil olmadığına değinerek, mektupla ve seçmen kartıyla kullanılan oyların perşembe günü sayılarak sonuca ekleneceğini kaydetti.

Sandıktan tek başına iktidara gelecek parti çıkmadığı için SPÖ ile ÖVP arasındaki koalisyon hükümetinin görevine devam etmesi bekleniyor.

Bu arada, aşırı sağ eğilimli FPÖ, yüzde 21,4’lük oy oranı ile “hükümet ortağı olmaya hazır olduğunu” açıkladı.

Ancak 2005 yılında ÖVP’nin FPÖ ile kurduğu koalisyon hükümeti nedeniyle ülkenin Avrupa Birliği tarafından iki yıl süreyle siyasi karantinaya alınmasını unutmayan siyasi partiler, FPÖ ile hükümet kurmaya yanaşmıyor.

Seçim öncesi gerek SPÖ gerekse ÖVP, aşırı sağ eğilimli ve her fırsatta yabancı karşıtlığını gündeme getiren FPÖ’yle ortaklık yapmayacaklarını açıklamıştı.

SPÖ lideri ve Başbakan Werner Faymann, seçim sonuçlarının açıklandığı TV programında, sandıktan birinci çıkan partinin başkanı olarak hükümeti kurmak üzere ÖVP lideriyle görüşeceğini aktardı.

TV muhabirinin ısrarlı sorusu üzerine Faymann, “Seçim öncesi yaptığı açıklamaların geçerli olduğunu” belirterek, bu kapsamda FPÖ ile koalisyon yapmak istemediğini söyledi.

Sandıktan ikinci çıkan ÖVP’nin lideri Michael Spindelegger ise “SPÖ lideri Faymann’ın yapacağı önerilere göre koalisyon hükümetine karar vereceklerini” ifade etti.

[Seçim 2014] MHP belediye başkan adaylarını açıkladı

MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı Mevlüt Karakaya oldu.

Ankara Spor Salonunda düzenlenen toplantıda MHP’nin belediye başkan adaylarından 252’si açıklandı.

Buna göre, MHP’nin bazı büyükşehir ve il belediye başkan adayları şöyle:

-Adana: Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü
-Ankara: MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya
-Antalya: MYK üyesi Kemal Çevik
-Aydın: TBMM Meclis İdare Amiri Ali Uzunırmak
-Balıkesir: İsmail Ok
-Kocaeli: MYK üyesi Saffet Sancaklı
-Mersin: Burhanettin Kocabaş
-Ordu: Cemal Enginyurt
-Manisa: Cengiz Ergün
-Aksaray: Rıfkı Karabatak
-Bartın: Cemal Akın
-Bayburt: İdris Aydın
-Burdur: Nadir Özcan
-Çankırı: Hakkı Yalçın
-Giresun: Orhan Erzurum
-Gümüşhane: Mustafa Canlı
-Isparta: Yusuf Ziya Günaydın
-Kırklareli: Derya Bulut
-Kilis: Hasan Mısırlıgil
-Kütahya: Alim Işık
-Osmaniye: Kadir Kara

SPD büyük koalisyonu tabanına soracak

0

Alman Sosyal Demokrat Parti, seçimin galibi Hrıstiyan Birlik Partileri ile yapılacak muhtemel koalisyon sözleşmesini parti tabanına oylatma kararı aldı. Steinbrück ise partideki görevlerinden çekildi.

Almanya’da 22 Eylül’de yapılan genel seçimlerden sonra hükümet kurma arayışları sürüyor. Seçimin galibi Hrıstiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında büyük koalisyon oluşturulması, üzerinde en çok durulan seçenekler arasında.

Sosyal Demokrat Parti’nin Berlin’deki Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda, federal ve eyalet düzeyindeki parti yöneticilerinin büyük bir çoğunlukla Birlik Partileri ile hükümet kurma konusunda ön görüşmeler yapma kararı aldığı bildirildi.

Toplantıda, Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ile görüşmelerin sonunda yapılacak muhtemel koalisyon sözleşmesinin parti tabanına oylatma kararı alındığı kaydedildi. Oylama durumunda yaklaşık 470 bin SPD üyesi oy kullanacak. Bu uygulama, SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel için riskli bir manevra olarak değerlendiriliyor. Eğer, oylama sonucu “hayır” çıkarsa ve üyeler Birlik Partileri ile koalisyonu reddederse, bunun Gabriel’in otoritesi için bir darbe olacağı ifade ediliyor.

Sigmar Gabriel yaptığı açıklamada, Angela Merkel’in hükümeti kurması gerektiğini belirtti ve Birlik Partileri ile ortak bir hükümet kurma konusunda sonucu açık görüşmeler yapacaklarını dile getirdi.

Hedefin siyasette değişim olduğunu vurgulayan Gabriel, ”Bu tür görüşmeler başarısızlığa uğrarsa erken seçimden de korkmuyoruz” ifadesini kullandı.

Öte yandan, genel seçimlerde SPD’nin başbakan adayı Peer Steinbrück, partideki görevlerinden çekildiğini bildirdi.

(DW)

Wilson Kipsang Berlin Maratonu’nda dünya rekorunu kırdı

0

Dünyanın en hızlı maratonu olarak anılan ve bu yıl 40. kez düzenlenen Berlin Maratonu, erkeklerde Wilson Kipsang’ın dünya rekoruna sahne oldu.

Bugün koşulan Berlin Maratonu’nu 2:03:25’lük derecesiyle kazanan Kenyalı Wilson Kipsang, yeni dünya rekorunun da sahibi oldu.

Kipsang, Patrick Makau’nun 2011 yılında yine Berlin’de koştuğu 2:03:38’lik rekoru 13 saniye geliştirmeyi başardı. İlk beş sırada Kenyalı sporcuların yer aldığı yarışı, Eliud Kipchoge ikinci, Geoffrey Kipsang üçüncü sırada tamamladı. Eliud Kipchoge’nin 2:04:05’lik derecesi de, tarihin en iyi beşinci zamanı olarak kayıtlara geçti.

Erkeklerde tarihin en iyi beş maraton derecesi:
1) 2:03:25 Wilson Kipsang (Kenya) Berlin 28.09.2013
2) 2:03:38 Patrick Makau (Kenya) Berlin 25.09.2011
3) 2:03:42 Wilson Kipsang Kiprotich (Kenya) Frankfurt 30.10.2011
4) 2:03:59 Haile Gebrselassie (Etiyopya) Berlin 28.09.2008
5) 2:04:05 Eliud Kipchoge (Kenya) Berlin 28.09.2013

Kadınlarda da altın madalya Kenya’ya gitti. Florence Kiplagat 02:21:13 ile parkuru ilk sırada tamamlarken, vatandaşı Sharon Cherop ikinci, ev sahibi ülke adına yarışan Irina Mikitenko üçüncü sırada yer aldı.

(Eurosport)

Uyuşturucu çeteleri Gülsuyu’nda can aldı

Gülsuyu Mahallesi’nde çetelerin saldırısında Halk Cephesi’nden Ferit Gedik ve Gökhan Aktaş, başından vuruldu. Gedik hayatını kaybetti.
Maltepe’ye bağlı Gülsuyu Mahallesi’nde daha önce BDP ve ESP üyelerine saldıran çeteler bu kez Halk Cephesi’ni hedef aldı.

Halk Cephesi’nin akşam saatlerinde yaptığı eyleme saldıran çeteler Hasan Ferit Gedik’i öldürdü.

Dün akşam 20.00 sıralarında uyuşturucu çetelerini protesto eden gruba ateş açılması sonucu Hasan Ferit Gedik (21), Gökhan Aktaş (25), Abdullah Kıyak, Yalçın İleri ve Semiha Ateş yaralandı. Başından silahla vurulduğu iddia edilen Hasan Ferit Gedik, Gökhan Aktaş, Semiha Ateş ve Yalçın İleri Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

Gedik, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Hasan Ferit Gedik’in cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Diğer yaralılardan Kıyak, Ferit ve Aktaş’ın da durumlarının ağır olduğu öğrenildi.

Gülsuyu’na şafak operasyonu

Polis, sabah saatlerinde Maltepe’de Gülsuyu Mahallesi’nde şafak operasyonu düzenledi. Operasyonda gözaltına alınanlar olduğu belirtildi.

Polis, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla bu sabah Maltepe’de hava destekli operasyon düzenledi. Çevik kuvvetin de destek verdiği operasyonda çok sayıda adrese eşzamanlı operasyon yapıldı.

Operasyonda gözlaltına alınanlar olduğu bildirildi.

(Turnusol)

Demokrasi paketini muhalif basın göremeyecek!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün saat 11.00’de demokrasi paketini açıklayacağı toplantıya muhalif basın davet edilmedi.

Aralarında Özgür Gündem, Evrensel, BirGün, Aydınlık, Sözcü, Sol, Yeniçağ, Ulusal Kanal, IMC TV, Hayat TV ve Halk TV’nin bulunduğu basın kuruluşlarının davet edilmeme gerekçesi ise yer darlığı…

Başbakan bugün bizi demokratikleştirecek

Kürt sorununda ‘çözüm sürecinin’ parçası olarak gündeme gelen ‘Demokratikleşme Paketi’ saat 11:00’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanıyor.

Yazılı ve görsel basının yayın yönetmenleri ve temsilcilerinin bir kısmının davet edildiği Başbakanlık Yeni Bina’daki basın toplantısı, İngilizce ve Arapçaya simültane çevrilecek.

İçeriği uzun süredir ısrarla kamuoyu ile paylaşılmayan paket, Başbakan Erdoğan tarafından “Birçok kesimi şaşırtacak ve memnun edecek” diye nitelendiriliyor.

Yine Başbakan’ın “Her kesimini ilgilendiren düzenlemelerle Türkiye’yi ağırlıklarından kurtaracak” diye özetlediği paketin, salt çözüm süreciyle ilişkili olmadığını vurgulamak için özellikle 30 Eylül’de açıklandığı belirtiliyor.

Başbakan Erdoğan, 63 maddelik “2023 Siyasi Vizyon Belgesi”ni de kamuoyuna partisinin kongresinde geçen yıl 30 Eylül’de duyurmuştu.