Ana Sayfa Blog Sayfa 2631

Alt Kat’tan iki çağrı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) desteği ile kurulan öğrenme ve etkileşim al anı Alt Kat, açık çağrılarına başladı.

İKSV Alt Kat, İstanbul Tasarım Bienali ve Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (GMK) işbirliğiyle gerçekleştirilecek bir kamusal alan uygulaması için tasarımcılara açık çağrı yapıyor. Alt Kat’ın ikinci açık çağrısı ise, İstanbul Caz Festivali işbirliğinde gerçekleştirilen, çocuklarla birlikte çalışmak isteyen müzisyenlere yönelik Çocuk Atölyeleri Tasarım Programı.

İstanbul Tasarım Bienali ve Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (GMK) işbirliğinde gerçekleştirilen proje kapsamında, Mart 2019’da Şişhane’deki Nejat Eczacıbaşı Binası’nın giriş katında açılacak İKSV Alt Kat: Öğrenme ve Etkileşim Alanı’nın ön cephesinde yer alan 6 metrekarelik vitrin, bir tasarım ve üretim alanına dönüşüyor.

İstanbul Caz Festivali tarafından yürütülen program ise, alanında uzman müzisyenlere, çeşitli yaş gruplarından çocukların müziğe olan ilgilerini artıracak, ritim duygularını ve yaratıcılıklarını geliştirecek atölyeler tasarlamakta destek olma amacını taşıyor. Programa katılan müzisyenler, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin düzenlediği “Kültür-Sanat Atölyelerinde Çocuk ve Gençlerin Öğrenme Süreçlerini Destekleme Seminerleri”ne ve bu alanda uzman kişilerin vereceği ustalık sınıflarına katılma imkânı bulacak; böylece çocuklar için yaratıcı atölye içerikleri tasarlamak ve bu içerikleri uygulamak konusunda tecrübe edinecek.

Proje kapsamında 2020 yılına kadar İSTKA desteğiyle gerçekleştirilecek atölyelerin tasarlanması ve uygulanması sürecinde Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve Eğitim Fakültesi’nden akademisyenler,atölye eğitmenlerine yönelik çeşitli seminerler verecek ve süreç boyunca bazı atölyeleri birebir izleyip değerlendirecekler.

.

(Yeşil Gazete)

CHP’li Karaca: Plastik poşetlerden Çevre Bakanlığı’nın bütçesinin 3 katı gelir elde edilecek

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, ücretli poşet uygulamasından yıllık yaklaşık 6.5 milyar liralık bir gelir elde edileceğini söyledi. Karaca, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019 bütçesi 2.5 milyar lira. Yani Bakanlığın bütçesinin 3 katı oranında bir gelir elde edilecek” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulamaya koyulan ücretli poşet uygulamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Karaca, plastik poşetlerin 25 kuruşa satılması için hazırlanan kanun tasarısının görüşmelerinde bakan yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’ın, “Türkiye’de yılda 45 milyar adet poşet üretiliyor. Bunun çevreye çok ciddi bir zararı var. Biz bu zararı gidermek istiyoruz. Çevre dostu bir yönetim olduğumuz içinde böyle bir adım atıyoruz” dediğini söyledi.

Plastik poşetlerin 2019 başında 25 kuruşa satılmaya başlandığını söyleyen Karaca, “Bu 25 kuruştan satılan poşetin 15 kuruşu genel bütçeye yani hazineye yani Saray’ın bütçesine aktarılacak. Bakanın verdiği rakamlara göre yıllık yaklaşık olarak 6.5 milyar liralık bir gelir elde edilecek. Ancak ben burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019 bütçesi 2.5 milyar dolar. Yani bakanlığın bütçesinin 3 katı oranında bir gelir elde edilecek buradan” diye konuştu.

Karaca, “Biz CHP olarak komisyon çalışmaların da plastik poşetlerin gerçekten çevreye çok ciddi zarar verdiğini ancak sadece plastik poşetlerin değil plastik ambalajların da çevreye çok ciddi şekilde zarar verdiğini söyledik. Bunun için sadece plastik poşetlerden değil plastik ambalajlardan da kurtulmanın yollarının aranması gerektiğini belirttik. Ayrıca bu elde edilen gelirin ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinde atıklardan doğanın ve çevrenin korunmasına yönelik yatırımlara harcanmak üzere’ diye bir formül geliştirelim ve bunu madde olarak ilave edelim’ dedik. Ancak bu kabul edilmedi” ifadesini kullandı.

.

(Sputnik News)

Yeni yılın ilk fezlekeleri: HDP 20, CHP 1

Milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması için yeni yılın ilk fezlekeleri Meclis’e geldi. Toplam 21 yeni fezlekenin 20’si HDP milletvekilleri hakkında düzenlendi.

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre yasama dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis’e 21 yeni fezleke geldi. 4 Ocak 2019’da Meclis Başkanlığına gönderilen fezlekeler Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon’a havale edildi.

9 HDP VEKİLİ HAKKINDA 20 FEZLEKE

Yeni yılda gelen 21 fezlekenin dağılımına göre 9 HDP milletvekili hakkında 20 fezleke düzenlendi. Bu fezlekelerden 5’i Diyarbakır Sur’daki sokağa çıkma yasağı döneminde evini terk etmeyen, daha sonra çocuğuyla tutuklanarak cezaevine gönderilmesiyle adı duyulan Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun hakkında düzenlendi.

HDP Diyarbakır Milletvekilleri Semra Güzel, Dersim Dağ için 3’er, Salihe Aydeniz, Adnan Selçuk Mızraklı ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran için 2’şer fezleke hazırlandı. Ayrıca HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları, Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir ve Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer hakkında da birer fezleke düzenlendi.

Cumhurbaşkanlığınca Meclis’e gönderilen yasama dokunulmazlığının kaldırılması fezlekelerinden biri de CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan hakkında oldu. Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon’un 25 Aralık 2018 verilerine göre Meclis’e 120 milletvekili için 401 fezleke gönderildi. 19 HDP milletvekili hakkında 215, 95 CHP milletvekili hakkında 180 fezleke bulunuyor.

.

(Gazete Duvar)

SALT Araştırma Fonları’nın 2019 ön başvuruları açıldı

SALT tarafından başlatıldığı 2013’ten bugüne 42 araştırma projesini destekleyen SALT Araştırma Fonları’nın 2019 ön başvuruları açıldı. Başvurular 11 Şubat tarihine kadar devam ediyor.

İmparatorluktan cumhuriyete Türkiye’nin iki yüzyıllık sosyal-ekonomik tarihi ve 1950’ler sonrası mimarlık, tasarım ve sanat üretimleri hakkında özgün belge edinimi ve araştırmayı teşvik eden SALT Araştırma Fonları’nın 2019 başvuruları başladı.2013’ten bu yana toplam 42 projeye destek sağlayan SALT Araştırma Fonları,yerel örnekleri çeşitli bilgi alanlarını harmanlayarak inceleyen, genel geçer kanıların yeni bulgularla sorgulanmasına olanak tanıyan çalışmalara verilir.Kurumun arşiv koleksiyonlarını yorumlayacak veya uzun soluklu araştırmalarına eklemlenecek yapıdaki içerikler değerlendirme aşamasında önceliklidir.

2019’da altı araştırmaprojesi 15.000 TL değerinde, toplam 90.000 TL’lik fonla desteklenecek. Fon başvuruları iki aşamalıdır ve SALT Araştırma’nın odaklandığı alanlar temel alarak hazırlanmalıdır. 11 Şubat Pazartesi saat 18.00’e kadar süren ön başvurular, konu ve dönem bakımından içeriğin uygunluğunu değerlendirmeye yöneliktir. Bu aşamayı geçen aday projeler için son başvuru tarihi 18 Mart Pazartesi; sonuçların duyuru tarihiyse 19 Nisan Cuma’dır. Seçilen projelerin çıktıları, Aralık ayında yapılacak bir sunum programında kamunun yorum ve katkılarına açılacaktır.

Seçici Kurul, Farah Aksoy(SALT), Doç. Dr. Alev Erkmen (Yıldız Teknik Üniversitesi), Dr. Bora Gürdaş (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Alp Yücel Kaya (Ege Üniversitesi) ve Lorans Tanatar Baruh’tan (SALT) oluşmaktadır.

Sosyal ve ekonomik tarih araştırmaları Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyılı ve/veya 20. yüzyıl Türkiye’sinin sosyal ve ekonomik tarihine ilişkin içerikler ile SALT Araştırma bünyesindeki belgelerin kullanımıyla hazırlanan projeleri kapsamaktadır.Mimarlık ve tasarım araştırmaları Türkiye’de 1950’ler sonrasında basılı kaynakların dışında kalan ya da mevcut kaynaklara özgün yaklaşımlar getiren çalışmalarla ilgilidir; tasarım nesnelerinden yapılı çevreye her türlü ölçek konu olarak seçilebilir. Sanat araştırmaları 1950’lerden itibaren bölgesel ve enternasyonal çerçeve ve ilişkiler içerisinde yerel sanat tarihi yazımlarına,basılı veya bilinir kaynakların ötesinde materyal incelemelerine açıktır.

.

(Yeşil Gazete)

Kullan-at kültürü: “Ocean Cleanup” projesi okyanusları çöplerden kurtarabilir mi?

“Büyük Pasifik Çöp Girdabı” dünyanın en büyük çöp yığınlarından biri olarak biliniyor. Bilim insanları açık suları, deniz tabanını, kıyıları kirleten ve deniz canlıların ölümlerine yol açan plastik atıklarla mücadelede çöp yaratmamanın, çöpleri temizlemekten daha önemli olduğuna dikkat çekiyor. Okyanusları plastik çöpten arıtma iddiasıyla hayata geçirilen “Okyanus Temizliği” (Ocean Cleanup) projesinde yaşanan bir gelişme bu önlemlerin yeterliliğini bir kez daha sorgulatıyor.

Boyan Slat tarafından 17 yaşındayken icat edilen ve geçen Eylül ayında Hawaii ve Kaliforniya arasındaki bölgeyi temizleme görevine başlayan dev deniz makarnası teknik arıza nedeniyle onarımı yapılması için yeniden karaya döndü.

ABD’nin bağımsız haber radyosu NPR’ye konuşan Slat (24), “System 001” adlı aygıtın yavaş yavaş U-şeklindeki borudan dışarıya çıktığını, geçen hafta da bariyerin bir kısmının koptuğunu ve ekip arkadaşlarının, aygıtın, saniyede 10 cm daha yavaş ilerlediğini fark ettiklerini belirtti.

Slat, dalgaların çarpması sonucu oluşan yıpranma ve aşınma dolayısıyla aygıtın yapımında kullanılan malzemelerin de güçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Asıl tehdit mikro plastikler

WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) raporuna göre Türkiye günde 144 ton atık ile Akdeniz’i en çok plastiğe boğan ülke. 2050’ye kadar denizlerdeki plastiğin tonaj miktarının balık miktarından fazla olacağı tahmin ediliyor. Ancak asıl tehdit miktarı rekor seviyelere ulaşan, daha küçük parçalar olan mikroplastikler. Gıda zincirinin bir parçası haline gelen bu parçacıklar, giderek daha fazla sayıda hayvan türü ve insan sağlığını tehdit ediyor. Biyoçözünür olmadığı için çevreye bırakılan plastikler yüzlerce hatta binlerce yıl kalıyor. Dünyada her yıl denizlere atılan 10 ila 20 milyon ton plastik atığın deniz ekosistemlerine verdiği ekonomik zarar ise 13 milyar dolar. Uzmanlar tüketim alışkanlıklarımızı değiştirip “kullan at” kültüründen uzaklaşarak tüketimi türetmeye dönüştürmemiz gerektiğini söylüyor.

(Yeşil Gazete, engadget.com)

Kasa Galeri’de yeni sergi: Başka Gün Başka Hayat

Kasa Galeri, 9 Ocak – 23 Şubat 2019 tarihleri arasında küratörlüğünü M. Kıvanç Gökmen’in üstendiği, Dejan Kaludjerovic, Ferhat Özgür ve Knutte Wester‘in siyasi, ekonomik ve toplumsal paradoksları çocuk ve çocuk olmak nosyonları ile ilişkilendirdikleri yapıtları bir araya getirdiği bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

Başka Gün Başka Hayat adlı grup sergisi seçimsiz bir varoluş olarak ‘çocuk’ olma durumunu, sosyal, kültürel ve fiziksel etkiler çerçevesinde gündeme getiriyor.

Bir kısım değerlere sahip çıkamamış, bazı haklara hiç sahip olmamış, bunları yitirmiş veya yitirmekte olan toplumlarda güzel bir gelecek için yerine getirilmesi gereken görevler yetişmekte olan kuşağa aktarılır ve artık umutların taşıyıcıları onlardır. Siyasi doktrinler buharlaşmışken, küresel çalkantıların toplumların her katmanını istisnasız olarak etkilediği bir düzlemde arkadan gelen bu neslin‘bölüşmek mi, bölünmek mi?’ sorusuna ne yanıt vereceği bir muamma halini alır. Hissedilebilir bir durgunluk ve suskunluğun sürmekte olduğu böylesi toplumlarda, gelecek kuşaklara uzun süreli bir huzur ortamının devredildiği iddia edilebilir mi?

Bireylerin bugünü kurtarmak peşinde olduğu ve günlük hayatın zorunluluklarıyla boğuştuğu bir zaman ve mekanda, bir yerlere gitmek, sığınmak isterken, mekânsal anlamda sürüklenen veya geride kalan çocukların geleceğe dair umut ışığı nasıl canlı tutulabilir? Sosyal eşitliğin, insan haklarının ve toplumsal biraradalığı besleyen tüm değerlerin erozyona uğradığı bir ortamda ve zamanda, toplumun hangi değerler ve hangi çözümlerle tazeleneceği üzerine ne kadar düşünülmektedir?

Bitmeyen savaşların, inşaa hareketlerinin, değişmeyen toplumsal ön yargıların ve ayrıştırmaların ortasında temel hak ve özgürlüklerden mahrum kalan, sürülen ve duvarlar arasına sıkışan çocuklar… Ekonomik, sosyal, politik çöküntülerden ötürü evini, sokağını ve belleğini terk etmek zorunda kalan çocuklar… Kamplaşmayı, ötekileştirmeyi öğrenerek büyüyen çocuklar…

Yeşil Gazete

İsyankâr İmgeler: “Sergey Parajanov” film programı Pera Film’de

Pera Film, Parajanov, Sarkis ile sergisi kapsamında “İsyankâr İmgeler: Sergey Parajanov” film programını sunuyor. Program kapsamında gösterilen filmler arasında 20. yüzyılın en büyük başyapıtlarından biri olarak anılan Narın Rengi, eski bir Sovyet Gürcü halk masalı olan Suram Kalesi Efsanesi ve Parajanov’un Andrey Tarkovski’ye ithaf ettiği Âşık Garip bulunuyor.

Parajanov: Bir Ağıt Belgeseli
Yönetmen: Ron Holloway

Programda Parajanov filmlerinin yanı sıra ondan ilham alan sanatçıların tanıklıklarına yer veren belgeseller de yer alıyor. İsyankâr İmgeler: Sergey Parajanov film programı, 9 Ocak – 17 Mart tarihleri arasında Pera Müzesi’nde ücretsiz izlenebilir.  

Andriesh
Yönetmen: Sergey Parajanov

İsyankâr İmgeler: Sergey Parajanov film programı, yönetmenin günümüze ulaşan ilk filmi Andriesh’in gösterimi ile başlıyor. Yemelian Bukov’un bir kitabından uyarlanan 1954 tarihli film, Parajanov’un öğrenciyken çektiği ve sonradan kaybolan filmi Bir Moldova Masalı’nın uzun versiyonu olarak geçiyor. Alexander Dovzhenko’nun danışmanlığında hayat bulan İlk Delikanlı, Parajanov’un kariyerinin erken dönemlerine ait başarılı eserlerinden biri olarak öne çıkarken, 1961 yapımı Ukrayna Rapsodisi, Parajanov’un sinematik ve tematik açıdan özgür ifade tarzını yansıtıyor. Taşta Bir Çiçek ile mevcut politik düzen ile topluma sızan bir tarikat arasındaki çatışmayı işleyen Parajanov’un Unutulmuş Ataların Gölgeleri filmi,zengin kostüm ve renk kullanımı sayesinde ona dünya çapında ün kazandıran yapımlar arasında yer alıyor.

Sergey Parayanov: İsyankar 
Yönetmen: Patrick Kazals

Program kapsamında ayrıca,yönetmen Artavazd Peleshian’ın görüntü yönetmeni Mikhail Vartanov’la birlikte yaptığı ve medeniyetten uzakta bir tarım toplumunun doğanın güçlerine karşı mücadelesini yansıtan Mevsimler ile Ron Holloway’in yönetmenliğini yaptığı Parajanov’un çalkantılı kariyerine derin bir bakış sunan Parajanov: Bir Ağıt belgeseli gösteriliyor. Program, Parajanov’un yetenek ve yaratıcılığına bir övgü niteliği taşıyan Patrick Cazals imzalı Sergey Parajanov: İsyankâr’ın gösterimi ile son buluyor.

Detaylı bilgi için: www.peramuzesi.org.tr

Yeşil Gazete

Pedallayanlar 2. Bisiklet Çalıştayı’nda soruyor: Gezegeni kurtarmak istiyor olamaz mıyız?

Don Kişot Bisiklet Kolektifi tarafından geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen  “Bisiklet ve Kent Çalıştayı”nın bu seneki adresi TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi.

12 – 13 Ocak tarihlerinde gerçekleşecek çalıştayın bu yılki sloganı ise “Gezegeni kurtarmak istiyor olamaz mıyız?” olarak belirlendi.

Çalıştay içeriğine dair bisiklet kolektifi tarafından yapılan açıklama ise şu şekilde: 

” Bu sene sizlerin karşısına hem daha fazla içerik hem de çeşitli etkinliklerle çıkmaya çalıştık.

Tanıdık ve konusunda uzman yüzlerin sunuşları, kahve work-shopları, after partyler ile katılanlara hoş vakit geçirmeyi planladık.

Bisiklet ve Spor’da, amatör ruhumuzla sporcu yönümüzü konuşacağız. Saatlerce pedal mı çevirilir hiç?

Bisiklet ve İstanbul’da, bu şehrin bisikletle nasıl da daha güzel olduğunu konuşacağız.

Bisiklet ve Yerel Yönetimler’de, “Bisikletsiz kent mi olurmuş?” sorusuna cevap üretmeye çalışacağız.

Bisiklet ve Aktivizm’de, bisikletin gölgesinde sadece “İki teker-bir gidon mu varmış?” göreceğiz.

Bisiklet ve Sağlık’da, gulutensiz değil bisikletsiz sağlık olmazı konuşacağız.

Bisiklet ve Kadın’da, tüm kalıpyargıların ötesinde bisikletin cinsiyetsiz ve engelsiz nasıl sürülebileceğini konuşacağız.

Bisiklet ve Ekoloji’de et kemikten ayrılır mı ayrılmaz mı göreceğiz.

Bisiklet ve Erişilebilirlik’te, iki tekeri ile yüz beygiri tartıya koyacağız.

O zaman daha fazla detay vermeyelim ve yüzyüze görüşmek üzere burada bir nokta koyalım.”

Çalıştay proframına bu bağlantı üzerinden, çalıştayın facebook etkinlik sayfasına ise buradan erişim mümkün.

.

(Yeşil Gazete)

Yerli tohum yönetmeliği Kadıköy’de tartışılıyor: Tohum Patentlenemez!

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yeniden düzenlediği ve 9 Ekim 2018  tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe geçen 30570 sayılı “Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlamasına Dair Yönetmelik” 12 Ocak Cumartesi günü Sosyal Dayanışma ve İletişim Derneği’nin (SODİD) Kadıköy’deki ofisinde bir kez daha masaya yatırılıyor.

13:00 – 17:00 saatleri arasında gerçekleşecek söyleşinin konukları ise Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Atalık ile Nilüfer Belediyesi Çevre ve Kırsal Alan Koordinatörü Arca Atay.

İlgili yönetmelik ile yerel tohumlara sertifika zorunluluğu getirilirken, köylülerin yerel tohum kullanımını ve yerel tohuma erişimini güçleştirecek düzenlemelere doğru gidişin de önü açılmıştı.

Söyleşi Beşiktaş Kooperatifi Girişimi, Kadıköy Tüketim Kooperatifi, Anadolu’da Yaşam Tüketim Kooperatifi, Koşuyolu Kooperatif Girişimi, KUÇE Yemek Kolektifi ve Yeryüzü Derneği ortak organizasyonu ile de düzenleniyor.

Söyleşiye dair facebook etkinlik sayfasına bu bağlantı üzerinden erişim mümkün.

Bakanlığın ‘yerli tohum’ yönetmeliğine karşı ortak açıklama: Yerel çeşitler şirketlere devredilemez!

Yerli tohum için yeni yönetmelikle ilgili sivil toplum ne düşünüyor?

.

(Yeşil Gazete)

“Oscar’ın Yabancıları” 10-27 Ocak’ta İstanbul Modern Sinema’da gösterilecek

İstanbul Modern Sinema, her ay bir ya da birkaç özgün gösterim programı hazırlayarak perşembe, cumartesi ve pazar günleri izleyiciyle buluşturuyor. Hem dünya hem Türkiye sinema tarihinden filmlere yer verirken sinema sanatındaki yerel ve uluslararası güncel üretimlere de alan açıyor. İstanbul Modern’in sergilerine paralel film programlarının yanı sıra sinema tarihine ve güncel sinema kültürüne dair sergi, gösterim, yayın ve tartışmalar gerçekleştiriliyor.

İstanbul Modern Sinema, Yönetmenlerle Buluşma serisi ile Türkiye’nin güncel sinema kültüründe sanatsal kimliği ve özgün yaklaşımlarıyla öne çıkan bir yönetmenin tüm filmlerini perdeye taşıyor, yönetmen ve filmlerindeki oyuncuların katılımıyla gösterimler düzenliyor. Sonbahardaki Biz de Varız! programı, Türkiye sinemasından en yeni örnekleri biraraya getirerek yönetmen, yapımcı ve oyuncuları ağırlayan zengin bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Her yıl düzenlediği Hakkında Her Şey serisiyle dünya sinemasının öncü yönetmenlerinden birine odaklanarak yönetmenin film külliyatından oluşan bir retrospektif gösteriyor.Yine her yıl ocak ayında Oscar’ın Yabancıları programıyla Oscar ödüllerinde “Yabancı Dilde En İyi Film”ödülüne aday gösterilen filmlerden geniş bir seçki sunuyor. Bunların yanı sıra dünya çapında çeşitli festival ve kurumlarla işbirliği yapan İstanbul Modern Sinema, farklı ülke sinemalarından seçkilere ve tematik film programlarına yer veriyor.

İstanbul Modern Sinema, 91. Akademi Ödülleri heyecanı yaklaşırken, “Yabancı Dilde En İyi Film”kategorisine aday olan filmleri hatırlatmak istiyor. Çekişmeli geçecek Oscar yarışına başvuran 87 ülkenin adaylarından öne çıkan filmlerden oluşan bu filmler, Oscar adayı olmalarına rağmen aslında Hollywood’un “ötekisi” olan,dünya festivallerinde hit olmuş, farklı dil ve kültürlerden filmlerin bir araya geldiği bir kategoriyi temsil ediyor. Programda gösterilecek filmler arasında Lee Chang-Dong’un Haruki Murakami’nin öyküsünden uyarladığı şiirsel ve esrarengiz filmi Şüphe (Beoning), yine Cannes’da Jüri Ödülü kazanan, Lübnan’ın adayı Nadine Labaki imzalı Kefernahum (Capernaum), Ukrayna’nın adayı, Sergei Loznitsa’nın Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Yönetmen Ödülü kazanan filmi Donbass ve Belçika’dan balerin olmak için çabalayan 15 yaşındaki ergen trans birey Lara’ya odaklanan Kız (Girl) yer alıyor.



Yeşil Gazete’de, sinema severleriçin bu yıl Oscar’ın Yabancıları kategorisinde gösterilecek filmleri kısaca anımsatmak istiyoruz.

Arakçılar (Manbıkı kazouko) 2018

Japonya |DCP, Renkli, 121’|Japonca

Yönetmen: Hirokazu Kore-eda

Oyuncular: Lily Franky, Sakura Andô, Mayu Matsuoka

Usta yönetmen Hirokazu Kore-Eda’dan aileye dair dokunaklı, sıcak ve çarpıcı bir dram. Bu sene Cannes’da Altın Palmiye ile ödüllendirilen film, çalarak, bir şeyler araklayarak yaşamayı bir hayat tarzı haline getirmiş, sıra dışı bir aileye odaklanıyor. Oğluyla marketten ihtiyaçlarını çalan bir baba, çalıştığı otel çamaşırhanesinde eşyaların cebinde bulduklarını yürüten bir anne ve ufacık bir evde hep birlikte yaşadıkları her yaştan aile ferdinin olduğu bir ev. Soğuk bir akşamda işten dönerlerken evinin önünde soğuktan titrerken buldukları 5 yaşındaki Yuri’yi bir süreliğine eve almaya karar verince, kalabalık ailenin en küçük üyesi de “arakçılara” katılıyor. Bu ailede aslında hiçbir şey göründüğü gibi değil…

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/e1TsGqrSgSs

Ayka, 2018

Kazakistan | DCP, Renkli, 100’| Rusya, Kırgızca

Yönetmen: Sergei Dvortsevoy

Oyuncular: Samal Yeslyamova, Aleksandr Zlatopolskiy

Bir önceki filmi Tulpan’la Cannes’da Belirli Bir Bakış ödülüne layık görülen Sergei Dvortsevoy, on yıllık bir aradan sonra 25 yaşındaki Ayka’nın hayata tutunma hikâyesini anlatıyor. Ayka, Moskova’da doğum yaptıktan hemen sonra hastaneden kaçar. Bir hafta boyunca bedenindeki tüm doğum sonrası etkileri görmezden gelerek ve yeni doğum yaptığını herkesten gizlemeye çalışarak iş aramaya başlar. Ancak çalışma izni olmayan bu kadına kimse iş vermek istemeyecektir. Ayka ilk sahneden itibaren izleyiciye kendi ön yargılarını sorgulatan, hayata tutunma adına bireyin insanlığından nasıl ödün verebileceğini gözler önüne süren bir dram.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/PwbJPestjY4

Donbass, 2018

Ukrayna |DCP, Renkli, 110′ |Ukraynaca, Rusça

Yönetmen: Sergey Loznitsa

Oyuncular: Boris Kamorzin, Valeriu Andriuta, Tamara Yatsenko

Ukrayna’nın bu yılki Oscar adayı Donbass, Ukrayna’nın Donbass bölgesindeki çatışma ortamını perdeye taşıyor. Karavanlarında makyajlarını tazeledikten sonra kontrollü patlamaların olduğu meydana bir asker eşliğinde götürülen ve sahte haber bülteninde yayınlanmak üzere demeç verdirilen oyuncularla başlayan film, izleyiciyi ülkenin Rusya sınırında çatışmanın merkezi haline gelen cephesinde tüyler ürperten bir gezintiye çıkarıyor. Karakterler ve hikâyeden çok coğrafi bölgeye odaklanan anlatımıyla öne çıkan Donbass, Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Yönetmen ödülünü kazanmıştı

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/iIbvlwbq_CQ

Eldorado, 2018

İsviçre |DCP, Renkli, 90′ |Almanca, Fransızca, İtalyanca

Yönetmen: Markus Imhoof

Markus Imhoof bu belgeselinde kişisel tarihini Avrupa’nın güncel mülteci krizine başarısız yaklaşımıyla bir arada sunuyor. Yönetmen, kendi çocukluğunda 2. Dünya Savaşı sırasında evlerine aldıkları İtalyan Giovanna ile arkadaşlıklarının küresel politikalar yüzünden nasıl bozulduğunu hatırlayarak güncel duruma bakıyor. Belgeselde Libya’dan gemiyle Avrupa’ya gelen ve kamplara yerleştirilen göçmenlerin içinde bulundukları zorlu yaşam şartlarını ve kamplardan kaçıp geçinmek için domates tarlalarında işçilik yapanları izliyoruz. Eldorado,yalnızca insanların yer değiştirmesini değil, kâr etme pratiğindeki ahlak yoksunluğunu da merceğine alan dikkat çekici bir yapım.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/m6NZoSfFYOk

Göç Mevsimi (Pjaros De Verano) 2018

Kolombiya |DCP, Renkli, 125′ |Wayuu dili, İspanyolca, İngilizce

Yönetmen: Cristina Gallego, Ciro Guerra

Oyuncular: Natalia Reyes, Carmiña Martínez, José Acosta

Kolombiya’nın bu yılki Oscar adayı Göç Mevsimi, uyuşturucu kaçakçılığının tarihine dair gerçek bir hikâye sunuyor. Wayuu kabilesine mensup bir ailenin kızı Zaida’yla evlenmek ve toplumdaki yerini kanıtlamak isteyen Raphayet, Zaida için istenen başlık parasını denkleştirmek için yasa dışı yollara başvurur. İlk olarak Amerikalı birkaç hippiye sattığı uyuşturucunun ne kadar kârlı olduğunu anlayınca boyundan büyük işlere kalkışacaktır. Son zamanlarda izlemeye alışkın olduğumuz Güney Amerika’daki uyuşturucu kaçakçılığı konusuna taze ve etkileyici bir bakış sunan Göç Mevsimi, görsel olarak da çok etkileyici.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/htDO3BpyM-I

Kefernahum (Capharnaüm) 2018

Lübnan |DCP, Renkli, 120′ |Arapça

Yönetmen: Nadine Labaki

Oyuncular: Zain Al Rafeea, Yordanos Shiferaw, Boluwatife Treasure Bankole

Filmlerinde çok farklı konular üzerinden de olsa, Lübnan’daki hayatın çeşitli yönlerine, hayatın adaletsizliği ve ekonomik eşitsizlik gibi temaları odağına alan Nadine Labakibu kez de 12 yaşlarındaki Zain’in hikâyesi üzerinden anlattığı, dokunaklı bir filmle karşımızda. Kendisini dünyaya getirdikleri için ailesini dava eden, doğum belgesi bile çıkartamadıkları için yaşını kimsenin tam olarak bilmediği,kimliği olamayan ve bu yüzden ne okula gidebilen ne de hastaneye kabul edilen Zain,  Lübnan’ın yoksul mahallelerinde çalışarak hayata tutunmaya çalışıyor. 11 yaşındaki kız kardeşi yanında çalıştığı adama satılınca sabrını kaybediyor. Kadrosu neredeyse tamamen amatör oyunculardan oluşan film, izleyenlere verdiği gerçeklik duygusunun yanında masalsı bir atmosfer de sunuyor.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/j8yBQDKwUFw

Girl, 2018

Belçika |DCP, Renkli, 105′ |Fransızca, Flamanca

Yönetmen: Lukas Dhont

Oyuncular: Victor Polster, Arieh Worthalter, Oliver Bodart

Lara, babası ve erkek kardeşi ile birlikte Belçika’nın en iyi dans okulunda bale eğitimi görmek üzere yeni bir şehre taşınmıştır. Bir yandan da cinsiyet değişikliği süreci devam etmektedir. Henüz 15 yaşında olan ve bir erkeğin bedeninde doğmuş bu kızın ailesi, okul arkadaşları ve doktorları oldukça anlayışlı ve destekleyici davransalar da Lara’nın savaşı daha çok kendiyledir. Hem balerin olma yolundaki fiziksel zorluklarla hem de günlük hayatında onu erkek gibi gösterecek her türlü şeyden kaçınmak için kendi üzerinde kurduğu baskıyla başa çıkmak zorundadır.Victor Polster’ın başarılı performansıyla hayat bulan Kız, Cannes’da En İyi İlk Film ödülüne layık görülmüştü.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/fh0x2eQ8KLA

Mirasçılar (Las Herederas) 2018

Paraguay |DCP, Renkli, 95′ |İspanyolca

Yönetmen: Marcelo Martinessi

Oyuncular: Ana Brun, Margarita Irun, Ana Ivanova

Marcelo Martinessi imzalı bir ilk uzun metraj olan Mirasçılar, Paraguay’ın kaybolmakta olan elit kesimi, sosyal sınıf ve arzular gibi temaları uzun yıllardır birlikte yaşayan ik kadının maddi sorunlar karşısında yaşadıkları zorlu süreç üzerinden işliyor. Chela ile Chiquita’nın miraslarından geriye kalan son eşyaları bir bir satmak zorunda kalmaları ve Chiquita’nın borçları yüzünden dolandırıcılıkla suçlanarak hapse girmesi Chela’yı depresyona sürüklüyor. Geçmişten kopmakta bir hayli zorlanan Chela, bir gün komşusunun ricasıyla onu gideceği briç oyununa bıraktıktan sonra ne olduğunu anlamadan kendini korsan taksicilik yaparken bulunca, yeni meşgalesi ona hem yeni bir aşkın hem de beklenmedik bir özgürleşmenin yolunu açıyor.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/E7zELAeLObc

Asla Gözlerini Kaçırma (Werk Ohne Author) 2018

Almanya |DCP, Renkli, 188′ |Almanca, Rusça

Yönetmen: Florian Henckel von Donnersmarck

Oyuncular: Tom Schilling, Sebastian Koch, Paula Beer

Almanya’nın bu yılki Oscar adayı, adından sıklıkla yaşayan en büyük ressamlardan biri olarak söz ettiren Gerhard Richter’in hayatından esinleniyor. Film çalkantılı geçen 20. yüzyıl Almanya tarihinden de birçok iz taşıyor. Hikâyede Kurt Barner ismiyle gördüğümüz genç sanatçı, Batı Almanya’ya göçmesine rağmen çocukluğundan getirdiği Nazi Almanya’sı travmalarını üzerinden atamamıştır. Sanatla olan bağları önce Nazilerin modernizme karşı çıkmaları, sonra komünistlerin yalnızca sosyal realizmi kabul etmeleri yüzünden sekteye uğrayan Kurt, okulda tanıştığı hayatının aşkı Ellie sayesinde yalnızca kendi kaderinin değil, tüm bir kuşağın travmaları üzerine yapıtlar üretmeye başlayacaktır.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/vfUK_adu26g

Pastacı (The Cakemaker) 2018

İsrail |DCP, Renkli, 104′ |İbranice

Yönetmen: Ofir Raul Graizer

Oyuncular: Tim Kalkhof, Sarah Adler, Roy Miller

Oren iş için sıklıkla gittiği Berlin’de eşinin sevdiği kurabiyelerden almak için Thomas’ın kafesine uğrar. Bu ziyaretler zamanla tanışıklığa ve sonunda da beklenmedik bir aşka dönüşecektir. Oren’in aniden ölümü, Thomas’ın kendini Kudüs’te Oren’in ailesi ile birlikte yaşadığı şehirde bulmasıyla sonuçlanır. Genç adam ölen sevgilisinden geriye kalanlarla baş başa kalacaktır. Yönetmen Ofir Raul Graizer bu ilk filminde, aile bağları, aşk, yas ve din temalarını öne çıkaran dokunaklı bir drama imza atıyor.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/h3SHW3HTXtk

Roma, 2018

Meksika |DCP, Siyah- Beyaz, 135’| İspanyolca, İngilizce

Yönetmen: Alfonso Cuarón

Oyuncular: Yalitza Aparicio, Marina de Tavira, Diego Cortina Autrey

Alfonso Cuarón’un yazıp yönettiği, aynı zamanda da görüntü yönetmenliğini üstlendiği Roma, 1970’lerde başkent Meksiko’da, giderek dağılan orta sınıf bir aileyi ve yanlarında çalışan Cleo’nun hikâyesini anlatıyor. Otobiyografik bir hikâye olmasına rağmen Cuarón’un çocukluğunun temsiline değil Cleo’ya odaklanan filmde, ailenin babasının iş için çıktığı bir geziden hiç dönmemesini takip eden bir dizi felaket karşısında hizmetçi kadın bir yandan kendi zorluklarıyla baş ederken aileyi de bir arada tutmaya çalışıyor.  Dönem filmi beklentilerini boşa çıkaran, pürüzsüz bir görüntüye sahip, her bir karesi özenle seçilmiş, panoramik ölçekli olmakla beraber derin kişisel hatıraları şiirsel bir dille perdeye taşıyan Roma, hafıza üzerine bir başyapıt niteliğinde.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/EF1q8PWqDfg

  • Yeşil Gazete konuk yazarlarından Abdullah Onay’ın filme dair farklı bir bakış açısıyla kaleme aldığı “Bütün yollar Roma’ya, bütün eşitsizlikler aynı ideolojiye çıkar” yazısını bugün Kültür-Sanat sayfamızda okuyabilirsiniz.
Soğuk Savaş (Zımna Wojna) 2018


Polonya, Fransa, İngiltere |DCP, Siyah-Beyaz, 88′ |Lehçe, Fransızca, Almanca

Yönetmen: Pawel Pawlikowski

Oyuncular: Joanna Kulig, Tomasz Kot, Borys Szyc

Bir önceki filmi Ida ile Oscar’a layık görülen Pawel Pawlikowski, yeniden bol ödüllü ve Oscar adayı bir filmle karşımızda. 2. Dünya Savaşı sonrasının yıkık dökük Polonyası’nda,ülkenin folklorunu yeniden canlandırması için dans ve müzik topluluğunun başına sanat yönetmeni olarak atanan Wiktor, seçmeler sırasında Zula’nın yalnızca sesine değil saçtığı ışığa da aşık olur. Soğuk Savaş, bu iki müzisyen arasındaki aşkın melankolik olduğu kadar tutkulu bir portresini çiziyor. Siyah-beyaz çekilen bu minimalist filmin cazdan folk müziğine uzanan geniş müzikal yelpazesi de dikkat çekiyor.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/BvPkDdFeTk8

Suçlu (Den Skyldige) 2018

Danimarka |DCP, Renkli, 85′ |Danca

Yönetmen: Gustav Möller

Oyuncular: Jakob Cedergren, Jessica Dinnage, Omar Shargawi

Polis memuru Asger Holm, davası sonuçlanana kadar rütbesi düşürülerek acil durum çağrı merkezinde masabaşı görevine verilmiştir. Sıkıcı ve yavaş geçmesini beklediği bu görevdeki gecesi kaçırılan bir kadından aldığı telefonla aniden hareketlenir.Çocuklarının evde yalnız kaldığını da öğrendikten sonra kadını kurtarmaya kendini adayan Asger, kapalı kaldığı polis merkezindeki masasının başında olayı çözmek için aklına gelen her yolu deneyecektir. Tek mekânda geçmesine rağmen izleyenlere nefes nefese bir polisiye deneyimi yaşatan Suçlu, toplumun masumiyet, iyilik ve suç algısını sorguluyor.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/dpzOzwipKTU

Şüphe (Beoninıg) 2018

Güney Kore |DCP, Renkli, 148′ |Korece, İngilizce

Yönetmen: Chang-dong Lee

Oyuncular: Ah-in Yoo, Steven Yeun, Jong-seo Jun

Güney Koreli usta yönetmen Chang-don Lee imzalı Şüphe, Haruki Murakami’nin bir kısa hikâyesinden sinemaya uyarlanmış. Yazar olmak isteyen, kurye olarak çalışan Jongsu çocukluk arkadaşı Haemi’yle karşılaşınca önce onu tanıyamaz. Sonradan estetik yaptırdığını öğrendiğimiz bu çekici ve enerjik genç kadın Jong-su’yla birlikte olduktan sonra bir Afrika seyahatine çıkar. Genç adamın aklından çıkmayan Haemi, Afrika’dan döndüğünde yakışıklı ve zengin yeni sevgilisi Ben de yanındadır. Ancak Ben’de şüphe uyandıran, Jong-su’nun tam adını koyamadığı bir şeyler vardır. Cannes’da dünya prömiyerini yapan Şüphe, basit bir aşk üçgenini anlatıyor gibi görünse de, birçok alt metni bünyesinde barındıran sürükleyici bir yapım.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/wi6Kw7V8gXk

Woman At War (Kona Feri Strid) 2018

İzlanda |DCP, Renkli, 100′ |İzlandaca

Yönetmen: Benedikt Erlingsson

Oyuncular: Halldóra Geirharðsdóttir, Jóhann Sigurðarson, Juan Camillo, Roman Estrada

Çevreci bir aktivist olan Halla, yaşadığı bölgedeki doğal güzellikleri koruyabilmek uğruna sahip olduğu her şeyi riske atarak, enerji nakil hatlarını elinden hiç düşürmediği oku ve yayıyla bir bir sabote etmektedir. Basın tarafından “Dağların Kadını” olarak adlandırılmıştır ve yakalanmamak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Evlat edinme başvurusunun kabul edildiğini öğrendiğinde ise tüm planlarını yeniden gözden geçirecektir. İzlanda’nın muhteşem doğasını arkasına alan ve günümüzün küresel meselelerine kuzeyli mizahını elden bırakmadan değinen Woman At War, izleyiciyi düşündüren, düşündürürken de güldüren sürükleyici bir kahramanlık hikâyesi anlatıyor.

Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz: https://youtu.be/SJTKHzNnzEk

Filmler Türkçe alt yazılı olarak gösterilecektir. Gösterimlerden 5 dakika önce salonda yerinizi almanız gerekiyor.

Keyifli seyirler!

Yeşil Gazete