Ana Sayfa Blog Sayfa 3910

İngiltere-Sheffield, Heeley City Farm (Kent Çiftliği) ziyareti izlenimleri 2 – Ceyhan Temürcü

Ankara Doğal Besin, Bilinçli Beslenme (DBB) oluşumu kurucularından Ceyhan Temürcü‘nün Heeley Kent Çiftliği ziyareti gözlemleri ile ilgili yazısını iki parça halinde sizlerle paylaşıyoruz

* * *

 Yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz

* * *

City Farm’ın işleyişi:

 16 ceyhan....

Çalışanların tam sayısını bir türlü öğrenemedik, anlaşılan onlar da tam bilmiyor :). Galiba 5 ile 10 arası tam zamanlı çalışan, 15-20 civarı yarı zamanlı çalışan var. Bunlar prensipte de olsa maaş alanlar. Bir de yönetimden bahçe işlerine kadar da onlarca gönüllü var. Ayrıca sosyal hizmet kapsamında maaşlarını devletin verdiği, çoğu engelli veya dezavantajlı kesimlerden çiftlik çalışanları, stajyerler, kursiyerler…

Gözlemim o ki orada her şey bir kişinin; aynı zamanda baş yönetici olan John Le Corney‘in çevresinde dönüyor. John çiftliğin kuruluşundan beri orada imiş, yani girişimin öncülerinden. Diğer çalışanlar ve gönüllüler gibi o da her tür işi yapıyor: konukların ağırlanması, çiftlik işleri, eğitim, evrak işleri ve en çok da parasal kaynak bulma. Heeley City Farm kısıtlı üyeli bir dernek (“charity”) ve aynı zamanda bir şirket. Başından beri Sheffield Belediyesi’nin (orada belediye denince belediye başkanından çok belediye meclisi anlaşılıyor) desteği olmuş ve bu destek hala sürüyor. Ama oradan gelen para giderek azalıyor. Kafenin geliri ve sebze satışlarından gelen para da bütçenin çok azını karşılayabiliyor. Çeşitli yerel ve ulusal fon kuruluşlarına sürekli proje yazmaları gerekiyor. Bize söyledikleri kadarıyla işlerin en zor yönü bu: Yılda en az 50 farklı kuruluşa proje sunma, projelerin yönetimi ve raporlanması…Bu işler en çok John’un üzerinde. Elinden kağıt-kalem eksik olmuyor. Neyse ki yönetim kurulunda çiftliğe ve John’a gönüllü destek ve danışmanlık sunan değerli insanlar var.

Nasıl bir topluluk?:

11 ceyhan... 

Tanıştıklarımızın hepsi sıcakkanlı, paylaşımcı, yardımsever, çalışkan, kendi içlerinden çok dışarıya ve toplumun ihtiyaçlarına bakan insanlar. John’a “önümüzdeki 5-10 yılda burası nasıl olacak” diye bir soru geldiğinde verdiği cevap: “Biz şuraya ulaşacağız, şöyle olacağız diye bir plan yapmıyoruz. Toplumun ihtiyaçlarını ve insanlardan gelen talepleri dinliyoruz. Bir de kendimizin, ailemizin ihtiyaçlarına ve kapasitemize bakıyor ve kararlarımızı veriyoruz. Her şey bu şekilde kendiliğinden gelişiyor.”

Bakımlı ekolojik bostanlar, kurslar, ziyaretçilerle paylaşımlar, hepsi etkileyici. Ama beni en çok etkileyen, oradaki bir avuç insanın hızla organize olma ve uyumlu çalışma becerileri oldu. Onca işlerinin arasında dört ülkeden on dört kişiyi kusursuz ağırladılar. Baştan sona bütün ihtiyaçlar gözetildi ve karşılandı. Farklı bahçelere ve şehir merkezine yapılan ziyaretlerde bizi çoğunlukla kendi arabalarıyla taşıdılar. Grupların içindeki farklı talepleri hızla ve kolaylıkla karşılayabildiler. Sıkı bir işbirliği, gönülden katılım, iyi iletişim, disiplin ve yıllarca birlikte çalışmanın getirdiği uyum. Topluluk olmanın gücü.

Topluluk bahçeleri:

 8 ceyhan...

Ziyaretimizin asıl konusu topluluk/mahalle bahçeleri idi. Sheffield’da Heeley’in destek olduğu beş topluluk bahçesinden dördünü ziyaret ettik. Norfolk Park Community Garden (yeni başlamış bir mahalle bostanı), Firth Park Community Allotment (çocuklu ailelerin odakta olduğu çok aktif bir mahallle bostanı), Tinsley Community Garden (Alzheimerlılara özel hizmet veren ve farklı etnik kökenden gelen insanların birlikte çalıştığı, yemek pişirdiği, yemek kültürlerini paylaştığı bir mekan) ve Wortley Hall Walled Garden (daha önce söz ettiğim konağın tarihi bahçesi).

Hepsi çok özel yerler olsa da beni en fazla etkileyen Firth Park bostanı oldu. Yükseltilmiş sebze yatakları, ahududu ve frenk üzümü çalıları, küçük seralar, küçük bir eğitim mekanı, yaban hayatı için özel tasarımlar, kurslar… Son bir yıl içinde binlerce aile ziyaret etmiş, yüzlerce kişiye eğitimler verilmiş. Yöneticisi Dot Rodman deneyimli bir çocuk bakımı çalışanı. Dot diyor ki, “30 yıldır çocuk bakımı ile ilgileniyorum, çocuk ve aile sağlığı konusunda burada yaşanan deneyimler kadar güçlü hiçbir şey görmedim.”

İngiltere genelinde bu tür mahalle/topluluk bostanlarından yüzlerce var ve bunların bir de federasyonları var:  https://www.farmgarden.org.uk/

Ekolojik bahçecilik yöntemleri:

 5 ceyhan...

Ziyaret ettiğimiz bahçelerin çoğunda ekolojik yöntemler adına ne varsa uygulanıyor: Ayrılmış veya yükseltilmiş yataklar, malçlama, kompost, yağmur suyu hasadı, kardeş bitkiler, dikey mekan kullanımı… Üretimler tümüyle organik. Organik tarımın temel standartlarını Soil Association belirliyor ve kuralları bizim memlekete göre daha sıkı. Örneğin bizde belirli dozlarda izin verilen kükürt ve bakır bazlı ilaçlara, ancak üreticinin başvurusu üzerine ön inceleme yapıldıktan sonra sertifika kuruluşu tarafından izin verilebiliyor. Bu kullanımlar ürün sertifikasına not olarak düşülüyor ve böylece tüketiciye bildirilmiş oluyor.

Wortley Hall – Walled Garden’da kullanılan bazı yöntemler:

 15 ceyhan...

  • İki çeşit kompost yapılıyor: Birincisinde bostan artıkları, at gübresi ve bira imalathanelerinden alınan şerbetçiotu ve arpa artıkları kullanılıyor. İkincisinde ise sadece çevredeki ağaçların dökülen yaprakları.
  • Fideleri hep kendileri yetiştiriyorlar, bu sayede dışarıdan hastalık gelmiyor.
  • Yabani otlara karşı, ekim dönemine kadar toprağı yapay örtü ile malçlıyorlar
  • Sebze yatakları iplerle ayrılıyor ve böylece ezilmiyor. Ama toprak yılda en az bir kez bir kez sürülüyor. Darren’a “toprağı sürmeden bu işler yapılmaz mı?” diye sordum. “Burada ölçek biraz büyük ama aslında mümkün, tanıdığım bir çiftçi 16 dönüm arazide yükseltilmiş yataklarda, malç ve kompost ile, toprağı kazmadan-sürmeden sebze yetiştiriyor” dedi.
  • Kışın bütün tarlalara örtü bitkisi olarak çavdar ekiliyor. Baharda toprak sürülürken yeşil çavdarlar toprağa karıştırılıyor. Neden arpa değil de çavdar merak ediyorum, sorma fırsatım olmadı. Zira arpanın köklerinde azot tutma özelliği de var.
  • Ürünler birkaç küçük mağazada satılıyor ve Heeley City Farm’ın kafesinde kullanılıyor.
  • Çiş ve kaka için ayrı kompost tuvaletler var.
  • Tarlalara/sebze yataklarına 6 yılda bir sadece kırmızı yonca ekiliyor. Böylece toprak dinleniyor ve azotça zenginleşiyor.
  • Seralar var. Ayrıca salyangoz ve kelebek gibi potansiyel zararlılara karşı ağ tüneller kullanılıyor.
  • Özellikle Heeley City Farm’da ve Walled Garden’da karakafesotundan çokça yararlanılıyor. Her yerde yabani ot olarak büyüyen bu bitkinin yapraklarından sıvı kompost çayı yapıyorlar.
  • Meyve ağaçlarının altı ve çevresi sürülmüyor, doğal bitki örtüsünün gelişmesine izin veriliyor. Meyve ağacı sıtalarının arasında patates yetiştiriliyor

 

Fotoğraflar: Mehmet Gürmen

 Yazının ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz

Birkaç bağlantı:

http://www.heeleyfarm.org.uk/https://www.facebook.com/pages/Heeley-City-Farm/87131309582

http://www.organickitchengarden.co.uk/

https://www.farmgarden.org.uk/

http://www.bugday.org/

41-Ceyhan-Temürcü

 

 

Ceyhan Temürcü

SON DAKİKA – ABD’den IŞİD’e beklenen hava saldırısı

IŞİD'e saldırıABD’den Kuzey Irak’ta ilerleyen Irak Şam İslam Devleti örgütü militanlarına karşı beklenen hava saldırısı başladı.

Pentagon’un açıklamasına göre, 2 adet F18 uçağı, Erbil yakınlarındaki IŞİD2e ait seyyar topçu bataryasına 250’şer kiloluk lazer güdümlü bombalar attı.

Bombalanan bölgeler arasında örgütün dün ele geçirdiği Mahmur’daki mevzileri de var. Kentte, PKK’lılarla IŞİD üyeleri arasında da yer yer çatışmalar yaşanıyor.

Başkan Barack Obama, Perşembe günü hava saldırılarına onay vermiş ancak Amerikan birliklerini yeniden Irak’a göndermeyeceğini açıklamıştı.

ABD, 2003’te müttefikleri ile birlikte işgal ettiği Irak’tan 2011 sonunda çekilmişti.

Irak Şam İslam Devleti Irak ve Suriye’de bir çok bölgeyi denetiminde bulunduruyor.

Haziran’da Kuzey’deki Musul kentini alan örgüt güneye Bağdat’a doğru ilerlemeye başlamıştı.

Radikal Sünni örgüt, hafta başında Irak’ın en büyük Hıristiyan kenti Karakuş’u ele geçirmişti.

Kuzey Irak’taki on binlerce Ezidi ve Hristiyan, örgütün saldırılarından sonra evlerini terk etmişti.

IŞİD, Hıristiyanların 2 bin yıldır yaşadığı bölgeyi yağmalamakla ve Ezidilere karşı soykırım uygulamakla da suçlanıyor.

Obama, Irak Hükümeti’nin daha önce Washington’dan yardım istediğini hatırlatarak “Ezidi ve Hıristiyanlara karşı bir soykırımı önlemek için sorumlu ve dikkatli hareket edeceklerini” söylemişti.

 

Uzmanlar Amerikan saldırısını  ABD’nin IŞİD’in Erbil başta olmak üzere Irak Kürt bölgelerine karşı genişlemesine izin vermeyeceği şeklinde yorum yapıyor.

TC Dışişleri Bakanlığı ise henüz konu ile ilgili bir açıklama yapmadı.

(BBC Türkçe – Al Jazeera – Yeşil Gazete)

Çiftçinin en büyük sorunu nehir ve derelerin kirlenmesi

Çiftçilerin durumunu belirlemek üzere yaklaşık bin 300 çiftçiyle yüz yüze görüşerek yapılan anket çalışmasından önemli sonuçlar çıktı. Çiftçiler için en önemli çevre sorunu yüzde 70.8’yle nehirlerin ve derelerin kirlenmiş olması. Ardından ‘iklim değişikliği’, ‘suyun ve mera alanının kalmaması’ ile ‘toprağın eskisi kadar verimli olmaması’ geliyor. Çiftçiye göre ekonomik sorunların çözümü ise devlet desteği.

hbr-lnk_517bbd70c7e09

Gezici Araştırma Şirketi, çiftçilerin durumunu belirlemek üzere TÜİK örneklem verilerini dikkate alarak 7 coğrafi bölgede, 26 il, 152 ilçe ve bunlara bağlı 180 köy ve kasabada toplam bin 292 çiftçiyle yüz yüze görüştü.

Araştırmaya göre, kırsal kesimde yaşayanlar en önemli çevre sorununa ‘nehirlerin ve derelerin kirlenmesi’ cevabını verirken, ikinci sırada %38.6 ile ‘İklim değişti’ cevabını veriyor. Ankete katılanların yüzde 30.2’si üçü

Ankete katılan 1,292 çiftçiye sorulan “Ahırlarınızda hayvan sayısı artıyor mu? Azalıyor mu?” sorusuna yüzde 72.40 oranında ‘Azalıyor’ cevabı verilmiş.

Tarım politikalarındaki bazı belirsizliklere paralel olarak ayakta kalma mücadelesi veren çiftçilere sorulan bir diğer önemli soru ise “Elde ettikleri kazanç ile geçinip geçinemedikleri” yönünde. Ankete katılanların yüzde 64.50’si bu işten elde ettikleri gelir ve mevcut şartlar altında geçinemediğini söylüyor.

“Hane üyelerinizden göç eden oldu mu? sorusuna %67.50 oranında ‘Hayır’ cevabı verilirken, hiç de azımsanmayacak olan yüzde 32.50 oranında ‘Evet’ cevabı dikkat çekici.

“Tarla tarımından çok hayvancılığa önem verilmeli”

Ankette çiftçilerin devletten beklentileri de sorulmuş.

‘Devlet desteklerine ilişkin görüşler’in sorulduğu ankette çiftçilerin yüzde 65.9’u devlet desteklerinin artırılması gerektiğini savunmuş.

Yine ‘Devlet desteklerine ilişkin görüşler’ kısmında çiftçilerin yüzde 45.2’si ‘Tarla tarımından çok hayvancılığa önem verilmeli” cevabını vermiş. Yüzde 38.1’lik bir kesim ise ‘Kooperatifçiliğe önem verilmelidir’ görüşünde. ‘Yeni ürünler ekilmesi sağlanmalı’ diyenlerin oranı yüzde 28.4 iken çiftçilerin yüzde 16.9’luk kısmı ‘Ürünlerin kalitesi artırılmalı’ diyerek devlet desteği bekliyor.

(bloomberght.com/ Yeşil Gazete)

Adalet Arayan İşçi Aileleri’nden Cumhurbaşkanı adaylarına: Sesimizi duyun

Yakınlarını iş cinayetinde kaybetmiş ailelerin örgütlenmesiyle kurulan ‘Adalet Arayan İşçi Aileleri’, Cumhurbaşkanı Adaylarına mektup yolladı. Aileler, ölümlere neden olan işverenlerin ve kamusal denetim sorumlulupu olanlarınlayıkıyla yargılanmalarını ve iş cinayetlerinin kamu düzeni suçu kapsamına alınmasını talep ediyor.

dsc0011

Her ayın ilk pazar günü Galatasaray meydanında adalet nöbeti tutan son olarak 32. kez bir araya geldi. Hiçbir cumhurbaşkanı adayının kendilerini ziyaret etmediğini belirten ailelerin talepleri şöyle:

1. Kanunların açık hükümlerine rağmen işverenlerin ve kamusal denetim sorumluluğu olanların yargılanmaları, layığıyla cezalandırılmaları yönünde açık tutum sahibi olunsun.

2. Kamu görevlilerinin yargılanmasına mani olan “soruşturma izni verilmemesi” – “işleme koymama” – “işlemden kaldırma” türü uygulamalara son verilsin.

3. İş cinayetinde hayatını kaybedenler arasında sayı ve ölüm biçimi gözetilerek bir alaka hiyerarşisi oluşturulmasın.

4. İş cinayetlerinde soruşturma süreçlerinin layığıyla yapılması ve bu yöndeki ailelerin müdahillik tutumlarını caydıran değil teşvik eden Savcılık tutumu oluşturulmasına önem verilsin.

5. İş cinayetlerinde, sorumlularca geliştirilen “kan parası”na bağlanarak şikâyetten vazgeçirme yönündeki çabaların gayriahlaki, gayriinsani, gayrihukuki görülmesinin ilan edilmesi, ailelerin tazminat haklarının daha başında devlet tarafından güvenceye kavuşturulsun.

6. İş cinayetlerinin kamu düzeni suçu kapsamına alınsın.

7. Açılmış davalarda yargılama süreçlerinin adil, etkin gerçekleşmesi hususunda açık taraflılığın ortaya konulsun.

8. Cumhurbaşkanlığı makamına ve TBMM’de grubu bulunan siyasi parti temsilcilerine ulaştırdığımız ve 3 yıldır talep ettiğimiz 28 Nisan’ın, diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de iş cinayetlerinde hayatını kaybedenleri ANMA ve YAS günü olarak ilan edilsin.

İstanbul/Davutpaşa’da, Ankara/Ostim-İvedik’te, İstanbul/Esenyurt Marmarapark AVM’de, Muğla/Güllük Akfen Terfi İstasyonu’nda, Zonguldak/Kozlu’da, İstanbul/BEDAŞ’ta, Van/Bayram Otel’de, İstanbul/Esenyurt Özel Doğa Hastanesi’nde, İstanbul/Arka Sıradakiler dizi setinde, Manisa/Soma’da iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin ‘Adalet Arayan İşçi Aileleri’

(Yeşil Gazete)

Futbol’da rakipler belli oluyor

0

1259055-27172676-640-360UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi play-off turu kura çekimi bugün yapılacak.
İsviçre’nin Nyon kentindeki UEFA Genel Merkezi’nde yapılacak kura çekimi, TSİ 13.00’te başlayacak.

Şampiyonlar Ligi play-off turu kura çekiminde Beşiktaş’ın muhtemel rakipleri arasında Arsenal (İngiltere), Porto (Portekiz), Zenit (Rusya), B.Leverkusen(Almanya) ve Napoli (İtalya) yer alıyor. Takımların ilk maçları 19 ve 20 Ağustos, rövanş karşılaşmaları ise 26 ve 27 Ağustos tarihlerinde oynanacak.

Şampiyonlar Ligi’nin ardından Trabzonspor ve Karabükspor’un yer aldığı UEFA Avrupa Ligi kura çekimi yapılacak. 62 takımın yer alacağı play-off turunda ilk maçlar 21 Ağustos’ta, rövanşlar da 28 Ağustos’ta yapılacak. Trabzonspor, kuraya seribaşı olarak katılacak. UEFA Avrupa Ligi play-off’unda mücadele edecek 62 takım, kura çekiminden önce 10’ar takımlı 5 gruba ve 12 takımlı 1 gruba ayrılacak. Seribaşı takımlar, seri başı olmayanlarla eşleşecek ve böylelikle muhtemel rakip sayısı bugün 5’e veya 6’ya inecek.

Karabükspor’un rakipleri

Metalist Kharkiv (Ukrayna)
PSV (Hollanda)
Rio Ave (Portekiz)
Partizan (Sırbistan)
St Etienne (Fransa)

Trabzonspor’un rakipleri
Karabağ
Petrolul
Zimbru
Helsinki
Rostov

Almanya’da IŞİD kavgası

0

0,,17838837_303,00Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde bulunan Herford’da radikal İslamcılar ile bir grup Yezidi arasında kavga çıktı.

Kavganın Irak Şam İslam Devleti örgütü (IŞİD) karşıtı bir pankart nedeniyle çıktığı kaydediliyor. Görgü tanıklarının ifadelerine göre Herford’da bir grup Yezidi, Yezidi bir döner dükkanı sahibine yönelik saldırıyı protesto etmek için çarşamba akşamı bir araya geldi. Dükkanın önüne IŞİD karşıtı bir pankart getirildiği ve kavganın bu nedenle patlak verdiği kaydediliyor.

Emniyet yetkililerinin verdiği bilgilere göre iki grup arasında çıkan taşlı sopalı kavgada iki kişi hafif yaralandı. Yaralılardan birinin döner dükkanının sahibi, diğerinin ise 16 yaşındaki bir öğrenci olduğu belirtiliyor.
Öte yandan insan hakları savunucuları IŞİD’in Irak’taki ilerleyişi nedeniyle yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kalan binlerce Yezidi ve Hristiyan için yardım çağrısı yapıyor.

Kürt peşmergelerle çatışma halinde olan IŞİD’in son olarak, Irak’ta en yoğun Hristiyan nüfusun yaşadığı Karakuş’un yanı sıra Tel Keyf, Bertela ve Karamleş kentlerini ele geçirdiği, bu kentlerde yaşayan yaklaşık 100 bin Keldani’nin de bölgeden kaçmasına neden olduğu bildiriliyor.

(DW)

Ateşkes bitti, füze saldırıları yeniden başladı

0

israil_paniktekassam_tugaylari_11_israil_askerini_oldurdu_h25404Filistinli militanlar, bu sabah ateşkesin bitmesinin ardından İsrail’e füze saldırılarını devam ettirdi.Twitter’dan açıklama yapan İsrail ordusu, 72 saatlik ateşkesin sona erdiği, yerel saatle 08.00’den sonra topraklarına Gazze’den en az 10 füze gönderildiğini bildirdi.

Roketlerden birinin güneydeki Aşkelon üzerinde düşürüldüğü, diğerlerininse açık alanlara düştüğü belirtildi. Füze saldırısında yaralanan olmadı.

Hamas ateşkesi uzatmayacağını bildirdi. Ateşkesin bitmesinden kısa süre önce açıklama yapan Hamas yetkilileri, Kahire’de İsrail’le yürütülen dolaylı görüşmelerden sonuç çıkmadığını söyledi.

Örgüt yetkilileri Kahire’deki görüşmelerin devam edeceğini açıkladı. Ancak tarafların anlaşmaya yakın olmadığı bildiriliyor.

İsrail gerekirse, ateşkesi tek yanlı olarak uzatabilecekleri önerisi sunmuştu.

72 saatlik ateşkes bir aydır devam eden çatışmalara ara verdirmişti. İsrail’in yürüttüğü hava ve kara operasyonları sonucu Gazze’de çoğu sivil ve çocuklardan oluşan bin 900’ü aşkın Filistinli yaşamını yitirdi. İsrail de operasyonda 64 asker ve 3 sivil kaybetti.

İsrail, tüm militan tünellerinin temizlendiği gerekçesiyle askerlerini Gazze’den çekti. Ancak olası yeni müdahaleye karşı çok sayıda İsrail askeri sınırda bekletiliyor.

Hamas İsrail ve Mısır’ın, Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukayı kaldırmasını istiyor. 2007’den bu yana uygulanan abluka, Gazze ekonomisini alt üst etmiş ve Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlamıştı.

İsrail hükümet sözcüsü Mark Regev, CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, çatışmaların tekrar başlaması durumunda şiddet ve katliamın sorumlusunun Hamas olacağını ima etti.

Başkan Barack Obama, önceki gün yaptığı açıklamada, Gazze’nin sonsuza kadar dış dünyaya kapalı kalamayacağını, bu şekilde ayakta duramayacağını, istihdam ve ekonomik büyüme sağlayamayacağını söylemişti.

(VOA)

Ebola Batı Afrika’da yayılıyor

0,,17839441_303,00İnsanlığın gördüğü en tehlikeli virüslerden biri olan ebola, yüzlerce kişinin ölümüne sebep olduğu Batı Afrika’da kontrol altına alınamıyor. Ebola hastaları çareyi geleneksel şifacılarda arıyor.

Liberya’nın başkenti Monrovia yakınlarında bir beldedeyiz. Yol kenarında, tabelasında “Alternatif terapi ve doğal otlarla tedavi merkezi” yazan bir yapı dikkat çekiyor. Karın ağrısı, tifo ve hatta iktidarsızlığa çare bulunduğu da belirtilmiş. Bu merkezi işleten Peace Bello, DW ile röportajında, ateş, sıtma, yüksek tansiyon gibi hastalıkları çeşitli köklerden elde ettiği doğal ilaçlarla iyileştirdiğini ve tanrının yardımı ile bu hastalıkları kontrol altına alabildiğini iddia ediyor.

Bölgede halkın geleneksel tedavi yöntemlerine ilgisi yüksek ancak Peace Bello şu anda gündemde olan ebola virüsü bulaşmış bir hastanın kendine gelmediğini, gelmiş olsa bile bu hastalığın tedavisini bilmediğini dile getiriyor. Liberya’ya komşu ülkeler Gine ve Sierra Leone’de de ebolaya karşı amansız bir mücadele var ve bu üç ülkenin tamamında alternatif ya da geleneksel tıp merkezlerine devlet birimlerince kesin talimat verilmiş durumda. Ebola belirtisi gösteren tüm insanların derhal resmi sağlık makamlarına bildirilmesi mecburi.

‘Halk kara büyüden medet umuyor’

Son derece tehlikeli ve agresif olan bu virüs ile en ufak bir temas hastalığın yayılmasına neden oluyor. Sierra Leone Kızılhaçı’ndan Ebubekir Taravali, herkesin durumun vahametinin farkında olduğunu ve ebola virüsünün yayılmaması için alınan önlemlere uyulduğunu ifade etti DW’ye yaptığı açıklamada. Ancak halkın bazı kesimlerinde kara büyüden medet umanların da olduğunu ifade eden Taravali, iletişimsizlikten dolayı çok sayıda insanın hastanelere güvenmediğini belirtiyor.

Hastalığın Sierra Leone’de ilk görüldüğü dönemde, doktorlar tarafından dile getirilen, bu hastalığın çaresinin olmadığı ve kesin ölüm ile sonuçlandığı yönündeki açıklamanın çok olumsuz bir etki yarattığını vurgulayan Ebubekir Taravali, hastaların da ‘zaten öleceksem neden hastaneye gideyim’ düşüncesine kapıldıklarını aktarıyor. Liberya’da geleneksel tıp uygulayan bir başka isim de Elizabeth Wobe. Wobe de özellikle ülkenin iç kesimlerinde halkın hastanelere güvenmediğini, hastanelere gidenlerin de, tedavi sonuç vermediğinde soluğu geleneksel şifacılarda aldığını dile getiriyor.

Ebola virüsünün etki alanı genişliyor

Halkın bu tavrının ebola ile mücadelede büyük zorluklar çıkardığı bir gerçek. Hastanelere gitmekte ayak direten hastalara teşhis ya konamıyor ya da çok geç konabiliyor. Bu da hastalığın bu süre içinde süratle yayılmasına neden oluyor. Sierra Leone’de hastaların, yakınları tarafından hastanelerden kaçırılarak geleneksel şifacılara götürülmemeleri için askerler hastaneleri kontrol etmeye başladı.

Gine’de geçtiğimiz şubat ayında başlayan salgın önce komşu ülkeler Liberya ve Sierra Leone’ye, ardından da Nijerya’ya sıçramış durumda. Hastalıkla ilgili en büyük sorun halkın bu virüsü küçümsemesi, hatta bazı bölgelerde varlığını inkar etmesi. Sierra Leone Kızılhaçı’ndan Ebubekir Taravali, halkı bilinçlendirmek ve en ufak belirtide hastaneye gitmelerini teşvik etmek için bir ekip kurduklarını ve bu ekibin içinde, toplumda daha fazla saygı gören çok sayıda geleneksel şifacının da bulunduğunu belirtti.

(DW)

Economist: Erdoğan döneminde yeni aşamaya geçiliyor

140711165619_erdogan_512x288_reutersİngiltere’de yayınlanan haftalık The Economist dergisi, Türkiye’nin Pazar günkü cumhurbaşkanlığı seçimi ile Erdoğan döneminde yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğunu yazdı.

Dergideki yazının başlığı, “Despot mu, yoksa kendinden emin bir lider mi?”

Yazıya eşlik eden karikatürde, sultana benzetilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başına taktığı sarıkla uçan bir halı üzerinde Başbakan yazılı bir camiden Cumhurbaşkanı yazılı bir camiye uçarken görülüyor.

Economist’teki yazı, Erdoğan’ın birinci turda Türkiye’nin halk oyuyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı olacağından, çok az kişinin şüphe duyduğu tespiti ile başlıyor.

Dergi, kamuoyu araştırmalarının, seçime katılım oranının yüzde 80’inin altında kalması halinde, Erdoğan’ın ilk turda yüzde 55’e yakın bir oyla Cumhurbaşkanı seçileceğini gösterdiğini belirtiyor.

Economist bununla birlikte Erdoğan’ın ailesini de hedef alan Aralık ayındaki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını, Soma’da Mart ayında 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasını, Erdoğan’ın Soma’da bir işçiyi tokatlarken bir danışmanının da bir göstericiyi tekmelerken görüntülenmesini, IŞİD militanlarının Musul’da Türkiye Konsolosluğu’nu basıp Başkonsolos dahil 49 personeli alıkoymasını hatırlatmış okurlarına.

Yazıda, Türk Konsolosluk çalışanlarının, Batı’nın muhtemel müdahalesine karşı canlı kalkan olarak kullanıldığı belirtiliyor.

“Erdoğan manipülasyon ustası”

Economist’e göre Erdoğan’ı, onu eleştirenler bir despot, destekçileri ise kendinden emin bir lider olarak görüyor.

Dergideki yazıda Erdoğan’ın ordunun pençesini söktüğü, başörtüsü yasağını hafiflettiği, Kürtlerle müzakere eden ilk kişi olduğu da vurgulanıyor. Economist bununla birlikte, giderek otoriterleştiğini vurguladığı Erdoğan’ın manipülasyon yapmakta çok usta olduğu görüşünde.

Yazıda bu noktada hatırlatılan olaylarsa; Erdoğan’ın tabanını Gezi protestolarının ardında Yahudilerin ve onların (Economist) dahil medyadaki müttefiklerinin olduğuna inandırması ile yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından Fethullah Gülen’in bulunduğunu, bunun AK Parti’yi devirmeye yönelik küresel bir komplonun parçası olduğunu söylemesi.

Economist’teki yazı şöyle noktalanmış:

“AK Parti şimdilik Meclis’te, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini artıracak anayasa değişiklikleri için ihtiyaç duyduğu üçte ikilik çoğunluktan yoksun. Daha da kritik olansa ekonominin bocalıyor olması.Enflasyon yükseliyor, büyüme oranı yaklaşık yüzde 4’e düşmüş durumda. Türkiye’nin en büyük ikinci pazarı Irak ve Suriye’yi içine çeken şiddet yüzünden ihracat da azalıyor.

“Sayın Erdoğan, bunların etkileri hissedilmeden, AK Parti’den göreve getirmeyi umduğu kukla Başbakan üzerinden erken seçime gitmeyi düşünebilir. Ancak AK Parti rüyalarını gerçekleştirmeye yetecek sayıda milletvekili çıkaramayabilir. Erdoğan bu durumda daha fazla siyasi taviz karşılığı desteklerini almak için Kürtlere dönecektir. Eğer bu destek gelmezse, Erdoğan’ın gücü sonunda azalabilir ve bu yeni bir lidere yol açabilir.

“Birçok kişi bunun Türkiye için en iyi sonuç olacağını düşünüyor.”

Economist’ten Erdoğan’a yanıt

Economist dergisi internet sitesinde de, Başbakan Erdoğan’ın derginin Türkiye muhabiri Amberin Zaman’a yönelik eleştirilerine yanıt vermiş.

Erdoğan Malatya’daki mitinginde Amberin Zaman için “edepsiz kadın” ifadesini kullanmıştı.

Economist ise Amberin Zaman’ın 15 yıldır Türkiye’de görev yaptığını, çok saygı duyulan bir gazeteci olduğunu, Zaman’ın ve onun haberlerinin arkasında olduğunu belirtiyor.

Derginin internet sitesindeki yanıtta şu ifadeler de yer alıyor:

“Demokraside gazetecilerin tehdit edilmesine yer yoktur. Türkiye ise Sayın Erdoğan’ın yönetiminde bağımsız gazetecilik için giderek daha da zor bir yere dönüştü. Medyayı gözlemleyen New York merkezli sivil toplum kuruluşu Freedom House da geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin statüsünü düşürmüştü. Freedom House Türkiye’de medyanın artık “kısmen özgür” statüsünde sayılamayacağını ve “özgür olmadığını” belirtmişti.”

(BBC)

Rusya’dan Snowden’a oturum izni

140204064831_edward_snowden_624x351_gettyRusya’nın 1 yıllık sığınma hakkı ay başında dolan eski CIA ajanı Edward Snowden’a üç yıllık oturum izni verdiği belirtildi.
Snowden’ın avukatı Anatoli Kuçerena, müvekkilinin oturum iznini uzatma talebinin kabul edildiğini belirterek yeni iznin yurtdışında dolaşım hakkını da kapsadığını söyledi.

Snowden geçen yıl çok sayıda gizli NSA belgesini Washington Post ve Guardian gibi gazetelere sızdırmıştı. Bu belgeler, NSA’nın ABD’de ve dünyada yapılan milyonlarca telefon görüşmesini ve yabancı liderleri izlediğini ortaya koymuştu.

Skandal, ABD’de, NSA’nın rolü ve bu tür geniş takibat yapmak için yetkileri olup olmadığı hakkında bir tartışma başlatmıştı.

ABD’nin Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’nın ayrıntılarını sızdırdıktan sonra Snowden geçen yıl 30 Mayıs’ta ABD’den kaçarak Hong Kong’a gitmiş oradan da Moskova’ya gelerek sığınma başvurusunda bulunmuştu.

Rusya Snowden’a bir yıllık sığınma hakkı vermişti.

Sığınma hakkı bu ay başında dolmuştu.

Snowden ABD’nin NBC ile kanalı ile röportajında kelimenin geleneksel anlamında bir casus “olarak eğitildiğini” söyledi.
Örneğin yurtdışında bir işte çalışır gibi davranarak, farklı bir isim altında hayatını sürdüğünü belirten Snowden, yurtdışında ajan devşirmediğini belirtti:

“İşim sistemleri ABD için çalışır hale sokmaktı. Bunu en alttan en üste her düzeyde yaptım. Şimdi ABD hükümeti bunları inkâr edebilir, ‘o sadece düşük seviyeli bir analizciydi’ diyebilir” diye konuştu.

Snowden’ın Rusya’da ne iş yaptığı ya da nerede yaşadığı bilinmiyor.

Geçtiğimiz Nisan’da Snowden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in halkın sorularını yantladığı “Direkt Hat” programında Putin’e, “Rus devleti milyonlarca insanın iletişim bilgilerini kaydediyor mu?” sorusunu yöneltmişti.

Mayıs ayında ise ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Snowden’ı “mert davranıp” ülkesine dönmeye çağırdı.

(BBC)