Ana Sayfa Blog Sayfa 2390

Bülent Şık’a 1 yıl 3 ay ertelemesiz hapis cezası

Sağlık Bakanlığı’nın gizlediği raporu halka duyurduğu gerekçesiyle yargılanan Bülent Şık’ın davasında karar çıktı: Göreve ilişkin bilgilerin açıklanması’ndan 1 yıl 3 ay. Ceza ertelenmedi.

Sağlık Bakanlığı’nın halktan gizlediği kanser raporunu bir yazı dizisiyle halka duyurduğu gerekçesiyle 12 yıla kadar hapsi istenen bilim insanı Bülent Şık hakkında açılan davada karar çıktı. Şık, “yasaklanan bilgilerin temini” suçlamasından beraat ederken; “göreve ilişkin bilgilerin açıklanması” suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza ertelenmedi. Karar istinafa gidecek.

Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde görülen davayı, Antalya ve Ankara Barosu’ndan temsilciler, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Oya Ersoy ve Ahmet Şık, HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Barış Akademisyenleri, hak savunucuları ve çok sayıda yurttaş izledi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek duruşma, mekanın küçük olması nedeniyle 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda Duruşmada Bülent Şık ve avukatları hazır bulundu.

‘Bakanlığın sessiz kalması suçu büyütüyor’

Esasa ilişkin beyanda bulunan Bülent Şık, Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü saha çalışmalarının biteli dört yıl olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ben Cumhuriyet gazetesinde çalışmadan elde edilen kısmi bulguları kamuoyuna duyuralı bir buçuk yıl oldu. Bütün bu zaman zarfında bazı siyasal parti temsilcileri, tabipler odası, TMMOB bünyesindeki çeşitli meslek örgütleri, sendikalar, insan hakları örgütleri, sağlık, doğa, çevre, gıda ve ekoloji alanlarında faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşu bakanlıktan araştırmadan elde edilen sonuçların açıklanması ve tespit edilen sorunların çözümü için ne gibi önlemler alındığı hakkında bilgi verilmesi talebinde bulundular. Aynı talepler duruşmalara katılan ve bir kısmı baroları temsilen gelen avukatlar aracılığıyla mahkemenizde de dile getirildi. Bir kamu kurumu olan bakanlık böylesine geniş bir kamu kesimince dile getirilen bir talebi nasıl sessizlikle karşılar anlamak güç. Sessiz kalması Sağlık Bakanlığı’nın işlediği suçu büyütüyor” dedi.

Şık şöyle devam etti:

“Toksik ve kanserojen kimyasallardan kaynaklanan çevre kirliliği başta çocuklar olmak üzere, insan ve doğal hayatın sağlığına yönelik olarak ciddi bir risk oluşturur ve bu riski bertaraf etmek için ilgili kamu kurumlarının gereken tedbir ve güvenlik önlemlerini alma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğü yerine getirmemek, açıkça ve bilinçli bir şekilde insanları tehlikeye atma suçunu işlemek olarak görülmelidir. Ben bu suçu işlemedim, o nedenle beraatımı talep ediyorum.”

‘Şık yurttaşlık görevin yerine getirdi’

Avukat Can Atalay ise “Ekolojik yıkımın faillerinden bahsetti müvekkilim. Sadece biz değil tüm dünya kamuoyunun gündemi bu. Bülent Şık, nitelikli bir yurttaşlık ödevi uygulamasında bulunmuştur. Bunu, sizin ya da benim bilemeyeceğimiz teknikleri kullanarak, tespitler yaparak gerçekleştirmiştir.Kamu idaresi görevlileri hangi fabrikanın nehirlere atık su akıttığını, hangi yasak pestisitlerin kullanıldığını biliyor. Gereğini yerine getirmiyorlarsa suçu burada aramak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Atalay’ın ardından söz alan Avukat Tora Pekin ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili verdiği kararları hatırlattı. Ümraniye çöp patlaması ile ilgili AİHM’nin Türkiye’yi yurttaşları bilgilendirmediği gerekçesiyle mahkum ettiğini ifade eden Pekin, TÜİK’in de 2019 araştırmasında Türkiye nüfusunun yüzde 22’sinin, Trakya’daki nüfusun ise yüzde 25’inin kanser olduğunu açıkladığını belirterek “TÜİK’in kendisi de Şık’ın duyurduğu araştırma sonuçlarını teyit ediyor” dedi.

Erteleme yok

Kararını açıklayan mahkeme başkanı Şık’ın “yasaklanan bilgilerin temini” suçlamasından beraatine; “göreve ilişkin bilgilerin açıklanması” suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Kararda “sanığın pişmanlığı olmadığı” gerekçesiyle hapis cezasında erteleme yapılmadı. Karar itiraz yoluyla istinafa taşınacak, istinaf hükmünden sonra ceza kesinleşecek.

‘Davanın özü çocuk sağlığını korumak’

Dava sonrası adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Bülent Şık, burada toplananlara da  şunları söyledi: “Bu davanın özü çocuk sağlığını korumakla ilgili. Çevre kirliliği ne kadar yoğunsa bir bölgede çocuk sağlığı o ölçüde riske giriyor. Bu dava aslında çocuklarının sağlığını korumakla devletinin yurttaşların bilgi vermemesi ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Verilen bu kararla aslında halk sağlığını doğrudan ilgilendiren milyonlarca yurttaşı ilgilendiren bir araştırmanın sonuçlarının gizli tutulabileceği ortaya çıkarılmış oldu. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ben elinde sonunda bu araştırmanın topluma yansıyacağınu düşünüyorum. Benim ceza almış olmam davanın özünü değiştirmeyecek.”

Toplanma alanı bilmecesi: Onbinlerce mi, 77 mi, 859’mu?

Deprem sonrası toplanma alanları konusunda kafalar karışık. Cumhurbaşkanı Erdoğan, onbinlerce toplanma alanı olduğunu söylerken, İBB Başkanı İmamoğlu, 859 rakamını verdi. İstanbul Kent Savunması ve TMMOB’e göre ise, 407 olan sayı 77’ye düştü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki  (ABD) temasları sonrası Türkiye’ye döndü. İstanbul Havalimanı’nda basına açıklama yapan Erdoğan, İstanbul’daki depremde, yaralı sayısının sekiz olduğunu açıkladı. Yetkililerin harekete geçtiğini anlatan Erdoğan, böyle zamanlarda yapılan açıklamalara itibar edilmemesi gerektiğini söyledi; “İstanbul’da AFAD‘ın onbinlerce şu anda ilan edilmiş toplanma alanı söz konusudur. Bunlar AFAD’ın sitesinden sürekli yayınlanmaktadır” dedi.

407 olan afet toplanma alanı 77’ye düştü

İstanbul Kent Savunması ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ise Marmara Denizi merkezli 5.8 büyüklüğündeki deprem sonrası yaptığı açıklamada deprem toplanma alanlarının sayısının 77’ye düştüğünü açıkladı. 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi sonrası bu rakam 407’ydi.

Platform İstanbul’da başta deprem olmak üzere afetlere karşı toplanma alanlarının belirlenmeli gerektiğini ve daha geç olmadan mahalle mahalle örgütlenme başlatılması gerektiğini ifade etti.

İMO Başkanı Suna: Toplanma alanlarının dörtte üçü imara açıldı

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, 1999 Gölcük Depremi’nin yıldönümünde; 2002’de 496 deprem toplanma alanı olduğunu geçen süreçte bu alanların dörtte üçünün imara açıldığını söylemişti. Bianet’e konuşan Suna şu vurguları yapmıştı: “2002’de İstanbul Valisi’nin başkanlığında kurulan İl Afet Koordinasyon Kurulu İstanbul’da 496 tane toplanma alanı yeri tespit etmiş ve 562 adet de acil kaçış yolu belirlemişti.”Peki o günden bugüne baktığımızda 496 alan ne oldu? Dörtte üçü imara açıldı. Hepsine rezidanslar, AVM’ler yapıldı. Ranta açıldı. Elimizde kala kala 77 tanesi kaldı.

İstanbul’da yaşayan herkes ilçesini mahallesini sokağını girdiği zaman nerede toplanacağını gösteren bir çizelge var ama orada gösterdikleri yerler okul bahçeleri, cami avluları, boş alanlar, parklar, bazı sitelerin bahçeleri. Yanıltma var burada.

‘5 kişinin ayakta beklediği yer toplanma alanı değildir’

“Biz deprem toplanma alanı dediğimiz zaman, barınma ihtiyacını karşılayacak şekilde, elektriği, suyu, altyapısı olan alanları anlıyoruz. Yani çadırların, konteynerlerin konulabileceği alanlardır. Yoksa 5 kişinin 10 kişinin ayakta durup bekleyeceği yerler deprem toplanma alanları değildir. “Peki deprem oldu, saatlerce ayakta durdunuz, o kişi gece nerede kalacak. Ayakta mı uyuyacak. Bunlar tamamen yanıltmadır.”

İmamoğlu: 859 toplanma alanı var

Depremin hemen ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi’ne (AKOM) giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi: “İstanbul’da 859 adet deprem toplanma alanının tespitini yaptık. Bunlar arasında hazır olmayanlar var. Bunların çoğu İstanbul’un merkezi ilçelerinde.”

E-Devlet’ten bakılabiliyor

İstanbullular, yaşadıkları yerlerdeki toplanma alanlarına E-Devlet’ten bakılabiliyor. Turkiye.gov.tr adresi üzerinden sisteme giriş yapanlar il, ilçe, mahalle ve sokak ismini girerek ev ve iş yerlerine en yakın toplanma alanlarının yerlerini öğrenebiliyor. Bunun için E-Devlet içerisindeki arama motoruna “Acil Toplanma Alanı Sorgulama” yazılması ve yönergelerin takip edilmesi yeterli

İmamoğlu: Bugün ciddi bir ikaz aldık

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, korkutan İstanbul depremi sonrası AKOM’da süreci takip etti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da gerçekleşen depreme ilişkin yaptığı açıklamada, İstanbulluların bugün ciddi anlamda ikaz aldığını söyledi; “Milletçe bu ikazı değerlendirmekle mesulüz. Süreci takip ediyoruz” dedi.

Depremin hemen ardından AKOM‘A giden İmamoğlu, İstanbul’daki binalarla ilgili sıkıntıların rahatsız edici olduğunu ifade ederek, “Afet bilincini geliştireceğiz. Ciddi eğitimlerimiz olacak. Hazırladığımız uygulamayı devreye almak için hazırladığımız çalışma bitmek üzere” diye konuştu.

‘Çalışmalarımız bitmek üzere’

İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle:

“Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinde’yiz. Bütün İstanbullu hemşerilerime geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorum. Buradan bütün İstanbullu hemşerilerime söylemek isterim ki can kaybımız ve ciddi anlamda yaralanma ihbarı yok. Yapılarla ilgili bir kısım ihbarlar aldık. Sadece Avcılar ve Sarıyer dışında yapı yıkımlarıyla ilgili ihbarlar asılsız çıktı. Deprem biliyoruz ki İstanbul’un, doğanın bir gerçeği. Deprem tek başına insan öldürmüyor, ihmal öldürüyor. İstanbul’a en hızlı şekilde İstanbul’a hep birlikte müdahale edeceğiz. 20 yıldır depremle ilgili hepimiz teyakkuzdayız ama ne yazık ki İstanbul’da riskli bina sayısı hepimizi rahatsız etmekte. Göreve gelir gelmez başladığımız alanlardan biridir. Afet bilincini geliştireceğiz. Ciddi eğitimlerimiz olacak. Hazırladığımız uygulamayı devreye almak için hazırladığımız çalışma bitmek üzere. İstanbul’da 859 adet deprem toplanma alanının tespitini yaptık. Bunlar arasında hazır olmayanlar var. Bunların çoğu İstanbul’un merkezi ilçelerinde.

Çalışmalarımız var ama dediğim gibi bugün ciddi bir ikaz aldık. Milletçe bu ikazı değerlendirmekle mesulüz. Görevimizi son noktasına kadar gerçekleştireceğiz. İGDAŞ SCADA diye bilinen merkezimizde arkadaşlarımız süreci takip ediyor. Diğer iştiraklerimizde sürece müdahale etmek için bekliyoruz.”

Deprem sonrası cep telefonları çalışmadı, trafik kilit

İstanbul’da öğle saatlerinde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin hemen ardından, cep telefonları çalışmadı. Yakınlarına ulaşmak isteyenlerin trafiğe çıkması yüzünden, İstanbul yolları kırmızıya boyandı. Aileler çocuklarına ulaşamadı.

deprem

İstanbul’da meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki deprem sonrası, panik yaşayan vatandaşlar yakınlarından haber alabilmek için telefona sarıldı. GSM operatörleri kısa süreli olarak hizmet dışı kaldı, aileler okullardaki çocuklarına ulaşamadı.

Kent genelindeki okul ve hastaneler başta olmak üzere kamu ve özel iş yerlerindeki vatandaşlar tahliye edilirken, trafik kilitlendi. Yakınlarına ulaşmak isteyenlerin yollara çıkması yüzünden, araçlar uzun süre yollarda kaldı.

İBB yol durumun haritasına göre belirli noktalarda trafik kilitlendi.

İstanbul’un ardından Çanakkale de sallandı

İstanbul’da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde de 3,8 şiddetinde deprem meydana geldi. AFAD Deprem Daire Başkanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yerin 8,54 kilometre altında saat 15.33’te 3,8 şiddetinde deprem meydana geldi. Deprem, Ayvacık ilçe merkezi ve civar köylerde hissedilirken, can ve mal kaybı olmadığı bildirildi.

Acil toplanma alanlarını nasıl bulabilirsiniz?

İstanbul’da 5.8 büyüklüğünde meydana gelen deprem, acil toplanma alanlarını akla getirdi. İl genelindeki toplam 859 toplanma alanına dair bilgiye e-devlet üzerinden ulaşılabiliyor.

Marmara Denizi, Silivri’de meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki deprem, akla acil toplanma alanlarını getirdi. 1999 Gölcük depreminden sonra İstanbul’da oluşturulan pek çok acil toplanma alanının imara açıldığı ve üzerlerine işyerleri, AVM’ler yapıldığı biliniyor. Kalan sınırlı sayıdaki acil toplanma alanlarının nerede olduğunu bilmek isteyen vatandaşlarsa e-devlet üzerinden il, ilçe, mahalle ve sokak ismini girerek ev ve iş yerlerine en yakın toplanma alanlarının yerlerini öğrenebiliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, depremin hemen ardından gittiği AKOM’da toplanma yerleriyle ilgili şunları söyledi: “İstanbul’da 859 adet deprem toplanma alanının tespitini yaptık. Bunlar arasında hazır olmayanlar var. Bunların çoğu İstanbul’un merkezi ilçelerinde.” İmamoğlu, çalışmalarını hızlandırdıklarını ve süreci takip ettiklerini söyledi.

AFAD’ın sitesinde, herhangi bir afet sonrasında toplanılmaya uygun bölgeler ile ilgili verilen bilgi şöyle:

“Acil durum toplanma alanları ile ilgili bilgi almak isteyen İstanbullular E-Devlet’e  giriş yaparak “Acil Toplanma Alanı Sorgulama” başlığından ikametlerine en uygun toplanma alanları bilgilerini öğrenebileceklerdir.”

 

İstanbul’da deprem: 5.8

İstanbul’da saat 13.59’da5.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. En büyüğü 4.2 olan 28 artçı oldu, sekiz kişi hafif yaralandı. İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Yalova’da okullar tatil edildi

İstanbul‘da merkez üssü Marmara Denizi Silivri açıkları olan 5.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Merkezi depremin büyüklüğünü 5.7 olarak duyurdu. Ardından bu rakam 5.8 olarak revize edildi. Saat 13.59’da meydana gelen depremin derinliği 6.99 kilometre olarak kaydedildi. İstanbul genelinde şiddetli bir şekilde hissedilen sarsıntı büyük paniğe neden oldu. Valilik, kentteki ilk ve orta dereceli bütün okulların tatil edildiğini açıkladı. Depremin hissedildiği Kocaeli, Bursa ve Yalova’da da okullar tatil.

Depremde can kaybı yaşanmadığı, ancak sekiz kişinin hafif yaralandığı bildirildi. Kentte hasar tespit çalışması başlatıldı. Öte yandan Avcılar’da bir binanın çöktüğüne yönelik ihbarlar geldiği belirtildi. Deprem sırasında korku ve panik içinde sokaklara çıkan halk, hala evlerine ve işyerlerine girmiş değil.

Kızılay: Riskli binalara girmeyin 

Türk Kızılay Başkanı Kerem Kınık, “Yer kabuğunu kırabilecek bir enerji oluşturabileceğinden hasarlı ve riskli binalardaki vatandaşlarımızın evlerini terk etmeleri gerekiyor” denildi. Kınık, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, depremin Marmara’da beklenen deprem fayında yaşandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Orta büyüklükte bir deprem ve bir iki hafta bu hatta artçılar, 4 ve üzeri sürebilir. Yer kabuğunu kırabilecek bir enerji oluşturabileceğinden hasarlı ve riskli binalardaki vatandaşlarımızın evlerini terk etmeleri gerekiyor.”

‘6.9 büyüklüğünde deprem üretebilecek bir fay üzerinde’

Dokuz Eylül Üniversitesi’den Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Avcılar, zemini çürük yerlerde AFAD yetkililerine bilgi verilmeli. Bağımsız bir deprem. Fayın başka bir noktası kırılmış olmalı. Şu anda kırılmakta olan parça 50 kilometre uzunluğunda. Bundan sonra artçı şoklar devam edecektir.  6.9 büyüklüğünde deprem üretebilecek bir fay üzerinde deprem oldu. İstanbul’un güneyinde parça henüz kırılmış değil” diye konuştu.

‘Büyük depremin şiddetini azaltmaz’

ODTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr Haluk Sucuoğlu, depremin bağımsız bir deprem olabileceğini söyledi. Sucuoğlu, “5.8 daha ciddi, 4.6’lık deprem gibi değil. Orta şiddetli bir deprem sınıfına girmiş oluyor. Öncü olup olmadığı bilinmiyor. Faydalı bir deprem olarak görülebilir. Ama bu İstanbul’da beklenen 7 büyüklüğündeki depremin şiddetini azaltmaz” diye konuştu.

‘Daha büyüğün geleceği beklentisi yok’

Jeofizik Yüksek Mühendisi Övgün Ahmet Ercan ise şunları söyledi:  Daha önce ki açıklamalarımda iki deprem olacağını söylemiştim. Silivri ve Marmara Ereğlisi açıklarında. Bir deprem de Küçükçekmece önlerinde 5.00 – 6.00 arasında deprem olacağını açıklamıştım. Bu depremler olmadan önce yer gerginliğini belirtmek için 4- 5.5 arasında deprem üreteceğini ve korku salacağını da açıklamıştım. Bu depremlerden biri bugün oluştu. Jeofizik bilgisi açısından bu depremin oluş yeri derinliği bize gelecek depremin nerede, hangi derinlikte olacağı üzerine bir bilgi vermiştir. Bu küçük büyüklükte bir depremdir. Silivri, Kumburgaz ve Marmara Ereğlisi, Tekirdağ, Çorlu dolaylarında sarsıntı büyük hissedilmiştir. Bunun nedeni deprem odağının sığlığıdır ve Trakya’da o bölgede yerin gevşek olmasından kaynaklıdır. Yıkıcı değildir.İstanbul’da yıkıcı olabilmesi için eşik değer 6.1 büyüklüğüdür. Büyük depremi 2045’den önce beklemiyorum. Ancak büyük deprem olana kadar küçük depremleri görmemiz beklenen bu olaydır. Bu depremin ardından daha büyük bir depremin geleceği beklentisi yoktur.

Marmara beşik gibi

Aynı bölgede önceki gün 4.6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Marmara Denizi’nde de gün içinde de saat 12.00’de 2.9; 10.52’de 2.1, 10.32’de 3.6 büyüklüğünde depremler meydana gelmişti.

Depremin ardından en büyüğü 4.2 olan toplam 28 artçı deprem yaşandığı bildirildi.

Avcılar’da caminin minaresi yıkıldı, üç binada hasar var

Şiddetli depremde Avcılar Merkez Camii’nin minaresi yıkıldı, Beyoğlu’nda bir bina mühürlendi, Şirinevler, Sultangazi ve Eyüp’teki üç binada hasar meydana geldi.Çok katlı binaların beşik gibi sallandığı depreme depreme yolda yakalananlar oldu. Deprem anında işyerlerinde olanlar büyük korku ve panik yaşayarak, kendilerini dışarıya attı.  Bazı dükkanlar kepenk kapattı.

İmamoğlu: AKOM teyakkuzda

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu deprem sonrası yaptığı açıklamada, “Marmara Denizi Büyükçekmece açıklarında 12 km derinlikte 5.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Tüm bölgeye geçmiş olsun, AKOM teyakkuz halinde, can ve mal kaybına dair herhangi bir bilgi ulaşmış değil” dedi.

AFAD: 4,5 büyüklüğünde artçılar meydana gelebilir 

AFAD Daire Başkanı, “Kuzey Anadolu fayında meydana geldi. Silivri kıyılarında şiddetli hissedildi. 4,5 veya 4,6 şiddetinde artçı yaşanabilir. Hasarlı binaya girmeyin” uyarısında bulundu.

İstanbul Valiliği’nden açıklama

İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada da, İçişleri Bakanlığı (AFAD) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan alınan bilgiye göre; Marmara Denizi (Silivri açıklarında) bugün saat 13.59’da 5.8 Mw büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Meydana gelen deprem sonrasında saat 14.20 itibariyle ilimizdeki AFAD, AKOM, 112, 155, 156 ihbar hatlarına herhangi bir hasar ihbarı yapılmamıştır. Bütün birimlerimiz depremin ilimizdeki etkilerini yakından takip etmektedir.” denildi.

Bursa, Kocaeli ve Sakarya’da da hissedildi

Merkez üssü Marmara Denizi, Silivri olan 5,8 büyüklüğündeki deprem, Bursa, Kocaeli ve Sakarya’da da hissedildi. Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, Gebze ilçesinde bulunduğunu belirterek, ilk bilgilere göre depremin hissedildiği kentte olumsuz bir durum olmadığını söyledi. Vali Aksoy, “Tekli eğitim yapanların zaten çıkma zamanı. Öğrencileri bir süre tedbir amaçlı bahçelerde tutacağız.” dedi.

Sakarya İl AFAD Müdürlüğü yetkilileri de şu ana kadar kentte olumsuz bir durum olmadığını bildirdi.

Ayrıntılar geliyor…

 

 

Türk-İş: Eylül’de açlık sınırı 2 bin 65, yoksulluk sınırı 6 bin 700 liraya yükseldi

Türk-İş’in araştırmasına göre, eylül ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı ağustos ayına göre 2.058 liradan 2 bin 65 liraya, yoksulluk sınırı ise 6.705,94 liradan 6.724,81 liraya çıktı.

Türk-İş tarafından çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yapılan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması” eylül ayı sonuçları açıklandı.Araştırmaya göre, eylülde 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden “açlık sınırı” 2 bin 64 lira 52 kuruş olarak belirlendi.

Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen “yoksulluk sınırı” ise 6 bin 724 lira 81 kuruş oldu.

Evli olmayan, çocuksuz bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 2 bin 536 lira 42 kuruş olarak hesaplandı.

Ankara’da yaşayan 4 kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı önceki aya göre 0,28 oranında arttı. Bu yılın 9 aylık döneminde fiyatlardaki artış yüzde 6,36 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibarıyla artış oranı -baz etkisiyle- yüzde 9,05 olarak hesaplandı.

Tavuğun fiyatı gerilerken yumurtanın arttı

Araştırmaya göre, süt, yoğurt, peynir grubunda bu ay önemli bir fiyat değişikliği tespit edilmedi. Kıyma ve kuşbaşı et ile sakatat ürünleri fiyatları bu ay yine değişmezken, tavuk fiyatı gerilemeye devam etti.Yumurtanın fiyatı bu ay daha da artarak tanesi 75 kuruşa ulaştı. Mevsimin başlamasıyla balık daha düşük fiyatla tezgahlarda yerini aldı.. Bakliyat ürün fiyatları bu ay kırmızı mercimekteki artışın dışında değişmedi. Gıda harcamasında günlük tüketimi sık olan yaş sebze ve meyve fiyatları bu ay yine mutfak harcamasını olumlu etkiledi. Ailenin harcamalarında önemli ağırlığı olan yaş sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı bu ay 5,60 lira olarak hesaplandı. Sebze ortalama kilogram fiyatı bu ay 5,41 liraya yükselirken, meyve ortalama kilogram fiyatı 5,85 liraya geriledi.

Temel gıda ürünlerinde fiyat yükseldi

Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta makarna fiyatı arttı fakat diğer ürünlerin fiyatı aynı kaldı. Tereyağı, margarin, zeytinyağı ve ayçiçeği yağı fiyatı bu ay değişmedi. Siyah zeytin fiyatında artış, yeşil zeytin fiyatında azalış ortalamada fiyatları geriletti. Çay fiyatındaki artış bu ay etikete yansıdı. Şeker ve tuz ile bal, pekmez fiyatı aynı kalırken reçel fiyatı arttı.

 

Atlas Sarrafoğlu: Geleceğimizi çalmayın

İklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu ve Greenpeace Akdeniz Okyanuslar Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş öğrencileri iklim krizini anlattı, insanları harekete geçmeye çağırdı.

İsveçli İklim aktivisti Greta Thunberg’in çağrısıyla Türkiye’de “Gelecek için Cumalar” hareketinin başlatıcılarından Atlas Sarrafoğlu ve Greenpeace Akdeniz Okyanuslar Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş, İde Okulları’nda, çocuklarla iklim krizini konuştu.

12 yaşındaki Sarrafoğlu konuşmasında şunları söyledi: Atmosferin içerisindeki sera gazı dediğimiz bazı gazlar atmosferin daha fazla ısınmasına neden oluyor ve bu da iklim değişikliğine yol açıyor. Pek çok yerdeki ortalama sıcaklıklar artıyor. Geçtiğimiz yıllarda Kuzey kutbundaki buzulların hızla erimesiyle birlikte deniz seviyesi de yükseldi. Avustralya‘nın Queeensland sahili açıklarındaki Büyük Mercan Resifleri‘nin endemik türü olan mozaik kuyruklu fare, iklim değişikliği nedeniyle dünyanın herhangi bir yerinde yok olan ilk memeli olarak kayıtlara geçti. Hal böyle iken bizlerin de bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor. Bu krizin önüne geçilmeyerek geleceğimizden çalınıyor gibi geliyor.”

‘Hala bir şansımız var’

Kaçabileceğimiz başka bir gezegen olmadığını söyleyen Atlas Sarrafoğlu, “Önümüzdeki 11 yıl boyunca iklim değişikliğini önlemek için elimizden geleni yapmalıyız, sonrası için çok geç olabilir.Greta haklı, zaman varken harekete geçmeliyiz” dedi.

‘İyi korunmuş bir çevre paradan daha güçlü bir miras’

Atlas Sarrafoğlu, neden iklim aktivisti olduğunu ve iklim grevi yaptıklarını şöyle anlattı: “Olabilecek felaketlerin nedenlerini engellemek ve bu konuda bir şeyler yapmak istiyoruz. Sadece bizim değil, torunlarımızın torunlarının da daha iyi bir gelecek yaşayabilmesi için çabalıyoruz. Yarın daha iyi bir dünyada yaşayabilmek için bugünden bir şeyler yapmak istiyoruz. O yüzden iklim aktivistiyiz.

İklim grevi yapmaktaki amacımız, bu konuda farkındalık oluşturmak ve sesimizi duyurmak. İyi korunmuş bir çevrenin paradan daha güçlü bir miras olduğunu düşünüyoruz. İsteklerimiz aslında çok somut; petrol, doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıtların kullanılmaması, Paris İklim anlaşmasının meclisten geçmesi ve iklim acil durumu ilan edilmesi şeklinde sıralayabilirim.”

Okyanuslar en önemli oksijen kaynağı

 Okyanusların aldığımız her iki nefesten birini bizim için ürettiğini dile getiren Greenpeace Akdeniz Okyanuslar Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş da şöyle konuştu: “Okyanuslar büyük bir biyoçeşitliliği içerisinde barındırıyor. Ancak, plastik kirliliği deniz canlılarının çeşitliliğini tehdit ediyor ve birçok deniz canlısının nesli tükenmek üzere. Çöpe attığımız her şey bir şekilde deri sırtlı deniz kaplumbağasının midesine gidebiliyor. Deniz canlılarının duyuları yok, plastikleri besin zannedip yiyebiliyorlar ve direkt midelerine giriyor. Bu nedenle, çoğu hayvanın midesinde plastik mevcut ne yazık ki. Ve yediğimiz hayvanlarda mikroplastik olduğu araştırmalarda kanıtlanmış durumda.”

5 trilyon plastik birikti

 1950’lerden bu yana yaklaşık 8.3 milyar ton plastik üretildiğini ve bunların yalnızca yüzde 9’unun geri dönüşüme girdiğini anlatan Ataş, şu anda okyanuslarda 5 trilyon plastik biriktiğine dikkat çekti. Temiz Ataş, “Her elinize plastik geçtiğinde buna gerçekten ihtiyacım var mı, 50 sefer kullanabilecek miyim, bu çubuk krakeri yedikten sonra çöpü nereye gidecek diye düşünün lütfen. Bireysel olarak okyanus elçisi olmak isteyenler bu konuda adım atabilir. Küresel çapta ise BM’lerde okyanusların geleceği için tarihi bir anlaşma müzakere ediliyor” dedi.

 

 

 

Prens Selman’dan Kaşıkçı cinayeti açıklaması: Tüm sorumluluk benim

Bin Selman, birçok organizasyon tarafından Kaşıkçı cinayetinin emrini veren isim olarak gösteriliyor

İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu‘nda gazeteci Cemal Kaşıkçı‘nın 2 Ekim 2018’de öldürülmesiyle sonuçlanan operasyonun emrini vermekle suçlanan Veliaht Prens Muhammed Bin Selman, cinayetteki rolüyle ilgili açıklamalarda bulundu.

PBS‘in Frontline programının sunucusu Martin Smith‘e konuşan Selman, “Cinayet ben görevdeyken işlendi, tüm sorumluluk benim çünkü ben görevdeyken oldu” dedi, ancak Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili herhangi bir plandan haberdar olmadığını söyledi.

1 Ekim’de yayınlanacak olan röportajın fragmanında, Bin Selman’ın “Böyle bir olay sizin haberiniz olmadan nasıl meydana geldi?” sorusuna, “20 milyondan fazla nüfusumuz var, 3 milyon kişi de devlete çalışıyor” cevabı veriyor.  Veliaht prens, Smith’in “Uçaklarınızdan birini alabilirler mi?” sorusunu da “Bu yetkiye sahip bakanlar ve yetkililer var” diye yanıtlıyor.

Kaşıkçı cinayetini işleyen ekip İstanbul’a Suudi Arabistan devletine ait iki uçakla gelmişti.