Ana Sayfa Blog Sayfa 1985

Bakan Koca: Vakalardaki artış sürerse ağır tedbirlere dönebiliriz

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından yazılı bir açıklama yaptı. Koca, son haftalarda artan Covid-19 vakalarına ilişkin “Artış bu hızla devam ederse bir daha yaşamak istemediğimiz ağır tedbirlere dönmemiz gerekebilir” dedi. 

Bakan Koca ağustos ayında açılması planlanan okullarla ilgili “Önerimiz, yüz yüze eğitimin, en az bir ay boyunca başlatılmaması, gerekirse online yapılması, yüz yüze eğitime kademeli geçilmesi yönünde” ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı’nın açıklaması şöyle:

Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısının bugünkü ana gündemi, öğrenci aileleri başta olmak üzere, bütün halkımızın merakla beklediği okulların eğitim-öğretime hazırlanması konusuydu. Bunun yanı sıra, salgının dünyadaki ve ülkemizdeki seyri, vaka artışının sebepleri, vaka sayılarının arttığı illerde alınacak önlemler, hastane kapasitelerimiz ve aşı çalışmaları ele alındı.

‘Türkiye vaka sayılarını şeffaf açıklıyor’ 

Covid-19 salgını, dünyada hız kesmeden yayılmaya, ekonomileri, çalışma hayatını, sosyal hayatı, eğitimi etkilemeye, daha trajik olan sağlık boyutuyla, can almaya devam ediyor. Bugün itibariyle tespit edilebilen vaka sayısı 20 milyon 500 bin, can kaybı ise 746 bini buldu.

Birçok ülkede vakaların tespitinin sağlıklı şekilde yapılmadığını biliyoruz. Ülkelerin büyük bölümü, sağlık altyapısı itibariyle imkânları elvermediği için yeterli tespiti yapamıyor. Gelişmiş ülkelerde ise tarama yapmaktan imtina edildiğini ve ancak hastaneye yatışı yapılan ağır vakaların kaydının tutulduğunu biliyoruz. Gururla söyleyebiliriz ki Türkiye, filyasyon ve temaslı takibi çalışmalarını sağlıklı şekilde yürüten nadir ülkelerden biridir. Türkiye, vaka sayılarını ilk günden beri şeffaf şekilde açıklamaktadır. Bugünlerde, vaka sayılarına göre daha üst seviyede bir alarm halinde olmamız öngörülen risklere bir hazırlıktır. Kaygıları anlayabiliriz. Fakat spekülasyonlar, tedbirden çok tehdide hizmet etmektedir.

Dünyada vaka artışları hız kesmeden devam etmektedir. Ülkemizde de bölgesel artışlara şahit oluyoruz. Birçok ülkenin aksine, bizde vaka artışlarının kontrolden çıkmamış olması, devlet kurumlarımızın ve vatandaşımızın bugüne kadar özveriyle uyguladığı önlemler sayesindedir. Ancak altını çizerek ifade etmek istiyorum. Tedbirlere riayet hala istediğimiz, arzuladığımız seviyede değil. Bu konudaki gevşeme bize bu günlerimizi aratabilir. Özellikle Ekim, Kasım aylarında gribal enfeksiyonların da devreye girmesiyle riskin daha fazla artması muhtemeldir. Gribal hastalıklarının semptomlarının benzer olması kaygı ortamına da yol açabilecektir.

‘Önümüzdeki günlerde yeni düzenlemelere gideceğiz’

Vatandaşlarımızın tedbirlerden ister istemez yorulduğunu biliyoruz. Hepimiz sevdiklerimiz, akrabalarımız, dostlarımızla yakın ilişkiler içinde olmayı özledik. Seyahatlerimizde eskisi gibi rahat olabilmeyi, sosyal ve kültürel hayata tam olarak dönebilmeyi arzuluyoruz. Kontrollü Sosyal Hayat, salgın günlerinde, bize bunların en makul sınırlarını sunuyor. Kurallara uymak kaydıyla özlediğimiz şeyleri, tam olmasa da, yaşayabilme imkânımız var.

Hem kendi sağlığımız, hem sevdiklerimizin hayatı üç basit kurala bağlı. Temizlik, maske, mesafe. Bu kuralları dikkate almazsak, yarın karşımıza kontrol edilemez bir tablo çıkabilir.

Vaka sayılarındaki artış eğilimini hepimiz görüyoruz. Artış bu hızla devam ederse bir daha yaşamak istemediğimiz ağır tedbirlere dönmemiz gerekebilir. Çabamız, bunun bir daha yaşanmaması içindir. Önümüzdeki günlerde COVID-19 iletişimi konusunda yeni çalışmalar ortaya koymaya çalışacak, düzenlemelere gideceğiz.

Bilim Kurulu’nun gündeminde öne çıkan, önümüzdeki dönemde eğitim ve öğretim süreçlerinin hangi şartlarla yürütüleceği konusuydu. Bu konudaki öneri, yüz yüze eğitimin, en az önümüzdeki bir ay boyunca başlatılmaması, gerekirse online eğitim yapılması, yüz yüze eğitime kademeli olarak geçilmesi yönündedir. Bu görüş ve öneriyi Milli Eğitim Bakanlığımız ile paylaştık. Konuyla ilgili planlarını Sayın Bakanımız açıklayacaktır.” 

Galata Kulesi’nin tarihi duvarları yıkıldı

165 yıl boyunca İBB mülkiyetinde bulunan ve daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen Galata Kulesi’nde E-S Yapı tarafından yürütülen restorasyon çalışması sırasında tarihi kulenin içindeki duvarların inşaat aletleri ile yıkıldığı ortaya çıktı.

Tarihi duvarların yıkım anının görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat paylaşımında şöyle yazdı:

İstanbul’un en önemli tarihi eserlerinden Galata Kulesi içerisinde yapılan akıl almaz uygulamaları acilen yetkili kurumların dikkatine sunuyorum. Suç niteliğinde uygulamaların derhal durdurulması ve tespiti için İBB Kültür Varlıkları Dairesi birimleri olay yerine nakledilmiştir.

‘Personelimiz alana alınmadı’

Bir süre sonra ikinci bir açıklama yapan Mahir Polat, İBB personelinin alana alınmadığını duyurdu:

Galata Kulesi’nde görülen yıkımı için tutanak tutmak üzere olay yerine giden iBB KUDEB teknik personelimiz alana alınmıyor. Restorasyonu yürüten ve denetlemesi gereken yetkili kurumları acilen yıkımı durdurmaya ve ekibimizin tespitini engellememeye çağırıyorum.

Sosyal medyada yayılarak tepki çeken, Galata Kulesi’ndeki restorasyon sırasında Hilti ile yapılan çalışma görüntüleri üzerine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan inceleme başlatıldığını açıkladı.

‘Restorasyon faaliyeti’

Demircan açıklamasında “Galata Kulesi ile ilgili olarak sosyal medyaya da intikal eden bazı uygulamalar, Bakanlığımızın ilgili birimlerini de rahatsız etmiştir” dedi ve Kule’de yapılanın “restorasyon faaliyeti” olduğunu savundu.

Geçtiğimiz yıl İBB’nin iptal olan seçim nedeniyle kayyumla yönetildiği 13 Mayıs 2019 tarihinde Galata Kulesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından İBB’nin uhdesinden çıkarılarak Kule-i Zemin Vakfı adına tescil edilmişti. İBB’nin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne karşı tapu tescilinin iptali istemi ile açtığı davada, tarihi kulenin 3. kişilere devredilmemesi için ihtiyati tedbir konulmuştu.

Tedbir kararına rağmen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine Beyoğlu Kaymakamlığı, 6 Nisan 2020 tarihinde tahliye işlemi başlattı. Mahkeme süreci devam ederken yaklaşık 165 yıldır İBB uhdesinde olan tarihi kule, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Tarihi yapıda apar topar restorasyon çalışması başlatıldı.

‘404 Yurttaş’tan ‘101 Aksaçlı’ya destek

404 Yurttaş” adlı grup, Türkiye‘nin farklı kesim ve siyasi görüşlerinden olan 101 kişinin, gençlere birlik olma yönündeki çağrısına destek verdiğini açıkladı.

Aralarında Prof. Dr. Ali Nesin, Cahit Berkay, Mazlum Çimen, Onur Akın, Suavi, Fehim Işık, Can Dündar, Hikmet Çetin, Sezgin Tanrıkulu gibi çeşitli isimlerin bulunduğu imzacıların basın açıklamasında şöyle denildi:

Bizler 101 Aksaçlı’nın değerlendirme ve çağrılarına katılıyor ve diyoruz ki: Yalnızlaşan, itibarsızlaşan, demokrasi ve hukuk devleti anlayışından uzaklaşan, özgürlüklerin kısıtlandığı, hak arayışlarının bastırıldığı, her gün onlarca kadın cinayetinin işlendiği, kadın haklarının sıfırlanmak istendiği, medyası tek sesli hale getirilmiş bir ülkede; cepheleşmenin, kin ve nefretin körüklendiği bir ortamda; yakınlarımızın, dostlarımızın ve her türlü hak arayışının ve muhalif sesin suçlu muamelesi gördüğünü, polis şiddetine ve adaletsiz mahkumiyetlere maruz kaldığını izliyoruz.

101 Aksaçlı gençlere seslenmişti

Halkı ve kendilerini tehdit altında gördüklerini ifade eden imzacılar bu durumun değişebilmesi için iktidarın yurttaşların sesine kulak vermesini, muhalefetinse en geniş demokrasi platformunu oluşturmak için harekete geçmesi çağrısında buludu.

Geçen temmuzda farklı siyasi görüşlerden isimlerin aralarında yer aldığı 101 kişi, özelliklere gençlere ve muhalefete ortak bir çağrıda bulunarak “Size dayatılan bölünmeleri aşın, birlik olun, sesinizi yükseltin” demişti.

101 Akasçlı’nın açıklamasında, “Türkiye’nin şu ana kadarki en ‘karanlık’ dönemini yaşadığı” ifade edilmişti.

TÜSAD: Okullar açılırsa vaka sayılarında ciddi artış olabilir

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) okulların açılmasına ilişkin konu hakkında yazılı bir açıklama yayınlayarak bu kararın yalnızca öğrencileri etkileyecek bir karar olmadığına dikkat çekti.

Açıklamada “Okula başlayacak yaklaşık 18 milyon öğrenci ve minimum 4 kişilik aile bireylerinin etkileneceği düşünüldüğünde yaklaşık 72 milyon gibi toplam nüfusumuzun yüzde 80’inden fazlasını etkileyeceği öngörülmelidir” uyarısı yapıldı.

‘Pandemi sona ermedi’

Okulların açılmasına yönelik çalışmaların henüz erken olacağını belirten TÜSAD Enfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

Hastalık seyrinde yeniden artışın izlendiği günümüz şartlarında, Haziran başındaki kısmi kontrol seviyelerine ulaşılmadan okulların açılması hastalığın seyrinde ciddi artış ve sağlık sisteminde ciddi tıkanmalara neden olabileceği endişesindeyiz. Okulların açılmasının planlandığı Eylül ayı güncel verileri, günlük vaka ve ölüm sayıları okulların açılması için karar verme sürecinde daha iyi yol gösterici olacaktır.

Fotoğraf: AA

Dünyada 17’inci sıradayız

Kömürcüoğlu, 1 Haziran itibariyle günlük yaşama ait kısıtlamalar ve izolasyon önlemlerine büyük ölçüde son verildiğini belirten önlemlerin azaltılmasını takiben, hasta sayısında Ağustos ayı itibarıyla tekrar artış trendine girildiğini vurguladı. Sözlerine şöyle devam etti:

Dünyada en fazla vaka gösteren ülkeler arasında 17’nci sırada yer alıyoruz. Sağlık Bakanlığı verilerine göre günlük yeni olgu sayılarının tekrar bin 100’lü değerlerin üzerine çıktığı, yapılan test sayısına göre yeni tanı oranını yüzbinde 8 civarında olduğu gözleniyor.

Maskelerin yanlış kullanımı ya da hiç kullanılmaması, mesafe kuralının ihlali ve hijyene dikkat edilmemesi gibi ihmal edilen en önemli 3 kural, artan vaka sayılarını da beraberinde getirdi. Bu nedenle ‘maske, mesafe ve hijyen’ kurallarından asla taviz verilmemesi gerektiğini sık sık vurguluyoruz. Bu kuralların dikkatli bir şekilde uygulanması gerekiyor.

‘Çocuklar enfeksiyon kaynağı olmasın’

TÜSAD Çocuk Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tana Aslan da, çocuklarda Covid-19 hastalık sıklığının erişkinlerden daha az olduğu ve daha hafif seyrettiğinin bildirildiğini söyledi. Gene de çocuk hastalarda da ölüm dahil ağır hastalık görülebildiğini belirten Aslan şunları söyledi:

Çocukların Covid-19 bulaştırıcılığındaki rolü tam olarak anlaşılamamıştır. Okullarda az sayıda da olsa salgın olduğu bilinmektedir. Çocuklar birbirinden enfekte olarak başta okul çalışanları; öğretmenler, diğer okul personeli olmak üzere evdeki anne, baba ve diğer aile büyükleri için ciddi bir enfeksiyon kaynağı olma potansiyellerine sahiptir. İleri yaş öğretmenler ve okul çalışanları ile altta yatan hastalığı olanlar Covid-19 açısıdan daha fazla risk altındadır.

‘Okulların fiziki şartları uygun değil’

Aslan okulların açılmasına yönelik bir karar alınacağı zaman “bölgesel Covid-19 yaygınlığı, çocukların okula erişim yolları, çocukların altta yatan hastalık durumları yanı sıra evde birlikte yaşadıkları aile fertlerinin yaş ve altta yatan hastalık durumları, devam ettikleri okulların fiziksel kapasiteleri, sosyal mesafe kurallarına uyumun sağlanabilmesi” gibi çok sayıda etkenin göz önünde tutulması gerektiğine dikkat çekti.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın önümüzdeki kış dönemi için açıkladığı idealde çok yerinde olan; metrekare başına düşen öğrenci sayısının ve sınıflardaki öğrenci mevcudunun azaltılması gibi önlemlerin çoğu okulun fiziki şartları nedeniyle uygun olmadığını söyleyen Aslan şöyle devam etti:

Çocukların sosyal alanlarda oyun saatleri, aynı ortak oyun ve yemek alanlarını kullanmaları bulaş riskini arttırır. Bu konudaki denetlemeler yapılarak ve okulda çalışacak tüm personele periyodik tarama testi yapılması düşünülebilir.

 

T-Rex kökenli yeni bir dinozor keşfedildi

İngiltere’deki Southampton Üniversitesi’nde bilim insanları geçen yıl ülkenin güneyindeki Wight Adası’nda bulunan dört kemik üzerindeki incelemelerini tamamladı.

BBC Türkçe’nin haberine göre araştırma, bulunan kemiklerin önceden keşfedilmemiş bir dinozorun boyun, sırt ve kuyruk bölümüne ait olduğu sonucuna vardı.

115 milyon yıl önce yaşamış

Üniversiteden yapılan açıklamada, yeni keşfedilen dinozorun yaklaşık dört metre boyunda bir teropod (iki ayaklı) olduğunun sanıldığı belirtildi. Tyrannosaurus rex ile akraba olduğu belirtilen dinozorun 115 milyon yıl önce, “Tebeşir Dönemi” olarak da bilinen Kretase döneminde yaşadığı ifade edildi.

Kemikler yüksek ihtimalle aynı dinozora ait

Yeni dinozora, bazı kemiklerdeki büyük hava keselerine atıfla Vectaerovenator inopinatus ismi verildi. Teropodlarda ve bugünkü kuşlarda yaygın olan; hem iskeleti hafifleten hem de nefes almaya yardımcı olan büyük hava keselerinin, yeni türün tespit edilmesine yardımcı olduğu belirtiliyor.

Söz konusu dört kemik geçtiğimiz sene, birkaç hafta içinde üç farklı kişi tarafından bulunmuştu. Southampton Üniversitesi’nin araştırması, bu kemiklerin çok büyük ihtimalle aynı dinozora ait olduğunu da saptadı.

Temmuz ayında en az 164 işçi öldü

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Temmuz ayında yaşanan iş cinayetlerine ilişkin raporunu açıkladı. Rapora göre, Temmuz ayı içerisinde en az 164 işçi öldü. Böylece 2020’nin ilk altı ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı en az 1098’e çıkmış oldu.

Raporda, Dardanel ve Vestel fabrikalarındaki koronavirüs vakalarına rağmen işçilerin hala çalıştırılıyor olmasına da değinildi. İSİG Meclisi fabrikayayla ilgili şu soruyu yöneltti:

Fabrikada virüs bulaşmış işçiler varken Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Vestel’e ‘güvenli üretim belgesi’ nasıl veriyor? Yoksa bu belgeler işyerlerini olası davalar için koruma amacı mı taşıyor.

Üç kadın, yedi çocuk ve altı mülteci işçi öldü

İSİG Meclisi’nin Yüzde 88’ini ulusal basından; yüzde 12’sini ise yerel basın, işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrendiği bilgilere dayanarak hazırladığı Temmuz ayı iş cinayetleri raporunda şu bilgiler yer aldı:

  • Hayatını kaybeden 164 işçinin 140’ı ücretli (işçi ve memur), 24’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştu.
  • Ölenlerden üçü kadın, 184’ü erkek; içlerinden yedisi çocuk, altısı ise göçmen/mülteci işçiydi.
  • Kadın işçi cinayetleri tarım, kimya ve sağlık iş kollarında gerçekleşti.
  • Hayatını kaybeden işçilerden sadece yedisi sendikalı olarak çalışıyordu.
  • Kendi nam ve hesabına çalışırken (çiftçi ve esnaf) ölen işçilerin yaş ortalaması 51, ücretli çalışırken (işçi ve memur) ölen işçilerin yaş ortalaması 39 yaş oldu

En çok ölüm nedeni ezilme/göçük

  • Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, kimya, metal, madencilik, enerji, belediye/genel işler, gıda, sağlık, güvenlik, tekstil ve ticaret/büro işkollarında gerçekleşti.
  • En fazla ölüm nedeni sırasıyla ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme, elektrik çarpması, Covid-19, patlama/yanma, kalp krizi, zehirlenme/boğulma ve şiddet oldu.
  • Temmuz ayında Türkiye’nin 59 şehrinde ve yurtdışında 2 ülkede iş cinayeti gerçekleştiği tespit edildi.
  • En çok iş cinayeti Sakarya, İstanbul, Kocaeli, Mersin, Zonguldak, İzmir, Maraş ve Samsun’da yaşandı.

 

Twitter’a ‘yorum yapanı seçme’ özelliği geliyor

Twitter, atılan tweet’lere cevap verebilecek kişileri sınırlandırmayı sağlayan yeni özelliğini tüm kullanıcılara sundu.

Twitter’ın yeni özelliğine göre, tüm kullanıcılar tweet’lerine kimlerin cevap verebileceğini paylaşım yapmadan önce seçebilecek. Kullanıcıya sunulan seçenekler ise şunlar: Herkes, takip ettiğin kişiler ve yalnızca bahsettiğin (mention) kişiler.

Seçeneklerle özelleştirilen tweet’ler işaretlenecek ve diğer kullanıcılar yanıt butonunu gri bir şekilde görecek. Fakat bu paylaşımın görülmesi, retweet edilmesi, yorumla birlikte yeniden paylaşılması veya beğenilmesi için engel olmayacak. Bu özelliğe hem uygulamalardan hem de internet sitesinden erişilebilecek.

‘İstenmeyen yanıtlar, görüşmelerin önüne geçemeyecek’

Sputnik’in aktardığına göre Twitter Ürün Yönetimi Direktörü Suzanne Xie yeni özelliğin, “istenmeyen yanıtların anlamlı görüşmelerin önüne geçmesini engellemeyi” amaçladığını söyledi: 

Bu ayarlar, bazı kişilerin kendilerini daha güvende hissetmesine yardımcı olup daha anlamlı konuşmalara yol açarken, aynı zamanda farklı bakış açılarını görmelerine de olanak tanıyacak.

Bu özellik sayesinde Twitter’da gizli hesapların sayısının düşmesi de olasılık dahilinde. Çünkü kullanıcıların azımsanmayacak bir kısmı tweet’lerine ilgisiz insanların yanıt vermemesi için hesabını gizli tutmayı tercih ediyor.

Küresel ısınmanın yol açtığı aşırı iklim olayları durulmuyor

Yalnızca bir hafta içinde, dünyanın pek çok farklı bölgesinde can ve mal kaybına yol açan, küresel ısınmaya bağlı aşırı iklim olayları yaşandı.

Brezilya’da “dünyanın akciğerleri” Amazonlar yanmaya devam ederken, Fransa’nın Marseille kentinde bir tatil yerinde çıkan yangının üzerine, bölge tahliye edildi.

Çin’de ise tatilcilerin huzurunu kaçıran hortum oldu.

ABD’nin pek çok kıyı bölgesinde de fırtınalar, sellere yol açtı.

Hindistan ve Panama’daki yağışlar ise toprak kaymalarını ve selleri beraberinde getirdi.

Vietnam’da kedi ticareti vahşeti: Eti için milyonlarca evcil hayvan çalındı ve işkenceye uğradı

Gizli olarak yürütülen bir soruşturma sonucunda Vietnam’da her yıl bir milyondan fazla kedinin etleri için acımasız koşullarda tutulduğu ve ticareti yapılan kedilerin öldürüldüğü ortaya çıktı.

Korunmaya muhtaç hayvanlar için çalışan küresel bir örgüt olan Four Paws ve Britanya merkezli Change For Animals’ın yürüttüğü araştırmada restoranlar ve kaçakçılar aylar boyunca takip edildi.

Kediler sokak ve evlerden çalınıyor

Independent’tan Jane Dalton’un haberine göre takip sonunda kedi ticareti yapan kişilerin kedileri sokaklardan hatta bazı durumlarda insanların evlerinden çalındığı tespit edildi. Yakalanan kediler ise susuz ve aç bir şekilde taşınarak ülkenin farklı bölgelerine götürülüyor.

Araştırmada kedilerin suda boğarak, canlı canlı kaynatılarak, çekiçle ezilerek ya da elektroşokla katledildiği belirtildi. Acı çekerek can veren hayvanlar ise restoranlarda yemek olarak sunuluyor.

Kilosu 48 liraya satılıyor

Canlı kediler kilo başına yaklaşık 5 pounda (48 lira) satılırken 1 kilo çiğ kedi eti 6.50 pound’a alıcı buluyor. Kedi etiyle yapılan yemekler restoranlarda ortalama 5 pounda satılıyor.

Siyah kedilerin değeri ise diğerlerine göre daha fazla. Siyah kedilerin eti kilosu 15.6 pound (141 lira) üzerinden satılıyor.

Araştırmayı yürütenler ‘Little Tiger‘ olarak bilinen kedi eti yemeğinin Vietnam’da kedi sahiplenenlerin sayısındaki artışa rağmen giderek artan bir popülerliği olduğunu belirtti.

‘Tasmalı kediler de vardı’

Yapılan araştırma sırasında birçok tasmalı kediye de rastladıklarını belirten Four Paws’tan Katherine Polak bunun sahipli hayvanların da kedi ticaretinin bir parçası olduğunu gösterdiğini söyledi.

Yetkililerin çoğu zaman rüşvet alarak ya da kendileri de tüketici olduğu bu korkunç ticareti görmezden geldiği belirtildi.

Çoğu yolculuk sırasında ölüyor

Kaçakçıların yüzlerce kilometrelik yolda aç, susuz ve havasız bıraktığı kedileri zaman zaman yolcu otobüslerininin bagaj bölümünde taşıdığı da ortaya çıktı. Kedilerin birçoğunun havasızlıktan veya susuzluktan öldüğü, bir kısmınında yakalandıkları sırada aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.

Kedilerin taşındığı mezbahaların hijyenik olmayan şartları ve başka birçok hayvanla bir arada tutulmaları nedeniyle Covid-19 gibi yeni hayvan kökenli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabileceği de vurgulandı.

Korkunç gerçekleri göz önüne seren bu soruşturmayı yürütenler Vietnam hükümetine kaldırdığı kedi katliamı yasağını yeniden yürürlüğe sokma ve hayvan hırsızlığıyla ilgili yasaları güçlendirme çağrısında bulundu.

17. Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali ilk kez ‘Yeşil’

İlk defa 2004 yılında Bodrum’da festivale ismini veren balıkçı kasabası Gümüşlük’te, Bosfor Turizm sponsorluğunda düzenlenen Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali kontrollü normalleşme sürecinde belirtilen tüm sağlık önlemlerini alarak, kapılarını 17 Ağustos Pazartesi akşamı gerçekleştireceği Hollandalı Rosanne Philippens ve Michail Lifits konseriyle bir kez daha Bodrumlu sanatseverler için açıyor.

Film seçkisi de programa dahil edildi

Dünyada eşine az rastlanan, sürdürülebilir enerji kaynakları kullanılarak yapılacak olan festivalin tüm enerjisi, Hollandalı enerji firması Volta Energy’nin güneş panelleri vasıtasıyla sağlanacak.

Bu sene ilk defa kapsamı genişletilen festivalde Başka Sinema projeler direktörü Azize Tan’ın küratörlüğünde müzik, çocuk ve çevre temalarına odaklanan film seçkisi de programa dahil edildi.

Ana mekanı Antik Taş Ocağı olan festivalin odağında, pandemi süresince Bodrum’da üretimlerine odaklanan sanatçılar için hazırlanan “Gümüşlük, Müzisyenler ve Kadın” temalı sergi programı bulunuyor. Bunun yanında festival kapsamında Civan Canova’nın “Gümüşlük” resim sergisi, Herodot Üçüncü Yaş Akademisi ortaklığıyla gerçekleşen Jak Kohen anısına “Müzisyenler” fotoğraf sergisi ve Yiğit Uygur’un fotoğraf sergisi yer alıyor.

Çevresel sorunlara değinilecek

Festival kapsamında gerçekleşecek konser, film gösterimleri ve sergilere paralel olarak çevresel sorunlara ve sosyo-kültürel yerel değerlere dikkat çeken paralel etkinlikler gerçekleşecek.

Etkinliğin sürdürülebilir enerji kaynakları kullanılarak düzenlenmesiyle verilmek istenen mesaj hakkında konuşan Festival’in Sanat Yönetmeni Eren Levendoğlu şunları söyledi:

Başlangıcından bu yana festivalimiz çevresel sorunlara değinen ve bu konuda farkındalık yaratan örnek bir platform olmaya çalıştı. Böylesi hassas bir dönemde bütün dünya Covid-19 salgını etkisi altında kalmışken Hollanda Kraliyeti Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu’nun desteği ile ihtiyacımız olan enerjiyi kendimiz üreterek festivali gerçekleştirme ayrıcalığına sahip olduk.

Bundan sonra da sürdürülebilir yaşam sözümüzle pek çok ülkede var olan çevre dostu festivaller ağını Türkiye’de de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca birçok kurumun desteklerini çektiği, kültür ve sanata ayrılan bütçelerin minimuma indirildiği bu dönemde, festivalin ana sponsoru Bosfor Turizm, pandemi döneminden en çok etkilenen sektörler arasında olmasına rağmen özellikle bu dönemde genç sanatçılara destek olmak isteyerek sanata duyduğu saygıyı açık bir şekilde göstermiştir.

17 yıldır dünyaca bilinen klasik müzik ve caz sanatçılarını Bodrum’un çeşitli mekanlarında ağırlayan festival, aynı zamanda Gümüşlük Festival Akademisi kapsamında genç müzisyenlere de eğitim fırsatları sunuyor.

Festival alanında gerçekleşecek olan açık hava film programının tamamına
www.gumuslukfestival.org adresinden ulaşılabilir.

Biletler Biletix internet sitesinden temin edilebilir.